İnsanların Hala Çözümleyemediği Fantastik Uzay Filmi
Ömer Faruk Karartı'nın yazısı... 1968 yapımı olan 2001: A Space Odyssey filmi birçok kişi tarafından hala daha analiz edilmekte zorlanmakta ve filmin içerisinde çok derin mesajlar barındırmaktadır.
Ömer Faruk Karartı'nın yazısı...
1968 yapımı olan 2001: A Space Odyssey filmi birçok kişi tarafından hala daha analiz edilmekte zorlanmakta ve filmin içerisinde çok derin mesajlar barındırmaktadır. Film İngiltere ve ABD tarafından ortak olarak yapılmıştır. Filmin toplam uzunluğu 2 saat 29 dakika'dır.
Filmin yer aldığı konu türü bilim kurgu ve Macera'dır. Filmin yönetmeni çoğu sinemasever tarafından gelmiş geçmiş en iyi yönetmen olarak sayılan Stanley Kubrick'tir. Filmin bütçesi her ne kadar 10-12 milyon dolar olsa da, yönetmen bu filmle tam 138-190 milyon dolar arasında hasılat elde etmiştir. Filmin senaryo yazarlığını ise Stanley Kubrick ve Arthur C. Clarke yapmıştır. Film 4 dalda Oscar'a aday olmuş ve en iyi görsel efekt Oscar'ını kazanmıştır.
Filmin başrolünde yer alan oyuncular şu isimlerdir: Gary Lockwood, William Sylvester, Keir Dullea, film gösterime girildiğinde bir çok eleştiri ile karşı karşıya kalmıştır. Ancak şu an günümüz dünyasında 2001: A Space Odyssey filmi eleştirmenler ve izleyenler tarafından kült statüsüne konulmuş kimileri tarafından gelmiş geçmiş en iyi uzay filmidir. Film 1991 senesinde Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi tarafından "kültürel ve tarihi" önemli addedilerek, ABD Ulusal Film Arşivi'ne alındı.
Filmin konusunda yönetmenin filmde başlıca altını çizdiği, vurguladığı çok önemli detaylar vardır. Filmin giriş sekansında "İnsanlığın Şafağı" yazdığını görürüz. Milyonlarca yıl önce Afrika'da bir çölde, bir hominid kabilesi kurak çölde hayatta kalmaya ve karınlarını doyurmaya çalışmaktadırlar. Yaşadıkları yerde bir sabah uyandıklarında bütün hominid kabilesi şaşkınlıklar içerisinde kalacaktır, her zaman yemek yedikleri, vakit geçirdikleri yerlerden birinde belli belirsiz bir gizemli dikdörtgen dikilitaş belirir. Nerden geldiği ve oraya nasıl konulduğu hakkında hiçbir emare yoktur. Maymunlar taşı ilginç hallerle izlemektedir. Daha sonra tek başına olan bir maymun yerde bir yığından kemik alır diğer kemikleri kırar, onu sopa gibi kullanacağını fark eder ve böylelikle ilk alet bulunmuş olur.
Maymun sopa yapmasının da vermiş olduğu kararlılıkla kendisinden çok emindir. Yeni yapmış olduğu silahını kullanarak kabilesindeki bir düşman maymunu sopalayarak öldürür. Kendisinden çok emin olan ve kabilenin reisi olmak için adımlar atan maymun silahını havaya doğru fırlatır, düşmekte olan kemiğin yörünge uydusuna dönüştüğü bir sekansla film bu noktada geleceğe doğru gitmektedir.
Milyonlarca yıl sonra Pan Am uzay gemisi sadece bir yolcuyu taşıyan Dr. Heywood R. Floyd'u Ay'da Birleşik Devletler'deki bir karakol olan Clavius üssüne yaptığı yolculuk ile bir Dünya'ya dönen uzay istasyonuna taşır. Floyd uzay aracından kızına görüntülü telefon açar. Kızıyla yapmış olduğu görüşmeden sonra Sovyet meslektaşıyla bir görüntülü konuşma gerçekleştirir. Sovyet bilimci Clavius'taki tehlikeli salgın söylentilerinden bahsediyor. Floyd, Clavius personelinin bir toplantısına katılıyor ve epidemik salgın hikayesiyle ilgili özür diliyor ancak gizliliği ön planda kalan bir konuşma yapıyor.
Floyd'un ana misyonu dört milyon yıl önce Tycho kraterinin yakınında gömülü bulunan yeni bulunmuş bir eseri araştırmak. Floyd ve ekibi bir monolit olan Aybulak'a biner. Güneş ışığı, milyonlarca yıldır ilk kez monoliti vurduğunda, yüksek sesle radyo sesleri duyulmaya başlanır.
Bu olaylardan on sekiz ay sonra, Birleşik Devletler uzay aracı Discovery One, Jüpiter'e bağlı konumda durmakta. Uzay gemisinde görevli pilotlar ve bilim adamları askıya alınmış animasyonda oldukları görülmektedir. Discovery Uzay aracının bütün operasyonlarını ve talimatlarını bir bilgisayarsistemi olan bir insan gibi olan HAL9000 tarafından kontrol edilir. Hal kendisini insandan bir farkının olmadığını vurgular nitelikte konuşur. Kusursuz ve hatasız olduğunu söyler. Hatalar insanlar yüzünden gerçekleşir der Hal, uzay aracındaki insanları kaygılandıracak cinsten konuşmaya ve onları ürpertmeye başlıyor. Hal, bir anten kontrol cihazının yakın bir zamanda başarısız olduğunu bildiriyor ve ortalık bir anda çok sessiz bir yer oluyor.
HAL bir anda "Ay'a bir şey gömüldü" diye söylemeye başlar. Dave HAL'ın bu sözleri karşısında ne yapacağını şaşırmış durumdadır. Ardından, HAL durduk yere donanım arızası oluşacağını bildirir. Geminin iletişim sisteminde arıza olduğunu ve çok ciddi hataya sebebiyet verdiğini söylemektedir. Mürettebattan biri HAL arızalı olduğu için AE-35 birimini almak ve değiştirmek için Eva Pod ile Discovery'nin dışına doğru çıkar.
Ancak incelemelerde herhangi bir arızaya rastlayamaz. Dünya'daki meslektaşlarını arayıp sorduklarında verdikleri cevap HAL "büyük ölçüde arıza öngürüsünde yanılmaktadır" derler. Bu 9000 serisi için bir ilk çünkü 9000 serisinde daha önce hiç arıza olduğu görülmemiş. HAL ekibe
parçanın geri konulmasını ve arıza için beklemeleri gerektiğini söylemektedir. Ekipten iki kişi Dave ve Frank, korku ve endişelerini belli etmeden HAL'den uzakta bir araya gelirler. İkili HAL'a güvenmediklerini belirtirler. Kısa bir fikir alışverişi sonrası HAL'ın yapay zekasını devreden
çıkarmayı kararlaştırırlar. Bu konuşulan şeyleri HAL her ne kadar duyamasa da dudaklarını okuyarak ne konuştuklarını anlamıştır.
Dave Discovery içinden izlerken o sırada, Frank AE-35'i yerine koymak için pod ile çıkar, Frank EVA yaparken HAL boş podun idaresini alır oksijen hortumunu keser. Dave hızlı bir şekilde Frank'i kurtarmak için bir pod'a atlar, ancak uzay kaskını almayı unutmuştur. O sırada HAL uzay istasyonundaki kapsülde uyuyan 3 bilim insanını yaşam destek ünitelerini keserek öldürür. Dave, Frank'in cansız bedeniyle birlikte gemiye girmek isterken HAL engel olur ve girmesini onaylamaz. HAL, Dave ve Frank'in onu hakkındaki düşüncelerini, onu kapatma planlarını bildiğini açığa vurur.
THE STAR CHILD
Benim görevim "çok önemli" der ve bu önemli görevinin hiçbir insanın tehlikeye atmasına müsaade etmeyeceğini söyler. Dave, Frank'in cansız bedenini uzay boşluğuna bıraktıkan sonra bir hava kilidini açar. Pod'un acil tahliye sürgülerini etkinleştirir. Kasksız olduğu için uzay boşluğuna maruz kalır, ancak hava kilidini kapatmanın en nihayetinde bir yolunu bulur ve gemiye tekrardan geri döner. Gemiye girdikten hemen sonra HAL'i devre dışı bırakmak için elektronik devrelerin bulunduğu yere gider. Dave, HAL'i devreden çıkarmaya başlarken bu sırada HAL'de onu vazgeçirmeye çalışmaktadır. Dave, emellerine ulaşıp en sonunda HAL'i devredışı bıraktıktan sonra odadaki ekranda Floyd tarafından önceden kaydedilmiş bir video oynatılmaya başlar, videoda Ay'daki esrarengiz dikilitaştan
bahsetmektedir.
Jupiter'e ulaşınca Dave, bir dikilitaş'ı incelemek üzere gemisini terk eder. Taşa yaklaşınca olağanüstü bir şekilde bir ışık huzmesinin içine doğru girer, çok süratli bir şekilde yolculuğa başlar, yolculuğu esnasında esrarengiz olaylar, gezegenler görür. Bu ilginç yolculuktan sonra karakterimizi boş bir yatak oda içinde görürüz. Dave, kendisinin yaşlı ve genç haliyle karşılaşır. Önce kendisini uzay kıyafeti ile orta yaşlı bir adam olarak görür, ardından masada tek başına yemek yiyen bir yaşlı adam ve en son yatakta yatan aşırı yaşlı kendisini görür. Bunları gördükten kısa bir süre sonra esrarengiz dikilitaş yatak odasının tam ortasında bir anda belirir. Dave'in yatakta yatan çok yaşlı hali monolite değmeye çalışmaktadır, çok şeffaf bir ışık küreği olan The Star Child denilen bir bebeğe dönüşür, final sahnesinde bir balon içerisinde bir bebek belirir ve nihayetinde Dünya'ya bakmaktadır.
Böylelikle yeni bir insan şekli oluşmuştur.