Günümüzün Sorunu Siber Aylaklık Nedir?
Bilgisayar ortamında iş yada ödev yaparken, diğer yandan sosyal medya sitelerinde dolaşmak, internetten alışveriş yapmak yada video paylaşım sitelerinde çeşitli videolara gözatmak gibi durumlar siber aylaklık kavramını ortaya çıkardı.
Bilgisayar ortamında iş yada ödev yaparken, diğer yandan sosyal medya sitelerinde dolaşmak, internetten alışveriş yapmak yada video paylaşım sitelerinde çeşitli videolara gözatmak gibi durumlar siber aylaklık kavramını ortaya çıkardı. Bu yazımız da siber aylaklık dosyasına deyineceğiz.
Bilgisayar ortamında çalışırken veya ödev hazırlarken aynı anda internette, sosyal medyada boşuna zaman geçirmek anlamına gelen siber aylaklık, teknolojinin gelişmesiyle daha da yaygınlaştı. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Altun'un verdiği bilgiye göre işyerlerinde daha çok görülen bu davranışa artık okullarda yöneticiler ve öğrenciler de sık sık yöneliyor.
"Siber aylaklık, bilgisayar ortamlarında belirli bir göreve odaklanırken bunu tamamlamadan internette başka işlerle meşgul olmak demek. Çalışma ortamları dışında tablet ve telefon uygulamaları gibi internet teknolojisinin okullarda ve evlerde yaygın olarak kullanılmasıyla bu durum ailelerin ve eğitimcilerin dikkatini çekmeye başladı. En sık gözlenen siber aylaklık eylemlerinin başında, belirli bir işi yaparken ona ara verip internette oyalanmak, e-posta göndermek, video izlemek, müzik dinlemek, oyun oynamak geliyor. Bunlar genellikle gerçekleşmesi istenilen görev veya öğrenilmesi beklenilen konuların niteliğinden ödün verilmesine neden oluyor.
Siber aylaklık yüzünden ayrıca sorumluluklar ertelenebiliyor veya zamanında yapılamıyor. İşyerlerinde bu tür eylemler işgücü kaybı anlamına geliyor. Eğitim ortamlarında ise odaklanma sorunlarına, zamanı gereksiz yere kullanmaya, öğrenme kalitesinde azalmaya yol açıyor. Bilgisayar veya internet ortamında görülen bu davranış her yaş grubunda gözlenebiliyor. Daha çok işyerlerine yönelik araştırmalar yapıldığı için bu davranışı en çok sergileyen grubun yetişkinler olduğu, öğretmen ve okul yöneticilerinden çok öğrencilerin siber aylaklığa başvurduğu yönünde bir algı oluşabiliyor. Ancak yapılan araştırmalara göre üst düzey eğitim kurumu yöneticileri de sık sık bu eylemi gerçekleştiriyor.
Yani yaş, meslek, cinsiyet, öğrenci grubu diye sınırlandırmalar yapılamıyor. Örneğin, Türkiye'deki üniversite öğrencileriyle eğitim ortamlarına yönelik bir çalışma gerçekleştirildi. Buna göre en sık e-posta kontrolü, tartışma grupları, sanal topluluk ve blog kullanımı gibi sosyalleşme faaliyetleri siber aylaklığa yol açıyor. Bunu bireysel işler (alışveriş, seyahat gibi), haber takip, spor siteleri siber aylaklığı izliyor.
Bu eylemin altında yatan başlıca nedenler arasında olumsuz duygu durumları, stres ve iş yoğunluğu geliyor.
Aileler, çocuklarının siber aylaklık yapıp yapmadıklarını, onların bilgisayar başında geçirdikleri zamanı ve bu sürede neler yaptıklarını izleyerek kolayca anlayabilir. Teknoloji bilgisi yetersiz kalan yetişkinler bu konuda uzmanlardan destek alabilir. Okul çağı çocukları kendileri için sıradan görülen bazı davranışların siber aylaklık olup olmadığını ve bunların ne tür sonuçlara yol açabileceğini bilemeyebilir. Bu tür belirsizlikleri aileler çocuklara anlatarak çözebilir.
Örneğin, anne-babalar çalışma saatlerinde çocuklarının ihtiyacına göre mola vermelerini sağlayabilir ve bu süreçte onları bilgisayardan belli bir süre için de olsa uzaklaştırabilirler.
Çocuğa belli etmeden siber aylaklık takibi yapıp sonuçta cezalandırılma yoluna gidilmesi istenilmeyen daha ciddi sonuçlara yol açabilir. Örneğin kaygı düzeyinin yükselmesi, depresyon ve isteksizlik gibi durumlar görülebilir. Bu nedenle okullar ve aileler bu konuda oldukça hassas davranmalı. Çünkü siber aylaklığa yönelenler genellikle stres nedeniyle mola verdiklerini ve masa başından kalkmadan internette ilgi alanlarıyla uğraşmanın rahatlatıcı olduğunu söylüyor.
Gülseven ÖZKAN
Hem aileler hem öğretmenler, öğrencilerin derse odaklanma düzeylerine göre interneti kullanma sürelerini düzenleyebilir.
Örneğin 40 dakikalık bir çalışma, 5'er veya 10'ar dakikalık alt etkinliklere bölünebilir. Sosyal medya ya da e-posta kullanımı bu faaliyetlere dahil edilebilir. Okullardaki bilgisayar laboratuvarlarında uyulması gereken kuralların açık ve anlaşılır olması, öğretmenler ile öğrenciler tarafından da eksiksiz bilinmesi yararlı olur.
İnternete bağlanabilen telefon gibi birden fazla cihazın bulunduğu ortamlar siber aylaklığa zemin hazırlıyor. Bu bölümlerde çalışanları ve öğrencileri siber aylaklık davranışına iten çok fazla uyaran bulunduğu unutulmamalı.
Gelişim sürecinde olan öğrenciler için okulların bu tür teknolojik araçlara erişimi sağlaması önemli. Ancak öğretmenlerin ve ailelerin de bu araçlarla ne sıklıkla hangi etkinliklerin yapılacağını iyi programlaması gerekiyor.
Siber aylaklığı önleme açısından bilgisayar ekranlarının oturma düzenine bakacak, herkesin görebileceği şekilde konumlandırılması etkili olabilir. (hürriyet)