Haberler
Meclis Başkanlığı'na sunuldu! 2 milyar TL'lik Genel Sağlık Sigortası borcu silinecek

Meclis Başkanlığı'na sunuldu! 400 bin kişinin borcu siliniyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dizilerdeki şiddet sahnelerine tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdıran sahne!

7 kişiyi katleden berberin dükkan camındaki yazı dikkat çekti

7 kişiyi katleden berberin dükkan camındaki yazı dikkat çekti

Ayhan Bora Kaplan: Bürokratlara ve devlet büyüklerine iftira atmamı istediler

Ayhan Bora Kaplan'dan ortalığı karıştıracak suçlama: O isimlere iftira atmamı istediler

Einstein'in 'Ölümcül Kusur' Dediği Sorunu Bilim Dünyası Neden Gözardı Etti?

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Bir belgeselin iddiasına göre Albert Einstein, kuantum mekaniklerinde "ölümcül kusur" olarak nitelendirdiği bir sorun buldu ancak bu durum, bilim camiası tarafından görmezden gelindi.

140 yıl önce bugün, 14 Mart 1879'da doğan Albert Einstein bulduğu görelilik teorisi ile bilinen fiziğin yetersiz kaldığı alanlarda yapılan bütün çalışmaların önünü açtı. Parçacıkların, parçacık altı yapıların etkileşim ve davranışlarını açıklayabilen kuantum mekaniklerini geliştiren ve açıklayan isim olarak tarihe geçti.

Model, 1900'lerde Max Planck'ın radyasyon teorilerinin üzerinden inşa edildi. Dr. Einstein bu fikre, fotoelektrik etkileri eklemişti. Bu etkiler, ışıkta bulunan elektronların bir yüzeye çarptıklarında oluşturdukları etkilere dayanıyordu. Bu çalışması ile bilim insanı, Nobel Ödülü de aldı.

1925 yılında Niels Bohr ve Werner Heisenberg, kuantum modelinin Kopenhag Yorumu ile çıka geldiler. İkilinin fikri belliydi. Fiziksel sistemler genelde tanımlayıcı özelliklere sahip değillerdi. Kuantum mekanikleri ancak belli bir noktaya kadar kesinlik sağlıyordu.

Einstein bu teoriyi şiddetle reddetti. O'na göre her şeyin bir cevabı vardı. Meşhur "Tanrı zar atmaz" sözünü de bu konuyla ilgili söylemişti.

Kafelerde, barlarda, üniversitelerde ve sempozyumlarda yıllarca tartışılan bu konuda adeta bilim camiası ikiye bölünmüştü. Einstein, Kopenhag Yorumu'nda ölümcül bir hata bulduğuna inanıyordu.

Tartışmanın temelinde ise dolaşıklık vardı. İki kuantum parçacığının kaderi birbirlerine bağlıydı. Bu iki parçacığı dönüp duran iki bozuk para olarak düşünürsek, bir tanesini tura olarak gözlemlediğimiz anda diğeri de yazı oluyor. Bu parçacıkların tam durumunu bilmiyoruz ama birbirlerinin tam tersi durumda olduklarını biliyoruz. Einstein ise bu fikri reddetti ancak bilim camiası, gözlemlenen olayları açıklamakta daha başarılı olan Bohr'un fikirlerinin peşinden gitti. Sonuçta 1930'lar savaşla geçiyordu ve hangisinin doğru olduğunu keşfetmeye ayıracak bilimsel kaynak yoktu.

Savaş sonrasında gelen Soğuk Savaş, ABD'de bilimsel çalışmaların önünü açtı. Bu dönemde kuantum mekanikleri o kadar başarılı oldu ki bilim insanları, Einstein'in fikirlerini tamamen göz ardı etti.

Kaynak: WebTekno / Teknoloji
title