Beyninizi güçlendirmenin sekiz yolu
Hafızanın zayıfladığı yaşlarda beyni güçlendirmek için egzersiz yapmak, hareket halindeyken ezberleme yapmak, yağ tüketmek, stresten uzaklaşmak, yeni şeyler denemek, müzik dinlemek, uyku düzenine dikkat etmek ve doğal bir şekilde uyanmak önemlidir.
Birinin ismi dilinizin ucuna geliyor ama hatırlayamıyorsunuz...
Mutfaktasınız ama neden orada olduğunuz hakkında hiçbir fikriniz yok...
Siz de böyle anları eskisinden daha mı sık yaşıyorsunuz?
Yıllar geçtikçe hafızanın zayıfladığını biliyoruz.
Ama çeşitli egzersizlerle bunu yavaşlatmak mümkün.
İşte beyninizi güçlendirmek için öneriler:
1. Egzersiz beyni büyütür
Egzersiz yapmak sinir kavşaklarının sayısını artırır, böylece beyinde daha fazla irtibat noktası kurulmasını sağlar ve yeni hücreler oluşmasına katkıda bulunur.
Ayrıca kalp-damar sağlığının iyi olması beyninize daha fazla oksijen gitmesi ve zararlı toksinlerin daha hızlı atılması anlamına gelir.
Bu arada egzersizi açık havada yapmak daha faydalı çünkü böylelikle D vitamini de almış olursunuz.
Tavsiye: Yeni bir yeri görerek ya da bir başkasıyla fikir alış verişinde bulunarak egzersiz yapmak beyninizde oluşan yeni hücrelerin sağlam devreler kurması olasılığınıartırır.
Diyelim bahçe işleri yapmayı seviyorsunuz. Bunu mümkünse komşularınızla, ailenizden biri ya da arkadaşlarınızla yapmayı deneyin.
Yürüyüşe yalnız çıkmak yerine mümkünse grup olarak ya da ikili yürüyün.
En önemlisi egzersizi zevk alacağınız şekilde yapmaya dikkat edin.
2. Hareket halindeyken ezberleme tekniği
Bu, araştırmalarla kanıtlanmış ve aktörlerin uzun yıllardır kullandığı bir teknik.
Bir metni hareket halindeyken ezberlemeye çalışırsanız, bilgi zihninizde çok daha kalıcı olabiliyor.
Tavsiye: Diyelim bir sunum yapmanız, bir sınava hazırlanmanız ya da yapacağınız işi zihninizde iyice yerine oturtmanız gerekiyor.
Bunu, yürürken ya da dans ederken düşünmeyi deneyin.
3. Yağ tüketmek önemli
Yediklerimizin ortalama beşte birini şeker oluşturuyor.
Gıdalardan gelen enerji doğrudan beyne gittiği için glikoz beynin işleyişinde önemli bir rol oynuyor.
Ayrıca sevdiğiniz şeyleri yediğinizde beynin ödül bölgesi zevk almanızı sağlayan dopamin adlı bir kimyasal madde salgılıyor.
Tabii bir yandan beynin ödül bölgelerini memnun edecek şeyleri yerken bir yandan da bağırsaklarınızı sağlıklı tutacak gıdalar almalısınız.
İnsanın bağırsaklarında beyinle bağlantılı ortalama yüz trilyonu aşkın mikrop bulunuyor. Bunların dengesi beynin sağlığı için hayati önem taşıyor.
Bağırsaklara bu yüzden sık sık "ikinci beyin" denir. Çeşitli ve sağlıklı yiyeceklerle beslendiğinizde bu mikroplar dengelenir ve beyniniz de sağlıklı olur.
Tavsiye: Beyin hücrelerinin yapı maddesi yağdır. O yüzden yediklerinizin bir miktar yağ da içermesi beslenme için çok önemli.
Fındık, fıstık, çekirdekler, avokado ve balıktaki yağ sağlıklı yağlardır.
Ayrıca biberiye ve zerdeçalın da beyin sağlığı için faydalı olduğu biliniyor.
Yemekten zevk almak, sosyal ortamlarda yemek zevkini paylaşmak da yediğiniz şeylerin beyne faydasını artırır.
4. Şalteri indirin
Biraz stres, insanın acil durumlara tepki gösterme refleksini koruması açısından gerekli.
Stres ayrıca kortizol adlı hormonun salgılanmasını tetikler. Fazla olmamak kaydıyla kortizol bize enerji verir, dikkatimizi toplamamıza yardımcı olur.
Fakat uzun süren endişe ve yüksek düzeyde stres, beyinde tam tersine zehir etkisi yapar.
Bu nedenle zaman zaman, deyim yerindeyse şalteri indirip beynin bu kısmını dinlendirmek çok önemli.
Bunu yaptığınızda aslında beynin farklı bir bölgesini çalıştırmış oluyorsunuz.
Beynimizde "kendi halinde çalışma ağları" diyebileceğimiz bir ağ var.
Bu fonksiyon sayesinde gündüz vakti hayallere dalabiliyoruz.
Dış dünyayla zihinsel ilişkimizi kestiğimizde beynin bu fonksiyonunun işleri devralıp yürütmesini sağlamış oluyoruz bu da hafızayı güçlendiriyor.
Öyleyse bir daha işyerinde hayallere dalmış olarak yakalanırsanız, beyninizin çok hayati bazı bölgelerini çalıştırdığınızı söyleyerek kendinizi savunabilirsiniz!
Tavsiye: Eğer gevşemek ve şalteri indirmekte zorlanıyorsanız, meditasyon veya farkındalık temelli teknikler deneyerek stres düzeyinizi azaltmayı deneyebilirsiniz.
5. Yeni şeyler deneyin
Beyninizi yeni şeyler yapmaya ya da öğrenmeye yönelterek geliştirebilirsiniz.
Bir sanat dalında kursa yazılmak ya da yeni bir dil öğrenmek beyninizin esnekliğini artıracaktır.
Tavsiye: Arkadaşlarınız ya da ailenizle yarışacağınız bir oyun bulun.
Bu hem beyninize fayda sağlayacak hem de başkalarıyla yarışmak beynin gelişimine katkı sağlayacak.
6. Müzik beynin gıdasıdır
Müziğin beyne çok özel bir etkisi olduğuna işaret eden bulgular var.
Müzik dinleyen ya da müzik yapan birinin beynine baktığınızda beynin neredeyse tamamının aktif olduğunu görüyorsunuz.
Müzik genel olarak kavrayışı artırıcı etki yapabiliyor.
Ayrıca müzik, demans gibi beyin hastalıklarında genellikle en son kaybedilen bilgi oluyor.
Tavsiye: Bir koroya katılın ya da hemen en sevdiğiniz grubun konserine bir bilet alın.
7. Yatmadan önce kritik anlar
Gündüz saatlerinde yeni bir şey öğrendiğinizde beyninizdeki sinir hücreleri arasında bağlantı kuruluyor.
Uyuduğunuz zaman bu bağlantı kuvvetleniyor ve öğrendiğiniz şey hafızanın bir parçası haline geliyor.
Bu nedenle uyku hafızanın devamı bakımından gerçekten çok önemli.
Örneğin bir kişiye sabahtan, bir kişiye de uyumadan hemen önce ezberlemesi için birer liste verin.
Ertesi gün sorduğunuzda, uyumadan hemen önce ezber yapan kişi bilgileri çok daha iyi hatırlayacaktır.
Tavsiye: İmtihana hazırlanıyorsanız, muhtemel soruların cevaplarını uyumadan önce son bir kez daha çalışın, üzerine uyuyun.
Eğer bir travma geçirdiyseniz ya da kötü bir anınız varsa bunu uyumadan hemen önce düşünmemeye çalışın. Düşünürseniz bu kötü olayın anısı ve onun yol açtığı olumsuz duygular, hafızanıza daha derin bir şekilde iz bırakacaktır.
Aynı sebeple geceleri korku filmi seyretmekten de kaçının!
Onun yerine o gün öğrendiğiniz ya da yaşadığınız olumlu şeyleri düşünerek uyumaya çalışın.
8. Nasıl uyandığınız da önemli
Uyumanın ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz.
Beş saatten az uyursanız zihinsel yetileriniz zayıflar, 10 saatten fazla uyursanız da sersemleşmiş hissedersiniz.
Fakat uykunun süresi kadar nasıl uyandığınız da önemli.
En ideali karanlık bir odada uyuyup yavaş yavaş artan bir ışıkla uyanmak.
Bu ışık kapalı göz kapaklarınızdan sızarak beyni sabaha hazırlar. Bu da kontrollü bir şekilde daha fazla kortizol salgılamanınzı sağlar.
Uyandığınız anda vücudunuzdaki kortizol hormonunun miktarı, beyninizin o gün nasıl çalışacağı üzerinde de belirleyici olur.
Tavsiye: Doğal bir şekilde uyanmanızı sağlayacak, güneşin doğuşu gibi parlaklığı yavaş yavaş artan bir ışık edinin.
Tabii uykusu ağır olanların işe geç kalmamak için ışığın yanısıra sesli alarm da kullanmasında fayda olabilir!