Batarya yangını ülkenin 858 terabaytlık arşivini yok etti

Güney Kore, dijital tarihindeki en büyük krizlerden biriyle karşı karşıya. Ulusal Bilgi Kaynakları Servisi (NIRS) veri merkezinde çıkan batarya kaynaklı yangın, hükümetin 858 terabaytlık dijital arşivini tamamen yok etti. Yetkililer, sistemde hiçbir yedekleme bulunmadığını ve verilerin geri getirilemeyecek şekilde silindiğini açıkladı.
Güney Kore'nin Daejeon kentinde bulunan Ulusal Bilgi Kaynakları Servisi (NIRS) veri merkezinde çıkan yangın, ülke tarihinin en büyük dijital veri kaybına neden oldu. Yetkililer, lityum iyon bataryaların patlamasıyla başlayan yangında yaklaşık 858 terabayt (TB) büyüklüğünde devlet verisinin kalıcı olarak silindiğini açıkladı.
Yangın kısa sürede sunucu odasına yayıldı ve ancak ertesi gün kontrol altına alınabildi. Bu süreçte kamu çalışanlarının belge ve dosyalarını depoladığı "G-Drive" adlı hükümet bulut sistemi tamamen çöktü. "Government Drive" olarak bilinen sistem, her memura 30 GB'lık kişisel depolama alanı sunuyordu. Ancak sistemin büyüklüğü nedeniyle yedekleme altyapısının hiç kurulmadığı, bu yüzden tüm verilerin geri dönüşsüz biçimde silindiği ortaya çıktı.
96 SİSTEM KULLANILAMAZ
Yangında toplam 96 bilgi sistemi tamamen devre dışı kaldı. Bunlardan yalnızca G-Drive'ın hiçbir yedeği bulunmazken, diğer sistemlerin bir kısmı çevrim içi ya da çevrim dışı yedeklerle kurtarılabildi. Hükümetin açıklamasına göre, etkilenen 709 ağdan sadece 193'ü yeniden çalışır duruma getirildi — bu da yüzde 27,2'lik bir kurtarma oranına denk geliyor. Uzmanlar, sistemin tamamen onarılmasının haftalar sürebileceğini belirtiyor.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI, 4 KİŞİ GÖZALTINDA
Yetkililer, kamu hizmetlerinde aksama yaşanmaması için geçici sistemlerin devreye alındığını duyurdu. Ancak olayda ihmal iddiaları gündemde. Yangınla bağlantılı olduğu değerlendirilen dört kişi gözaltına alındı ve olayla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlatıldı.
Güney Kore kamuoyu, yaşanan olayı "dijital hafızanın kül olması" olarak tanımlıyor. Uzmanlara göre bu felaket, yalnızca veri kaybı değil, aynı zamanda ülkenin dijital güvenlik ve yedekleme politikalarının da yeniden sorgulanmasına yol açacak.
