Asla Çıkmayan Call Of Duty Oyunu ve Milattan Önce Yaşanan Muhteşem Hikayesi
Size Jül Sezar'ı kontrol edebileceğiniz bir Call of Duty oyunundan söz etsek, ayrıca arenada gladyatör gibi savaşabileceğinizden de bahsetsek ne dersiniz? Milattan önce yaşanmış bazı gerçek savaşları konu alan Call of Duty: Roman Wars'ın hazin hikayesine hoş geldiniz.
Eğer buraya geldiyseniz mutlaka hayatınızın bir bölümünü Call of Duty için harcamışsınız demektir. I. ve II. Dünya Savaşları, soğuk savaşlar ve olası savaş senaryolarını işleyen yapımda hep çağımıza ait hikayeler gördük.
2003'te çıkan ilk Call of Duty ardından, daha başarılı olan Call of Duty 2 ile yoluna devam eden Activision, aynı dönemde başka bir oyunun daha hazırlıklarını yapıyordu. Takvimler 2008'i gösterdiğinde, yani ilk Modern Warfare oyunundan 1 yıl sonra, planlar yapılmaya başlanmıştı.
Activision, Call of Duty serisinin geçmişte geçen oyunları için Treyarch ile çalışıyordu. Ancak bu kez daha önceden bünyesine dail ettiği bir şirkete görevi vermişti. O şirketin adı Vicarious Games idi. Bu ismi çok duymamış olabilirsiniz, ancak Guitar Hero ve Skylanders gibi yapımlarla adını duyurmayı başarmış bir stüdyoydu.
Call of Duty'nin oyun serisi "Roman Wars" adıyla karşımıza çıkacak, hikâyesi Jül Sezar döneminde altın çağını yaşayan Roma İmparatorluğu'nda geçecekti:
Bu haber, gündeme bomba gibi düştükten sonra beklentiler iyice artmaya başladı. Bir yandan Modern Warfare markasıyla tozu dumana katan şirket, Call of Duty özgünlüğünde bir antik dönem oyununu bizlere sunacaktı. Miğferler, kalkanlar ve kılıçlarla strateji oyunlarından alışık olduğumuz bir dünyanın içinde kendimizi bulacaktık.
Ana senaryoda olarak Jül Sezar'ın 10. birliği konu alınacaktı. Bu birlik Sezar'ın en güvendiği, en güçlü birliğiydi. Roma İmparatorluğu'nun Osmanlı Devleti tarafından parçalanmadan yüzlerce yıl önceki bu parlak dönemine büyük savaşlar damgasını vurmuştu. Sezar'ın yazarlık yetenekleri, bazı eserlerinin günümüze kadar ulaşmasını sağladı. Bu eserlerden birisi, o büyük savaşları konu alan Gallia Savaşı isimli kitaptı.
Gallia Savaşı isimli kitap Türkçe olarak da basılan önemli bir tarihi eserdi:
Kitabın diğer yazarı, Jül Sezar'ın ardından Roma konsülünü yönetecek olan Aulus Hirtius isimli savaş stratejistlerindendi. Hirtius, bugüne kadar ulaşan Roma bilgilerinin büyük kısmını derleyen, özellikle savaşları ve diplomatik etkilerini kaleme alan bir isimdi. En iddialı eseri de Sezarla birlikte yazdıkları Gallia Savaşı'ydı.
Öyle ya da böyle Activision bulabileceği en sağlam kaynaklardan birisine sahipti. Call of Duty Roman Wars, Gallia Savaşı isimli kitaptan uyarlanacaktı:
Sezar'ın 10. birliği bu kitabın başrolüydü. Roma'nın Galyalılarla yaptığı 8 yıl süren savaşlar silsilesinde cephelerin en ön hattında yer alan birlik, adeta tarihe damgasını vurmuştu. M. Ö. 58 - 50 yılları arasında yaşanan olaylar, oyunun ana omurgasını oluşturacaktı.
İddialara göre oyunun ilk bölümünde şunları yapacaktık:
M.Ö. 52, Alesia Savaşı'nda bir askeriz. Amacımız, düşman Galyalıların okçu birliklerini ortadan kaldırıp ordumuza yol açmak. Bunu yaparken alandaki mancınıkları, kuşatma kulelerini ya da savaş fillerini kullanabiliyoruz. Özellikle savaş fillerinin, orijinal Call od Duty oyunlarındaki tanklarla benzeşen kontrolleri bulunacaktı.
Kulağa her ne kadar hoş gelse de oyun, Call of Duty hayranlarının alışık olmadığı bir tarzda, üçüncü şahış perspektifinden oynanacaktı. En azından hazırlandığı söylenen demoda böyle bir oynanış sunulmuştu. Ayrıca oyunun farklı bölümlerinde 10. birlikten bir askerin, gladyatör olduğu kolezyum bölümleri de bulunacaktı. Bu bölümlerde ise serinin orijinali olan FPS moduna geçiş yapabilecektik.
Oyunun geliştiren stüdyo hikayeyi Modern Warfare ve World at War'da olduğu gibi 4 ana karakter üzerine dağıtmayı da planladı. Bu karakterlerden birisi ise Jül Sezar'ın ta kendisiydi.
Nedendir bilinmez, Activision'un oyunun tüm haklarını Ubisoft'a sattığı ortaya çıktı:
GamesRadar tarafından yapılan haberlere göre Call of Duty oyunundan süreç içerisinde soğuyan Activision, oyunun yapım haklarını ve o ana kadar geliştirilen her şeyi Ubisoft'a devretti. Üstelik bu devir işlemlerine, oyunun arkasındaki stüdyo olan Vicarious Visions'un Roman Wars ekibi de dahildi. Elbette GamesRadar, gizli kaynağının ismini hiçbir zaman açıklamadı. Vicarious Visions ise hala Activision bünyesinde faaliyet gösteriyor.
2016'da açıkalama yapan Activison, fikrin hiçbir zaman ciddiye alınmadığını söyledi:
Bunu elbette yemedik. Zira hiçbir firma, ciddiye almadığı bir iş için koca koca stüdyoları görevlendirip, hikaye yazdırmaz, demo oluşturmaz. Demoların amacı her ne kadar projenin başarısını test etmek olsa da demo aşamasından sonra iptal edilen oyunların sayısı çok azdır.
Activision, Roman Wars oyununun "o dönem şirkette çalışan birisi tarafından önerildiğini" söyledi. Hatta firmanın açıklamalarına göre oyunun bir protatipi bile yapılmamış, çalışanın önerisi bir kez olsun ciddiye alınmamıştı.
Buraya kadar okuduğunuz bütün detaylar, aslında birkaç yıla yayılmış olan bir süreci özetliyor. Bu süre zarfında takvimler 2013'ü gösterdiğinde, Roma'da geçen bir başka oyun piyasaya sürüldü. Ryse: Son of Rome isimli bu yapım, Türk şirketi Crytek tarafından piyasa sürülmüştü ve en iddialı Roma aksiyonlarından birisiydi.
Sonuç olarak...
İddialar iddiaları kovalar ama GamesRadar'ın kaynaklarına göre Crytek'in 2013'te piyasaya sürdüğü Ryse: Son of Rome oyunu, Activision'un Call of Duty oyununa karşı bir cevap niteliği taşıyacaktı. Tabi planlar iptal edilip işler Ubisoft'a devredilince böyle bir olay gerçekleşmedi. Ubisoft ise 2017'de karşımıza For Honor ile çıktı. Bu oyun, firmanın antik bir Roma havasına en yakın oyunuydu.
Call of Duty: Roman Wars, her zaman söylenti olarak kalan bir yapım oldu ve görünüşe göre olmaya da devam edecek. 2013'ten sonra Ghost ile yakaladığı başarıyı devam ettirmeyen Activision, bu da yetmezmiş gibi galaksi savaşları yaptığımız Advence Warfare ile yoluna devam etti.
CoD tarzında bir Roma oyunu görseydik ne kadar severdik, bu da sizin yorumunuz. Asla göremediğimiz bir diğer oyun Call of Duty: Devil's Brigade'in hikayesi de önümüzdeki yazılara kalsın. Görüş, düşünce ve önerilerinizi yorumlar kısmında belirtmeyi unutmayın.