Seçil Erzan futbolcuları nasıl dolandırdı? Hedef tahtasına oturtulan DenizBank'tan açıklama var
DenizBank, saadet zinciri yöntemiyle aralarında futbol dünyasının önemli isimlerinin de yer aldığı dolandırıcılık davasıyla ilgili açıklama yaptı. Olaydan ilk kez 7 Nisan 2023 tarihinde haberleri olduğunu duyuran banka yönetimi, bu tarihe kadar şube müdürü Seçil Erzan'dan kimsenin şikayetçi olmadığını belirtti. Dolandırıcılık girişimini savcılığa bildirdiklerini belirten banka yöntemi, saadet zinciri ile alakaları olmadıklarını paylaştı. İşte DenizBank'tan olaya ilişkin 20 soru, 20 cevap...
Denizbank, eski şube müdürleri Seçil Erzan'ın adının karıştığı yolsuzluk dosyasına yönelik ayrıntılı açıklama yaptı. Fatih Terim, Arda Turan ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin dolandırıldığı gerekçesiyle açılan dava hakkında bilgi veren banka, olaydan 7 Nisan 2023 tarihinde haberdar olduklarını belirtti. Saadet zinciriyle alakaları olmadığını belirten banka yönetimi, dolandırıcılık girişimini savcılığa kendilerinin bildirdiklerini paylaştı. Banka olaya ilişkin 20 soru sorup 20 cevap verdi. İşte tüm detaylar...
7 NİSAN'DA HABERDAR OLDUK
Bankadan yapılan açıklamada, "Bankamız, konudan 2022 yılı Haziran ayından itibaren Levent Büyükdere Caddesi Şubemizde müdür olarak görev yapan Seçil Erzan'ın iki günlük mazeret izni nedeniyle görevinin başında olmadığı 07.04.2023 tarihinde müşterimiz de olan bir şikâyetçinin şubeye gelmesi ile ilk kez haberdar olmuştur. Kamuoyunun dikkatine özellikle sunmak isteriz ki şikayetçilerin mağdur olduklarını iddia ettikleri olaylar yaklaşık 1 yıl öncesine kadar gittiği halde 7 Nisan tarihine kadar hiç kimse tarafından konu ile ilgili ne bankamıza ne BDDK'ya ne de Cimer'e talep ihbar veya şikayet iletilmemiştir." denildi.
"AYNI GÜN SAVCILIĞA BAŞVURUDA BULUNDUK"
Durumun aynı gün savcılığa aktarıldığını belirten banka, "Bankamız Teftiş Kurulu tarafından derhal incelemeye alınan konu, 7 Nisan 2023 Cuma günü saat 16:30 sularında Genel Müdürümüze aktarılmıştır. Tarafımıza gelen ilk bilgi üzerine öncelikle Seçil Erzan ile iletişime geçilmeye çalışılmış ancak kendisine Bankamızca bilinen iki telefon numarası üzerinden ulaşılamamıştır. Aynı gün, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunulmuş, olaya karışanların kamuoyunda futbol ve iş dünyasından şöhret isimler olması da göz önünde bulundurularak adı geçenlerin kişisel haklarının korunması amacıyla dosyada gizlilik talep edilmiş; Seçil Erzan'a hiçbir şekilde ulaşılamaması, ortada bir bankacılık suçu olma ihtimali de gözetilerek Seçil Erzan için yurt dışına çıkma yasağı talebinde bulunulmuştur." açıklamasını yaptı.
"SAADET ZİNCİRİ İLE ALAKAMIZ YOK"
Saadet zinciri ile hiçbir alakaları olmadığını belirtilen banka açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
"DenizBank'ta saadet zincirine dair herhangi bir kayıt bulunmadığından doğal olarak herhangi bir delilin karartılması da söz konusu olamaz. DenizBank, Cumhuriyet Savcılığı ve BDDK tarafından kendisinden istenen diğer tüm bilgi ve belgeleri derhal ilgili makamlara sunmuştur. Bu çerçevede hassas bölgeler olarak kabul edilen banka şubelerinde alınan kamera kayıtları genel teamül olarak iki-üç ay saklanmakta iken, bazı müşteki avukatlarının delil karartmakla itham ettiği Bankamız, Levent Büyükdere Caddesi Şubemizin 27 kamera tarafından tespit edilen yaklaşık 10 aylık şube kayıtlarını da, daha soruşturmanın en başında adli mercilere teslim etmiştir."
BANKADAN OLAYA İLİŞKİN 20 SORU 20 CEVAP
1)Bankalar geçtiğimiz dönemde USD'ye ne kadar faiz ödüyordu? Sistemde şikayetçilerin talep ettiği faiz oranları nedir?
Bu dönemlerde döviz hesaplarında yıllık faiz oranı %4'leri geçmemiştir. Sözü edilen %4 faiz oranı, yıllık faizi ifade etmekte olup örneğin bir ay süre ile yatırılan mevduat için %4'ün 12'de biri mudiye ödenmektedir. Bankacılık sistemi genelinde, bütün oranlar yıllık olarak ifade edilir.
Öte yandan saadet zincirinde, dolar cinsinden kısa vadelerde (üç gün, beş gün, bir ay gibi) dahi önerilen %30-40 seviyesindeki getiri, yıllık basit oranda %250'lerden başlayıp %2607 gibi fahiş oranlara varan faizlere denk gelmektedir ki böyle oranların gerçekçi olmayıp bankacılık uygulamalarında da yeri olmadığı herkesin malumudur.
2) Banka 7 Nisan'daki suç ihbarında zimmet şüphesi, dolandırıcılık ve diğer suçlar yönünden bildirimde bulunurken, sonradan neden sadece dolandırıcılık ve diğer suçlar yönünden kovuşturma devam etmiştir?
Olayın öğrenildiği gün, 7 Nisan 2023 tarihinde Teftiş Kurulumuzun yaptığı yalnızca birkaç saatlik inceleme neticesinde, durumun aciliyetine binaen, avukatlarımız tarafından aynı gün İstanbul Cumhuriyet Savcılığına gizlilik kararı ve yurtdışı yasağı talebiyle; zimmet şüphesi, özel evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık yönünden suç ihbarında bulunulmuştur. Buradan anlaşacağı üzere henüz öğrenilmesinin üzerinden birkaç saat geçmiş olması vakanın niteliğini ve suçun vasıflandırılmasını mümkün kılacak bir zaman dilimi değildir. Ancak incelemeler neticesinde gerek Bankamız Teftiş Kurulu, gerek BDDK tarafından düzenlenen raporlarda da belirtildiği üzere olayda zimmete dair bir tespitte bulunulmamıştır. Bu sebeple, zimmet yönünden kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilerek, süreç nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçları açısından devam etmektedir.
3) Şube Müdürünün bir şubede görev süresiyle ilgili 5 yıl sınırı var mıdır?
Bankacılık sektöründeki teamüllere bakıldığında, şube müdürleri 5 yıl veya daha fazla süreyle aynı şubede görev yapabilmektedir. Bunu engelleyen herhangi bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. Burada esas olarak şube operasyon yöneticisi (ki tüm işlemlerin kontrol sorumluluğu da ondadır) veya şube müdüründen en az birisinin maksimum beş yılda bir değişmesi sağlanmaktadır. Bu şubede de aynı kural uygulanmış ve Seçil Erzan'ın müdürlük yaptığı dönemde üç kez operasyon yöneticisi değiştirilmiştir. Ayrıca Bankamızda uzun süre aynı şubede müdür olarak görev yapan bir çalışan ise; şubesi yoğun denetim planına tabi tutulmaktadır. Bu şube de Seçil Erzan'ın görev yaptığı 10 yıllık süreçte 11 kez denetlenmiştir. Ancak işlemlerin kayıt dışı yani bankacılık sistemi dışında gerçekleşiyor olması nedeniyle herhangi bir tespit yapılamamıştır. Diğer taraftan, Seçil Erzan'ın kayıt dışı işlemlerinin neredeyse tamamı Haziran 2022'den beri görev yaptığı Levent Büyükdere Caddesi Şubesinde çalıştığı dönemde gerçekleşmiştir.
4) Şube Müdürü para tahsil edebilir mi, teslim alabilir mi? Buna yetkisi var mıdır?
DenizBank iç düzenlemelerine ve görev tanımına göre şube müdürünün paraya dokunması, müşterilerden para alması ve para teslim etmesi yasaktır. Bankamız Disiplin Yönetmeliğine göre, "Prosedürlere aykırı şekilde kasa dışında müşteriye para verilmesinin ya da müşteriden para alınmasının herhangi bir aşamasında yer almak, bu tür uygulamalara göz yummak." fiilleri "Ağır Kınama", "Prosedürlere aykırı şekilde kasa dışında müşteriye para verilmesinin ya da müşteriden para alınmasının herhangi bir aşamasında yer almak, göz yummak ve bu uygulamalar neticesinde müşteri şikayetine ya da DenizBank veya müşterilerinin zararına sebebiyet vermek veya bu uygulamaları alışkanlık haline getirmek." fiilleri ise "İş Akdinin Bildirimsiz ve Tazminatsız Feshi" cezasına tabidir.
Zaten Seçil Erzan, duruşmada mahkemeye verdiği ifadesinde görev tanımında nakit teslim alma veya verme yetkisinin olmadığını beyan etmiş, ayrıca BDDK raporu da bu hususu teyit etmiştir.
5) Seçil Erzan yılın bankacısı seçildi mi?
Bankamızdaki kariyerine 2000 yılında başlayan Seçil Erzan, 2010 yılında, 33 yaşındayken şube müdürlüğü görevine terfi etmiştir. Basına yansıtıldığı gibi Bankamızda "Yılın Bankacısı" gibi bir uygulama bulunmamaktadır. Tüm bankalarda olduğu gibi Bankamızda da, yıl içinde dönemin önceliklerine göre hedeflere ulaşılması amacıyla çok sayıda kampanya yapılmakta ve birçok şube yöneticimiz başarısına göre ödüllendirilmektedir. Şube müdürü olduğu 2010 yılından bu yana yıllık değerlendirme sonuçlarımızı gösteren şube sıralama sistemimize göre sadece bir kez ilk 20 şube içerisinde yer almış, onun haricindeki yıllarda hep sıralamaların dışında kalmıştır.
Bununla birlikte Seçil Erzan'ın terfien gittiği iddia edilen Levent Büyükdere Caddesi Şubemiz eski şubesi olan Florya Şubemiz ile aynı segmentte yer almaktadır. Dolayısıyla yatay geçiş olup bir terfi söz konusu değildir.
6) Şikayetçilerin ellerindeki kağıtların bankacılık açısından bir anlamı var mıdır?
Sunulan kağıtlar, herhangi bir bankacılık işlemine dayanmayan ve bankacılık sistemi kullanılmaksızın muhtemelen Seçil Erzan tarafından üretilmişlerdir. Söz konusu kağıtlar, saadet zincirinin tıkandığının söz konusu yapının çöktüğünün iddia sahiplerince öğrenilmesi ile birlikte, TESLİM ETTİKLERİ PARALARIN İSPAT EDİLEBİLMESİ VE ÖZELLİKLE BANKAMIZDAN BU PARALARIN TAHSİLİ AMACIYLA ÜRETİLEN, PARALARIN TESLİMİNDEN SONRAKİ TARİHLERDE VERİLDİĞİ; DOSYADAKİ İFADELER, TELEFON GÖRÜŞME TUTANAKLARI VE WHATSAPP YAZIŞMALARIYLA AÇIKÇA BELLİ OLAN kağıtlardır. İddia sahiplerinin sunduğu tüm kağıtlar; bankanın sisteminde üretilmemiş, bu sebeple iz kaydı olmayan, üzerlerinde bir borç-alacak kaydı içermeyen, sistemden de izlenmesi mümkün olmayan kağıtlardır. Bu kağıtlar; ajanda sayfası, not kağıdı, çizgili defter kağıdı ve A4 kağıt gibi ve çoğunlukla elle yazılmış ve gayriciddi bir şekilde oluşturulmuştur. Bunların belge olduğu iddia edilemez, bankacılık sistemine girmeyen para ve belgelerin takibi de mümkün değildir.
Bu kağıtlara, bankacılık işlemine ilişkin verilmiş belge muamelesi yapmak ve yine bunlara dayanarak bankanın herhangi bir ödeme yapması da -bankacılık kanun ve düzenlemelerinin tamamı kayıt altına alınmış işlem ve bunlara ilişkin düzenlenen belgelere dayandığından- mümkün değildir. Buradan hareketle, örneğin bir iddia sahibi elinde yüz milyon USD ibaresi bulunan bir kağıtla bankaya başvurduğunda banka bunu ödeyecek midir? Böyle bir yol açılırsa, herhangi bir banka çalışanının dışarıda 3. kişilerle hareket edip bankacılık sistemini çökertmesi bile ihtimal dahilinde olacaktır.
7) Seçil Erzan'ın iddia ettiği gibi kendisi tarafından şikâyetçilere verilen kağıtlar banka sisteminde mi üretilmiştir? Bunların banka tarafından takip edilebilmesi mümkün müdür?
Seçil Erzan tarafından üretilen bütün kağıtlar, "banka sistemi dışında" kendisi tarafından üretildiğinden sistemde bu kağıtlara ilişkin herhangi bir log kaydı (bilgisayar iz kaydı) bulunmamaktadır. Bu kağıtlar; ajanda sayfası, not kağıdı, çizgili defter kağıdı ve A4 kağıt gibi ve çoğunlukla elle yazılmış ve gayriciddi bir şekilde oluşturulmuştur. Bunların belge olduğunu iddia etmek de mümkün değildir. Bankacılık sistemine girmeyen para ve belgelerin takibi yapılamaz.
İlave bilgi olarak; müşterilerimizin gişelerimizden yaptıkları tüm işlemler hem sistemde kayıtlı, hem de dekontları da izlenebilir durumdadır. Banka gişelerinden para yatırılırken veya para çekilirken, Banka sistemleri otomatik dekont üretmektedir. Bu dekontlara ilişkin işlem anında oluşan muhasebe kayıtları, şube ve genel müdürlük sistemlerinde anlık olarak izlenmektedir. Sistemden çıkmayan ve sistemde kaydı olmayan dekont uygulaması söz konusu değildir. Günümüzde, bankalar tarafından müşterilerine verilen belgeler el yazısı ile veya bankacılık sistemi dışında üretilmemektedir. Olay kapsamında şikayetçiler tarafından mahkemeye sunulan kağıtların hiçbirisi bankacılık sisteminde üretilmemiştir. Şikayetçilerin tamamının finansal okuryazar ve hatta nitelikli yatırımcı olmaları nedeniyle kendilerine Seçil Erzan tarafından verildiği iddia edilen kağıtları gerçek bir bankacılık belgesinden ayırt edebilecek bilgi birikimine sahip oldukları aşikardır. Adı geçenlerden Bankamızda hesabı olanların internet bankacılığı, mobil bankacılık ve şube kanallarımız aracılığıyla fon alım satımı dahil gerçek bankacılık işlemlerini muhtelif defalar yaptıkları Bankamız sistemi iz kayıtlarında mevcuttur ve mahkemeye sunulmuştur.
Sunulan kağıtlar, herhangi bir bankacılık işlemine dayanmayan ve bankacılık sistemi kullanılmaksızın muhtemelen Seçil Erzan tarafından üretilmişlerdir. Söz konusu kağıtlar, saadet zincirinin tıkandığının söz konusu yapının çöktüğünün iddia sahiplerince öğrenilmesi ile birlikte, TESLİM ETTİKLERİ PARALARIN İSPAT EDİLEBİLMESİ VE ÖZELLİKLE BANKAMIZDAN BU PARALARIN TAHSİLİ AMACIYLA ÜRETİLEN, PARALARIN TESLİMİNDEN SONRAKİ TARİHLERDE VERİLDİĞİ; DOSYADAKİ İFADELER, TELEFON GÖRÜŞME TUTANAKLARI VE WHATSAPP YAZIŞMALARIYLA AÇIKÇA BELLİ OLAN kağıtlardır. İddia sahiplerinin sunduğu tüm kağıtlar; bankanın sisteminde üretilmemiş, bu sebeple iz kaydı olmayan, üzerlerinde bir borç-alacak kaydı içermeyen, sistemden de izlenmesi mümkün olmayan kağıtlardır. Bu kağıtlar; ajanda sayfası, not kağıdı, çizgili defter kağıdı ve A4 kağıt gibi ve çoğunlukla elle yazılmış ve gayriciddi bir şekilde oluşturulmuştur. Bunların belge olduğu iddia edilemez, bankacılık sistemine girmeyen para ve belgelerin takibi de mümkün değildir.
Bu kağıtlara, bankacılık işlemine ilişkin verilmiş belge muamelesi yapmak ve yine bunlara dayanarak bankanın herhangi bir ödeme yapması da -bankacılık kanun ve düzenlemelerinin tamamı kayıt altına alınmış işlem ve bunlara ilişkin düzenlenen belgelere dayandığından- mümkün değildir. Buradan hareketle, örneğin bir iddia sahibi elinde yüz milyon USD ibaresi bulunan bir kağıtla bankaya başvurduğunda banka bunu ödeyecek midir? Böyle bir yol açılırsa, herhangi bir banka çalışanının dışarıda 3. kişilerle hareket edip bankacılık sistemini çökertmesi bile ihtimal dahilinde olacaktır.
8) Şikâyetçilerin ellerindeki kağıtlar kendilerine ne zaman teslim edilmiştir?
Yapılan soruşturmalar kapsamında verilen ve İstanbul 41'inci Ağır Ceza Mahkemesinin 2023/341 E. Sayılı dosyasındaki ifadelerinde, sisteme para aktaranların "bu paralar Seçil Erzan'a teslim edildiğinde adı geçen tarafından kendilerine herhangi bir belge verilmediğini", daha sonra talepleri üzerine Seçil Erzan'dan kağıtları temin ettiklerini söylemişlerdir. Deşifre edilen tapelerde de bu konu açıkça ortadadır..
9) Çok sayıda şikayetçi sistemden para aldığını belirtiyor. Bunlara ilişkin herhangi bir belge almışlar mıdır?
Seçil Erzan tarafından yapıldığı belirtilen geri ödemelere dair Bankamıza yazılı herhangi bir doküman sunulmamıştır. Nitekim sözde sisteme yatırıldığı iddia edilen tutarlarda olduğu gibi, geri alındığı ifade edilen tutarlara ilişkin de Bankamız sisteminde herhangi bir kayda rastlanmadığı gibi şikayetçiler tarafından da tahsil ettiklerini belirttikleri tutarlara ait hiçbir belge bugüne kadar mahkemeye ibraz edilmemiştir. Para teslimiyle ilgili; teslim yeri, zamanı, tarih ve tutarını dahi kanıtlayacak bir dekont sunulmamıştır. Bahsedilen tutarlar beyandan öteye gitmemektedir.
10) Şube Operasyon Yöneticisi Asiye Öztürk'ün imzası bazı dokümanlarda mevcut mudur? Varsa bu imzalar ne şekilde alınmıştır?
Üç sahte belgede Seçil Erzan'ın yanı sıra Şube Operasyon Yöneticisi Asiye Öztürk'ün imzası bulunmaktadır. Şube Operasyon Yöneticisi Asiye Öztürk, belgeleri imzaladığı sırada ilk imzanın Şube Müdürü Seçil Erzan tarafından atıldığını, Seçil Erzan'ın şubenin yoğun bir anında, kağıtların üstünü de kapatarak, müşterilerin acil olan işlemleri için beklediğini söylemiş ve kendisini acele ettirerek kağıtların içeriğini kontrol etmesini engellemiştir. Adı geçen, bahse konu kağıtları yalnızca sicil amirinin kendisini zorlaması sebebiyle imzaladığını ancak dokümanların içeriğiyle ilgili bilgisinin olmadığını beyan etmiştir. Böylece, Seçil Erzan Asiye Öztürk'ün iradesini fesada uğratmıştır.
Diğer yandan Seçil Erzan, iki dokümanda da "A.Öztürk" şeklinde Asiye Öztürk adına taklit imzalar atmıştır. Eğer Asiye Öztürk ve Seçil Erzan birlikte hareket ediyor olsalardı, Seçil Erzan, Asiye Öztürk'ün yerine sahte imza atma gereği duymayacak, hatta üç adet dokümanda değil, olaya konu bütün kağıtlarda Asiye Öztürk'ün imzası bulunacaktı.
11) Bir dokümanda tek imza veya çift imza olması ne anlam ifade eder? Bir belgede iki imza olması o belgeyi geçerli kılar mı?
Şikayetçilerin elinde olan kağıtların tamamı, üzerindeki imza sayısından bağımsız olarak gerçek bir işlemi göstermediği gibi banka tarafından üretilmiş belgeler de değildir. Söz konusu kağıtlar, saadet zincirindeki şikayetçilerin taleplerini bankaya yöneltebilmek maksadıyla Seçil Erzan tarafından sonradan üretilmiştir. Üretilmiş sahte evraklar üzerindeki imzanın tek veya çift olmasının hiçbir anlamı yoktur.
12) Şube Müdürlerinin fon kurma yetkisi var mıdır?
Bankanın Şube Müdürlerini bırakın, bankanın dahi fon kurma yetkisi yoktur. Fon yalnızca SPK izinli Portföy Yönetim Şirketleri tarafından kurulabilmektedir. Bankalar ise kurulmuş olan fonların, fon paylarının satışına aracılık edebilmektedir.
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 52'inci ve 54'üncü maddelerinde yatırım fonlarına ilişkin hükümlere yer verilmiş olup anılan maddelere dayanılarak Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği (III-52.1) yürürlüğe konulmuştur. Anılan Tebliğ, yatırım fonlarının kuruluşlarına, faaliyet ilke ve kurallarına, katılma payları ile bunların ihracına ve kamunun aydınlatılmasına ilişkin esasları düzenlenmiştir. Portföy yönetim şirketlerinin faaliyet konusu kuruluşu ve faaliyete geçmesi ile ilgili esaslar 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 55'inci maddesinde düzenlenmiştir. Fon yalnızca SPK izinli Portföy Yönetim Şirketleri tarafından kurulabilmektedir. Seçil Erzan'ın herhangi bir fon kurma yetkisi bulunmadığı gibi, Seçil Erzan tarafından oluşturulduğu belirtilen sistemin de bir fon olarak adlandırılması mümkün değildir. Kaldı ki, yasalarla çerçevesi belirlenen ve ağır yaptırımların yer aldığı sermaye piyasasında fonlar gizli olamaz, aleni olmak zorundadır. Kurulan her fon, kurumsal internet sitelerinde veya Kamuyu Aydınlatma Platformu üzerinden duyurulur. Diğer yandan, bu tip fon paylarının sahipleri zaten gerek Merkezi Kayıt Kuruluşu, gerek çalıştığı bankaların internet bankacılığı ve mobil bankacılık sistemleri üzerinden varlıklarını (mevcut olup olmadığını veya miktarını) istedikleri zaman kontrol etme imkanına sahiptirler. Ayrıca Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatına uygun şekilde kurulmuş olan fonların tamamı da Türkiye Elektronik Fon Dağıtım Platformu (TEFAS) üzerinden görüntülenebilmektedir.
13) Vatandaşlar kendilerine ait fon bilgisini nereden görebilirler?
Müşteriler, aracılık yapan kurumun şubelerinden, mobil bankacılık ve internet bankacılığı üzerinden, E-Devlet veya Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlık Numarası ile Merkezi Kayıt Kuruluşu'nun internet sitesi üzerinden banka veya aracı kurumlardaki yatırım fonlarının mevcudiyetini, hesap bakiyelerini ve getirilerini izlemeleri, takip ve kontrol etmeleri mümkündür.
14) Saadet zincirlerine para yatıran ve çekenlerin sorumluluğu var mıdır?
İddia sahipleri şahsi birikimlerini bankacılık sistemi dışında ve çoğunlukla şube lokali haricindeki yerlerde elden Seçil Erzan'a veya kuryelerine teslim etmiş, hatta bazıları varlıklarını DenizBank'tan çekerek vermeyi tercih etmişlerdir. Bu durum, bildirimde bulunan şahısların paralarının Bankamız dışında saadet zinciri veya piramit sistemi benzeri bir oluşumda değerlendirildiğini bildiklerini göstermektedir. Seçil Erzan'ın, çeşitli şahıslardan sağlayarak oluşturduğu ve saadet zinciri şeklinde bir sistem kurduğu ve kişilere fahiş getiri vadettiği değerlendirilmektedir. Şahısların beyanlarında belirttiği getiri beklentileri de olağan bankacılık yatırım ürünlerinin getirileri ile mukayese edildiğinde finansal hayatın gerçeklerine uymayan ölçekte yüksektir. Belirtilen hususlar ışığında, iddia sahiplerinin Seçil Erzan'a verdiklerini söyledikleri tutarların bankacılık sisteminde değerlendirilmediğini bildikleri, birçoğunun birbirleriyle bağlantılı oldukları, büyük ölçüde birbirlerini ikna yoluyla saadet zincirine dahil oldukları, dolayısıyla ortak hareket etme iradesini gösterdikleri değerlendirilmektedir. Şubelerimizin tamamı ortalama 20 kamerayla 7/24 izlenmekte olup, Levent Büyükdere Caddesi şubemizdeki 27 adet kameranın 7/24 kayıtları, olay tarihi 7 Nisan'dan 27 Temmuz 2022'ye kadar geriye doğru gün gün Savcılığın talimatı üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube Müdürlüğü'ne teslim edilmiş, şikayetçilerin belirttiği günlere ait kayıtların kopyaları tarafımızca da alınmıştır. İddia sahiplerinin bu olaylarla ilgili olarak tek tek izlenen kayıtlarında, şube gişesinde para teslim ettiklerine dair hiçbir görüntüye rastlanmadığı gibi, birçoğunun anılan günlerde şubeye gelmediği de saptanmıştır. Bu çerçevede hassas bölgeler olarak kabul edilen banka şubelerinde alınan kamera kayıtları genel teamül olarak iki-üç ay saklanmakta iken, bazı müşteki avukatlarının delil karartmakla itham ettiği Bankamız, yaklaşık 10 aylık şube kamera kayıtlarını adli mercilere teslim etmiştir.
15) Şikayetçilerden biri tarafından GPS takılı bavul içinde teslim edilen paranın akıbeti ne olmuştur?
Bavuluna GPS takacak kadar şüphe duyan ve bunu tespit etmesine rağmen sisteme tekrar para yatırması nasıl açıklanabilir? Söz konusu şikayetçi Savcılık dilekçesinde özetle; 14.11.2022 tarihinde 2.500.000 USD tutarında parayı iki veya üç çantayla Seçil Erzan'a teslim ettiğini, paraları taşıdığı çantaya değişik zamanlarda yüklü paralar taşıması sebebiyle GPS cihazı taktığını, GPS takılı çantaların müşteri tarafından takip edildiğini, akabinde 15.11.2022 veya 16.11.2022 olarak hatırladığı bir tarihte gece saat 01.00 civarında Seçil Erzan'ın kendisini aradığı ve "Bana verdiğin para çantasında GPS cihazı takılı mıydı?" şeklinde soru sorduğunu ve kendisinin de "GPS cihazları olabilir ama hangi çantada olduğunu bilmediğini" belirttiğini, Bu süreçten sonra kendisini 5********* numaralı hattan birisinin arayarak gergin bir üslupla GPS cihazlı çantanın kendisine mi ait olduğunu sorguladığını ve GPS cihazlı çantayı Seçil Erzan'ın verdiğini, arayan bu kişinin kamuoyunca tanınan eski bir futbolcu olduğunu öğrendiğini, bunun akabinde kendisinin Seçil Erzan'ı arayarak "çantayı neden bu şahsa verdiğini" sorduğunu, Seçil Erzan'ın ise "bu kişi ve eşi bankada, onların yanında çantada para olduğundan sakın bahsetme" şeklinde ifadede bulunduğunu, özetle kendisinin Seçil Erzan'a verdiği paranın başkaca bir eski futbolcuya verildiğini anladığını ifade etmiştir. İddia sahibinin, yukarıda belirtilen oldukça şüpheli olaylara rağmen Seçil Erzan'a bu olay sonrasında da yine elden, ilave nakit para teslim etmeyi sürdürmesi izaha muhtaç bir konudur.
16) Banka para çekmek isteyen müşterilerine neden paranı çekiyorsun diye sorabilir mi?
Bankanın ödeme yapmamak gibi bir lüksü var mıdır? Banka'nın para çekilişleri ile ilgili olarak mevduat müşterisinin taleplerini sınırlaması mümkün değildir. Bankacılık Kanunu'nun 61 inci maddesi gereğince Bankalar mevduat sahibinin parasını çekmesi yönündeki talebini yerine getirmek zorundadır. Bu sebeple kendi hesaplarından yaptıkları para çekilişleri esas olarak banka tarafından normal karşılanmış, şüphe doğurucu işlemler sorgulanmış ve fakat, mudiler tarafından bu maksatla yapılan açıklamalarda Seçil Erzan ile yapmayı düşündükleri işlemlerden hiç bahsedilmeksizin makul açıklamalar yapıldığından işlemler, şüpheli işlem bildirimlerine konu olmamıştır. Konuyu örnekle açıklamak gerekirse, bir şikayetçi vadesine bir gün kalan Kur Korumalı Mevduat hesabındaki yaklaşık 2 milyon USD tutarındaki parayı çekme talebinde bulunmuştur. Müşterinin parasını çekmesi durumunda edeceği zarar ve yalnızca bir gün daha beklerse sağlayacağı kazanç tutarı dikkate alındığında, 65 bin USD kayba uğrayacağı bildirilmiş ancak müşteri "ev alacağını" beyan ederek parasını çekmek konusunda ısrarcı olmuştur. Müşterinin bir dolandırıcılık olayına maruz kalmış olmasından şüphe duyan şube çalışanımız kanunen böyle bir zorunluluk olmadığı halde, müşterinin evine giderek tekrar kayıplarını hatırlatmış ama şikayetçi, çalışanımıza "parayla ikamet ettiği evi çok ucuz bir fiyata satın alacağı"nı teyiden bildirmiştir. Savcılığa verdiği kendi ifadesinden anlaşıldığı üzere bankadan çektiği ve banka dışına çıkardığı parayı bir restoranın önünde Seçil Erzan'ın kuryesine herhangi bir belge almadan teslim etmiştir. Somut olaydan anlaşılacağı üzere Bankamız, müşterilerini korumak için yasal yükümlülüklerinin çok ötesinde bir çaba sarf etmektedir. Bahse konu kişi, saadet zincirini 7 Nisan tarihinde Bankamıza ilk kez bildiren şikayetçidir.
17) Hesabı olan şikayetçiler gişeden paralarını çektikten sonraki tasarruflarıyla ilgili bankanın herhangi bir sorumluluğu var mıdır?
Banka, müşterinin parasını çekmesine bir kısıt ve engel koyamaz. Müşteri çekmek istiyorsa, banka müşterinin parasını ödemek zorundadır. Para zaten sistem içerisinde olduğu için müşterinin kendi parasını çekmesi doğal hakkıdır. Bankanın müşteriye "parayı neden çektiğini" sorgulaması Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile Bankacılık Kanunu'na da aykırıdır. Hesap sahibinin parasını banka hesabından nakit çekmesi durumunda yani bankacılık sisteminin dışına çıkarması halinde para üzerindeki bankanın zilyetliği ve sorumluluğu ortadan kalkmaktadır. Bunun için tek şart hesap sahibinin nakit çekiliş yaptığı durumda mutlaka imzasının alınmasıdır. Uygulamada banka sistemleri üzerinden üretilen nakit çekilişine ilişkin dekont üzerine hesap sahibinin veya yetkilendirdiği kişilerin imzası alınmaktadır. Bu uygulama ile Bankanın çekilen para üzerindeki sorumluluğu da nihayete ermektedir. Paranın nakit çekilmesiyle birlikte para sahibi kişi, paranın üzerinde hem zilyet hem de tasarruf yetkisi olan tek kişi olmaktadır. Bankadan çekilmiş olan nakit paranın artık tek sorumluluğu ve kullanım hakkı para sahibinin kendisindedir. Bundan sonra bankacılık sisteminin dışına çıkarılmış bir paranın akıbetinden bankanın sorumluluğu bulunmamaktadır. Örnek olarak eski futbolcunun kardeşinin hesabına havale ettiği ve kardeşi tarafından şubeden nakit olarak çekilen para, ardından Bankamız personeli olmayan üçüncü bir şahsa teslim edilmiş ve bu şahıs tarafından banka dışına çıkarılmıştır (Bu üçüncü şahsın, Seçil Erzan'ın para getir götür işlemlerini yapan ve halen tutuklu bulunan A.Y. olduğu geriye dönük kamera incelemelerinde saptanmıştır). Bu işlemin bir şikayetçi avukatı tarafından Basında "müvekkilim parasını banka içerisinde teslim etmiştir" ve "bu kadar para bankada başka birine teslim ediliyor, banka bunun farkına varmıyor mu?" şekilde yapılan spekülasyonlar yersizdir, abesle iştigaldir.
18) İfadesinde belirtildiği şekilde 50 bin USD üzeri nakit çekim işlemleri teftişe tabi midir?
Değildir. Böyle bir teftiş uygulaması Bankamız ve sektörde bulunmamaktadır. 50 bin USD ve üzeri işlemlere ilişkin konu kamuoyuna yanlış şekilde aksettirilmektedir. Efektif yatan, nakit yatan işlemlerinde bankalar kendi iç uygulamalarına göre herhangi bir sınırlama olmaksızın hesaplara yatırılan paraların kaynağını kara paranın aklanmasının önlenmesi kuralları çerçevesinde araştırabilir. Nakit çekimlerinde, Bankanın müşterilerinin varlıklarına bu tip bir kontrol koyması hukuken mümkün değildir. Mevduat çekilmesine konulacak her kısıt Bankacılık Kanunun 61. maddesine göre mevduat sahiplerinin geri alma hakkının engellenmesi suçunu oluşturur. MASAK'a yapılan bildirimler sadece işlemin şüpheli görülmesi halinde yapılır. Hesap sahibinin veya yetkilendirdiği kişinin hesaptan para çekmesinin şüpheli bir tarafı yoktur.
19) Kamu kurum ve kuruluşları tarafından bankanın parayı ödemesine yönelik bir telkinde bulunulmuş mudur?
Basında ve sosyal medyada yer alan bahse konu iddialar, bütünüyle gerçek dışı olup hiçbir resmi merciden Bankamıza veya herhangi bir yöneticisine bu konuda yönlendirme veya telkin söz konusu olmamıştır.
20) Banka, bilanço büyüklüğünde ve karlılığında önemli bir yer tutmayan bu meblağı neden ödeyip konuyu kapatmıyor?
Olaya konu meblağlar, bir banka için ve dolayısıyla Bankamızın öz varlık büyüklüğü içerisinde anlamlı bir büyüklüğe sahip olmamakla birlikte; BDDK denetiminde bir anonim şirket olan Bankamızın, herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın zimmet olmayan bir fiilden ötürü ödeme yapması halinde, asıl o takdirde ödeme yapan banka yöneticilerinin 5411 sayılı Kanun kapsamında zimmet suçunu işlemiş olacağını kamuoyunun bilgisine ayrıca sunmak isteriz.
FON SKANDALI NASIL BAŞLADI?
Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü yıl içinde İstanbul Göktürk'te bir eve baskın düzenledi. Bu baskında özel bir bankanın Büyükdere şube müdürü Seçil Erzan gözaltına alındı. Bu operasyonun ardından "Fatih Terim Fonu" iddialarına neden olan dosyanın kapağı açılmış oldu. Evinde arama yapılan şüpheli Erzan hakkında ertesi gün nöbetçi mahkeme tarafından tutuklama kararı çıktı. Adli sürecin çok hızlı ilerlediği bu dosyanın kapağı aralandığında ise ortaya aralarında ünlü isimlerin olduğu ve yaklaşık 80 milyon doları bulduğu ifade edilen bir dolandırıcılık soruşturması çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Yılmaz tarafından yürütülen soruşturmada dosyaya onlarca şikayet dilekçesi girdi. 'Mağdur' sıfatıyla şikayet edenler arasında Galatasaray camiasının tanınmış isimleri Fatih Terim, Arda Turan, Fernando Muslera, Selçuk İnan, Semih Kaya'nın yanı sıra kulüp yöneticilerinin olduğu iddia edildi.
Soruşturmanın bu aşamasında, Fatih Terim'in yaklaşık 10 milyon dolar kaybettiğini ifade edilirken, bazı iddialara göre dosya büyüklüğü 80 milyon dolara yakındı. Terim'in 12,5 milyon doları, Arda Turan'ın ise için 6 ile 8 milyon euro arasında parasının kaybolduğu da iddia edildi.
FON DOLANDIRICILIĞI NASIL YAPILDI?
Soruşturmada eğitimli ve ünlü kişilerin adı geçerken bir yandan da kaybolan paralardan söz edilince, dosya önemli hale geldi. Peki iddia edilen dolandırıcılık nasıl yapıldı? Bir iş insanının savcılığa şikayet dilekçesinde iddialar özetle şöyle anlatılıyor:
"Erzan 2022 yılında benimle görüşmek istedi, 'Yatırım amaçlı para bulabilir misin? Ya da senin boşta paran var mı? Özel müşterilere özel kapalı fon sisteminde çok ciddi paralar kazanılabilecek bir sistem oluşturduk, bu sistemi gizli tutuyoruz ve sen ne kadar yatırım yaparsan o kadar da kazancın fazla olur' dedi. Hem kendi hem de arkadaşlarımdan topladığım 3.5 milyon doları şubede odasında çanta ile teslim ettim. Ancak vade gelip ödeme yapılmayınca kendisiyle görüştüm. Şube değiştiği için yetkisi açısından sistemsel bir hata olduğunu ifade etti. Bu sistemsel hatayı aşmak için fona para eklemem gerektiğini, ne kadar çok para bulursa o kadar hızlı çözüm olacağını söyledi. Yaklaşık 1.5 milyon doları iki ya da üç çanta halinde şüpheliye 14 Kasım 2022'de teslim ettim."
Erzan'ın sistemini, banka kayıtlarına girmediği için vergi de yaratmayacak bir kazanç sistemi üzerine kurduğu anlaşıldı. Yani, Erzan, futbolculara ve iş adamlarına nakit para getirmelerini, bu parayı da piyasa faizlerinin üstende gelirle kendilerine geri ödemeyi önerdi. Büyük rakamların dosyaya girmesi, ünlü isimlerin bu yüksek gelire aldandığını da gösterdi.
216 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
Sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 66 yıldan 216 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 yıl ve 65 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesinin iddianameyi kabul etmesi üzerine 4'ü tutuklu 7 sanık 20 Kasım'da hakim karşısına çıkmıştı. Mahkeme heyeti, tutuklu 2 sanığın tahliyesine karar vererek, duruşmayı 12 Ocak 2024'e ertelemişti.