Türkiye'nin Dopingle İmtihanı
Branş ve ülke ayırmaksızın sporun başlıca sorunu haline gelen doping, Türk Milli Takımı formasını giyen birçok sporcunun da yıldızının sönmesine sebep oldu.
Branş ve ülke ayırmaksızın sporun başlıca sorunu haline gelen doping, Türk Milli Takımı formasını giyen birçok sporcunun da yıldızının sönmesine sebep oldu.
Türk sporu, özellikle atletizm, halter ve güreşte madalyalı sporcularını, doping yüzünden kaybetti. Dopingle verilen mücadele sonucu, yasaklı madde kullanımı her geçen gün azalsa da geriye dönük numune incelemeleri ve biyolojik pasaport verileri sebebiyle, cezalı sporcular arasına yeni isimler dahil oluyor.
Son olarak olimpiyat şampiyonu Aslı Çakır Alptekin'in 8 yıl ceza aldığı, olimpiyat ve dünya ikincisi Elvan Abeylegesse ile olimpiyat ikincisi Gamze Bulut'un ise soruşturma aşamasında bulunduğu atletizmde, dosya oldukça kabarık.
Türk atletizmi, dopingle ilk olarak 1999 yılında tanıştı. 5 Şubat 1999'da İtalya'da yapılan Kulüplerarası Avrupa Kros Şampiyonası'nda verdiği numunelerde yasaklı madde tespit edilen Lale Öztürk, 2 yıl müsabakalardan men edildi.
O tarihten sonra, 2005'te 4, 2006 ve 2007'de ise ikişer doping vakası yaşanırken, 2012'de 9 sporcunun doping yaptığı tespit edildi. 2013'te Türk sporculardan alınan numunelerden 36'sında yasaklı maddeye rastlandı. Süreyya Ayhan Kop ömür boyu pistlerden men edilirken Nevin Yanıt, Aslı Çakır Alptekin, Eşref Apak, Alemitu Bekele ve Karin Melis Mey gibi branşlarının en iyi atletleri de doping sebebiyle farklı sürelerde cezaya maruz kaldı.
Bu süreçte yaklaşık 70 sporcu dopingden ceza alırken, Elvan Abeylegesse ve Gamze Bulut'un soruşturmaları ise devam ediyor.
Halterde doping istifa getirdi
Atletizmden sonra doping sebebiyle zor günler geçiren bir diğer branş halter oldu. Kas geliştirici kullandığı gerekçesiyle 2004 Atina Olimpiyatları'ndan diskalifiye edilen milli halterci Şule Şahbaz'ın ardından Avrupa, dünya ve olimpiyat şampiyonu milli halterci Halil Mutlu, 2005'te dopingden ceza aldı.
2004 Atina Olimpiyatları'nda altın madalya kazanarak, olimpiyat tarihinde şampiyonluk elde eden ilk kadın sporcu olan Nurcan Taylan, 2011'de 4 yıl müsabakalardan men edildi.
Dönemin Halter Federasyonu Başkanı Hasan Akkuş, İsrail'deki 2012 Avrupa 23 Yaş Altı Halter Şampiyonası'nda, 5 milli sporcunun dopingli çıkması sonucunda istifa etti.
Doping, er meydanında
Doping, 2013 yılında er meydanına indi. Kırkpınar Başpehlivanı Ali Gürbüz de dahil olmak üzere 20 yağlı güreş sporcusunun numunesinde yasaklı madde bulundu.
Güreşte ise 2014 Dünya Şampiyonası'nda 3. olan Şamil Erdoğan'ın madalyası, numunelerinde, yasaklı maddelerden "stanozolol" çıkınca geri alındı.
Can alan doping
Vücut geliştirmede 2013 yılında yaşanan olay, dopingin sağlık yönünden tehlikelerini de gözler önüne serdi. Uzmanlar tarafından yan etkileri olduğu konusunda sürekli uyarı yapılan ilaçlar, bu kez genç bir sporcunun canına mal oldu.
Şahin İrencin, sporcular arasında "dinamit" olarak bilinen performans artırıcı ilacı aldıktan sonra fenalaştı. İç organlarının iflas ettiği öne sürülen 30 yaşındaki sporcu, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.
Çintimar: "Artık sona ermesi lazım"
Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Geriye dönük analizlerde dopingli çıkan hiçbir sporcunun sebebi biz değiliz. Bunların çıkmasından da rahatsızlık duymuyorum açıkçası, sonuçta bu bir haksızlıktır, artık sona ermesi lazım" dedi.
Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu ve Dünya Dopingle Mücadele Ajansı'nın (WADA), mücadelede yapılması gerekenlerle ilgili listesini, sıkı bir şekilde uyguladıklarını dile getiren Çintimar, şöyle devam etti:
"Dopingle uzaktan yakından ilgisi olan hiç kimseyi yakınımızda, camiamızda istemiyoruz. Verilen onca mücadeleye rağmen, hala doping kullanan varsa, bunun adı ülkeye ihanettir. Dopinge bulaşan sporcu ya da antrenör, her kimse, gereken cezalar verilecektir. Antrenörlere ceza veren tek federasyon biziz ve vermeye devam edeceğiz. Bu antrenörlerin belgesinin iptali için gerekirse mahkemeye başvuracağım."
Daha önce yurt dışından ülkeye giriş yapan antrenörlerden bazılarının doping kullanımında etkisi olduğunu kaydeden Çintimar, "Artık milli takım antrenörlerinde daha seçiciyiz. Bilimi almak, öğrenmek adına yabancı isimlerle çalışıyoruz ama hiçbir antrenör, benim sporcumu alıp baş başa çalışamıyor. Toplu halde, hem sporcuyu hem de yerli antrenörleri eğitiyor" ifadelerini kullandı.
"Zamanında, hakkıyla çalışan antrenörlerimizin eksikleri giderilmemiş" diyen Çintimar, bu eksikleri tamamlamak için çalıştıklarını, Türkiye'de çok yetenekli ve iyi antrenörlerin yer aldığını sözlerine ekledi.
Taşpınar : "Takdir edilmesi gereken bir noktadayız"
Türkiye Halter Federasyonu Başkanı Tamer Taşpınar, geçmişte dopingden canlarının oldukça yandığını ancak o günlerin geride kaldığını kaydetti.
"Takdir edilmesi gereken bir noktadayız" diyen Taşpınar, şunları söyledi:
"Halteri bataklıktan kurtardık. Örnek bir mücadele sergiledik. Uluslararası Halter Federasyonu (IWF) bizi örnek gösterdi. WADA, geldiğimiz noktadan dolayı bizi tebrik etti. Zorlu ama sonuca ulaşan bir mücadelede galip geldik. Bu işin dopingsiz de olabileceğini kanıtladık."
Dopingle mücadelede en önemli iki şeyin eğitim ve sıkı kontrol olduğunu vurgulayan Taşpınar, "Eğitim seminerleri sayesinde bu konuda bilgisi olmayan sporcumuz kalmadı. Yurt içi ve dışı tüm şampiyonalarda, kamplarda, habersiz numune aldık. Sporcu bundan kaçış olmadığını anladı. Dopinglinin aramızda barınamayacağına herkes ikna oldu" şeklinde konuştu.
Rus tenisçi Maria Sharapova gibi herkesin takdirini kazanmış bir sporcunun bile doping yapmasının, "dopingsiz olmuyor" kanaati uyandırabileceğini dile getiren Tamer Taşpınar, "Biz bu algıyı yıktık. Dopingsiz Avrupa şampiyonu, dünya şampiyonu ve ikincisi sporcular çıkardık. Bundan sonra da inşallah böyle devam edeceğiz" dedi.
Prof. Dr. Güner: "Antrenör ve aileleri de bilgilendiriyoruz"
Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu Genel Koordinatörü Prof. Dr. Rüştü Güner de, gençleri dopingden uzak tutmak için yoğun bir şekilde çalışmaya devam ettiklerini söyledi.
Gençlerin, sağlıklarını olumsuz etkileyebilecek yasaklı maddeleri kullanmaması için eğitim seminerleri düzenlediklerini kaydeden Güner, "Gençlik ve Spor Bakanlığı'na bağlı tüm federasyonlarla çalışıyoruz. Sadece sporcular değil, antrenör ve aileleri de bilgilendiriyoruz. Seminerlerde, dopingle mücadele kural ihlallerini, yasaklı yöntem ve maddeleri anlatıyoruz" diye konuştu.
Bazı sporcuların, yasaklı maddeleri tedavi amaçlı kullanmak zorunda kalabildiğini vurgulayan Güner, "Bu sporculara da nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini söylüyoruz. Doping kontrollerinin nasıl yapıldığı konusunda bilgi veriyoruz" dedi.
Sporcuların internet üzerinden takip edebilecekleri bir elektronik eğitim programı hazırladıklarını ve bunu tamamlayan sporculara, "Dopingle Mücadele Eğitim Sertifikası" verdiklerini dile getiren Güner, aynı zamanda Spor Bilimleri Fakültelerindeki öğrencilere de eğitime tabi tuttuklarını ve bu eğitimlere yoğun bir ilgi gösterildiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA