"Türk Futbolunda Rahatsızlıklar Var"
Eski Yargıtay Başkanı, Spor Genel Müdürlüğü ve Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu Başkanı Hasan Gerçeker, "Türk sporunda bir takım rahatsızlıklar var.
Eski Yargıtay Başkanı, Spor Genel Müdürlüğü ve Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu Başkanı Hasan Gerçeker, "Türk sporunda bir takım rahatsızlıklar var. Bunu en iyi şekilde tedavi edip, sporun bünyesini sağlıklı bir duruma getirmek için çalışmalıyız" dedi. Gerçeker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 16 yıldır Türk spor sistemin içinde olan bir hukukçu ve sporu seven bir insan olduğunu ve spora katkı yapmak istediğini söyledi. Hasan Gerçeker, sistemde zaman zaman aksamalar ve problemler olduğunu, karşılaştığı zorluklara çözüm üretmek konusunda büyük çaba harcadığını ifade ederek, "Bir takım zorluklar çıktığı zaman, ?bunu bilseydiniz, bu görevi yine kabul eder miydiniz?? diye soruluyor. Eğer siz bir olayda bir katkınızın olmasını istiyorsanız, bu zorlukları mutlaka kabul edeceksiniz. Her olayın kendine göre zorluğu olabilir. Ben hep söylüyorum, ceza vermek, kuralları uygulamak hep hastayı iyileştirmek içindir. Türk sporunda, spor sisteminde bir takım rahatsızlıklar var. Bunu en iyi şekilde tedavi edip, sporun bünyesini sağlıklı bir duruma getirmek için çalışmalıyız" diye konuştu. Futbolun erişilmez büyüklüğü "Bir tarafta tek federasyon Türkiye Futbol Federasyonu, öbür tarafta 60?a yakın ayrı bir federasyon grubu var" diyen Gerçeker, futbolla diğer federasyonların sanki iki ayrı kümede toplanmış gibi göründüğünü vurgulayarak, "Yani futbol tek başına bir kümeyi oluşturuyor, diğer federasyonlar toplu halde bir kümeyi oluşturuyor. Futbol bunların hepsinden baskın bir federasyon olarak ortaya çıkıyor. Çünkü, futbol bugün sadece Türkiye için değil, bütün dünyada toplumları peşinden sürükleyen, toplumların ilgisini çeken, cezbeden en önemli spor dallarından birisi. Bir çok ülkede olduğu gibi, bizde de futbol hep önde geliyor. Bu kadar güncel, sansasyonel, toplumun ilgisini çeken bir branş olduğu için futbol, basın yayın organlarında da çok geniş yer alıyor. Futbolun sorunları çok daha fazla gündemde oluyor. Halbuki diğer branşlarda da çok sorunlar var. 60?a yakın federasyon var. bunların da değişik sorunları, değişik zamanlarda önümüze geliyor, ama bu spor dalları futbol kadar sansasyonel ve güncel olmadığı için o sorunlar toplumun fazla ilgi odağı olamıyor" şeklinde konuştu. Tahkim Kurullarında görev yapanların tarafsız olarak görev yapmalarının toplumun güvenini kazanma açısından önemli bir unsur olduğunun altını çizen Hasan Gerçeker, "Bizler tamamen bağımsız çalışan kurullarız. Aslında yargı organıyız biz. Yani, spor hukuk kuralları olarak, bir yargı organı olarak görev yapıyoruz. Yargının da en büyük unsuru bağımsız olmasıdır. Bağımsızlığın ön şartı da tarafsız olması gerekir. Biz ne kadar bağımsız ve tarafsız olarak görev yaparsak, o zaman topluma, toplumdaki insanlara güven veririz. Onlar da buradan çıkan bir kararı rahatlıkla kabul ederler, kabullenirler. Böylece spor disiplini, spor sistemi içinde dengeli, verimli çalışmada sağlanmış olur" ifadelerini kullandı. Fenerbahçe?nin Şampiyonlar Ligi?nden men edilmesi Gerçeker, Fenerbahçe?nin UEFA Avrupa Şampiyonlar Ligi?ne alınmamasının tamamen UEFA?nın tasarrufunda olduğunu, bu konu hakkında ne federasyonun, ne de tahkim kurulunun müdahale etme şansının olmadığını söyledi. Hasan Gerçeker, bu olayın Avrupa ve dünya futbol sistemleri ile ilişkili olduğunu, ancak hiçbir kişi ve kuruma da yargısız infaz yapılmasının doğru bir davranış olmadığını bildirerek, şöyle dedi: "Spor sistemi sadece ulusal bir sistem değil, uluslararası bir sistem de. Biz de bu sistemin bir parçası olmuşuz. UEFA?nın üyesi olmuşuz, FIFA?nın üyesi olmuşuz ve üye olurken de onların kurallarına uymayı taahhüt etmişiz. Yani buna uymadığınız zaman o sitemden çıkarılıyorsunuz. Ulusal sistemimiz içerisinde yapılan değerlendirmeyle, uluslararası sistem içerisinde yapılan değerlendirmeler birbirinden farklılık gösterebilir. Burada bakış farklılığı, yorum farklılığı olabilir. Sonuç itibariyle UEFA bir karar verdiyse, bu karara uymak zorundasınız. Ancak, UEFA?nın verdiği karar tedbir mahiyetinde bir karardır. Tahkime başvuruldu, Uluslararası Tahkim Kurulu da mutlaka bir karar verecek. Biraz sabırlı olmamız gerekiyor. UEFA?nın verdiği kararlara ancak Uluslararası Tahkim Kuruluna itiraz hakkı var. Elbette ki haksızlığa uğramış bir kişi tazminat talep edebilir. Ortada bir kuşku varsa, bir itilaf varsa, bir anlaşmazlık varsa, yargı sürecinden geçiyor. Spor disiplinini sağlamak açısından da bazen bunlar gerekli olabiliyor. Ancak, siz bir kurumu, bir kişiyi suçlu olarak kabul edip, yaptırımları ona göre uygularsanız, zaten o zaman bu kurullara, yargılama yapmaya, soruşturma yapmaya gerek yok." Şikeye karıştığı iddia edilen sporcu ve yöneticiler Hasan Gerçeker, şike ve teşvik olayı gündeme geldikten sonra, uluslararası bir araştırma ve soruşturma yapıldığını, yargılamaların ise halen sürdüğünü ifade ederek, "Almanya merkezli uluslararası bir bahis olayı vardı. O olaylarda yargılamalara hala devam ediliyor. Bir çok insanın, bildiğim kadarıyla 80 küsur ülkede 400-500 maçı kapsayan çok geniş kapsamlı bir şike operasyonu ve daha çok da iddiadan kaynaklanıyor. Yasal olmayan bu olaylarda, takımların üzerinde manipülasyonlar yapmak, sonuçları önceden belirlemek amacıyla çıkar sağlama, menfaat unsurları oluşmuş. Bunlarla ilgili de bizim birçok sporcumuz, yöneticimiz soruşturma altında kaldı, cezalar verildi. Biz göreve başladığımızda 40-50 dosya vardı bu konuda, bunların hepsini sonuca bağladık. Tabii ki bunlar gündemin yoğunluğu karşısında fazla gündeme gelmedi. Hatta gündemden düştü de diyebiliriz. Orada bir takım sporcu ve yöneticilerin bu şike olaylarına, hileli bahis olayına karıştığı, teşvik iddialarına karıştığı somut olarak ortaya çıkmış durumda. Suça karışan kişiler, kulüpleri de bağlayabilir, onu çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Disiplin talimatının ilgili maddesine göre, eğer bir kulüp şike olayına karışmışsa, yani önceden sonucun belirlenmesi, maç sonucunun etkilenmesi olayına karışmışsa, bu durum o kulübün küme düşürülmesini gerektiriyor" diye konuştu.