Teknik direktör Mustafa Özer, Eskişehirspor'un yaşam savaşını anlattı!
Spor Arena / İsmail ER - Türk futboluna damga vuran kulüplerden Eskişehirspor, tarihinin en karanlık günlerini yaşıyor.
Spor Arena / İsmail ER - Türk futboluna damga vuran kulüplerden Eskişehirspor, tarihinin en karanlık günlerini yaşıyor. Geçmiş yıllarda forma giyen yabancı futbolcuların paraları ödenmediği için FIFA'dan 15 puan silme cezası alan kırmızı siyahlı kulüp, TFF 1. Lig'in son sırasına demir atmış durumda. Öyle zor durumda ki, kadroda bir yabancı bile kalmadı. Hepsi devre arasında çekip gitti. Çoğu altyapıdan yetişme 25 genç futbolcuyla yaşam mücadelesi veriyor. Bir mucizenin peşinden koşan Es-Es'in hocası Mustafa Özer'le konuşup, yaşadıklarını anlatmasını istedik. İşte Özer'in anlattıkları...
Masraflar her sene daha da artıyor
Eskişehirspor, son 7 senede sattığı futbolculardan 18 milyon Euro yani 135 milyon liraya yakın (Güncel kurla 135 milyon TL) para kazanmış. 'Peki bu paralar nereye gitti?' diye soruyorlar, ben söyleyeyim... Birincisi, yönetimlerin yetersizliği. Oyuncularla yapılan sözleşmelerdeki yanlışlar ve transfer hataları. Satılan oyuncuların yerine gelenlerin aynı kalitede olmaması. İkincisi ise, futboldaki giderlerin her sene artması. Süper Lig'de kalıcı olmak için her sene daha fazla harcama yapmak zorunda kalıyorsunuz. Bu süreçte gelir-gider dengesini sağlayamazsanız ekonomik olarak sona gelirsiniz. Bu arada döviz kurunun sürekli artış göstermesi ve kredi faizlerini de unutmamak gerek.
'Bunun hesabını kim verecek?'
Ben geldiğimde takımın kümede kalma şansı yüzde 5'ti, bunu yüzde 50'ye kadar çıkardık fakat bu sefer de FIFA'dan 6 puan silme cezası daha geldi. Sezon başından beri silinen puanların toplamı 15'e çıktı. Şimdi 11 puanımız var, o 15 puan silinmeseydi, 26 puanla küme düşme hattının üstüne çıkmıştık. Bunun hesabını kim verecek? Ben tüm Eskişehir halkının Eskişehirspor'a destek olmasını istiyorum. Başka Eskişehirspor yok!
Zor durumdaki kulüpler kapatılmasın ama denetlensin
Eskişehirspor belki de tarihinin en karanlık günlerini geçiriyor. Bu durumdaki kulüpler kapatılsın mı? Hayır ama bir yapılanma gerekiyor. Sakaryaspor, Kocaelispor, Orduspor, Mersin İdman Yurdu ve Gaziantepspor'un başına gelenler ortada. O yüzden, üst ve alt ligler arasındaki gelir uçurumunu biraz olsun kapatarak, daha dengeli ve denetleyici bir sistem kurmak gerekiyor. 20.7 yaş ortalamasıyla TFF 1. Lig'in en genç kadrosuna sahibiz. Oyuncularımı motive ederken genellikle Eskişehirspor'un eski maçlarını izletiyorum. Motivasyon yöntemlerimden biri de müzik dinletmek. Soyunma odasında oyunculara müzik dinleterek maçlara çıkıyoruz.
Sabırsızlık, sistemsizlik ve yetersiz yöneticiler
1990-2004 yılları arasındaki futbolculuk kariyerinde, Fenerbahçe'nin de aralarında olduğu 11 kulüpte oynayan ve 5 kez A Milli olan Mustafa Özer, 17 yıldır da teknik direktörlük yapıyor. UEFA'dan Fair Play ödülü alan Özer, Türk futbolunun temel sorunlarını şöyle anlatıyor: "Bizde öncelikle sabırsızlık ve sistemsizlik var. Teknik direktör, elinde sihirli asa ile her şeyi değiştirebilecek biri değildir. Başarı için önce sistemli olmak, sonra sabretmeyi bilmek gerekir. Biz ise bir an önce sonuca gitmek istiyoruz. Bu saydıklarım, dönemsel olarak yetersiz yöneticilerle birleştiği zaman kriz başlıyor. Transfer genellikle bir kumar gibidir. Eskişehirspor'a çok kaliteli yabancılar geldi. Dede, Diomansy Kamara, Funes Mori ilk aklıma gelenler. Ama diğerleri aynı seviyede olamadı. Bu risk tüm kulüpler için geçerli."
Hastayız diye maça çıkmadılar
Eskişehirspor'da göreve başladığımda oyuncular çok moralsizdi, bazıları idmana dahi çıkmak istemiyordu. 29 Aralık'ta Boluspor ile oynadığımız maça bazı oyuncular 'Hastayım' diye gitmedi. Hepsiyle konuşup güven aşıladık. Sonra ligin devre arası oldu, yabancıların hiçbiri geri dönmedi. İkinci yarı hazırlık kampına altyapıdan 12 futbolcu götürdüm. Bazı pozisyonlarda eksiklerimiz vardı, onları gençlerle kapatmaya çalıştık. Kadromuzda hiç yabancı kalmamıştı. İkinci yarının ilk 4 haftasında 10 puan aldık. Ancak kadro derinliği olmayınca devamını getiremedik.