Sultanlar Ligi'nde şampiyonluk senaryoları
Vestel Venus Sultanlar Ligi'nde final serisi devam ediyor.
Vestel Venus Sultanlar Ligi'nde final serisi devam ediyor. Eczacıbaşı VitrA'ya karşı evinde kaybettiği ilk maçın şaşkınlığını çabuk atlatan VakıfBank, üst üste kazandığı iki karşılaşmayla seride durumu 2-1'e getirmiş durumda. Hatanın telafisinin olamayacağı bir aşamaya geldiğimiz final serisinde bizleri neler bekliyor? VakıfBank ve Eczacıbaşı VitrA şu ana kadar neleri doğru, neleri yanlış yaptı? Takımların şampiyonluğa ulaşmak adına neleri değiştirmesi gerekiyor? VakıfBank adına Aslı İleri, Eczacıbaşı VitrA adına Ezgi Ünal kupa senaryolarını değerlendirdi...
VakıfBank açısından final serisi - Aslı İleri
Vestel Venus Sultanlar Ligi’nde perdenin kapanmasına sayılı gün kaldı. 2-1 üstün taraf VakıfBank olsa da, birbirini çok iyi tanıyan iki takımın geçmişte oynadığı finalleri göz önünde bulundurduğumuzda kupa mücadelesinin ucu hâlen açık...
VakıfBank'ın klasik altısıyla başladığı serinin ilk maçında, işler istenildiği gibi gitmemişti. Ev sahibi avantajını koruyamayan sarı-siyahlılar, Kim’in bu sezonki en iyi performanslarından birini sergilemesine engel olamayınca beş set sonunda kaybeden taraf olmuştu. Kendi cephelerinden bakıldığında oyuncular arasında skor bölüşümünün sağlanamaması ilk maçta takıma olumsuz yansıdı. Ama her yenilgi sonrasında olduğu gibi VakıfBank kendisinden beklenen reaksiyonu gösterdi ve üst üste iki galibiyetle seride tekrar ipleri ele aldı. Takım hâlinde atılan iyi servisler, rakibin blok defans kurgusunu bozan hücum verimliliği ve kritik anlarda alınan inisiyatifler, VakıfBank açısından son iki maçın kilidini açan noktalar oldu.
Kontenjan sınırı yüzünden beş yabancısından birini yedek kulübesinde, birini de saha kenarında tutmak zorunda olan Giovanni Guidetti, rüzgârı arkalarına almalarını sağlayan altıyı korumaya devam ediyor. Ama başarılı antrenörün Lonneke Sloetjes gibi yıllardır takımın as pasör çaprazı olan bir isimden vazgeçmesi, beklenmedik bir ayrıntı seriye dair. Ritim bulan ve kötü gidişatın üstesinden gelebilen altı, dördüncü maçta da sahada olmalı. Peki olası bir yenilgi sonrasında Lonneke’yi tribünde bırakmalı mı? Burada yine koç karar mercii. Tek bildiğimiz, Guidetti’nin kafasındaki oyunu oynatmak için geçmişte de olduğu gibi tüm ezberleri her an bozabileceği...
Eczacıbaşı’nın taktik analizini de etkileyen bu hamle şimdilik serinin seyrini değiştirmiş gözüküyor. Milena Rasic ve Ebrar Karakurt'un rotasyona dahil oluşuyla Vakıfbank; setlerin ilk yarısını Ebrar’ı pasör çaprazı oynatıp ihtiyaç kadar pas atarak, ikinci yarılarını ise Zhu Ting’i servis karşılamadan kaçırıp Chiara Di Iulio’yla defans hattını bir seviye daha rahatlatarak oynamayı tercih ediyor genellikle. Böylece Zhu da tüm odağını hücuma çevirebiliyor. Rasic’in tecrübesi ve hırsı, Ebrar’ın defansta çıkardığı toplar ve smaç servisiyle bulduğu seriler aynı zamanda takımın hanesine artı olarak yazılan/yazılacak puanlar anlamına geliyor.
Yapbozun tamamlayıcı parçalarına benzer bir “duo” olan Kelsey Robinson-Zhu Ting smaçör hattı ise bir diğer pozitif etken. Maç içinde iniş-çıkış yaşasalar da Kelsey servis serileriyle rakibin hayalindeki seti oynamasına engel oluyor ve Zhu’yu hücumda tamamlayabiliyor. Zhu Ting ise kimi zaman alıştığımız, kimi zaman da hâlâ akıl sır erdiremediğimiz blok üstünden vurduğu, arkasına gelen pasları öldürdüğü smaçlarla rakibin direncinin düşmesinde fazlasıyla rol oynuyor. Neden dünyanın en iyi hücumcusu olarak anıldığını adeta ispatlıyor.
VakıfBank'ın üstünlüğünü sürdürmesi için iyi servis istikrarını sürdürmesi ve hücumu bir köşeye yığmaması şart. Ayrıca rakibin uzun sayı serileri yakalamasını engellemek ve maça ağırlığı erkenden koymak önemli. Çünkü VakıfBank’ın sezon içinde final setine kalan maçları bir türlü kazanamaması, kafalarda soru işareti yaratıyor. Tabii Eczacıbaşı’nın göstereceği reaksiyonu da hesaba katmakta fayda var...
Eczacıbaşı VitrA açısından final serisi - Ezgi Ünal
Eczacıbaşı VitrA, bu sezona büyük umutlarla ve smaçör hattında büyük yıldızlarla başladı. Sultanlar Ligi’nde normal sezonu ilk dörtte bitiren rakiplerine sadece bir kez yenildi ve Şampiyonlar Ligi’nde gruplarda maç kaybetmeden çeyrek finale yükseldi. Her iki kulvarda alınan bu görkemli galibiyetler, turuncu-beyazlılarda işlerin pek de fena gitmediğini gösteriyordu. İşte tam bu noktada kırılmalar başladı.
Normal sezonu lider bitiren Eczacıbaşı VitrA, çeyrek ve yarı final serilerini kolay bir şekilde geçerek Sultanlar Ligi’nde finale yükseldi. Ayrıca Kupa Voley’de kupayı kaldırarak bir hedefine çoktan ulaşmıştı bile. Fakat bu iki başarının öncesinde, kupa hedefiyle girilen Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final gibi çok erken bir aşamada, üstelik deplasmandaki ilk maçı kazanmasına rağmen, evinde önce maçı sonra da altın seti kaybederek elenen Eczacıbaşı VitrA, bulutların üzerinden bir anda yeryüzüne sert bir şekilde düşmüş oldu.
Şampiyonlar Ligi’ndeki hayal kırıklığının ardından her ne kadar Kupa Voley’i kazanmış olsa da Eczacıbaşı VitrA sezonu mutlu bitirebilmek için lig şampiyonu olması gerektiğinin farkında. Çünkü geçen sezon da ligi ikinci tamamlayan turuncu-beyazlılar, bunun üstüne sezon başında Yeon-Koung Kim gibi bir dünya yıldızını kadrosuna katarak çıtayı yükseltmişti. Kısacası beklentiler artık daha büyük.
Final serisi, iki takımın da kazanmak için her şeyi yaptığı bir maçla başladı. İki takım da servis karşılama, hücum ve blokta birbirine denk performanslar sergileyerek maçı beşinci sete taşıdı. Maçın kazananını ise tie-break setinde, neden bu takımda olduğunu cümle âleme gösterircesine 8 sayıya imza atan Kim belirledi ve Eczacıbaşı VitrA deplasmanda ilk maçı alarak seride 1-0 öne geçti.
Final serisinin ikinci ve üçüncü maçlarının da ilk maç gibi çekişmeli geçmesi umulurken bunun tam tersi bir durum yaşandı...
Eczacıbaşı VitrA ikinci maçta %36, üçüncü maçta %37 hücum yüzdesinde kalırken rakibi VakıfBank sırasıyla %50 ve %55 ile yüksek yüzdelerle oynadı. Hücum yüzdelerindeki bu farkın yanında son iki maçta toplam 19 blok yapan VakıfBank’a karşın Eczacıbaşı VitrA 10 blokta kaldı.
Bu istatistikler, Eczacıbaşı VitrA için iki maçın nasıl kaybedildiğini açıkça ortaya koyuyor. Sezon boyunca pasör ve orta oyuncu konusunda bir türlü ideale ulaşamayan Marco Motta, bu iki maçta da bu pozisyonlardan beklediği verimi alamadı. Eczacıbaşı VitrA’nın orta oyuncuları VakıfBank’ın oyun kurgusunu çözmekte zorlandı ve rakibinin çok rahat hücum etmesine sebep oldu. Bunun yanı sıra Eczacıbaşı VitrA pasörleri oyunu açmakta zorlandı. Bu da sezon başından beri aşılamayan bir diğer problemi tekrarlattı. Kim ve Jordan Larson’un düşük yüzdelerle oynamasıyla Tijana Boskovic hücumda yalnız kaldı. Bu da VakıfBank bloklarının işini bir hayli kolaylaştırdı.
Bu iki maçta da görüldüğü üzere, sezon başında yapılan orta oyuncu ve pasör tercihlerinin doğru olmadığını söylemek yanlış olmaz. Beyza’nın sakatlanması ile takımın tüm dengesinin bozulması ve Marco Motta tarafından sezon boyunca buna bir çözüm üretilememesi de Eczacıbaşı VitrA tarafında serinin geri kalanı için soru işaretleri oluşturuyor.
Eczacıbaşı VitrA oyuncuları artık kenarda duracak kupanın VakıfBank’a gitme ihtimaline karşı oynayacak. Bunu engellemek için Larson ve Kim’e büyük pay düşüyor. Boskovic’in yine hücumda yalnız kalması, VakıfBank’ın kupaya bir adım daha yaklaşmasına neden olacaktır. Ayrıca Eczacıbaşı VitrA ortaları her zamankinden daha çok bloklara odaklanıp VakıfBank’ın kolay sayı bulmasını engellemeli.