Soğuk Suda Üşüyünce Futbolcu Olmaya Karar Vermiş
Trabzonspor’un Portekizli sağ kanat oyuncusu Joao Pereira, karakteri gereği kaybetmeyi kabullenemediğini ve maçlardaki hırsının da bundan kaynaklandığını belirterek, “Eşim, maçlardan sonra eve gittiğimde iyi oynamış olsam bile ’O tartışmayı yapmana gerek var mıydı’ gibi şeyler söyleyerek kızar bana.
Trabzon spor'un Portekizli sağ kanat oyuncusu Joao Pereira, karakteri gereği kaybetmeyi kabullenemediğini ve maçlardaki hırsının da bundan kaynaklandığını belirterek, "Eşim, maçlardan sonra eve gittiğimde iyi oynamış olsam bile 'O tartışmayı yapmana gerek var mıydı' gibi şeyler söyleyerek kızar bana. Ben de fırçaları yememek için sahada daha dikkatli olmaya çalışıyorum" dedi. Pereira, aynı zamanda spor hayatına yüzme ile başladığını ancak suyun soğukluğundan dolayı futbola yöneldiğini söyledi.
Trabzonspor Dergisi'nin Ekim sayında Portekizli oyuncu Joao Pereira'ya yer verildi. Trabzonspor'a gelmeden önce takım ve şehir hakkında pek bir bilgisi olmadığını kaydeden Pereira, "Ancak Bosingwa ve Cardozo'dan dolayı Trabzonspor'u biliyordum. Onlar sayesinde takım ve şehir hakkında bilgi edinmiştim. Trabzonspor'un benimle ilgilenmeye başlamasının ardından eski takım arkadaşım Douglas'la konuştum. O da bana şehrin küçük olduğunu, ancak insanların futbola çılgınca bir aşk duyduğunu söyledi. Ayrıca kulübün büyüklüğünden bahsetti. Geldiğimde de anlatılanların doğru olduğunu gördüm" diye konuştu.
Teknik Direktör Ünal Karaman'ın bordo-mavili kulüpteki üçüncü teknik direktörü olduğunu hatırlatan Portekizli futbolcu, "Her hocamızdan bir şeyler öğreniyoruz. Bizden isteklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Yönetimde bir değişiklik oldu. Başkanımız kulübü zor bir durumda devraldı. Kulübün geleceğe yönelik olumlu adımlar atması gerekiyor. Yönetimimizin de bu yönde çalıştığını biliyoruz. Umarım gelecekte çok daha iyi durumlara geliriz. Kulübümüz çok büyük, tüm zorlukların üstesinden gelebilecek potansiyele sahip. Bir bütün olarak elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Hocamız sıkı çalışmayı seviyor ve isteklerini doğrudan bize net bir dille anlatıyor. Maça çıktığımızda kafamızın sahada olmasını ve elimizden gelenin en iyisini yapmamızı istiyor. Ben tüm teknik adamlardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum" şeklinde konuştu.
Bu sezon için hem kişisel hedefleri hem de Trabzonspor'un hedefleri hakkında da konuşan Pereira, "Bir önceki sezondan daha iyisini yapmamız gerekiyor. Dolayısıyla geçen sezonu beşinci sırada tamamladığımız için şimdi daha yukarılarda olmamız lazım. Tabii bu kolay değil. Kulübümüz, mazisindeki başarıları dolayısıyla Avrupa'daki herhangi bir şampiyonada olmayı hak ediyor. Bu nedenle oyunumuzu geliştirip bu hedefimizi gerçekleştirmek istiyoruz. Bireysel olarak hedefim ise sürekli oynamak ve takımıma olabildiğince katkıda bulunmak" ifadelerini kullandı.
Trabzonspor öncesi son golünü 4 Eylül 2010'da Beira-Mar ile Sporting Lizbon arasında oynanan ve 1-1 biten karşılaşmada attığının hatırlatılması üzerine yıldız futbolcu, "Futbola başladığım yıllarda daha ofansif bir sağ kanat oyuncusuydum. Kariyerim ilerledikçe daha çok savunmayı ön planda tutan, asist yapmayı düşünen bir oyuncu haline geldim. Tabii gol atmak da güzel. Karabükspor maçında goller attığım için de ekstra mutlu olmuştum. Bu sezon da gol atmak için fırsatlarım oldu ama benim önceliğim takım arkadaşlarıma asistler yapabilmek" dedi.
Portekizli oyuncu, sahada çok hırslı ve konsantrasyonu yüksek bir görüntü sergilemesi ile ilgili olarak ise şunları söyledi:
"Bir futbolcu ve insan olarak kendimi tanımaya başladığımda oturup düşünmeye başladım. Pozitif ve negatif yönlerimi çıkarttım. Pozitif yönlerimi asla kendim ifade etmem, ama negatif olarak sol ayağımın istediğim seviyede olmadığını gördüm, hava toplarında da çok iyi değildim. Buna gol vuruşlarımı da ekleyebilirim. Eksi yönlerim böyleyken bir fark yaratmam gerektiğini düşündüm. Öncelikle bu yorumu diğer oyuncular böyle değil diye yapmıyorum. Her zaman hırslı ve konsantre olmam gerektiğini anladım. Zaten karakterim gereği kaybetmeyi kabullenemiyorum. Bazen hırsım ve kaybetmeyi kabullenememek konsantrasyonumun önüne geçiyor, istemediğim hareketler yapabiliyorum. Kazanmayı çok istiyorum. Her yaptığım hareket bu düşünce yüzünden. Bu nedenle her maça çok yüksek konsantrasyonla çıkıyorum."
Geçen yıla göre ise ligdeki sakin görüntüsünü eşine bağlayan başarılı futbolcu, "Onunla tanışmadan önce farklı biriydim. Eşim, maçlardan sonra eve gittiğimde iyi oynamış olsam bile "O tartışmayı yapmana gerek var mıydı" gibi şeyler söyleyerek bana kızıyor. Ben de fırçaları yememek için sahada daha dikkatli olmaya çalışıyorum. Şunu da söylemem gerekiyor; beni burada izleyip sert bir oyuncu olduğumu düşünüyorsanız İspanya ve Portekiz'de oynadığım dönemde izleseydiniz neler söylerdiniz bilmiyorum. Saha içinde görünen bir tarafım var ama bir de görünmeyen kısımlarım var. Her zaman kendime şunu söyledim; futbolun içinde çok kaliteli, hatta benden daha iyi ve benim yerime oynayabilecek oyuncular var. Bir şekilde fark yaratmam gerekiyordu. Hırsım ve takıma adanmışlığımın yanı sıra kendime de yatırım yaptım. Kendime ve yaşantıma dikkat etmezsem elimdeki her şeyin bir gün uçup gidebileceğini biliyordum. Bu kurallarım dolayısıyla hem eşim hem de arkadaşlarım bazen kızabiliyor. Örnek vermek gerekirse arkadaşlarımla veya eşimle akşam saatlerinde dışarı çıktığımızda saat 11.00 olunca mutlaka eve dönerim. Çünkü zamanında uyumam ve erken kalkman gerekiyor. Bu duruma arkadaşlarım kızsa bile yanlarından ayrılıyorum. Bunu yapmak zorundayım. Çünkü benim hayatım böyle olmak zorunda. Neyi yapıp neyi yapmamam gerektiğini bilmem lazım. Aynı şekilde düzgün beslenmeliyim. İşime saygı duyuyorum ve gereklerini yerine getirmeye çalışıyorum. Bu durum benim hayatım için de gerekli. Bu şekilde fark yaratmaya çalışıyorum. Ben bugün futbol oynuyorum ve işimi en iyi şekilde yapıyorum. Eğer futbolcu olmayıp itfaiyeci olsaydım bu seferde dünyadaki tüm yangınları söndürmek ve iyi bir itfaiyeci olmak için mücadele edecektim" açıklamasında bulundu.
Spor hayatına yüzme ile başladığını ancak su çok soğuk olunca yüzmeyi bırakıp futbola yöneldiğini belirten Portekizli, "Çünkü soğuk suyu hiç sevmem. İlk zamanlar futbol benim için sadece hobiydi. 16-17 yaşlarındayken bu işi gerçekten yapabileceğimi düşündüm. 18-19 yaşlarında Benfica A Takımı'na yükseldim. En başa dönecek olursak; su sıcak olsaydı belki de başka bir hayatım olacaktı. Ailem beni futbol konusunda destekledi. Hatta tercihi tamamen bana bıraktılar. Hangi sporu istersem yapabilirdim" dedi. - TRABZON