Serie A raporu #9
Son dört beş sezondur Serie A ve teknik direktörlük dendiği zaman belki de akla gelen ilk isim olan Gian Piero Gasperini’nin Atalanta’sı, geçen hafta söylediklerimizi haklı çıkararak sonuca gitmeyi başardı.
Son dört beş sezondur Serie A ve teknik direktörlük dendiği zaman belki de akla gelen ilk isim olan Gian Piero Gasperini’nin Atalanta’sı, geçen hafta söylediklerimizi haklı çıkararak sonuca gitmeyi başardı. Galibiyetten uzak geçen maçların ardından Brescia karşısında neyi farklı yapabileceğini düşünen Gasperini, Luis Muriel’i forvet özelliklerinin yanı sıra pasör olarak da kullanma yoluna gitti. Bunun yanında Mario Pasalic’in de hücumda formda bir gün geçirmesi, sonucun Atalanta lehine rahat ilerlemesini sağladı. Brescia tarafındaysa Fabio Grosso’nun gelişi pek çözüm olmadı gibi görünüyor.
Juventus’un düştü düşecek gibi görünen futbolu, Sassuolo karşısında, Vatikan’ın İtalya’da bulunması ve Juventus taraftarlarının Vatikan’la arasının iyi olması sonucu yere düşmedi. Savunmasıyla dosta güven düşmana korku veren Juventus’un, Sassuolo’ya karşı bu kadar bariz hatalar yapıp öne geçtiği maçta geriye düşmesi akıl alır gibi değil. Yine de günü, bu sezonki en formda oyuncusu Paulo Dybala’nın çabasından doğan penaltıyla kurtardılar. Maurizio Sarri’nin önünde cevaplaması gereken çok ciddi sorular var: Cristiano Ronaldo’ya ihtiyaç duymadan sonuca gidebiliyorken onu nasıl bir sistemle oyuna katacak? Eğer katamazsa nasıl bir yol izleyecek? Sassuolo karşısında penaltı golü dışında Cristiano Ronaldo’nun dikkat çeken tek ayrıntısı saç bandıydı çünkü…
Stefano Pioli yönetimindeki bir takımın beraberlik dışında bir sonuç alması, bir de üstüne deplasmanda galip gelmesi başlı başına haftanın dikkat çeken olayı. Parma ile Milan arasındaki bir eşleşme, isim olarak çok çekici olsa da oyun tam tersi yöndeydi. Oyunun son çeyreği Parma ceza sahasında oynanırken Theo Hernandez, bu baskılı oyunu sonuca taşıdı ve Milan tek gollük galibiyetle nefes aldı.
Juventus’un kendi sahasında Sassuolo’ya puan kaybettiği haftada Inter, zirveye yerleşmek için çok ciddi bir avantajla San Siro’ya, Spal’ın karşısına çıktı. Düşme hattında bulunan Spal için Inter karşısında alınabilecek en ideal sonuç beraberlik gibi görünürken Inter, bu şansı Spal’ın elinden Lautaro Martinez’le aldı. Inter, ilk yarıda tek kale tanımının karşılığı olarak gösterilebilecek oyunuyla 2-0’ı bulunca ikinci devreyi rölantide geçti. Spal bu süre zarfında etkili olmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Toparlamak gerekirse, Inter’in bu galibiyeti hücumcularının telepatik denilebilecek uyumu sayesinde geldi diyebiliriz. Inter’in öne geçmesiyle şampiyonluk mücadelesi daha keyifli olacaktır.
Umut Sarıkaya’nın İran hakkında, “Yeni övdüm de geldim” diye hatırlanan karikatürü gibi bir hâl aldı Lazio hakkındaki notlarımız. Sallantılı bir yıl geçiren Udinese karşısında oyuna hükmeden Simone Inzaghi’nin öğrencileri, durduralamayan forvet Ciro Immobile’yle basit bir galibiyet daha elde etti. Lazio ilk dört sıra için belki de uzun yıllardır olamadığı kadar ciddi bir aday bu sezon.
Napoli’de Carlo Ancelotti dönemi resmi olarak bitmese de mental olarak bitti diyebiliriz. Napoli’nin hayatta kalmasını sağlayan başlıca etken ne savunması ne hücumuydu bu sezon. Kalecisi Alex Meret’ti. Meret’nin yerine kaleye geçen David Ospina’nın da yetersiz performansı gelince Napoli’nin yokuş aşağı gidişi açıklanabiliyor. Bologna cephesinden bakacak olursak Napoli deplasmanında geriye düşmek kabus olarak nitelenebilir. Mihajloviç’in öğrencileri bu kabusu rüyaya çevirmek için yeterli motivasyona sahip olduklarını göstermekte gecikmediler. Sağ beki Takehiro Tomiyasu’nun kanattan merkeze doğru kurduğu oyunla golleri bulmak Bologna için pek de zor olmadı. Tomiyasu haftanın en iyi performanslarından birini gösterdi.
Roma, Eusebio di Francesco döneminin başında olduğu gibi reaksiyon verebilme yetisine sahip olduğunu Paulo Fonseca yönetiminde geçirdiği son birkaç ayda tekrar fark etti. Yoğun yağmurun yer yer mücadelenin önüne geçmiş olması bile bu isteği Roma’dan koparamadı. Hellas Verona karşısında 3-1’lik galibiyetin fazlasını çıkarabileceklerini de rahatlıkla göstermiş oldular. Temsilcimiz Cengiz Ünder ise, Roma’nın kazandığı penaltıdaki penaltıyı oluşturan pası verdi. Onun dışında sahada bulunduğu 67 dakikada ortalama bir performans ortaya koydu Cengiz.
Haftanın Takımı: Bologna
Haftanın Oyuncusu: Ciro Immobile (Lazio)
Haftanın Golü: Leonardo Bonucci (Juventus)
Haftanın Teknik Direktörü: Sinisa Mihajloviç (Bologna)
Haftanın Maçı: Juventus-Sassuolo