Selahattin Baki ve Medyamızın Ayıbı !

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İngiltere'nin en köklü kulüplerinden Sheffield United kulübünün yarısını Suudi Prens Abdullah satın alınca, Suudi Prensi Abdullah'ın danışmanlarından olan Selahattin Baki, Sheffield United'da yönetim kurulu üyesi olarak büyük bir göreve başladı.

Selahattin Baki ismini son 1-2 ayda sıkça duymuşsunuzdur.

Avrupa'nın 5 büyük liginin köklü ve tarihi kulüplerinden birinde, kulüp yöneticiliği yapan ilk Türk'tür kendisi.

İngiltere'nin en köklü kulüplerinden Sheffield United kulübünün yarısını Suudi Prens Abdullah satın alınca, Suudi Prensi Abdullah'ın danışmanlarından olan Selahattin Baki, Sheffield United'da yönetim kurulu üyesi olarak büyük bir göreve başladı.

Bu görev sadece Selahattin Baki için değil, Türkiye için de oldukça önemli bir yere sahip. Çünkü daha önce Avrupa'nın 5 büyük liginde, en köklü ve tarihi kulüplerde yönetim kurulu üyeliği yapmış hiç bir Türk yok.

Üstelik Selahattin öyle tepeden inme filan da değil, bizzat futbolun kalbi olan tribünlerden gelme.

Hepimizin bugünlerde şikayet ettiği endüstriyel futbolun değil, aksine ruhuna fatiha okuduğumuz, geçmiş zamandaki amatör ruhlu Türk tribüncülüğünün bir parçası Selahattin.

Fenerbahçe tribünlerinin ve camiasının 90'lı yıllardan beri çok sevilen simalarından..

Fakat, tüm futbolseverlerin küçük yaştan itibaren hevesli olduğu ve mutlaka hayatının bir bölümünde katıldığı tribüncü hareketler yüzünden, bugünlerde İngiltere'de 'Holigan Yönetici' ilan edilmiş ve medya linci yaşayan biri konumunda Selahattin Baki.

Medya linçinin çıkış nedeni de, zamanında Kill For You grubu üyesi olarak Football Factory adlı tribüncülük belgeseline verdiği dürüst ve şeffaf röportaj. 10 sene önce gerçekleştirilmiş röportajda, Selahattin 90'lı yıllardaki Türk tribüncülüğü hikayelerini anlatıyor.

Ve 10 sene önce anlattığı, 20 sene öncesinin hikayeleri bugün İngiltere medyasında ona karşı linç odaklı olarak 'HOLİGAN YÖNETİCİ İSTİFA ETMELİ' temasında kullanılıyor.

Buraya kadar her şey normal olabilir.. Zira, zaten Türk insanını çok sevmeyen İngilizler ve İngiliz medyası, bir Türk'ün böyle bir açığını bulduktan sonra, en köklü ve tarihi kulüplerinin yönetiminden bir Türk'ü uzaklaştırmak için linç girişimi yapabilir. Normaldir..

Burada esas garip olan ve 'BİZDEN HİÇ BİR ŞEY OLMAZ' dedirten hadise ise, Türk medyasının bu olaya yaklaşımı..

Dün Fotomaç Gazetesi internet sitesinde bir manşet atmış, muhtemelen gazeteye de basacaklardır.

Ne diyor Fotomaç bu manşette ?

'İNGİLİZ KULÜBÜNÜN FENERBAHÇE'Lİ HOLİGAN YÖNETİCİSİ !'

Haberin içeriği ise daha da vahim. 3 dakika içinde telefonunu bulup arayabilecekleri Selahattin'e bir telefon bile etme gereği duymadan, İngiltere medyasında yazılanları 1e1 yayınlıyor Fotomaç.. İngiliz medyası, İngiliz insanına nasıl bir linç perspektifinden duyuruyorsa haberi, 1e1 aynı perspektifle Türk insanına duyuruyor Fotomaç da ..

Şimdi Fotomaç'ı bir kenara bırakıp, lafı daha fazla uzatmadan sormak lazım sadece..

Türk'ün Türk'ten başka dostu mu yoktur düşmanı mı ?

VE FİNAL: Ne zaman adam oluruz ?

İleri gidenleri paçalarından aşağı çekmeyi bırakıp, geridekileri ellerinden yukarı çekmeye başladığımız zaman..

Kaynak: TotemSpor.Com / Spor
title