Şampiyon atların yetiştiği haranın tayları yarış yolunda
Gazi Koşusu şampiyonluğunun yanı sıra ulusal ve uluslararası pek çok yarışta birincilik elde eden safkan İngiliz atı Pan River'ın yetiştiği Kayseri'deki harada doğan taylar, onun gibi başarılara imza atmak için gün sayıyor.
Gazi Koşusu şampiyonluğunun yanı sıra ulusal ve uluslararası pek çok yarışta birincilik elde eden safkan İngiliz atı Pan River'ın yetiştiği Kayseri'deki harada doğan taylar, onun gibi başarılara imza atmak için gün sayıyor.
İş insanı Nevzat Seyok, Pınarbaşı ilçesi Panlı köyünde 70 dönümlük harasında yaklaşık 20 yıldır yarışlar için safkan İngiliz atı yetiştiriyor.
Sabah bakıcıları tarafından keten tohumu, yulaf, arpa ezmesi, kepek, havuç, maydanoz, soya unu, kışın ayrıca yumurta ve pekmezle beslenen atlar, birbirlerinden ayrılarak merada yaylıma çıkarılıyor. 2 yaşına kadar çiftlikte bakımı yapılan atlar, antrenman için Ankara ve İstanbul'daki hipodromlara gönderiliyor.
Burada doğan tayların, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü görevlilerince kan örnekleri alınarak DNA analizi yapılıyor. DNA analiziyle anne ve babaları doğrulanan atlara mikroçip uygulanıyor, tescil işlemlerinin ardından taylar soy kütüğüne kaydediliyor.
Safkan atların damızlık işlemleri, koruyucu aşılamaları, ithalat işlemleri de İl Tarım ve Orman Müdürlüğü himayesinde gerçekleştiriyor.
Haranın tarihinde, kısa süre önce hayatını kaybeden 82. Gazi Koşusu şampiyonu Pan River ile 2012 yılında Cumhurbaşkanlığı Koşusu Kupasını kazanan, 2011'de de Gazi Koşusu ikincisi olan Hanbeş gibi efsane atlar yer alıyor.
İş insanı Nevzat Seyok, AA muhabirine, at yetiştiriciliği için özellikle Pınarbaşı Uzunyayla bölgesini seçtiğini söyledi.
Geçmiş yıllarda Uzunyayla'da ordu için at yetiştirildiğini, buranın hem rakım hem de iklim bakımından buna uygun olduğunu aktaran Seyok, şöyle konuştu:
"Her yıl belli taylarımız koşmak üzere sahaya çıkıyor. Bugüne kadar en başarılı atımız Pan River olmuştu. Pan River, hem yurt içinde hem de yurt dışında ülkemizi başarıyla temsil etti. Çok başarılı bir attı, kendisini kaybettik. Hanbeş isimli atımız da çok başarılı bir at. Diğer atlarımız her yıl sahaya çıkıyor, başarılı olanlar var, sakatlanıp geri dönenler var. Bu işi 20 yıldır sürdürüyorum. Kayseri ve Pınarbaşı'nın at yetiştiriciliğine çok uygun olduğunu düşünüyorum. 1960'lı yıllarda Kayseri ve Sivas valilerinin katılımıyla at güzellik yarışması yapılmış. En güzel atı yetiştiren ödüllendirilmiş. Ordunun at ihtiyacı kalmayınca bu iş bitmiş. Pınarbaşı Uzunyayla atı, literatüre girmiş bir attır. Kafkas ve Balkan ırkları karışımıyla elde edilmiş bir attı. Çok dayanıklı bir attı."
Seyok, safkan hem İngiliz hem de Arap atı yetiştiriciliğinin Türkiye'de önemli bir sektör olduğunu, devlete de katma değeri çok yüksek kaynak oluşturduğunu aktardı.
Seyok, çiftlikteki atlarla ilgili şu bilgileri verdi:
"Atların bir kısmı İstanbul'da Veli Efendi'de bir kısmı Ankara Hipodromu'nda, bir kısmı da harada. Yeni doğan taylar, hamile kısraklar, Hanbeş isimli aygırımız bulunuyor. Yetiştiriciliğe devam ediyoruz. Son 3-4 yıldır biraz hız kestik, yine de iddialı atlarımız var. Bu bölgeden çıkan her at eğer sakatlık veya bir şanssızlık yaşamazsa mutlaka bir yere gelir. Pandemiden dolayı 2-3 ay yarışlar yapılamadı. Yarışların yapılamaması demek gelirsizlik demek. Burada büyük bir sektör var, seyisinden nalbandına, yemcisine kadar her sektör gibi atçılık sektörü de etkilendi."