Premier Lig'de 21. Haftaya Ön Bakış
Premier Lig heyecanı geri dönüyor.
Manchester United üst üste 3 maçtır yeniliyor, şampiyona fark etmiyor. Ligde Tottenham'a, FA Cup'ta Swansea'ye ve Lig Kupası yarı final ilk maçında Sunderland'e aynı skorla, 2-1 kaybettiler ve kriz gün geçtikçe derinleşti. David Moyes son olarak hakemden şikayet ederken yardımcısı ve son maçın oyuncusu Ryan Giggs ise, "Azıcık bile şansımız yoktu. Ben vurdum direkten döndü, Adnan [Januzaj] vurdu, top ofsayttayken bana çarptı ve kendi kaleme gol attım." sözleriyle olan-biteni açıklamaya çalıştı.
Emre Çelik yazdı: La Liga'da 19. haftaya ön bakış
İkisi de haksız sayılmaz, üstelik menajer Moyes geçtiğimiz Aralık ayında aldığı 4 galibiyetin hatırına ayın menajeri adaylarından biri. Bugünse yine Wayne Rooney yok, Robin van Persie yok ve yenilgiler art arda geldikçe her şey daha da zorlaşıyor. Nitekim bugünlerde İngiltere basınında en çok şu sözler alıntılanıyor:
"Başarı tüm kapıları açar. Arkanızı iki üç kupaya yaslarsanız, oyuncular size teslim olur ve dediklerinizi şüphe etmeden kabul ederler. Taraftar bu sayede ve kaçınılmaz aksiliklere rağmen size olan inançlarını sürdürürler. Bu sayede bir otorite figürüne dönüşürsünüz, üstelik kimseye üstten bakmaya gerek kalmadan. Tıpkı menajere evinde huzur ve işinin güvende olduğu duygusu verdiği gibi başarı, tüm bunları sağlar."
Bu sözlerin kime ait olduğunu tahmin etmek elbette hiç zor değil. Maçlarını Bryan Robson ve Bobby Robson'la birlikte stadyumda izleyen Alex Ferguson, tribünde sanki ruhani bir kamara kurmuş gibi. Kendi seçtiği halefi David Moyes rakiplerle ve takımındaki sorunlarla uğraştığı kadar onun hayaleti ile de başa çıkmak zorunda.
Kıdemliler ayakta
Her basın toplantısında içerisinde 'Alex Ferguson' geçen soruyla muhatap olan İskoç menajer, son olarak selefinin tribündeki varlığının kendisini rahatsız edip etmediği sorusunu yanıtladı:
"Hiç de değil. Alex'in varlığı benim için harika bir itibar kaynağı. Yardım etmek için burada, Sir Bobby [Charlton] gibi. Bryan Robson'da tesislere geliyor, onunla da düzenli olarak konuşuyoruz. Üçünün varlığı da benim için olağan üstü."
Anlaşılan, Alex Ferguson'ın kendisinden çok hayaletiyle baş etmek zor. Hem sanırım bu iş, efsane hocanın yukarıdaki pasajda anlattığı şekilde olmuyor, daha doğrusu bu kadar noksan kalıyor. Başarı çok şey kazandırıyor ve bazen herkes kaderine razı gelmek zorunda kalıyor ama onu Alex Ferguson yapan, başarının nimetlerini kullanabilmesi değil başarının yolunu bilmesi ve gerektiğinde yeniden çizmesiydi. İddia o ki, Manchester United soyunma odasındaki oyuncular, David Moyes'te aynı becerinin olmadığına inanmaya başlamışlar.
Bu isimlerin eski dönemin kıdemlileri olması sürpriz değil. Moyes'in formasını Leighton Baines'e vermek istediği ve bu işlere Fransa Milli Takımı'ndan tecrübeli Patrice Evra'nın huzursuzluğu çeşitli kaynaklarca dillendiriliyor. Nitekim hafta içinde bir başka rütbeli isim, takımın kaptanı Nemanja Vidic'in menajeri bu saatten sonra United istese bile yeni kontrat için görüşmeyebileceklerini açıkladı. Daha önce de Rio Ferdinand, Moyes'in maç kadrosunu maç günü açıklamasını eleştirmişti. Sezon sonunda futbolu bırakacak olan veteran stoper, futbolcunun kafasında son güne dek 'oynayacak mıyım, oynamayacak mıyım sorusunun dönüp durmasının onu deli edeceğini' söylemişti.
Tenkitler ve söylentiler bunlarla sınırlı değil, zira son şampiyon ve ülkenin en başarılı futbol takımı olarak devreyi liderin 11 puan ve 6 sıra ardında bitiriyorsanız ortada açık bir başarısızlık olduğunu yadsınamaz. Fakat David Moyes'in eleştirisinde teknik taraf oldukça zayıf, çünkü Manchester United sezon başından bu yana dalgalanarak ve sürekli fazlaca eksik oynuyor.
Belki de sezonun maçı
Fahiş savunma hataları ve orta sahadaki gedik ile açılan sezon, Fellaini ve Carrick'ten uzun süre yararlanamama ile devam etti. Şimdi ise bir süredir Rooney ve Van Persie yok. Formsuzlar hep kendi başlarına bir takım oldular, Nani sakat, belki Phil Jones dönecek ve Jonny Evans'ın durumu şüpheli. Yaşlı ve verimsiz oyuncular var, en önemlisi ise bu kadronun arkasında her sözü kanun hükmünde biri yok.
Sorgulanan ve kazanamadıkça uğraşması gereken sorunların sayısı ve büyüklüğü artan David Moyes, "Daha önce de buralardaydım. Daha önce de yaptım. Tecrübeliyim. Bir dönüm noktasında olduğumuzu hissediyorum. Elbette, zor bir dönemdeyiz ama bu işte kalacaksam eğer kazanmak gerek. Bu durum yaptığım işin, menajerliğin bir parçası. Asla kolay olmayacak, zaten bu görevi almak kalkıştığım en büyük şeydi." derken, Cumartesi günü Old Trafford'da ağırlayacağı Swansea'yi yenmekten, hatta kaliteli bir oyunla yenmekten başka seçeneğinin olmadığının bilincinde. Eğer becerebilirse İskoç hocanın elinde iki transfer döneminde harcayabileceği 200 milyon sterlin olacak ama belki de bu maç, kendisi adına sezonun maçı…
Uzun süreli sakatları Nathan Dyer ve Michu'dan yararlanamayan Swansea'de kaleci Michel Vorm'un yanı sıra Pablo Hernandez ve Roland Lamah'ın da sakatlıkları bulunuyor. Geçtiğimiz hafta sonu FA Cup fikstüründe yine Old Trafford'da oynanan karşılaşmada gülen konuk edip, bu kez daha zor bir şeyi başarmak için Manchester'a gelecek.
Manchester United – Swansea, 11 Ocak Cumartesi ( 19: 30 – Lig Tv 3 )
Diğer maçlar:
CUMARTESİ
Hull City – Chelsea ( 14: 45 – Lig Tv 3 )
Ligin en iyi iç saha takımlarından Hull City, buradan her rakibi eli boş gönderebilir. Yeni Chelsea ise son 5 maçında sadece 1 gol yedi ve buradan az hasarla çıkmanın anahtarına sahip. İki takım da saflarını sıklaştırır, belki de araya bir gol sıkıştıran da buradan maçın sonuna ulaşır.
Cardiff City – West Ham United
Haftanın hikayesi güzel maçlarından biri. Premier League'deki menajerlik kariyerine hafta sonu FA Cup'ta turlayarak başlayan Ole Gunnar Solskjaer, ilk kez bu karşılaşmayla birlikte seyircisinin önüne çıkıyor. Yeni transferleri var, takımdaki hava iyi. Buna karşın West Ham adeta bir cenaze. Çok sayıda as oyuncuları sakat ve son iki maçta 11 gol yediler. Facia bir psikoloji ile bu deplasmana çıkacaklar ve menajer Sam Allardyce, son Manchester City maçında kendi tribününden ağır sözler işitti. Yönetimden ona destek var, transfer yapacaklar ama bir ağır yenilgi daha kaldıramayabilirler.
Everton – Norwich City
Everton bir maç kazanamazsa takip eden fikstürde kaldığı yerden devam ediyor. Bu sezon sadece üç lig maçında 1'den fazla gol atabilen Norwich'in bu deplasmandan puan çıkarması için kendini aşması gerekebilir.
Fulham – Sunderland
Ev sahibi yeni yılın ilk gününde kazanınca çok sevindi ama yendikleri takım sonraki maçlar için ölçü sayılmaması gereken West Ham olunca hesaplar karıştı. Sunderland'in yeni bir transferleri ve azmi var, artık deplasmandan ekstra bir şeyler almaları gerekiyor.
Southampton – West Bromwich Albion
Ev sahibi bir süredir dalgalı form gösteriyor, dar kadro maksimumunu sahaya koyuyor. West Brom ise yeni hocası Pepe Mel'i maçtan bir gün önce duyurdu ama Steve Clarke'ı gönderdikten sonra hiç kaybetmediler. Onları yenmek zor.
Tottenham Hotspur – Crystal Palace ( 17: 00 – Lig Tv 3 )
Spurs ligde üst üste iki maç kazandı, Manchester United'ı deplasmanda yenince büyük moral topladı ama ezeli rakip Arsenal, FA Cup'ta onlara acımadı. Adebayor – Soldado ikilisi iyi ama Palace'a gol atmak zor iş. Kilidi açmak ya da kontra ataktan ıslıklanmak; hangisi acaba?
PAZAR
Newcastle United – Manchester City ( 16: 05 – Lig Tv 2 )
Alan Pardew'ın takımı iyi durumda, üst üste aldığı iki yenilgiye rağmen kaliteli ve dirençli futbolunu sürdürüyor. Buna karşın Manchester City şu sıralar yüksek irtifada seyrediyor ve karşısına kim gelse devirecekmiş gibi oynuyor.
Stoke City – Liverpool ( 18: 10 – Lig Tv 2 )
Evinde iyi sonuçlar alan Stoke, bir süredir sezon ortalamasının üstünde seyrediyor. Dirençliler, ama Liverpool'da muhteşem ikili bu maçla yeniden kurulabilir. Daniel Sturridge dönüyor, Luis Suarez ise zaten alev alev.
PAZARTESİ
Aston Villa – Arsenal ( 22: 00 – Lig Tv 2 )
Sezonun ilk haftası Aston Villa deplasmanda Arsenal'i yenince ortalık karışmış, Arsene Wenger kariyerinin en zor haftalarından birini yaşamıştı. Şimdi her şey değişti, Arsenal lider ve Villa menajeri Paul Lambert'i epey sıkıntılı bir maç bekliyor.