Eşref Hamamcıoğlu: "Oyların çoğunu biz alırız" -1-
- (Özel haber) Eşref Hamamcıoğlu: "Oyların çoğunu biz alırız" Galatasaray Başkan Adayı Eşref Hamamcıoğlu: "Galatasaray'ın eksiği ciddi bir temsil ve kurumsal iletişim ilkelerinin olmaması" "Gelinen aşamada birlik ve beraberliğin sandıkta sağlanması lazım" "19 Haziran'da herkesi seçim...
- (Özel haber) Eşref Hamamcıoğlu : "Oyların çoğunu biz alırız"
Galatasaray Başkan Adayı Eşref Hamamcıoğlu :
" Galatasaray'ın eksiği ciddi bir temsil ve kurumsal iletişim ilkelerinin olmaması"
"Gelinen aşamada birlik ve beraberliğin sandıkta sağlanması lazım"
"19 Haziran'da herkesi seçim sandıklarına, Galatasaray'a sahip çıkmaya bekliyoruz"
"Amacımız gelir gelmez bütün şirketleri profesyonelleştirmek"
"İlk davet edeceğimiz kişi Fatih Terim"
"Gençlere yatırım yapacağız"
"Stat isim hakkıyla ilgili bir yerli, iki yabancı firmayla görüşüyoruz"
İSTANBUL - Galatasaray Başkan Adayı Eşref Hamamcıoğlu, 19 Haziran'da yapılacak başkanlık seçiminde oyların çoğunu alacaklarına inandıklarını belirterek, "Şu andaki çalışmalarımız onu gösteriyor. Genel kurul üyelerinden büyük destek görüyoruz. Çalışmalarımız iyi gidiyor. Bizim sakinliğimiz, gerçekçiliğimiz ve tecrübeli bir ekip olmamız en önemli faktörlerden biri. Bugün Galatasaray'ın en büyük eksiği ciddi bir temsil ve kurumsal iletişim ilkelerinin olmaması. Biz her şeyden önce bu açığı kapatmak üzere yola çıktık" dedi.
Galatasaray Başkan Adayı Eşref Hamamcıoğlu, İhlas Haber Ajansı muhabirine adaylık sürecini ve projelerini anlattı. Adaylık kararının ilk olarak nasıl çıktığını açıklayan Hamamcıoğlu, "İlk başkan olma düşüncem, çok uzun zamandır camiamızdan bu konuda teveccüh, talep ve motivasyon alıyordum. Ne zaman divan kurulu başkanlığı görevim sona erdi, sonlarına doğru bu teveccüh gittikçe hızlandı, çoğaldı, yoğunlaştı. Ben de bunu aile içinde değerlendirerek, camiadan gelen talebe duyarsız kalmamam gerektiği, bu sorumluluğu almam gerektiğini inandığım için, şubat sonunda mart başında bu işe karar verdim ve adaylık çalışmalarıma başladım" diye konuştu.
'Galatasaray'a Güven' sloganın nasıl çıktığıyla ilgili bilgiler veren Eşref Hamamcıoğlu, "Bu slogan şöyle çıktı; ben 42 yıldır Galatasaray camiası içinde olan birisiyim ve gördüm ki son zamanlarda Galatasaray camiasında yaşanan en büyük sıkıntılarının nedeni Galatasaray'ın ortak aklından yararlanmaması. Aslında çözümlerin hepsi Galatasaray'ın içinde var. Bizim muhtaç olduğumuz bütün kaynaklar Galatasaray'ın içinde var. İnsan kaynağı, bilgi kaynağı, tecrübe kaynağı. O yüzden de Galatasaray'a güven mottosu ile yola çıktık. Biz çünkü Galatasaray'a güveniyoruz. Çıkış nedeni bu" şeklinde konuştu.
"Galatasaray'ın en büyük zenginliği fikir ayrılıklarının olması"
Galatasaray'ın en büyük zenginliğinin fikir ayrılıklarının olması olduğunu vurgulayan Eşref Hamamcıoğlu, "Fakat fikir ayrılıkları husumete sebebiyet vermemesi lazım. En büyük eksiğimiz bu. O yüzden de çıkış nedenlerimizden biri Galatasaray'ın kuruluş değerlerine dönmesi. Bunlar nedir? Fikir ayrılıklarına rağmen saygı ve sevginin etrafında kucaklaşmaktır. Bunun için ilkeli duruş, şeffaf iletişim, farklı fikirlere saygı göstermek ve açık olmak. Biz bütün bu söylediğim prensipleri yerine getirmek üzere ekip arkadaşlarımla beraber yola çıktık. Bunu da tüm camiamızın desteğini sağlayacağımızdan hiç endişeniz yok" ifadelerini kullandı.
"Artık gelinen aşamada birlik ve beraberliğin sandıkta sağlanması lazım"
Camia tarafından bir birliktelik istenmesinin sorulması üzerine Hamamcıoğlu, "Şimdi camia tarafından bir birliktelik istenmesi çok normal. 5 aday olması hiç kimseyi rahatsız etmemeli. Bir defa bu Galatasaray'ın demokratik ortamının, kodlarının sunduğu bir imkandır. Bundan bütün Galatasaray'ın faydalanması lazım diye düşünüyorum. Oylar bölünmesin, konsolide olsun fikri çıktı. Çünkü bu seçim Galatasaray'ın adayları arasında bir seçim değil. Galatasaray'ın bir zihniyete karşı mücadelesinin seçimi olacak. Ben, divan kurulu başkanlığı yaptığım süre boyunca bu zihniyete karşı mücadelemi, tüzüğün bana vermiş olduğu görev ve sorumluluklar çerçevesinde yerine getirmeye çalıştım. O bakımdan dolayı bugün Galatasaray birlik ve beraberlik içinde olması arzu ediliyor. Ama artık gelinen aşamada birlik ve beraberliğin sandıkta sağlanması lazım. Sandıkta değerli genel kurulu üyelerimiz, sağ duyusuyla, ferasetleriyle kendilerinin uygun bulacakları adaya oylarını vermesi esas. Ama bu oylar bir aday da konsolide olursa, Galatasaray'da birlik ve beraberlik daha kolay sağlanacaktır. Verilmek istenilen mesaj buydu. Yoksa listelerin verilmesine iki gün kala insanların birleşmesine çaba göstermek iyi bir temenni, iyi niyetli bir eylem. Fakat gerçekleşmesi çok zordu. O bakımdan da iyi niyetli organize edilmiş toplantı amacına ulaşmadı, sonuçsuz kaldı" diye cevap verdi.
"Amacımız gelir gelmez bütün şirketleri profesyonelleştirmek"
Futbol takımında sportif direktörlük konusu sorusuna ise Eşref Hamamcıoğlu, "Sportif direktörlükten ziyade Sportif AŞ'nin görevini yerine getirmesi lazım. Eğer Galatasaray'ın içindeki anonim şirketler bunun içinde Sportif AŞ dahil kurumsal olarak liyakate göre iyi organize edilmiş olsaydı şu anda seçim olmasına rağmen, yönetim olmamasına rağmen hayat devam ederdi. Bu kaosu yaşamazdı. Çünkü onun dirayetli ve liyakate göre atanmış bir yönetim kurulu olurdu. Profesyonel kadrolar olurdu ve hayat devam ederdi. Bizim amacımız gelir gelmez bütün şirketleri profesyonelleştirmektir. O zaman bir operasyon sorumlusu olacak, ilgili yönetim kurulu üyeleri bu konuya vakıf insanlar olacak. Finansmandan sorumlu insanlar olacak, iş geliştirmeden sorumlu üyelerimiz olacak. Bir genel müdür olacak bu şirkette. Elbette bir sportif direktörü gerekirse konulacaktır ama teknik direktörün inisiyatif sahibi olması gerektiğine inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
"İlk davet edeceğimiz kişi Fatih Terim"
Futbol takımı için teknik direktör konusunda ilk görüşmeye davet edecekleri kişinin Fatih Terim olduğunu söyleyen Hamamcıoğlu, "Çünkü kurumsal devamlılık esas. Her ne kadar sözleşmesi bittiyse de Fatih Terim'in Galatasaray'la olan ilişkisi sözleşmelerle çok ilintili değildir. Kendisini davet edeceğiz. Vizyonumuzu, stratejimizi paylaşacağız. Eğer o da bu konuda destek vermeyi kabul ederse onla devam etmek isteriz. Olmazsa B planı, evet görüştüğümüz teknik direktör adayları var. Ama bunlarla çok ham görüşmeler yapıyoruz. Çünkü seçilmeden böyle bir angajmana girmek hem Galatasaray'ın imajına hem de karşı tarafa zarar vereceği için bunları deklare etmiyoruz, paylaşmıyoruz. Görüştüğümüz üç kişi var. Bir tanesi yerli, iki tanesi yabancı, şu anda onu söyleyebilirim" şeklinde konuştu.
"Galatasaray'ı çağ atlatacak bir proje"
Kemerburgaz ve Florya'nın projeden ziyade olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan Eşref Hamamcıoğlu, "Kemerburgaz'la ilgili bizim de planımız hazır. Kimin yapacağı belli. Kulübün kasasından 5 kuruş çıkmadan, sponsor müteahhidimiz hazır. Diğer projelere gelecek olursak, Galatasaray'ın içinde bulunduğu mali durumu kurtulabilmesi için orta vadede bu hemen olacak bir iş değil. Bazı adaylar söylüyor, 'Para bulduk geliyoruz' diye. Böyle bir para koymanız yasak, bankaların sözleşmesine göre. Galatasaray'ın borcu 2 milyar 100 milyon TL. Böyle para koymakla kapanacak bir şey değil. İleri dönük planlamalar yapmak lazım. Bizim planlarımızın içinde, stratejimiz içinde, sportif başarıya bağlı olmayan değerler potansiyelinden gelir yapmak var. Bütün dünya böyle çalışıyor. Bu değerlerimizi biz listeledik ve bütün bunları bir pazarlama şemsiyesi altında toplayacağız ve bunun da önümüzdeki hafta kamuoyuyla paylaşacağız. Şimdiden size söyleyeceğim bununla ilgili tek bilgi, bu projenin adına biz 'Proje Kolombus' koyduk. Neden Kolombus koyduğunuzu önümüzdeki hafta paylaşacağız. Bu Galatasaray'ın geleceğini yakından ilgilendiren bir proje, sürdürülebilir bir proje ve göreceksiniz gerçekleştirilmesi, iyi niyetle yaklaştıktan sonra cesaretle yaklaştırdıktan sonra Galatasaray'ı çağ atlatacak bir proje olduğunu söyleyebilirim. Bu bir iş projesidir, gayrimenkul değil. İş yapış projesidir" diye aktardı.
"Gençlere yatırım yapacağız"
3 yıl sonunda kulüp borçlarının ne kadar yönetilebileceğinin sorulması üzerine Hamamcıoğlu, "Bunu tahmin etmek çok zor. Çünkü Şampiyonlar Ligi'ne katılıp, katılacağımız belli değil, Bankalar Birliği sözleşmesinin ne şekilde revize edilebileceği belli değil. Bunları bilmeden bir tahmin yapmak çok zor. Bu borcun vahameti hakkında sadece şunu söyleyebilir ve kamuoyuyla paylaşmak isterim. Galatasaray 116 yıllık bir kulüp. İlk 113 yılında 1 milyar borç yapmış. 113. yıl sonunda 1 milyar borcu vardı. 116. yılda 2 milyar 100 milyon. Son 3 yılda 113 yılda yaptığının iki misli kadar borçlanma yapmış. Bu felaket, bunun önüne geçmek için planlar yapıyoruz. Bunun önüne geçmek için sorumsuz davrananları bulmak istiyoruz. Bunun önüne geçmek için de popülist yaklaşımlardan vazgeçip, Galatasaray'ı verimli şekilde yönetmeyi taahhüt ediyoruz. Futbol takımına geçen sene harcanan para 54 milyon Euro. Şampiyonluğu son anda kaçıran takımımızda sahaya çıkan takımın ortalama değeri 26.5 milyon. Siz bunun sadece 26.5 milyon Euro'luk kısmından yararlanmışsınız. Yani iki transferinizin biri boşa gitmiş. Bunu yapmazsanız ayaklarınızın üstünde durmaya başlarsınız. İşte bizim tam yapacağımız bu. Öz kaynaklarımıza döneceğiz. Gençlere yatırım yapacağız. Tekrar satılabilir oyuncular alacağız. Şimdi bizim elimizdeki oyuncuların hiçbirini tekrar satılabilir oyuncular değil. İşte orada kaybediyorsun. Bir ürünü alırken kazanmanız lazım çünkü fazlasına satabilmeniz lazım ona değer katmanız lazım. Biz değer katmıyoruz. Galatasaray'ın altyapısından yetişmiş futbolcuların geçen sene takımda aldıkları süre yüzde 4,25. Beşiktaş 16,5, Trabzon 22,5. Ajax'ta şu anda yüzde 25'i altyapıdan yetişen futbolcular. Ama bunun içinde sıkı durmak lazım, dirayetli durmak lazım ve bunu anlatmak lazım bütün camiaya. Galatasaray'ın kurtuluşu yüzde yüz burada" değerlendirmesinde bulundu.
Altyapıyla ilgili düşüncelerini aktaran Eşref Hamamcıoğlu, "Altyapıyla ilgili genç bir jenerasyonla çalışmak istiyoruz, çalıştırıcı olarak. Artık bütün sporda başarının altında yatan temel anahtar, veri analizi ve teknoloji kullanmak. Galatasaray'da şu anda bunu kullanmıyoruz. Artık dijital dönüşüm projeleriyle, altyapı hatta şirketler bile böyle yönetiliyor. Bizim de bununla ilgili projelerimiz var. Scouting ekibimiz çok iyi fakat vermiş olduğu bilgileri iyi analiz edip, bunları değerlendirmek lazım. Altyapıda başarılı olacak sporcularımıza bir üst takıma geçtikleri zaman ve onlara çalıştıranlara mutlaka bir prim verilmesi esas. Aksi takdirde motive edemezsiniz. Burada emek sarf eden, bilgi aktaran hocalarımızın da ödüllendirmesi lazımdır. Eğer A Takım'a girdikten sonra bir üst kulübe, başka bir ülkeye, kulübe para kazandırarak transfer oluyorsa mutlaka bundan emeği geçen herkesin ilgilendirilmesi, teşvik edilmesi lazım. O da prim sistemiyle olur. Bugün bizim altyapı takımlarımız için antrenman programları, beslenme programlarına kadar her şeyimiz hazır. Dolayısıyla altyapıda sadece fiziksel yetiştirme antrenmanı değil mental olarak da nöropsikologlarla, akademisyenlerle çalışma programlarımızı hazırlıyoruz. Çünkü futbolcuların mental olarak da hazırlamak lazım. Duygusal zekalarını geliştirmek, spor etik kurallarını öğretmek, strese karşı nasıl mücadele edilir, stres nasıl yönetilir gibi konuları da yetiştirme programı içine entegre edeceğiz" dedi.
"Bütün amatör şubelerde çözüm ortakları bulacağız"
Amatör branşlardaki projelerine de değinen Hamamcıoğlu, "Maalesef bu sene kötü bir sezon geçirdik amatör şubelerde. Uzun zamandır da kötü sezon geçiriyoruz. Özellikle baskette yere vurduk. Galatasaray sadece bir futbol takımı olmadığı gibi sadece bir spor kulübü de değil. Türkiye'nin en önemli sivil toplum örgütü. Kadın hakları, cinsiyet ayrımına karşı mücadele, çevre, ekolojinin korunması gibi bir takım misyonları var. Bu misyonları da ancak amatör şubeler vasıtasıyla çok rahat yayabiliriz. Amatör şubeler Galatasaray'ın olmazsa olmazıdır. Her ne kadar basket ve voleybol amatör değilse de artık bunları mutlaka yeniden yapılandırılması lazım. Biz bütün sportif faaliyetlerimizi, basketbol, voleybol, yelken, yüzme, kürek, profesyonel liyakata göre yöneteceğiz. Seçilmiş yönetim kurulu üyelerinin yapacağı iş değil bu şubeleri operasyon olarak yönetmek. Biz seçilmiş yöneticiler sadece bu şubeleri, vizyonumuzu, stratejimize, bütçelerini vereceğiz ve onları nasıl yönettiklerinin gözlemini yapacağız. Dönemsel toplantılara, performanslarını takip edeceğiz. Dolayısıyla liyakata göre atanmış şube kaptanları, şube menajerleri vasıtasıyla yöneteceğiz. İstisnasız bütün amatör şubelerde çözüm ortakları bulacağız. Bu çözüm ortakları sponsor değil ama gerçekten sürdürülebilir bir ortaklık. Mali konu ve bütçeyi çözüm ortağımızı yönetsin, Galatasaray'ın bu ortaklığa katkısı seyircisi, taraftarı ve marka değeri olacaktır. Bu iş birlikleri özel sektör firmalarıyla olabilir. Özel eğitim kurumlarıyla olabilir. Kamu kuruluşları olabilir. Bugün belediyelerden bir sürü basketbol takımı olanlar vardı. Paraları var, bütçeleri var ama seyircileri yok, markaları yok. Birliktelik yapılabilir. Çünkü buna ihtiyaç var. Galatasaray'ın basketbol takımının özelinde bahsedecek olursak bir bütçeyle Efes'le rekabet etme şansı yok. 10, 12 misli bütçesi var. Ama bütçenin az olması bir kader değildir. Çünkü Galatasaray'ın benzeri bütçesinde başarılı olan takımlar var; Karşıyaka, Tofaş, Beşiktaş. Beşiktaş tam da bizim hayal ettiğimiz işi yaptı. Banvit'in altyapısını, gençlerini aldı, marka değerini koydu, yönetim bilgisini aktardı, yürüyor. Örnek budur. Bunu yapmak lazım ve Galatasaray'ın değerlerinden faydalanmak lazım. Tofaş, Galatasaray'dan biraz daha yüksek bütçeyle mücadele etti ama mesela Tofaş'ın takımını Orhun Ene kurdu. Galatasaray'ın eski kaptanı, genel kurulu üyemiz. Neden müracaat etmiyoruz Orhun Ene'ye. Para filan istemez bu insanlar. Çünkü gönülden Galatasaray. O yüzden Galatasaray'a güven diyoruz. Uyuyan diye uyandırmak lazım. Her şey var bizim kulübümüzde. Türkiye'nin en iyi bankacıları, en iyi sporcuları, en iyi spor adamları var. Ergin Ataman kulüp üyesi. Popülist yaklaşımlardan dolayı hocayı gönderdik. Olacak bir iş değil. Şimdi de diyoruz ki Ergin Ataman Galatasaraylı. Galatasaraylı ama başka takımda sağlamış başarıdan ziyade Galatasaray'daki başarılarıyla övünmemiz lazım. Avrupa kupası kazanmış hocadır. Avrupa kupası kazanmış hocamızdır. Her şey para değil. Bu sene Galatasaray basketbolunun bu duruma düşmesi bütçesinin azlığı değil, kötü yönetim" ifadelerini kullandı.
"Stat isim hakkıyla ilgili bir yerli, iki yabancı firmayla görüşüyoruz"
En büyük farklarının gerçekçi, samimi ve ayakları yere basan bir ekip olduklarını ifade eden Hamamcıoğlu, "Biz ne hayal satıyoruz ne de kulübü sattırırız. Bizim mottomuz bu. Böyle rakamlar uçuyor. Bunlar ciddi şeyler değil. Bir özel sektör firmasının sahibi veyahut genel müdürü, seçilmemiş bir kimseye bir protokol imzalamaz. Kişiyle de imzalamaz, kurum adına da imzalamaz. Der ki, 'Prensip olarak sıcak bakıyoruz, sizinle de sponsorlukları görüşeceğiz'. Ama bir şey imzalamaz. Bizim de görüşmelerimiz var. Rakamlar üzerine görüşüyoruz ama şu anda açıklayabileceğimiz ve taahhüde gireceğimiz hiçbir şey yok. Seçilerek gittiğiniz zaman daha ciddi konuşuruz. Çünkü Galatasaraysınız ve karşınızdaki muhatap sizi daha ciddiye alır, yakışan da budur. Bizim de görüşmelerimiz var, Stat isim hakkıyla ilgili bir yerli, iki yabancı firmayla görüşüyoruz. Bu yabancı firmalardan bir tanesiyle herkes görüşüyor. Seçim propagandası olarak Galatasaray'ın itibarını kullanmamak lazım. Çünkü yarın bir gün bu gerçekleşmezse mahcup olur insanlar" dedi.
"Galatasaray'da demokrasi vardır, sansür yoktur"
Başkan adaylarının 500 bin TL bağışta bulunmaları karşılığında Galatasaray TV'de program yapabileceklerinin hatırlatılması üzerine Eşref Hamamcıoğlu, "Bu konu benim için sürpriz olmadı. Divan kurulu başkanlığı yaptığım sırada bu zihniyetle mücadele ettim. Tüzüğün bana verdiği yetki, sorumluluk ve Galatasaray'ın yazılı olmayan kuralları çerçevesinde. Galatasaray'da demokrasi vardır, sansür yoktur ve bütün bilgi paylaşılır, şeffaflık vardır. Divan kurulu başkanlığı yaptığım süre boyunca televizyonu yasakladılar. Şimdiki adaylar tepki göstermediler. Ne zaman aday oldular, tepki gösteriyorlar. Tepki için geç kaldılar. Tepki daha önce verilmiş olsaydı bütün camia tarafından kimse böyle bir kuralsızlığa cesaret edemezdi. Siz kulübün yönetimine aday olma cesaretini gösteren kişilere ve ekip arkadaşlarına Galatasaray TV'yi şartlı açıyorsunuz, 500 bin TL karşılığında. Kimin televizyon orası? O zaman Mustafa Cengiz ve ekibinin büyük borcu var Galatasaray televizyonuna" açıklamasında bulundu.
"Oyların çoğunu biz alırız"
Seçimlerin nasıl geçeceğini dair beklentilerini dile getiren Hamamcıoğlu, "Yıllardır bu işlerin içerisindeyiz. Seçimlerde bir katılım ortalaması vardır. En yüksek yüzde Adnan Polat ve Adnan Öztürk'ün katıldığı zaman oldu. Yüzde 78, çok yüksek bir katılım. Ondan sonra yüzde 48'ler ortalamalarında gitti. Bu sefer de yüzde 45 civarı katılım bekliyorum. Bu da aşağı yukarı 4500-5000 kişiye tekabül eder. Pandemi var ama camia çok gergin. Bu demokrasi şölenine herkesin iştirak etmesi lazım. Pandemi biraz sınırlıyor ama gereken tedbirler alınıyor. Camlar açık olacak. Bekleme olmayacak. Her sandığa göre farklı noktalardan girecek seçmenler. Dezenfektanlar, maskeler olacak. Oyunu kullandıktan sonra herkes istediği yerde vakit geçirecek. Oylar nasıl dağılır? Oyların çoğunu biz alırız. Şu andaki çalışmalarımız onu gösteriyor. Genel kurul üyelerinden büyük destek görüyoruz. Sosyal medyada yapılan anketlere pek itibar etmiyoruz. Çalışmalarımız iyi gidiyor. Bizim sakinliğimiz, gerçekçiliğimiz ve tecrübeli bir ekip olmamız en önemli faktörlerden biri. Bugün Galatasaray'ın en büyük eksiği ciddi bir temsil ve kurumsal iletişim ilkelerinin olmaması. Biz her şeyden önce bu açığı kapatmak üzere yola çıktık. Diğerlerini daha rahat yaparsınız, bu boşluğu doldurursanız" dedi.
"Bu çok onurlandıran bir şey"
Seçilmesi durumunda divan kurulu başkanlığından sonra kulüp başkanlığı da yapacağının sorulması üzerine Eşref Hamamcıoğlu, "Bu çok onurlandıran bir şey. Galatasaray'ın en yüksek makam divan kurulu başkanlığıdır. Her ne kadar operasyonel bir yetkisi yok olsa da onursal anlamda. Galatasaray'ın en tecrübeli üyelerinin seçtiği bir danışma kurulu, denetleme kurulu başkanlığı ve camia bana bu onuru verdi. Bu duyguyu yaşattı. Buradan aldığım bir sorumlulukla da, şimdi başka bir sorumluluk almam gerektiğine inandığım için bu yola çıktım. Eğer böyle görevi de yerine getirmiş olursam benim için, ailem için büyük bir gurur kaynağıdır. Elbette ki bu çok ciddi bir sorumluluk da gerektiriyor. Büyük risk alıyorum. Tüm arkadaşlarım gibi. Galatasaray'a sahip çıkmak lazım. Galatasaray bizlerin kulübü. Hep soruyorlar, aklın mı yok diye, bu işe girerken. Kulüp işi, akıl işi değildir, yürek işidir. Onun için biz de bu işe yüreğimizi koyduk. Bu strese hazırız. Eğer bir tuğla da biz koyabilirsek ne mutlu bizlere diyeceğiz. Dolayısıyla böyle bir görevi almaktan dolayı ben çok memnunum. Umarım camiamız da bu teveccühü karşılıksız bırakmayacaktık. Aynı benim bırakmadığım gibi" diye konuştu.
Nasıl bir başkanlık profili çizeceğini de anlatan Eşref Hamamcıoğlu, "İlkeli, şeffaf, kucaklayıcı, prensipli ve verimlilikten ödün vermeyen, kulübün saygınlığını ve marka değerini koruyan, tüm paydaşlarını el üstünde tutacak ve Galatasaray'ın düşmüş olduğu bu seviyeden çok daha yukarılara taşıyıp, alnı açık, başı dik bir yönetim kurulu olacağımız konusunda hiç kimsenin endişesi olmasın. Bizim yönetim tarzımız tamamen delegasyona ve ekip çalışmasına yöneliktir. Her ne kadar Galatasaray'da başkanlık sistemi var dense de Galatasaray bugün başkan ve seçilmiş 15 kişi tarafından yönetilemeyecek kadar büyük ve komplike bir yapı. Onun için Galatasaray'ı, Galatasaraylılarla yönetmek lazım. Ortak akıl, kolektif mülkiyet. Bizim prensibimiz bu" ifadelerini kullandı.
"19 Haziran'da herkesi seçim sandıklarına, Galatasaray'a sahip çıkmaya bekliyoruz"
Son olarak sarı-kırmızılı camiaya mesaj veren Hamamcıoğlu, "19 Haziran'da herkesi seçim sandıklarına, Galatasaray'a sahip çıkmaya bekliyoruz. Bizim için bütün adaylar değerlidir. Onlar da bu medeni cesareti göstermişlerdir. Her birinin kurullarında çok sevdiğimiz, değerli arkadaşlarımız, kardeşlerimiz var. Ama bu seçim şimdi arkadaşlığa, dostluğa göre tercih kullanılacak bir seçim değil. Galatasaray'ın içine düşmüş olduğu bu kaotik durumdan kim çıkartabilecekse, kim bu koltuğu doldurabilecekse ekip arkadaşlarıyla, tercihlerini o yönde kullanmalarını bekliyoruz. Bizim rengimiz yeşil. Yeşil; güvendir, umuttur, tazeliktir, yeniden doğuştur. Dolayısıyla 19 Haziran'da herkesi seçim sandıklarının başına bekliyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.