Ozan Kabak: 'Dünyanın en iyi oyuncuları arasına gireceğim"
Yayıncı kuruluşa konuşan Ozan Kabak'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: "Ben Galatasaray Akademisi'nin bir ürünüyüm. Orada çok iyi bir eğitim aldım altyapıda.
Yayıncı kuruluşa konuşan Ozan Kabak'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Ben Galatasaray Akademisi'nin bir ürünüyüm. Orada çok iyi bir eğitim aldım altyapıda. Ondan sonra zaten Fatih hoca sağ olsun, beni A Takım'a çıkardı, Şampiyonlar Ligi ve Süper Lig'de görev verdi. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Sürekli üstüne koyarak iyi maçlar çıkartmaya çalıştım. Ondan sonra zaten her zaman bir Avrupa hedefim vardı. Önüme bir kapı geldi, ben de o kapıdan içeri girdim ve şansımı değerlendirmeye çalıştım Avrupa'da. Stuttgart benim için aslında değişik bir tecrübe oldu. İyi bir futbol sergiledim ama takımım küme düştü. Ama hayırlısı böyleymiş. Şu an daha iyi bir takımda, daha iyi oyuncularla, daha iyi bir hocayla çalışıyorum.
İstanbul'u gerçekten çok özlüyorum. Bu şehirde büyüdüm sonuçta. Onun için çok özlüyorum, fırsat buldukça gelmeye çalışıyorum ama çok yoğun antrenman-maç programı var, sıklıkla gelemiyorum. Christmas arası vardı, 10 günlüğüne buradayım. Türkiye'den biraz daha farklı, daha sessiz bir yer Almanya. Başta alışmakta zorlandım ama ondan sonra hayatımın çoğu evde geçiyor, antrenman-ev arasında. En iyi şekilde adapte olmaya çalışıyorum, dil öğreniyorum, kitap okuyorum, film izliyorum hayatım böyle geçiyor."
"Galatasaray'da zorlu bir süreçten geçiyorduk. Maçlar pek iyi gitmiyordu ama performansım iyiydi. Elimden geleni yapmaya çalışıyordum. Avrupa olayını önceden planlamıştık menajerimle. Onun için teklif gelince gitmek, Avrupa'da kendimi göstermek istedim. Ama tabii ki kulüplerin menfaatlerini de göz önünde bulundurmak, bana çok şey katan Galatasaray Kulübü'ne ben de bir şeyler vermek istedim. O sebeple oturup en doğru kararı hocamızla birlikte verdik ve Stuttgart'a transfer oldum. Sonra zaten Schalke kısmı geliyor..."
"İlk gittiğimde İngilizce iletişim kurmaya çalıştım arkadaşlarımla ama ondan sonra direkt Almanca öğrenmeye başladım. Artık, soyunma odasında olsun, röportajlarda olsun, Almanca konuşmaya çalışıyorum. O dili öğrenmeye çalışıyorum. Ahmed Kutucu ve Suat Serdar'la aynı takımda olmak büyük bir avantaj çünkü aynı dili konuşuyorsun. Ahmed'i ve Suat'ı daha önceden tanıyordum. Onlar bana çok oldu ama şu an ben onlara daha çok yardımcı oluyorum. Çünkü orada 5-6 Türk oyuncuyuz soyunma odasında ve ben onları birleştirdim. Onlar kendi aralarında Almanca konuşuyorlardı, artık hep beraber Türkçe konuşuyoruz. Gerçekten çok keyifli ve güzel onlarla birlikte olmak."
"Gelsenkirchen, Türk şehri gibi aslında. Çok sayıda Türk insan var. Bu benim için güzel, bana her zaman, her konuda yardımcı olmaya çalışıyorlar. Tabii ki İstanbul ile Gelsenkirchen arasında çok büyük bir fark var.İstanbul çok büyük bir şehir, metropol. Gelsenkirchen küçük ve biraz da sıkıcı bir şehir açıkçası.Gelsenkirchen'de çok Türk ve çok Galatasaraylı var. Zaten geçen seneki Schalke-Galatasaray maçında stadın yarısı belki yarısından fazlası Türk'tü. Onun için sokakta yürümekte tabii biraz zorlanıyorum. Almanya'da yaşayan Türklerin bana olan desteği, tavırları beni çok motive ediyor."
"Günümüz futbolunda defans ve kaleciler de çok büyük değer kazandı çünkü herkes oyunu geriden kurmaya çalışıyor. Eskisi gibi uzun vuralım değil de; herkes artık ayakları düzgün olan, oyun kurabilen, kaleciler, defans oyuncuları arıyor. Onun için artık piyasada çok yükseldi defans oyuncuları. Gerçekten çok yetenekli, iyi defans oyuncuları da çıkarmaya başladık hem ülkemiz olsun hem dünyada olsun."
"Galatasaray'da çok üst düzeyde oynadım. Şampiyonlar Ligi, Süper Lig'de oynadım. Önemli oyuncular vardı yan yana oynadığım. Çok önemli bir hocamız vardı, Fatih Terim. Bundesliga, tempo ve fiziksel olarak çok üst düzey bir lig. Onun için Bundesliga'da oynadıkça, her maç, her dakika geliştiğimi hissediyorum. İyi oynadıkça özgüvenim artıyor ve kendimi daha iyi göstermeye başlıyorum. Süre aldıkça, goller attıkça, iyi oynadıkça ben de daha iyi bir futbolcu olacağım."
Van Dijk çok beğendiğim bir oyuncu. Liverpool'da gerçekten çok üst düzey bir futbolcu. Ben de çok beğenerek izliyor, takip ediyordum. Ömer Bayram'la aramızda bir diyalog geçti. İdolün kim? gibi. Ben de Van Dijk dedim. 'Aa dedi o benim çocukluk arkadaşım, bizim evimize geliyordu falan.' İnanamadım yani. 2-3 gün sonra sanırım Sivas maçıydı, bana formasını getirdi Ömer ağabey: 'Van Dijk sana yolladı, çok selamı var.' diye. Ben de çok mutlu olmuştum ama 1'e 1 bir kontağım olmadı. Gerçekten çok iyi futbolcu.
"Bundesliga'yla Süper Lig arasında, hem fiziksel hem de teknik olarak farklar var. Daha üst düzey bir lig. Çok daha fazla koşu temposu gerektiren bir lig. Bundesliga'da çok fazla genç oyuncu var, genç oyuncuları çok geliştiren bir lig. Onun için benim adıma çok doğru bir adres diye düşünüyorum. Buna göre antrenman yapıyoruz. Ben de en iyi şekilde adapte olduğumu düşünüyorum bu lige. Amacım, oynayabildiğim kadar maç oynamak, kendimi olabildiğince çok geliştirmek ve ondan sonraki adıma kendimi en iyi hazırlayabilmek."
"Bence Galatasaray altyapısı Türkiye'nin çok üstünde bir altyapı. Dün de gidip gördüm, gerçekten biz iyi şartlarda, kaliteli hocalarla yetiştirildik. Hala çok sayıda iyi oyuncu var, alttan gelip oynayabilecek. Türkiye ve Avrupa Ligleri'nde yıldız olabilecek isimler var orada. Bunu esgeçemem. Onun dışında ben de tabii çok çalıştım altyapıda. 12-13 yaşında altyapıda yatılı kalmaya başladım ve A Takım'a kadar uzanan bir hikaye bu".
"12-13 yaşındaydım. Babamın tayini Tekirdağ'a çıktı. Her gün antrenman var tabii. O zaman da 8. sınıfa gidiyorum, tam sınav senem. Her gün antrenmandan sonra 3 saat yol gidiyordum. Antrenmanımı yapıyordum, eve gelmem 11-12'yi buluyordu. 1.5 sene bu şekilde geçti. Ara sıra vazgeçmeyi, pes etmeyi düşünmedim değil ama o zamanlarda ailemin olsun, hocalarımın olsun desteği çok önemliydi. Onun dışında ara sıra babam götürüyordu beni. Gerçekten zorlu günlerdi ama belki de kırılma noktasıydı. Orada pes etsem belki buralarda olamayacaktım. İçimdeki futbol aşkı, azmi, hırsı beni buralara getirdi diyebilirim.
"Galatasaray Akademisi'nden girdiğinde orada bir yazı var. 'Seni buraya getiren yeteneğindir, burada tutacak olansa karakterindir.' diye. Bu her şeyi özetliyor. Bizi oraya yeteneğimiz getirdi evet ama orada bize hayat hakkında olsun ilerideki yaşamımız hakkında olsun çok şey öğretiliyor. İyi bir insan, iyi bir vatandaş olmayı öğretiyorlar ilk başta. Onun için gerçekten Galatasaray Altyapısı çok özel bir yer, her futbolcu için her genç için. İnşallah oradan daha nice iyi insanlar, iyi futbolcular çıkacak."
"İstanbul'a geldiğimde ilk altyapıya giderim, Florya'nın girişinde altyapı var. Hayatımın üçte biri orada geçti. Giderim Ali Yavaş hocamın olsun, Ahmet Keskinkılıç hocamın ellerini öperim. Formalarını veririm. Onlar da benimle çok gurur duyduklarını, böyle devam etmem gerektiğini söylüyorlar. Genç kardeşlerimi ziyaret ediyorum. Ben de gençtim orada. Eskiden Arda ağabey olsun, Semih ağabey olsun geldiklerinde en azından bizim kafamızı okşadıklarında bile çok mutlu oluyorduk. O günleri unutmadım. Onun için ben de gidince genç kardeşlerimin ne hissettiklerini biliyorum."
"Küçük yaşta yan yana geldiğin oyuncuların yerinde olmak, her küçük çocuğun hayalidir bence. Çünkü biz de altyapıda oynarken bu anların hayalini kuruyorduk. O zamanki idollerimiz A Takım'da oynayan ağabeylerimizdi, şimdi ise küçük çocukların idolü ben haline geldim. Onun için küçük çocukların ne hissettiklerini çok iyi biliyorum ve bu bana ayrı bir sorumluluk veriyor. Hem saha içinde hem saha dışında en küçük bir iyi ya da kötü hareketim, onların vizyonuna girecek, onları derinden etkileyeceğim."
"Stoper olarak sakinlik çok önemli bir özellik. Ben de sahada çok heyecanlandığımı hatırlamıyorum. İlk maçımda belki 2-3 dakika heyecanlandım. Ondan sonra sanki 40 yıldır o sahanın içindeymişim gibi hissettim. B. Yeni Malatyaspor maçında ilk sahaya çıktığım an, hayatımın en güzel anlarından bir tanesiydi. Hala saatini, tarihini bile hatırlarım. Her oyuncunun hayalidir o sahaya çıkmak, o taraftarın önünde yer almak. Hele ki Galatasaraylıysanız ve o altyapıdan yetişmişseniz, gerçekten kelimelerle tarif edemezsiniz o anları."
"Fatih hocam beni oyuna aldı. Antrenmanlarda iyi performans göstermiştim aslında hafiften bekliyordum, içimde vardı öyle bir şey. Hocam da beni oyuna alarak onurlandırdı. Fatih Terim gerçekten benim hayatımın en önemli figürlerinden bir tanesi diyebilirim. Benim buralara gelmemdeki en büyük pay sahibi kişi. ana davranışları olsun, aşıladığı güven olsun, şu an bile yanına gittiğimde gösterdiği şefkat olsun gerçekten çok çok saygı duyduğum önemli birisi. Allah başımızdan eksik etmesin."
Yılın çaylağı ödülünü kazanmasıyla ilgili olarak Ozan Kabak: "Dışarıdan belki; gitti, 4.5 ayda direkt yılın çaylağı seçildi, tekrar transfer oldu çok şey gibi gözüküyor ama gerçekten ben çok çalıştım, her zaman da çalışmaya devam ediyorum. Elimden gelen her şeyi yaptım orada. Olaylar bir şekilde gelişti ama ben bunu çok çalışmama bağlıyorum. Biz de doğru tercihler kullandık bence, çünkü her zaman oynayabileceğim yere gittim. Başka bir yere gitseydim belki şu an bakılınca küme düşmüş bir takıma gitmiş gibi görünüyorum ama orada gösterdiğim performansla daha büyük bir adım atarak, daha iyi bir takıma gittim."
"Schalke'ye gitmeden önce de daha iyi takımlar daha iyi alternatifler vardı önümüzde ama ben yine oynayabileceğim bir takıma gittim ve burada gösterdiğim performansla da belki 2-3 sene sonra çok daha büyük bir adım atıp, dünyanın iyi oyuncuları arasına gireceğim."
"Galatasaray'la şampiyonluğa oynarken Stuttgart'la küme düşmemeye oynadım, ardından 3'lü savunma 4'lü savunma, orta saha Stuttgart'ta birkaç kez... Gerçekten kısa profesyonel futbol hayatımda her şeyi gördüm diyebilirim şu ana kadar. Onun için bunların hepsi bana ayrı bir tecrübe oldu. Galatasaray'da da Stuttgart'ta da 3'lü savunma oynadım. Herkesten bir şey öğrenmeye çalıştım, her hocadan bir şeyler kapmaya çalıştım. Yanımdaki her tecrübeli oyuncudan bir şeyler öğrenmeye çalıştım ve kendimi böyle geliştirdim, geliştirmeye de devam edeceğim."
3'lü savunma mı, 4'lü savunma mı sorusuna Ozan Kabak: "3'lü savunma oynayınca daha çok hücuma katkı sağlayabiliyorsun. Bundesliga'da o tarz goller attım, asistler yaptım, dripling yaparak, ileri çıkarak. Savunmada da asıl mevkim olan savunmanın göbeğinde oynuyorum, orada da tabii elimden geleni yapıyorum ama ikisinde de benim için gerçekten değişen hiçbir şey yok. Sadece çok ufak farklar."
Golcü özelliğiyle ilgili sorulan soruya Ozan Kabak: "Akademide, milli takımlarda goller atıyordum falan ama bu en üst seviyeye çıkıp 1 senede 6 gol atmak ilk sezonumda gerçekten beni de şaşırttı ama attıkça insanın öz güveni yerine geliyor. Oynadıkça artık ne taraflara koşu yapman gerektiğini, topun nereye gittiğini daha iyi kestirebiliyorsun. Kesinlikle maç oynamakla ve öz güvenle alakalı bir şey olduğunu düşünüyorum bu gollerin. Ama tabii ki takım arkadaşlarıma ve hocalarıma da bir parantez açmak gerekiyor. Her zaman bu taktikleri benim üzerime kuruyorlar."
"David Wagner bu sene geldi. Daha önceden, gelmeden önce buluşup, konuşmuştuk, ben onu dinlemiştim. Gerçekten benim üzerimde çok pozitif bir etki bırakmıştı. Schalke'yi seçmemdeki en büyük etkenlerden bir tanesi David Wagner'di. Sezon başında şanssız bir sakatlık geçirdim, yaklaşık 2 ay top oynayamadım ama D. Wagner beni her zaman takımın içinde tuttu. Antrenmanlara çıkamıyordum, taktik antrenman yaptığımız zaman beni yine çağırıyordu. Antrenman yapmasam bile izleyip, sezon boyunca nasıl futbol oynayacağımızı bana göstermeye çalışıyordu. Her zaman bu takımın en önemli oyuncularından bir tanesi olduğumu bana aşıladı."
"Şu an baktığımızda Bundesliga'da 4. ya da 5. sıradayız sanırım Dortmund'la eşit puandayız. Çok daha iyi olabilirdik. 2. yarı için gerçekten çok heyecanlanıyorum. "Neden olmasın?" diyorum, Şampiyonlar Ligi potasında bitirirsek. Çok iyi olacak bizim için. Şampiyonlar Ligi müziği tüylerimi diken diken eden bir müzik. Geçen sene Galatasaray'da belki gruptan çıkma başarısı gösteremedik belki ama benim futbol hayatıma çok etkide bulundu bu Şampiyonlar Ligi maçları. Bütün büyük takımlar olsun, futbol dünyasının devleri olsun, Şampiyonlar Ligi'ni izliyor ve oradan oyunculara bakıp karar veriyor. İnşallah ben de seneye, öbür sene, her sene Şampiyonlar Ligi oynamaya devam etmek istiyorum."
"Şampiyonlar Ligi'nde ilk maçımı TT Arena'da Schake'ye karşı oynadık, 0-0 bitmişti. O maç çok iyi oynamıştım ama deplasmandaki maçta takım olarak çok kötü oynamıştık. Sadece güzel olan şey o stattaki Galatasaray taraftarıydı, gerçekten inanılmazlardı. Bence statta Schalke taraftarından çok daha fazlalardı sayı olarak. Ama şu anda Veltins Arena'da Schalke taraftarı beni büyülüyor. Gerçekten hiçbir zaman bize olan desteklerini esirgemiyorlar. Gerçekten, Veltins Arena oynarken keyif aldığım statlardan bir tanesi."
"Schalke taraftarı gerçekten bana çok değer veriyor, bunu her fırsatta gösteriyorlar. Geçen ay, ayın oyuncusu seçmişler beni. Taraftar verdi bana ödülü. Benden çok şey beklediklerini, çok memnun olduklarını söylüyorlar sürekli. Tabii Almanca öğreniyor olmam, onlarla Almanca diyalog kurmaya çalışıyor olmam, onları ayrıca mutlu ediyor. Onun dışında gollerimle de alakalı çok olumlu yorumları var. Sürekli bana söylüyorlar. Gerçekten iyi bir taraftar grubuna sahibiz."
Altyapıda oynayan gençler için verebileceğin öneriler neler sorusuna Ozan Kabak: "Öncelikle çok çalışmalarını tabii ki söylemeden geçemeyeceğim. Ama onun dışında kendilerine asla inanmaktan vazgeçmemelerini söylüyorum. Çünkü Türkiye'de onların futbolcu olamayacağını öngören hocalar olabilir. Onlara, bunları söyleyen hocalar olabilir. Ama asla vazgeçmemelerini, kendilerine inanmalarını istiyorum onlardan."
"Galatasaray'da altyapıda oynarken, sadece Galatasaray Altyapısı için söylemiyorum, tüm altyapılarda bir eğitim ya da hoca eksikliği olabiliyor, bu çok doğal bir durum. O zaman ben kendimi çok eksik hissettim, Tudor döneminde, fizik olarak, teknik olarak kendimi çok eksik hissettim. Menajerimle bunu paylaştım ve bana özel bir hoca tutuldu antrenman dışında. Antrenmandan çıkıp oraya gidiyordum. Çalışıyordum, antrenmandan sonra koşularımı yapıyordum. O şekilde geçiyordu ve kendimi çok geliştirdim."