Onur, "Trabzonspor Formasından Başka Bir Forma Giymeyi Aklımdan Hiç Geçirmedim"
Trabzonspor'un başarılı file bekçisi Onur Recep Kıvrak, Türkiye'de Trabzonspor formasından başka bir forma giymeyi aklına getirmediğini belirterek, bordo-mavili takımdan ayrılmasının ancak Avrupa'nın büyük bir kulübüne transfer olması halinde...
Trabzonspor'un başarılı file bekçisi Onur Recep Kıvrak, Türkiye'de Trabzonspor formasından başka bir forma giymeyi aklına getirmediğini belirterek, bordo-mavili takımdan ayrılmasının ancak Avrupa'nın büyük bir kulübüne transfer olması halinde olabileceğini belirtti.
Bordo-mavili takımın başaralı kalecisi Onur Recep Kıvrak, Trabzonspor Dergisi'ne Aralık sayısına verdiği röportajda önemli konulara değinerek geleceği hakkında konuştu. Kaleci olmak dışında asla başka bir hayali olmadığını belirten Onur, "Ben küçük yaştan itibaren hep kaleciliği hayal ettim. Mahalle aralarında ilk topla buluştuğumda kaledeydim. O yaşlardaki çocuklar genelde gol atmayı ister ama ben kaleye geçip kurtarış yapmak için mücadele ederdim. Atlamayı zıplamayı çok severdim. Bu şekilde hayatım devam etti. Öyle ki kaleci olmak dışında asla başka bir hayalim olmadı. Şu an kaleci olamasaydım ne yapardım hiç bilmiyorum. Sadece futbolu düşündüm. Mecburdum kaleci olmaya" dedi.
Şenol Güneş'in izinden gitmeyi kendisine hedef koyduğunu belirten başaralı kaleci, "O dönem Şenol Güneş dememin sebebi olağanüstü kariyeri ve daha önemlisi Trabzonspor Kulübü'nde bıraktığı izlerdi. Ben de onun gibi olmak istiyorum. İnsanlar yıllar sonra da beni hala hatırlasınlar. Tek bir camiaya ait olmak istiyorum. Benim amacım bu. Trabzonspor dışında Türkiye'de başka bir takımda oynamak hiç aklımdan geçmedi. Trabzonsporlular için bir Hami, bir Tolunay, bir Ünal olmak istiyorum. Tabi Şenol Güneş'i ayrı tutuyorum. Şenol Hoca Trabzonspor için çok farklı bir isim. İnşallah bu şekilde hatırlanmayı Allah bana nasip eder" diye konuştu.
"2010-11 SEZONU ŞAMPİYONLUK KUPASI'NIN GERÇEK SAHİBİ TRABZONSPOR'DUR"
2010-11 sezonunun gerçek şampiyonunun Trabzonspor olduğunu belirten Onur, "Arkadaşlarımla yaptığım sohbetlerde hep çok şanslı olduğumdan bahsederim. Çünkü önce Türkiye Kupası, sonra Süper Kupa ve akabinde de şampiyonluk. Kupasını alamadık ama şampiyon biziz. Bu artık tescillendi. Bilinen bir şey.
Kısa zaman içinde 3 kupa kazanmışız. 2010-2011 sezonunun şampiyonluk kupasının gerçek sahibi Trabzonspor'dur. İstedikleri kadar oyalasınlar" ifadelerini kullandı.
Ali Kemal Denizci ile yapılan bir röportajın videosunu izlediğimde çok etkilendiğini anlatan Onur, "Muhabirin şampiyonlukla ilgili sorduğu soruya, 'Şampiyon olduk ama lig bu yıl pek zevk vermedi bize' diyordu Ali Kemal. O kadar kolay şampiyonluk yaşamışlar ki, o kalitede rakip yokmuş. Beni etkileyen bir başka nokta ise o dönemler oyuncuların kahvehanede okey oynarken, kalkıp maça gidip kazandıktan sonra tekrar okeye devam ettikleri yönünde anlatılanlar. Hayret verici bir durum. Keşke biz de onlar kadar başarılı olup yaşayacağımız bir şampiyonluk sonrası 'Lig bize zevk vermedi' diyebilsek. Bunun farklı bir şeklini 2010-2011 sezonu şampiyonluğuyla ilgili söyleyebilirim. O sezon şerefimizle, onurumuzla ve hakkımızla şampiyon olduk. Temiz bir şampiyonluktu. Benim için Trabzonspor forması giymek ayrı bir mutluluk. Çünkü çok temiz ve şanlı bir forma. 82 puanı toplarken tertemiz alın teri döktük, formamızı bu şekilde terlettik. O nedenle içimiz çok rahat. Takımdan ayrılan oyuncuların da aynı düşünceye sahip olduklarını biliyorum" şeklinde konuştu.
"ŞENOL GÜNEŞ'LE BİRLİKTE EN BÜYÜK ŞANSIMIZ KALECİ ANTRENÖRÜ ALPER BOĞUŞLU "
Şenol Güneş'in inanılmaz bir kariyeri olduğunu belirten Onur, "Şenol Hoca'nın inanılmaz bir kariyeri var. Çok önemli bir kaleciydi şimdi ise çok önemli bir teknik adam. İnşallah gol yememe rekorunu kırmak bana ya da Tolga abiye nasip olur. Şenol Hoca'yla çalışmak çok güzel. Bizi tabi ki motive ediyor. Hayat görüşü çok iyi. Onunla konuşmak bize önemli katkılar sağlıyor. Gelişmemizde büyük etken. Şenol Güneş ismi arkamızda olduğu için kendimizi güçlü ve şanslı hissediyoruz. Ayrıca Şenol hocayla birlikte bizim en büyük şansımız kaleci antrenörümüz Alper Boğuşlu. Alper Hoca'yla iyi ki bu yaşta çalışmaya başlamışım. Yeri geliyor, bizimle arkadaş oluyor, yeri geliyor kardeş oluyor. Bizim her türlü sorunumuzla yakından ilgileniyor. Çok iyi antrenman yaptırıyor. Tolga abi ve benim bu çıkışı yapmamızdaki en büyük etkenlerden biri Alper Hoca'dır diyebilirim. İnşallah hep başımızda olurlar" diye konuştu.
"TOLGA ABİ KALEDE İNANILMAZ İŞLER YAPTI"
"Tolga abinin nasıl bir kaleci olduğunu ben biliyorum" diyen Onur sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yaşadığım sakatlık sonrası kalenin emin ellerde olduğunu gösterdi. Tolga abi çok yetenekli bir kaleci, sadece daha önce bu çıkışı yapamamıştı. O sezon harika bir performans sergilediğini düşünüyorum. Üstün performansıyla 82 puan toplamamızda büyük rol oynadı. Üstelik uzun süre oynamayıp, en küçük hatanın bile büyük sonuçlar doğuracağı bir dönemde kaleyi devraldı ve inanılmaz işler yaptı. Yaşadığım en büyük sorun acaba tekrar eski performansıma kavuşup kavuşamayacağımdı. Ameliyat olduktan sonra ağrıyı sızıyı düşünmedim. Eski maçlarımı izleyip şu kurtarışı tekrar yapabilecek miyim diye düşünüyordum. O zamana kadar hayatım boyunca hiç sakatlanmamıştım. İlk sakatlığım en büyük sakatlığım oldu. Kaderin cilvesi işte. Allah yazmış, ben de çektim. O sakatlıktan da çok şey öğrendim. Sabretmeyi, şükretmeyi, sağlığın değerini, bulunduğun yerin kıymetini öğrendim. İyi bir tecrübe oldu diyebilirim."
"TRABZONSPOR'A TRANSFER OLDUKTAN SONRA BABAMIN ÇALIŞMASINI İSTEMEDİM"
Trabzonspor'a transfer olduktan sonra babasının çalışmasını istemediğini belirten Onur, "Babam 12 yaşında başlamış araba tamirciliğine. Hatta futbol oynamak istemiş ancak şartlar izin vermemiş.
14-15 yaşlarında para kazanıp evine bakmaya başlamış. Bu nedenle bize 'Ne istiyorsanız onu yapın, hiçbir şey içinizde kalmasın' derdi. Yıllarca bizi baktı. Ne aç bıraktı, ne açıkta. Hep destekçimiz oldu. Şükürler olsun ki yüzünü kara çıkarmadım. Ben hayatım boyunca hiçbir şeyi kendim için istemedim. Her zaman önceliğim ailemdi. Annem, babam ve kardeşlerim için sıkıntılara göğüs gerdim. Onların mutlu olmasını hep istedim. Ben Karşıyaka'da oynarken babam tamircilik yapmaya devam ediyordu ancak Trabzonspor'a transfer olduktan sonra artık çalışmasını istemedim.
Bir evladın ne yapması gerekiyorsa ben de onu yapmaya çalışıyorum" diye konuştu.
"ANCAK AVRUPA'NIN EN BÜYÜK KULÜBÜNE GİDERİM"
Onur, kendisini kelebeğe benzetilmesiyle ilgili olarak ise "Kelebekler güzeldir ama ömrü bir gündür. Benim Trabzonspor'daki ömrüm kısa olmayacak. O nedenle daha uzun
ömürlü bir şey olursa çok memnun olurum" ifadelerini kullandı.
"Tüm samimiyetimle söylüyorum, Trabzonspor'da forma giydiğim için çok mutluyum" diyen Onur "Bugüne kadar Trabzon'da en ufak bir problem yaşamadım. Bazı dönemler gideceğim yazıldı. Ama ben sadece Avrupa'nın çok büyük bir kulübüne giderim. Onun dışında buraya çok alıştım. Mutluyum Trabzon'da. İnsanların bana yaklaşımından çok memnunum. Burayla ilgili çok güzel bir anım var. Trabzonspor'a ilk transfer olduğumda üçüncü kaleci pozisyonundaydım. Doğru dürüst tanınmıyordum. Benzin istasyonuna gittim. Yakıt aldıktan sonra ödemeyi yapacaktım ancak yanıma cüzdanımı almayı unutmuşum. Ben ne yapacağımı şaşırınca görevliler, 'sen git, ne zaman istersen gelir ödersin' dediler. Bu cevap beni çok etkiledi. Başka bir şehirde böyle bir cevap almanız imkansız. Sonra ailemi arayıp Trabzonspor'a gelerek çok doğru bir karar verdiğimi söyledim. Ben gökdelenlerin olduğu, çok insanın yaşadığı bir şehir aramıyorum. Ben Trabzon gibi bir şehir arıyorum. Buraya gelmemde emeği olan herkese teşekkür ederim" dedi. - TRABZON