Nerede kalmıştık #4: Boston Celtics
*Basketball-Reference, Synergy Stats, NBA Stats ve Basketball Index’teki verilerden yararlanılmıştır.
*Basketball-Reference, Synergy Stats, NBA Stats ve Basketball Index’teki verilerden yararlanılmıştır.
NBA yönetimi, 11 Mart’ta oynanan dört normal sezon maçının ardından koronavirüs salgını nedeniyle sezonun askıya alındığını açıklamıştı. Haziran başında yapılan açıklamada ise sezonun 22 takımla 31 Temmuz’da Orlando’da devam edeceği belirtilmişti. Basketbolla dolu uykusuz gecelere hasret kaldık fakat şov, bir ay sonra devam edecek! Peki bu süreçte Orlando’da yer alacak 22 takıma göz atmaya ne dersiniz?
Boston Celtics – 43 galibiyet ve 21 mağlubiyetle Doğu Konferansı’nda üçüncü sıradalar.
Atılan sayı ortalaması: 113,0 – Ligde 11. sıradalar.
Yenilen sayı ortalaması: 106,8 – Ligde ikinci sıradalar.
Hücum reytingi: 112,9 – Ligde beşinci sıradalar.
Savunma reytingi: 106,8 – Ligde dördüncü sıradalar.
Olumlu anlamda dikkat çeken istatistik: Maç başına potalarında 38,3 baskete izin vererek bu alanda lig ikincisi olmaları.
Olumsuz anlamda dikkat çeken istatistik: Maç başına 22,8 asistle bu alanda lig 25.’si olmaları.
Brad Stevens, 2013-2014 sezonundan beri baş antrenörlüğünü yaptığı Boston Celtics’te etkileyici işler yapmaya devam ediyor. Stevens; Kyrie Irving ve birkaç rotasyon oyuncusu dışında tedrisatı altında olan tüm isimlere kademe atlattırırken Celtics’in “yeniden yapılanma” sürecini de iyi yönetiyordu Bu sezonla birlikte son iki sezondur temelin üzerini inşa ediyorlar. Ve bu sezon, onlar adına gayet iyi gidiyor.
Boston Celtics ve mükemmel savunma düzenleri
Bu konuyu açıklamak için öncelikle Celtics’in uzun rotasyonunun savunma niteliklerine göz atalım.
Robert Williams: Tamam, mükemmel bir blok içgüdüsü var ancak izolasyon, adam değişim gibi savunma departmanlarında çok kötü.
Daniel Thies: Belki de bu isimler arasındaki en iyi savunma oyuncusu. Potayı koruyabiliyor, kısaların karşısında kalabiliyor, uzunları da durdurabiliyor fakat topsuz oyundaki savunması verimsiz.
Grant Williams: Kolejdeki savunma performansını aynen sürdürüyor.
Vincent Poirier: NBA seviyesi için her anlamda yetersiz bir savunmacı.
Tacko Fall: Yalnızca altı maçta oynadı.
Enes Kanter: Potayı koruyabiliyor fakat ayakları çok yavaş. Ayrıca savunma bilgisi düşük.
Boston Celtics, 106,2 savunma reytingiyle bu alanda ligde dördüncü sıradalar. Boyalı alandan 43,2 sayı yemeleriyle bu alanda ligde üçüncü sıradalar. Ayrıca maç başına potalarında 38 baskete izin vererek bu alanda ligde ikinci sıradalar. Peki, nasıl oldu da uzun rotasyonu kâğıt üzerinde “kalitesiz” olan bir takım hem boyalı alanı hem de perimetre ötesini iyi bir şekilde savunabildi?
İlk başta Theis ve Grant’in hakkını vermek gerekiyor. Daniel Theis, NBA’deki ve Celtics’teki üçüncü sezonunu geçiriyor. İlk iki yılında Al Horford ve Aron Baynes gibi savunma oyuncularıyla birlikte oynadığı için Theis’ın performansı biraz göz ardı ediliyordu. Ancak bu sezonki savunma performansı, o iki yıldakinden bambaşka bir yerde.
Kısalar karşısında kalabiliyor. Sol dip dışında potaya gelen hücumları önleyebiliyor. Kanat açıklığını kullanarak pas aralarını iyi görüyor. İkili savunmada agresifliğiyle öne çıkıyor. Topsuz oyunda bazen “uyuması” ve 203 santimetrelik boyunun bazen yarattığı “eşleşme” dezavantajı, onun eksi hanesinde yer alıyorlar.
Grant Williams’ın bu kadar iyi bir savunma performansı sergilemesi pek de şaşırtıcı değil. Zira Tennessee’deki kolej kariyerinde Grant, tüm kamuoyunda “savunma” yetenekleriyle yankı uyandırıyordu. Delici kısaları püskürtüp kendisinden uzun olan pivotlara karşı kalabilmesi, ayak oyunlarındaki hız, yüksek savunma zekâsı ve topsuz oyunda bitmek bilmeyen enerjisi, onun iyi bir savunma oyuncusu olacağını gösteriyordu. Tabii NBA’deki ilk yılında bunları belirli bir seviyelerde yapabilmesi ayrı bir önemli.
Şimdi gelelim Brad Stevens’ın asıl marifetlerine.
Marcus Smart, tıpkı Grant gibi, kolejden büyük bir savunma potansiyeliyle gelmişti. Şu ana dek bu beklentileri fazlasıyla karşıladı. Fazlasıyla diyorum çünkü Smart, bu sezon adam değişimi sonrasında rakiplerine %37,2 isabet yüzdesi veriyor. Bu arada, boyu 192 santimetre.
Bu neden Brad Stevens’ın marifeti?
Smart’ın üç sayılık atışlarda belirli bir istikrar yakalamasının ardından Stevens, onu hücumda da savunmada da kısa forvete çekip ilk iki pozisyonu Kemba Walker, Brad Wanamaker, Jaylen Brown ve Gordon Hayward arasında paylaştırarak takıma dinamizm kazandırdı.
Jayson Tatum her anlamda kariyer sezonunu yaşıyor. Tatum, büyüleyici çaylak sezonu sonrasında ivme kaybetmiş ve kafalarda soru işareti bırakmıştı. Ancak bu sezon Noel dönemi sonrasında o kadar iyi oynamaya başladı ki çaylak yılında kendisine dair çizilen kariyer projeksiyonlarını bile geride bıraktı. Tabii 23,6 sayı ve %39,8 üçlük ortalamaları veya kritik anlarda gönderdiği şutlar, maç içerisinde yaptığı estetik smaçlar, göze çarpan şeyler. Fakat, bayanlar ve baylar, Tatum mükemmel bir savunma oyuncusuna dönüştü. Hızlı elleri, oyun zekâsı, mobilitesi, temastan kaçınmaması, bitmek bilmeyen enerjisi, dikey ve yatay hareketlenmesi ve pas araları gibi unsurları birbirine entegre ederek beş pozisyonu birden savunabilir hâle geldi.
Bu neden Brad Stevens’ın marifeti?
22’sinde olan ve kamuoyunca eleştirilere maruz kalan ayrıca beklentilerin yüksek olduğu bir oyuncuya savunma disiplini kazandırmak ne kadar kolay olabilir? Şöyle düşünün, 20 yaşına kadar yatağını toplamayan bir çocuğunuz var. Fakat 20’sinden sonra sabah kalktığında yaptığı ilk iş, sizin tavsiyeleriniz sayesinde, yatağını toplamak oluyor.
Biraz çağdaşlık biraz da eski kafalılık. Brad Stevens’ın Butler günlerini hatırlıyorsanız motion offense karşısında 1-2-2’den adam adamaya ve 2-3’ten diamond alana dönmeyi ne kadar sevdiğini biliyorsunuzdur. Yani Stevens, yüksek tempolu hücumları dış alanda iki kişiyle karşılıyor. Perimetre gerisine iki kişi yerleştiriyor ve o iki kişiyi kendi bölgelerindeki kanatlara yönlendiriyor. Ortadaki pota koruyucu ise hücum yönünü takip ediyor. Eğer rakip UCLAstagger gibi tempolu ve bol perdeli bir sete geçiyorsa Stevens’ın takımı adam adamaya geçiyor. İşte bu esnadaki zamanlama ve hız mükemmel. Yani hem geleneksel oyunun tekniği hem de günümüz oyununu temposu.
Beklenmedik ikili: Jaylen Brown ve Kemba Walker
Brown da tıpkı Tatum gibi inişli-çıkışlı bir performans grafiğine sahipti. Fakat bu sezon inişleri bir kenara bırakıp potansiyelini tamamen sahaya yansıtarak genel anlamda çıkışa geçmiş durumda. Maç başına 5,6 denemede %38 ile üçlük atması veya 20,4 sayı ortalaması, bu sava iyi bir rakamsal destek oluyor.
Jaylen Brown’ın bu sezonki yükselişinde en büyük etkenlerden birinin Kemba Walker olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Öyle ki son iki yılını Kyrie Irving’le geçiren bir genç oyuncu için Walker, mükemmel bir kurtarıcı.
Bu, “Kemba, Kyrie’den daha iyi pasör. Kemba, Kyrie’den daha iyi oyuncu” anlamlarına gelmemeli; buradaki kastım Kemba’nın tempo ayarlaması, savunma yerleşimindeki katkısı, perdeyi aldıktan sonra direk ekstra pas veya dripling kovalamak yerine dipteki katları görebilmesi onu Kyrie’den ayırıyor.
Yani Brown gibi pota altında mikser olan, çizgi gerisinde ise hem nokta hem de hareketli şutör rollerini üstlenebilen bir genç oyuncu, Kemba ile daha iyi bir uyum yakaladı. Brown’ın yüksek seviyeli atletizm tehdidinin Kemba’ya dripling ve şut alanları yaratması da ayrı bir değer.
Orlando’da merak edilen en önemli iki şey
Gordon Hayward
Hayward, yaşadığı talihsiz sakatlıktan sonra geçen yıl parkelere geri döndü. Fakat Utah Jazz günlerindeki kararlılığından ve patlayıcılığından, mental anlamda bir iz kalmamıştı. Bu sezonun başlarında da bu anlamda zorlanırken Ocak ayını mükemmel tamamlamıştı. Eğer o performansını Orlando’da gösterebilirse Celtics, takımın diğer artılarını da hesaba katarsak, sezonu hiç beklemediği bir şekilde bitirebilir.
Süre ayarlaması nasıl olacak?
Play-off sürecinden itibaren uzun rotasyonunda Grant, Enes ve Theis üçlüsü yer alacaklardır. Grant’in tecrübe eksikliği ve Enes’in defoları sorun yaratabilir. İşte burada önemli olan şey Tatum, Hayward ve Brown üçlüsünün dört numara pozisyonunu kaçar dakikayla paylaşacakları. Kemba, Brown, Hayward, Tatum ve Theis beşlisi hâli hazırda olabilecek en iyi senaryo gibi görünse de Brad Wanamaker, Semi Ojeleye ve belki de Romeo Langford, Carsen Edwards, Jevonte Green üçlüsü rotasyona girecekler. İşte burada, süreleri ayarlamak en önemli şey olacak.