Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Neden 32 turnuvayı 32 farklı tenisçi kazandı?

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Teniste sıra dışı bir sezon yaşanıyor.

Teniste sıra dışı bir sezon yaşanıyor. Indian Wells turnuvasını tamamlamamızın ardından; erkeklerde oynanan 19 turnuvanın 19’u, kadınlarda ise 13 turnuvanın 13’ü de farklı isimler tarafından kazanıldı. Bu son yıllarda benzeri görülmemiş bir durum.

2015 yılından bu yana aynı döneme baktığımızda giderek artan bir şampiyon çeşitliliği görüyoruz. Erkeklerde son beş yılda, sezonun ilk 19 turnuvasında sırasıyla 14, 14, 15, 16 ve 19 farklı şampiyon izledik. Kadınlarda ise Indian Wells’e kadar, 2015’te ilk 15 turnuvada 12, 2016’da 13 farklı kazanan çıktı. Takip eden üç yılda 13 turnuvanın sırasıyla 11, 11 ve 13 ayrı kazananı oldu.

Sebepler neler?

Bu durumun tabii ki birden fazla sebebi var. Eurosport Türkiye tenis spikeri Emre Yazıcıol, bunun başlıca sebebinin bir oyuncunun çok fazla sayıda turnuvaya katılmaması olduğunu belirtiyor: “Sezon başlayası neredeyse üç ay oldu. Bu kadar farklı şampiyonun olması tabii ki olağan bir durum değil fakat belirtmek gerekir ki oyuncular eskisine göre daha az turnuvaya katılıyor. Öte yandan Avustralya Açık’ın en güçlü ismi, oranın kazananı, genelde Indian Wells’e iyi bir durumda gelip turnuvayı kazanırdı. Bu yıl böyle bir şey de olmadı.”

Bununla birlikte 32 turnuvada 32 farklı şampiyon çıkmasını kadın ve erkek tenisi için ayrı ayrı değerlendirmek, sebepleri daha doğru anlamaya yardımcı olacaktır.

Kadınlarda istikrarsızlık

Kadın tenisindeki istikrarsızlık yıllardır konuşulan bir konu. Yazıcıol’a göre Serena Williams’ın da eski günlerinde olmaması bu istikrarsızlığı perçinliyor: “Kadınlarda zaten belli bir istikrarsızlık var. Bu sene Serena’nın da aynı noktada olmaması, hamilelik ve doğum sonrasında zirve performansını yakalayamaması, zaten var olan istikrarsızlığı biraz daha arttırdı.”

Kadınlarda şu an hiçbir oyuncunun dominant bir şampiyon olamayacağı görüşünde Yazıcıol: “Kadınlarda şu an hiçbir oyuncu, dominant şampiyon olacak oyuncular değil. Örneğin Simona Halep, birçok turnuvayı domine edebilecek bir profilde değil. Angelique Kerber de Petra Kvitova da öyle. Öyle bir oyuncu olarak yalnızca Serena vardı. Maria Sharapova zirve zamanlarına dönemedi, keza Victoria Azarenka da.”

Son iki Grand Slam’de mutlu sona ulaşan Naomi Osaka’nın ise henüz 21 yaşında olduğunu, rakiplerine fiziksel ve mental açıdan büyük bir üstünlük kurabilecek yaşa henüz gelmediğini de hatırlatmak gerekiyor.

Erkeklerde bir dönemin sonu

Erkekler tenisinde yıllardır belli başlı isimleri birçok turnuvanın finalinde, özellikle de Grand Slam finallerinde görmeye alıştık. Ancak turnuva kazanabilecek isimlerin sayısı arttı. “Erkeklerde artık kabuğunu kırmaya başlayan genç bir jenerasyon var. Zverev, Khachanov, Tsitsipas gibi yetenekli tenisçiler Nadal’ı, Federer’i, Djokovic’i yenebilecek seviyelere ulaştılar.” diyor Emre Yazıcıol.

Öte yandan, söz konusu erkekler tenisi olduğunda “üç büyükler”in hâlâ meselenin nesnesi değil öznesi olduğunu söylemek mümkün. Zira son dokuz Grand Slam’i Federer, Nadal, Djokovic üçlüsü aralarında paylaştılar. Burada tekrar Emre Yazıcıol’a kulak verelim: “Büyük üçlü, turnuvalar kazanmaya devam edecektir. Özellikle Grand Slam’lerde açık ara favoriler. Ancak onların çağının yavaş yavaş sonuna gelmemiz , ilk olarak ATP 250 ve 500 turnuvalarında yüzünü göstermeye başladı. Eskiden yılın 11 ayında bu adamlar çok baskındı, artık bunu yapmaları çok kolay değil. İlerleyen yaşlarıyla beraber düşen fizik kaliteleri kadar konsantrasyonları da buna izin vermiyor.”

İlk şampiyonluklar

2019 sezonu bize birçok ilk şampiyonluğunu yaşayan tenisçi sundu. Erkeklerde yedi, kadınlarda ise üç raket, ilk şampiyonluklarını geçtiğimiz üç aylık sürede yaşadılar. Erkeklerde bu isimler Fransız Alex De Minaur, Amerikan Tennys Sandgren ve Railly Opelka, Arjantinli Juan Ignacio Londero ve Guido Pella, Sırp Laslo Djere ve Moldovalı Radu Albot. ABD’li Jessica Pegula ve Sofia Kenin ile Romanya asıllı Kanadalı Bianca Andreescu ise kadınlarda ilk şampiyonluklarını bu sezon yaşayan tenisçiler oldular.

Böyle devam eder mi?

Indian Wells’i tamamladığımız ve Miami Open’da çeyrek finallere doğru ilerlediğimiz bu günlerde, bu sezon şu ana kadar şampiyonluk yaşamamış oyunculardan yollarına devam edenler var. Kadınlar tarafında Simona Halep, Sloane Stephens ve Caroline Wozniacki gibi içinde bulunduğumuz sezonda şampiyonluk yaşamamış isimler turnuvadaki ilerleyişlerini sürdürüyorlar. Erkeklerde ise bu yıl henüz şampiyonluk yaşamayan ve Miami Open’da iddialı olabilecek isimler arasında Milos Raonic, John Isner, Grigor Dimitrov’u sayabiliriz.

Hazırlayan: Enes KANBUR

Kaynak: EuroSport.com / Spor
title