NBA Doğu Konferansı’nda son durum
Milwaukee Bucks neden tarihi bir sezon geçiriyor?
Milwaukee Bucks neden tarihi bir sezon geçiriyor?
Giannis Antetokounmpo önderliğinde Doğu Konferansı’nın açık ara lideri olan takım, geçtiğimiz sezona oranla sahanın her iki yanında da gelişme kaydetmeyi başardı. Geçtiğimiz sezon dört ay boyunca hücum reytinginin ilk iki sırasında yer olan Bucks, savunma reytinginde ise istikrarsız bir görüntü çiziyordu. Ayrıca takımın maç başına bulduğu isabet sayısı düşüktü. Bu sezona baktığımızda ise Wisconsin ekibinin ligin en isabetli şut oranına sahip ikinci takımı olmasının yanı sıra hücum reytinginde üçüncü ve savunma reytinginde ilk sırada yer aldıkları görülüyor.
Hücum performansında tecrübe olarak kademeyi bir seviye yükselten Giannis, işin savunma kısmında ise ligin en değerli isimlerinden biri. Perimetrede %79,1, boyalı alan çevresinde %87,9 ve üçlük çizgisinin çevresinde %66,4’le savunma verimliliğine sahip olan Yunan yıldıza Pat Connaughton, Wesley Matthews, Khris Middleton ve Eric Bledsoe savunma yönünün forvet kısımlarında, Brook Lopez ise boyalı alanda yardımcı oluyor.
George Hill, Middleton, Kyle Korver, Ersan İlyasova ve Wesley Matthews beşlisinin %39,8’le isabetli üçlük atmalarını, Giannis ile Lopez’in dominant boyalı alan hücumları destekleyince sahanın her iki yönünde de rakiplerini ekarte eden bir Bucks görüyoruz.
Toronto Raptors’ın şu anki performansı play-off’ta devam edebilir mi?
Terence Davis, Matt Thomas, Chris Boucher ve Oshae Brisssett... Bu dört ismi muhtemelen 2019 Mayıs’a kadar duymamışsınızdır. Duysanız bile herhangi bir maçlarını açıp bireysel gelişimlerini tespit etme zahmetini gereksiz bulmuş olabilirsiniz. Eğer öyleyse yalnız değilsiniz. Zira Toronto Raptors teknik ekibi dışında geriye kalan NBA takımlarının neredeyse hepsi bu durum içindeydi.
Keza Pascal Siakam, Fred VanVleet, Patrick McCaw ve Norman Powell’ın şu an geldikleri seviyeyi de üç sene önce tahmin etmek pek kolay değildi. Fakat baş antrenör Nick Nurse ve genel menajer Masai Ujiri’nin önderliğinde oluşturulan kadro havuzu, son şampiyonu -2019 Finaller MVP’si Kawhi Leoand’ı kaybetmelerine rağmen- konferans ikinciliğine kadar taşıdı.
Tabii play-off döneminde işler çok farklı olabilir. Kyle Lowry, Serge Ibaka ve Marc Gasol üçlüsünün tecrübeleri ile Pascal Siakam’ın süper yıldızlığı Kanada ekibini play-off dönemi için öne çıkarsa da yedi maçlık seride kendilerine karşı özel olarak hazırlanan kurguları aşmaları ve tecrübesiz bench havuzu işleri zora sokabilir. Yani hayır, Raptors’ın bu performansını play-off yarı finalinden itibaren devam ettirmesi zor. Fakat geçtiğimiz sezon final serisinde geleneksel bir savunma sistemi kullanıp takımını şampiyonluğa götüren Nick Nurse’ün neler yapacağını tahmin etmek kolay değil.
Washington Wizards, play-off potasına girebilir mi?
Eğer sezon başına dönülse ve şubat sonuna öncesinde Wizards’ın 20 galibiyete geleceği söylenilse muhtemelen birçok kişi bu fikri ciddiye almayacaktır. Fakat başkent ekibi, ilginç bir oyun felsefesi belirleyerek bunu başardı.
Play-off potasına bir sıra uzakta olan Wizards, ligin en çok sayı yiyen takımı. Fakat aynı zamanda ligin en fazla sayı atan altıncı takımı. Baş antrenör Scott Brooks’un 2003-2004’ten beri süregelen “izolasyon hücumundan şut kullanma” felsefesi, en olgun meyvelerini bu sezon vermiş gibi görünüyor. Ligin maç başına en çok şut kullanan ikinci takımı olan Wizards; Bradley Beal’ın skorer oyunu, Davis Bertans’ın yükselişi, Ish Smith ve Troy Brown gibi isimlerin sürpriz katkısıyla galibiyetler alabiliyor.
Takımın play-off potasında rekabette olduğu Brooklyn Nets’in Kyrie Irving’i sakatlığa kurban vermesi, Orlando Magic’in kısa rotasyonunda problemler yaşaması ve Detroit Pistons ile Charlotte Hornets’ın beklenenden daha istikrarsız görünmeleri Wizards taraftarlarına az da olsa play-off heyecanı yaşatıyor. Ve şu anki gidişatlarına bakılacak olursa mart sonunda bir sürpriz görmemiz muhtemel.
Philadelphia 76ers’ın sorunları neler?
Philly, yaz arasında Ben Simmons, Tobias Harris ve Joel Embiid’in önderlik ettiği kadrosuna Josh Richardson ve Al Horford’ı katmıştı. Fizik ve sertlik bakımından ligin en iyi savunma takımı olarak gösteriliyorlardı. Hücumda alan yaratma problemi daha ilk maçtan itibaren kendini gösterse de bu sorunun haftalar geçtikçe çözüleceği düşünülüyordu. Zira takımın bir uyum içinde olması tahmin ediliyordu. Ama play-off dönemine yaklaşık 50 gün kala takımın bu konuda yol kat edemediği açıkça görülüyor.
Guard pozisyonunda sahada yer alan Simmons’ın üçlük atmaması nedeniyle hâli hazırda daralan hücum alanı; Embiid’in post oyunlarını zorlaması ve Horford’ın serbest atış çizgisi etrafında konumlanmasıyla adeta yok oluyor. Bu durumda Harris, Richardson ve Furkan Korkmaz dışında takımın net bir şutör tehdidi kalmıyor.
Her ne kadar Embiid ve Horford ikilisi modern uzun gerekliliklerini yerine getirip maç başına ortalama 3,7 üçlük deneseler de asıl verimli hücum performanslarını boyalı alanda (Embiid: %78, Horford: %69) gösteriyor ve bu durum bir problem yaratıyor. Keza Harris’in şut atmak dışında maç başına 12,1 penetre yapması Simmons’ın alanını daraltıyor. Kısacası bench’ten gelen Matisse Thybulle ve Shake Milton dâhil takımdaki herkes birbirinin ayağına basıyor. Ve bu durumu çözmek için gereken iki şey var: Simmons’ın şut atması veya Harris - Horford ikilisinden en az birinin takaslanması. Takas döneminin bittiği göz önüne alınırsa, Philly’nin işi bu sezonluk bir hayli güç.