Mustafa Cengiz: "Özbek'in Aklında Fatih Terim Yoktu"
Galatasaray'da yapılacak seçimde başkan adayı olduğunu açıklayan Mustafa Cengiz projelerini anlatırken Dursun Özbek ile ilgili bir iddiayı ortaya attı.
Mustafa Cengiz, sarı-kırmızılı kulübün 20 Ocak'ta yapılacak Olağanüstü Seçimli Genel Kurulu öncesi Doğan Haber Ajansı'na (DHA) açıklamalarda bulundu.
Galatasaray Kulübü'ne başkan olabilmek için son 2 yıldır yoğun bir şekilde çalıştıklarının belirten Mustafa Cengiz, "Galatasaray o kadar büyük bir camia, marka ve o kadar değerli üye ve taraftarları var ki gerçekten ateşten gömlek. Aday çalışmalarımız, kendi aramızdaki grup çalışmaları yıllardır sürüyor, fakat ciddi ve konsantre çalışmamız iki yıldır vardı. Sevgili Dursun Özbek birden bire, yangından mal kaçırır gibi ben baskın diyemiyorum çünkü baskın seçim ifadesi hafif kalıyor. Normal baskın seçim yaptığınızda bir ay bir haftalık bir süreniz olur. Bu 21 günlük bir süre ve hem de yılbaşı ve tatilleri düşünürseniz 0 bir süre. Çünkü; 15 gün öncede 45 kişilik listeleri vermek zorundasınız. Ben bu son 1 haftalık gelişmelerle giydiğim ateşten gömleğin alev alev yandığını da biliyorum. Galatasaray olan saygı, sevgi ve yönetme makamının ne kadar zor, güç ve o oranda şerefli" diye konuştu.
"BİR TAKIM İNSANLAR HİÇBİR GÖREVİ, HİÇBİR SEÇİLMİŞLİĞİ OLMADAN MAALESEF GALATASARAY'DA İSTEDİKLERİ GİBİ CİRİT ATIYORLAR"
Adaylık sürecinde kendisine imza veren üyelerin 'neden Mustafa Cengiz'i desteklediniz' diye arandığını dile getiren Cengiz, "O kadar acı şeylerle karşılaşıyor ki. Biz Galatasaray tarihinde ilk defa listeyi 3 gün önce verdik. Divana 3 gün süre veriliyor. Bütün imzaları incelemek. Kurulların doğru ve seçilme hakkına sahip olduğunu, ıslak imzaların doğru olduğunu tek tek kişiler tarafından imzalandığını kanıtlamak, tek tek A4 kağıtlarına imzalattık. Dosya formatında devlet ciddiyeti içinde yaptık. Aidatını yatırmayanları bir elemine ettik 10-15 tane, son kapanış gününden de 3 gün önce verdik. 3 gün önce 135 imzayı teslim ettik. Sayın Divan Başkana da bunu haber verdik. İrfan bey de çok mutlu oldu. 'İlk defa oluyor bu. Bize de imzaların doğruluğunu incelememiz için zaman verdiniz' dediler. Türkiye'de her işte olduğu gibi bu bize ödül olarak döndü. Öğleden sonra telefonlar gelmeye başladı bize. Özellikle liseli kardeşlerimiz aranıyor. 'Neden Mustafa Cengiz'e başkan adaylığı için imza verdiniz' diye. Bizim tüylerimiz diken diken oldu. Ben sizin vasıtanızla çok önemli bir şeyi açıklamak istiyorum. Galatasaray ve sportif davranışların dışında. Türkiye'de 2016 Nisan ayında kişisel verilen korunması hakkında bir kanun çıktı. Bütün kurumlar, çalışanlar, kişilerin bilgilerini kişini rızasını almadan yayınlayamaz. Bu hem demokrasinin gelişmesi hem insan hakları açısından hem de Avrupa Birliği Uyum Yasaları açısından şart. Fakat, bu yasa yeni olduğu için kimse bunun farkında değil. Bunu yapan insanlar, yani bizim belgelerimizi ele geçiren insanlar nitelikli suç işlediler. 2 ile 8 yıl arasında hapis cezası var. Bunar nitelikli veri olduğu için herhangi bir şikayete de gerek yok. Savcılık bunu öğrendiği anda resmen harekete geçer ve ağır cezası var. Türkiye'de eğer demokrasi, insan hakları gelişecekse kişilerin mahremiyetine, özel hayatı dahil olmaz üzere saygı göstermek gerekir. Bunu işlediler. Tabii divan ve kulüp tabir-i caizse ayağa kalktı. Ben uyardım. Biz bunu divanın namusuna teslim ettik. Mahrem bilgi bunun açıklanmaması gerekir. Tabii ki divanın hiçbir suçu yok. Onu da biliyoruz. Bir takım insanlar hiçbir görevi, hiçbir seçilmişliği olmadan maalesef Galatasaray'da istedikleri gibi cirit atıyorlar. İstedikleri evrakı alıp, istedikleri kişiye telefon ediyorlar. Biz bütün Galatasaray camiasının bundan şiddetle rahatsız olduğunu biliyoruz. Fakat nedense bu insanlar kemikleşmiş, kangren bir şekilde Galatasaray'ın damarlarının içinde mevcut. İnşallah biz yönetime geldiğimizde buna bir son vereceğiz" diye konuştu.
"TUDOR'UN GELİŞİ GALATASARAY ETİĞİNE YAKIŞMAZ"
Başkanlığa adaylığı koyduğu dönemde Galatasaray'ın başına getirmek için Fatih Terim ile görüşeceğini söylediğini ifade eden Cengiz, "Ben sevgili Fatih Terim gelmeden önce açıkça ilan ettim. İsimler içerisinde rüçhan hakkı olarak, Galatasaray Divan Üyesi sevgili Fatih Terim ile önce görüşürüm dedim. Galatasaray'ın mali ve idari, sevgili Terim'in de koşulları, Galatasaray camiasıyla da o üzüntüyü, kırgınlığı giderecek bir şekilde bir araya gelirim ve ısrar ederim dedim. Ben bunu dediğim de sevgili Dursun Özbek ve yönetiminin aklında Fatih Terim yoktu. Bunu kesin biliyorum. Benim aklımda vardı hem de 1'inci sırada vardı. Taraftar da yüzde 90-95 seviyesinde Fatih Terim'i istiyordu. Genel Kurulun belli bir kesmi karşı olabilir ama taraftarın ne dediği ne bakmak gerekir. Taraftar bir yandan da halk. Ürünleri alan, maça gelen destekleyen bir kitle, milyonlarca insan var. Bunların yüzde 90-95 Fatih Terim'i talep ediyor. Bunu kulak ardı edemezsiniz, bunu oturup Fatih Terim'e görüşmeniz gerekir. Siz bir anda dönüp giderseniz bunu seçim hamlesi olarak görürüm. Benim Fatih Terim'e bakışım derseniz, benim için Tudor'un gelişi, çok çirkin şekildeydi. Genel spor ahlakına yakışmayan bir şekilde geldi. Galatasaray etiğine hiç yakışmaz. Galatasaray çünkü, farklı olduğunu, etik değerlere sahip olduğunu iddia eden bir kulüp ki öyleyiz. Her şey yerli yerine oturdu. Galatasaray yoldan çıkmıştı, şarampoldeydi. Tudor'un gidişi ve Terim'in gelişi bir raya soktu bizi. Umarım ben başkan olsam da olmasam da Fatih Hoca başarılı olur, Galatasaray şampiyon olur" ifadelerini kullandı.
"SEÇİMİ KAZANIRSAK, ŞAMPİYON OLSAK DA TEKRAR SEÇİME GÖTÜRECEĞİZ"
Başkan seçilirse Mayıs ayında takımın şampiyon olması halinde dahi seçime gideceklerini ifade eden Mustafa Cengiz, "Başkanın bu bence uygunsuz, tüzüğe uysun uymasın yakışıksız erken seçiminden bir rahatsız olduk. Ben aynı zamanda Tüzük Tadil Komisyon Üyesiyim. Bu rahatsızlığımızı da ifade etmek, protesto etmek için açık ve net olarak söylüyoruz. Mayıs'ta biz Galatasaray'ı seçimi kazanırsak, şampiyon bile olsak tekrar seçime götüreceğiz. Neden, fabrika ayarları tekrardan yerli yerine otursun diye. Biz kabul etmiyoruz böyle şeyi. Siz istifa edip hakikaten ayrılabilirsiniz, demokratik hakkınız. Hiç kimse size bir şey diyemez. Saygı duyar. Ama siz tekrardan seçilmek için ısrar edersen, erken seçime giderseniz biz bunu anlamayız. Buna camia olarak tepki veririz. Ben işte o tepkiyim. O tepkinin sesi ve duyarlı davranışıyım. Biz bu nedenle Mayıs 2018'de şampiyon bile olsak erken seçime gideceğiz" diye konuştu.
"GENEL KURUL VE TARAFTARLARIN MEMNUNİYETSİZLİĞİNİ HİSSETTİĞİM AN BIRAKIRIM"
Genel kurul ve taraftarlar arasında çoğunluğun kendilerinden memnun olmadıkları taktirde görevi hemen bırakacaklarını vurgulayan Cengiz, "İki seçenek var. ya Galatasaray benden memnun olmayacak ya da o günkü koşullara bağlı olarak biz başka şekilde yardımcı oluruz. Taraflar birbirinden memnunsa sözleşme devam eder. Bir nikah akdi olsun, bir ortaklık olsun, bir birliktelik olsun iki tarafından memnun olması gerekir. Taraftar ve genel kurulun çoğunluk olarak benden memnuniyetsizliğini hissettiğim anda ben çekilirim. Hayatım derneklerde, sektörel bazda da olsa cemiyetlerde geçti. Hele sosyal bir dernekte ki Galatasaray sosyal bir dernektir. Bir sivil toplum kuruluşunda zorla kalmam. Burası ticari bir kuruluş değil, benim ve yönetici arkadaşlarımın hiçbir maddi çıkarı yok. Biz istenmediğimizi gördüğümüz anda, başarısız olduğumuzu gördüğümüz anda çekilir ve bizden daha iyi yöneteceğine inandığımız insanları destekleriz" dedi.
"BİZ ALANINDA UZMAN VE GALATASARAY'A AŞIK İNSANLARI BİR ARAYA GETİRMEYE ÇALIŞTIK"
Seçim listelerini oluştururken alanında uzman kişileri tercih ettiklerini ifade eden Cengiz, "Dursun Bey ve ekibi de değerli Galatasaraylılardan oluşuyor. Onlara da büyük saygım ve sevgim var. Hiçbir problem yok. Bu bir hizmet yarışı fakat ben mümkün olduğunca devre arkadaşlarından ziyade kendi konusunda uzman arkadaşları getirdim. Bizim kuruluşumuzda da en az 5 kişi Galatasaray Liseli. Biz zaten bir insan ile tanıştığımızda liseli ise artı puan alır. Divan üyesiyle bir artı puan daha alır. Bizim için Galatasaraylılık budur. Bizde liseliye saygı ve özel sevgi vardır. Çünkü biz onları otomatik Galatasaraylı görürüz. Biz asla liseli-lisesiz ayrımı yapmadık. Hele devre ayrımı hiç aklımıza gelmedi. Biz konusunda uzman, bu dar dönemde yüzde 60-70 hazırdık ama yüzde 30-40 hazır değildik. Biz Galatasaray'a aşık insanları bir araya getirmeye çalıştık" ifadelerini kullandı.
"GALATASARAY O KADAR BÜYÜK BİR MARKA VE ARMA Kİ SİZ BUNA MİLYARLAR DA VERSENİZ ALAMAZSINIZ"
Galatasaray'a 40-50 milyonlar gibi bir değer biçilemeyeceğini belirten Cengiz, "Bu tip haberler çıkıyor. Biz 120 milyon olup olmadığını da biliyoruz, ödemelerin ne olup olmadığını da biliyoruz. Bir odada neden muhasebe yapılır. Hırsızlık yaptığınız için değil. Alımın, satımın, üretimin, maliyetin bir mahremiyeti vardır buna futbolcu dahil. Ama hırsızlık demiyorum buna hırsızlık nerede olsa üstüne giderim. Biz neyin ne olduğunu tek tek biliyoruz. Biz şimdi gelip Galatasaray'ın her şeyini biliyoruz, 'Galatasaray'da asla mali sorun yoktur' deyip yönetime de gelince 'vay burası mahvolmuş' diyecek bir zihniyetten gelmiyoruz. Galatasaray'ın da diğer kulüplerinde içinde bulunduğu durumu çok iyi biliyoruz. Biz Galatasaray ile yaşıyoruz. Galatasaray'ın bu mali durumu elbette halledilecek. Çeşitli kaynaklar var. Biz buna hazır ve hazırlıklıyız. İster 122 milyon olsun ister 80 milyon olsun bunu söyleyebilirim. Diğer yandan Galatasaray'ın şu dar çemberden çıkması gerekir. Siz Galatasaray'ı 40-50 milyon, 100 milyon verip sahiplenemezsiniz, satın alamazsınız. Galatasaray o kadar büyük bir marka ve arma ki siz buna milyarlar da verseniz alamazsınız. Eğer birisi 40-50-100 milyon verip Galatasaray'a sahip çıkıyorsa bu Galatasaray değildir, yazıklar olsun. Camiaya, bizlere yazıklar olsun. Galatasaray, bir Real Madrid gibi, Barcelona gibi biliyorsunuz siz onlara Arap şeyhi, Rus oligark ya da Çin oligarkını teklif bile edemezsiniz. İngiltere çok farklı bir sosyal anlayışa sahip. İtalyanlar ve Fransızlar da o düzleme girdi. Bu bizi ilgilendirmiyor. Bizde Akdeniz karakteri var. Sevdik mi tam severiz. Galatasaray'a tam bağlıyız. Eğer Galatasaray satılacaksa, 50-100-120 milyon verene sattırmayız. Asla sattırmam. Genel kurula müracaat ederim, taraftara müracaat ederim, Galatasaray'ı kaç milyar dolar ise ona satarım. Ben Galatasaray'ı mahalle takımı gibi, semt takımı gibi kişilere ram ettirmem, kişilerin tahakkümü altına sokturmam. Kasa kolaylığını her gelen yönetim yapar. Asla bunlar denmemiştir. Yöneticilerden alacaklarda diye görünür. Borçlar olarak pasif de görünür. Kalkıp bunu A kişisi şu kadar verdi, B kişi bu kadar verdi olmaz. Yıllarca rahmetli Özhan Canaydın, Mehmet Cansun ve Adnan Polat'ın kefaretle alacakları vardı. Bunlar bir gün çıkıp bunu verdik demediler. Gelenek ve görenekte sizin yaptığınız yardım özel ve gizlidir. Camiadaki gelenek budur. Maalesef yapılan iyilik ve doğrular reklam ve baskı unsuru olarak kullanılmaya başlandı. Bu hiç hoşumuza gitmiyor" şeklinde konuştu.
"CAMİANIN ÖNDE GELEN İSİMLERİNİN MANEVİ DESTEĞİNİ ALDIM"
Adaylığını açıkladıktan sonra eski başkanları ve camianın önde gelen isimlerini tek tek aradığını söyleyen Mustafa Cengiz, "Ben hemen hemen camianın eski başkanları, önde gelenleri dahil fırsat buldukça hepsini aradım. Tek tek onların manevi desteğini aldım. Desteklemeyen de olabilir, benim yüzüme desteklemiyorum diyen olmadı. Birçok değerli isimde yazar, yorumcu gibi bir çok kişi bu desteği veriyor. İnanın ben bundan mutlu oluyorum. Ben imza kampanyasında bile kimseyi aramadım. Bana imza atın diye. Hiç kimseye beni destekle diye bir lafta etmedim. Ben kendi kişiliğime bunu yakıştırmam. Kişi zaten destekleyecekse destekler. Ben hanımıma, çocuğuma bile karışmam. Hangi partiye oy atıyor diye. Herhangi bir telkinde de bulunmam. Benim karakterim bu. Zaten seçilirsem bunu göreceksiniz. Bana kırılan yakın arkadaşlarım, ağabeylerim var. Adaylığımı açıkladıktan sonra, neden bizi aramadın? Böyle telefonlar alıyorum. Neden aramadın, neden bizden imza istemedin diyen çok değerli tanımadığınız insanlar var" şeklinde konuştu.
"BEN BİR YANLIŞ, FAUL YAPARSAM UYARIN"
Yönetime gelirlerse hem mali ve sportif, hem de idari yapılanma açısından ellerinden geleni yapacaklarını vurgulayan Cengiz, "Daha açılışta Bizans oyunları gördük hiç hoş olmayan. Ben bir yanlış, faul yaparsam lütfen söyleyin. Ben hiç kaçmam kaçınmam. Açık, şeffaf, vizyonerim. Ben hem mali, hem sportif, hem de idari yapılanma açısından elimden geleni yapacağım. Ben taş çatlasın çok başarılı olursam 3 yıl daha kalırım. Biz 3'er yıllık planlar düşünüyoruz. Devlet Planlama Teşkilatı'nın yaptığı 5'er yıllık kalkınma planlarını bilirsiniz. Biz Galatasaray'a bunu getireceğiz. Biz aslında Türk sporuna bu kalkınma planlarının gelmesini istiyoruz. Alt yapıdan futbolcu çıkmıyor. Bir tane Arda var 3-5 futbolcu var. Bir de Cenk var. Ne mutlu gitti ne güzel bir şey. İnşallah başarılı olur. Onun da alt yapısı yurt dışı biliyorsunuz. Bunun nedenlerini analiz edip, kökenlerini sökmek ve çözmek gerekir. Hem Galatasaray bazında hem Türkiye bazında. 20 binin üstünde 25 adet stat yapılıyor. Ortalama 33 bin seyirci kapasiteli. Müthiş bir hamle var. 405 tane kapalı spor salonu var. Devlet elinden geleni yaptı. Bütün bunlara gençleri doğru yönetmek, bilimsel ölçütler içinde doğru yapmak. Galatasaray bir anlamda bunu realize ediyor. Nasıl ediyor. Bizim bin 550 tane sporcumuz var. Bu sporcuların 250 tanesini profesyonel sayarsak, geriye kalan bin 200 sporcuyu eğitiyor ve öğretiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın yapması gerekenleri biz bir şekilde deruhte ediyoruz. Bunu Fenerbahçe ve Beşiktaş da yapıyor. Bugün bunu başka bir kulüp yapamıyor. O olanağı yok" dedi.
"BİR TAŞI GALATASARAY ADINA BİR METRE ÖTEYE TAŞIYANA TEŞEKKÜR EDER SAYGI DUYARIZ"
Florya ve Riva konusunda ellerinden geleni yapacaklarını ifade eden Mustafa Cengiz, "Florya'da yapılan, tabii Emlak Konut'a da teşekkür ederiz. 'Biz bir taşı Galatasaray adına bir metre öteye taşıyana teşekkür eder saygı duyarız' rahmetli Alpaslan Dikmen'in sözüdür. Bu bizim şiarımız olmalı. Biz Emlak Konut'a ve merkezi iktidara bu bağlamda teşekkür ederiz. Fakat biz Galatasaraylılar olarak isterdik ki Riva ve Florya ayrı olsun. Fakat onunda bir şartları vardır. Biz buna da saygı duyuyoruz. Çünkü sözleşmeyi görmedik. Sözleşmeyi değerli ağabeylerimiz gördü, inceledi. Bize bunun garantisini verdiler. Fakat biz hala şunu istiyoruz açık konuşalım. Riva tamam. Biz elde edilen gelirin Galatasaray camiası olarak düşük olmasını istemiyoruz. Çünkü bizim kendi projemiz vardır. Bu projede, 900'e yakın villa vardır. Bu villaları siz 1 milyon dolar'dan satsanız ki daha fazlaya satardınız. Müteahhit ile yarı yarıya bölüşseniz, 450 milyon dolar eder. Sadece Riva'nın. Tabii ki bu maketi de var. Çalışılmış proje. Adnan Polat zamanında Riva'dan ruhsat alındı, buna Polat yönetimi de çok yoruldu. Aysal yönetimi ve Yarsuvat yönetimi de devam ettirdi. Sayın Özbek de devam ettirdi fakat, sağ olsunlar bize yeni bir ufuk açıldı. Bu bağlamda tekrardan devletimize teşekkür ederiz. Yarın Florya'nın Kemerburgaz'a taşınması sonrasında 3'üncü bir gelir getirecek proje. Şimdi hepimizde şu endişe var. Bu geliri biliyorsunuz 508 milyon bunu kırdırdık 340 milyon olarak bir faktöring firmasına. 168 milyon gitti, buhar oldu, o kesin. Bununla da biz borcu ödedik fakat tekrar, 150 milyon euro açığa düştük. Satılandan düştüğümüzde 105 milyon euro, yani 500 milyona yakın 4 yıllık bir borç yükünün altına sokuldu Galatasaray. Yani neredeyse el elde, baş başta kaldık. Şimdi sırada Florya var. Riva da henüz bitmedi söyleyeyim. Galatasaray'ın Riva'da Emlak Konut ile kırmadan müteahhite de saygı duyarak onun en efektif ve en gelir getirecek halde kontrollüğünü yapmamız gerekir. Kontrolörlük derken hırsızlık anlamında demiyorum. Riva'da biz ilk şekillendiğinde en çok gelir getirecek, müteahhit de kazanacak, Emlak Konut'ta kazanacak yüzde 20'si Emlak Konut'a gidecek biliyorsunuz. Biz de kazanacağız. Bunun için elimizden gelen reklam çabasına göstereceğiz. Toplumun kabul ettiği muteber insanların orada satın alması için bir marketing çalışmasına da katkıda bulunacağız. Florya'ya gelince Florya şuanda biliyorsunuz 80 dönüme yakın 22 dönüm bize aitti. Fakat devlet buna karşılık bize Kemerburgaz tesislerini mukabil olarak verdi. Biz bunu da yürüteceğiz. Kemerburgaz yürüyecek bu doğru bir projedir. En iyi şekilde realize edilecektir ama Florya'dan da biz azami gelirin, çünkü eski yönetimler bu gelirin az olduğu kanaatinde. Emlak Konut da bildiğim kadarıyla minimum değerde 508'i tespit etti. Bizim amacımızda bu 508'i en az 5 katına getirmek. Hem Galatasaray'a kazandırmak hem devlete kazandırmak" diye konuştu.
"BEN GALATASARAY'IN ASLA BAŞINI YERE EĞDİRMEM"
Galatasaray taraftarının çektiği sıkıntıları tribünlerden gelen biri olarak iyi bildiğini söyleyen Mustafa Cengiz, "Ben taraftarın nasıl maça geldiğini biliyorum. Ben kale arkasından gelmeyim öğrenciliğimden beri. Onların nasıl zorlukla maça geldiğini, nasıl evlerine gitmek için yollarda 2-3 saat perişan olduklarını çok iyi biliyorum. Yıllarca da metro kapalı kaldı. Ben Galatasaray'ın asla başını yere eğdirmem. Ne hakemlere eğdiririm. Ne sahada rakibe eğdiririm tabii dürüstlük ve fair play içerisinde. Ne de Galatasaray taraftarının çektiği bu eziyete katlanırım. Benim hiçbir yöneticim son Galatasaray taraftarı maça girmeden, sağlıkla gitmeden, sağlıkla dağılmadan stadı terk edemez. Mutlaka bu geliş ve gidişi, devletimizin ve belediyemizin destek ve yardımıyla mutlaka çözeceğim. Taraftarlarla diyalog mutlaka kurulacak. Çalışma kurulları kurulacak. Bu kurullar mutlaka taraftarla dirsek temasında olacak. Onların istekleri, formadan tutunda, maç ulaşımına, iletişime, taraftarın taleplerinin doğru olarak yerine gelmesi için yapılacaktır" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Skorer / Spor