Mühendis yerine futbolcu olmayı tercih etti
DENİZ AÇIK - Yıldız Üniversitesi Metalurji Mühendisliği Bölümü'nü kazanıp kayıt yaptıran daha sonra milli takıma seçilince hayatının yönünü futbola çeviren Ertuğrul Sağlam, 100'ler Kulübü'...
DENİZ AÇIK - Yıldız Üniversitesi Metalurji Mühendisliği Bölümü'nü kazanıp kayıt yaptıran daha sonra milli takıma seçilince hayatının yönünü futbola çeviren Ertuğrul Sağlam, 100'ler Kulübü'ne ismini yazdırıp, 26 yıl sonra Trabzonspor'un ardından bir Anadolu takımı olan Bursaspor'u şampiyon yaptı.
Eskişehirspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, AA muhabirine, çocukluğunda futbolun çok popüler ve göz önünde olmadığını belirterek, ailesinin en büyük arzusunun çocuklarının okuyup iyi bir meslek sahibi olması ve hayatını garanti altına alması olduğunu kaydetti.
"Bizim de hayattan beklentimiz iyi bir eğitim alıp, iyi bir üniversitede okuyup, kendi hayatımızı garanti altına almaktı" diyen Sağlam, şöyle konuştu:
"Ne zaman futbola başlayıp, lisede milli takımlara gitmeye başladım, o zaman iş ciddiye bindi. Gelecek beklentisi futboldan karşımıza çıkınca yavaş yavaş istikametimiz futbola doğru kaydı. Çocukken futbolcu olacağım gibi bir beklentim yoktu. Babam metalurji mühendisiydi. Ereğli'de Demir Çelik Fabrikası vardır. Ben de o mesleği devam ettirmek için Yıldız Üniversitesi Metalurji Mühendisliği Bölümü'nü kazanıp oraya kayıt yaptırdım. Daha sonra oraya devam ettim. Futbol ağır basınca futbola yöneldim. Ailem, gelecek kaygısından ötürü futbolcu olup derslerimi aksatacağım kaygısıyla çok fazla destek vermedi. Ne zaman milli takımda oynayama başladım. Ondan sonra en büyük destekçim oldular."
-"Kaleciliğe meraklıydım"
Sağlam, Ereğli Erdemirspor'da futbola başladığını hatırlatarak, Ereğli Erdemirspor'un bugünlere gelmesinde en önemli paya sahip olduğunu vurguladı.
Daha sonra Fenerbahçe'nin altyapısında forma giydiğini dile getiren Sağlam, şunları söyledi:
"İlk profesyonelliğim Gaziantepspor'da oldu. Bunu da unutamıyorum. Daha sonra 5 yıl, Samsunspor ile yükseliş dönemi yaşadım. Samsunspor forması giyerken milli takıma seçildim. Samsunspor'un ardından Beşiktaş'a gittim. Samsunspor'un benim için ayrı bir önemi vardır. Çünkü antrenörlüğe de orada başladım. Kayserispor'da antrenörlük dönemimin yükselişini yaşadım. Bursaspor'da belki antrenörlük döneminde yaşayacağım en önemli başarıyı yaşadım. Bugün Eskişehirspor'dayız...Burada da güzel bir başarının eşiğindeyiz."
Sağlam, futbolculuk döneminde örnek aldığı oyuncuların olduğuna değinerek, "Örneğin, Turgay Şeren... O dönemde, Trabzonspor fırtınası vardı. Trabzonspor'da Ali Kemal Denizci, kaleci Şenol Güneş, Necati Özçağlayan vardı. Kaleci Yasin Özdenak vardı. O dönemde kaleciliğe meraklıydım. Beşiktaş'ta Zekeriya Alp vardı. O dönemde futbolcuları, gazoz kapaklarından, sakızların içinden çıkan kartpostallardan takip ediyorduk" diye konuştu.
- "40 golüm heba oldu"
Kendisinin 100'ler kulübünde bulanan bir futbolcu olduğunun hatırlatılması üzerine Sağlam, bir futbolcu için 100'ler kulübünde olmanın onur verici olduğunu bildirdi.
"Diğer taraftan da Beşiktaş'ta forma giydiğim, John Benjamin Toshack döneminde 200'ler kulübüne en yakın futbolculardan birisiydim" ifadesini kullanan Sağlam, şöyle devam etti:
"O dönemde her yıl 20-22 gol atıyordum. 2 yıl defansta oynayınca 4-5 golde kaldım. 40 golüm heba oldu. O dönemden sonra gerileme dönemine girdim. Önde oynayan bir oyuncu için bu türlü payeleri alıp onurlandırılmak güzel bir şey. Bugün 100'ler kulübüne bakıldığında ismimizi görebiliyoruz. 100'ler kulübünde bulunmak oyunculuk döneminde bizi motive ediyordu. İlk kez A Milli Futbol Takımı forması giydiğim Norveç maçında attığım 2 golü unutamıyorum. Norveç namağlup bir takımdı. İstanbul'da 2-1 yendik. Beşiktaş'ta kazandığımızda şampiyon olacağımız Gaziantepspor maçında ilk golü atmıştım. O gol de bize şampiyonluğu getirdi. Şampiyonlar Ligi'nde hem futbol oynadım hem de teknik direktörlük yaptım. Şampiyonlar Ligi'nde Paris Saint-Germain karşısında attığım gol de hayatımda bir kenara koyulması gerekenlerden."