Muharrem Usta, 2 Yıl 4 Aylık Başkanlık Sürecini ve Yaşadıklarını Anlattı
Trabzonspor Kulübü Başkanı Muharrem Usta, başkanlık görevinde bulunduğu 2 yıl 4 ay süren başkanlık süreci hakkında açıklamalarda bulundu.
Trabzon spor Kulübü Başkanı Muharrem Usta, başkanlık görevinde bulunduğu 2 yıl 4 ay süren başkanlık süreci hakkında açıklamalarda bulundu.
Trabzon spor Kulübü Başkanı Muharrem Usta, bugün Medical Park Stadyumu'nda düzenlediği basın toplantısında 2 yıl 4 ay süren başkanlık sürecini ve yaşadıklarını anlattı. Usta, 8 Nisan'da yapılacak Olağanüstü Genel Kurul'da makama doymuş, etik ilkelerine bağlı, ekonomik olarak hiçbir beklentisi olmayan ve Trabzon spor için hep daha fazlasını yapabilen sağ duyulu bir yönetimin oluşmasını diledi.
Muharrem Usta, kulübün içinde bulunduğu ekonomik tabloyu ise, "Trabzon spor olarak hiçbir şeyimiz yoktur; El Fatiha" sözleri ile özetledi.
Konuşmasına örnek bir seçim süreci olmasını dileyerek başlayan Usta, "Temelinde kalitenin olduğu, kara propagandanın olmadığı, doğrularla şekillenen, ahlaklı, karakterli seviyeli bir süreç olsun. Büyüklük ve büyük olmak erdem gerektirir. Büyüklük ve büyüklüğe yaraşır şekilde yolculuk yapmak doğru karakter sahip olmayı gerektirir. O büyüklüğün şanına yakışır şekilde hareket edebilmek gerçekten vicdanlı olmayı gerektirir. Etik değerlerin yani ahlakın seviyenin karakterin milyonlarca gencecik evlatlarımıza örnek olmanın yaşanacağı bir süreç olmasını diliyorum. Zaten Trabzon spor camiasına yakışanın da bu olduğuna gönülden inanıyorum" açıklamasında bulundu.
"Olağanüstü bir bilgi kirliliği var, bu toplantının milat olmasını diliyorum"
'Makamlar, insanların statükolarını sürdürmeleri için, pozisyon almaları için, damaklarındaki tadı unutamama adına ne olursa olsun bu makamlara gelebilmek için her şeyin mübah görüldüğü bir koltuk değildir, bir yer değildir' diyen Başkan Usta, "Bu toplantıyı düzenlemekteki tek amacımız, Trabzon spor'un yarınlara daha sağlıklı, daha kaliteli, daha istisnai ve daha başarılı yürüyebilmesi için bu bilgilere ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Çünkü olağanüstü bilgi kirliliği içinde olduğumuzu düşünüyorum. Bizim de hatamız olmuş olabilir, belki eksik bilgiler aktarmış olabiliriz. Bunun ortadan kalkması ve doğru bilgiler üzerine yürümenin hepimizin temel ilkesi olması gerektiğine ve buradan yarınlara ışık tutması adına paylaşacağım, aktaracağım hepimizin değeri olan Trabzon spor'la ilgili notları herkesin detaylı olarak kaydetmesini rica ediyorum. Bunun tarihe bir not olarak düşülmesini istiyorum ve bir milat olmasını diliyorum" diye konuştu.
"Nuri Albayrak yönetiminin ibra edilmemesi bir ayıptı"
Trabzon spor eski başkanlarından Nuri Albayrak yönetiminin geçmişte ibra edilmemesine de tepki gösteren bordo-mavili kulübün başkanı, "Etik dedik, ahlak dedik Nuri Albayrak'ı ibra etmedik, bu ayıbın en kadar ağır bir ayıp olduğunu ve bu yapılanın tarihimizde nasıl bir iz bıraktığını dilerim herkes buradan bir kez daha görmüş olur da bundan sonrasına Trabzon spor'un menfaatleri adına bakabilmeyi ve kör gözleri aydınlatabilmeyi görmüş oluruz. Trabzon spor camiası adına Nuri Albayrak'a herkes için 'lütfen kusura bakmayın; size yapılanlar hiç doğru olmadı' diyorum ama biz bunu camia olarak yaptık" ifadelerini kullandı.
"Kara propaganda ile borç 1.3 trilyon deniyor"
Nuri Albayrak'ın 22 milyon Euro ile kulübü devrettiğini kaydeden Usta, "2008 yılından 2013 yılına geldiğimizde Sadri Bey'in başkanlık yaptığı dönemlerde borcumuz 75 milyon Euro. Sadri Bey'den İbrahim Hacıosmanoğlu'nun kulübü devraldığı dönemde borcumuz 75 milyon Euro'dan 156 milyon Euro'ya çıkıyor. Eğer bu yönetim felsefesi böyle devam ediyor olsaydı borç bugün 250 milyon Euro olurdu. Yani kara propaganda ile 1.3 trilyon dolanıyor ya işte bu olurdu. Aslında bunu söyleyenler bir anlamda doğru söylüyor, çünkü geriye doğru baktıklarında trend böyle gidiyor. Bugün aynı şekilde bu yönetim tarzları devam ediyor olsaydı 1.3 katrilyon borç olurdu. Bunu duydukça buna tek söyleyeceğim, 'Yazık arkadaşlar, bu kara bilgilerle Trabzon spor'a yazık günahtır'" şeklinde konuştu.
"Biz 156 milyon Euro ile aldığımız borcu o seviyenin altında bırakıyoruz"
Çıkartılmaya çalışılan ancak bir türlü çıkmayan spor yasasına da atıfta bulunan Başkan Muharrem Usta, şunları söyledi:
"Türkiye'de bir spor yasası çıkartılmaya çalışılıyor. Gelen yöneticilerin mali sorumluluğu olsun yani aldıklarının üzerinde bir borç olursa bunu ceplerinden ödesinler, bu bir türlü çıkmıyor ama. Bir daha ifade ediyorum, yönetim kurulum adına kanun çıkmak zorunda değil siz de vicdan ahlak, etik karakter, sorumluluk duygusu varsa kanunu ne yapacaksınız? Ne gerek var ki bir insanın başka bir insana kötülük yapmaması için kanun mu çıkması gerekiyor? Trabzonspor tarihinde ve belki de Türkiye tarihinde ilk kez biz 156 milyon Euro ile aldığımız borcu o seviyenin altında bırakıyoruz. Mart ayı sonu itibariyle yani kongremiz yapılacak ama şubat ayı sonu ile yapılacak, mart ayı maliyetlerini de koymak kaydıyla 150 milyon Euro ile kapatacağız yani 750 milyonlar civarında. Yazık günah değil mi, aday olmak isteyenler dahil olmak kaydıyla konuştukları şeylere bakın. İşte size Türkiye Cumhuriyeti'nin huzurunda sesleniyorum. Bu kulüp bizim. Bu yönetim kurulu böyle bir yönetim kuruludur. Trabzonspor'a zarar verecek en ufak bir şeyin içinde olmadık, olmayacağız tarihe de böyle geçecek."
"Aynı anda horonu beraber oynayamadık, ben küstüm"
Usta, yola çıktığı yönetici arkadaşlarının çeşitli sebepler öne sürerek kendisini yarı yolda bıraktığına vurgu yaptı ve "Bütün başkanların hepsi bizim için saygın, içlerinde olağanüstü işler çıkaranlar da var. Geleceğe ışık tutmak için her şeyimizi belirli bir üslup içinde itinalı bir şekilde etik kurallar çerçevesinde yarınlardaki gençlerimize iyi bir Trabzonspor bırakma adına analiz etmek zorundayız. Analizleri yapmazsak bunun bedelini çok ödedik daha çok ödeyeceğiz. Şöyle bir moda olmuş ki bu Türkiye'nin her tarafında. Sonra çeşitli nedenlerle ayrıl, 'ben yapmadım o yaptı' Böyle bir dünya olabilir mi, bir ekip geliyor günahı sevabıyla o işi taşıyor, yükün altına girdiyse aslanlar gibi mücadelesini de verir sonuna kadar ve günahı ve sevabıyla toplumun önüne çıkar. Aynı anda horonu beraber oynayamadık, ben küstüm. Ondan sonra da hiçbir şey yokmuş gibi devam ediyoruz. Böyle bir şey olabilir mi?" diyerek tepkisini dile getirdi.
"Bizim dönemimizde yönetim kurulumuz Trabzonspor'un kasasına yaklaşık 200 milyon TL koydu"
'Kulüpler niçin ekonomik olarak batarlar; transfer politikaları nedeniyle. Yani oyuncuların bonservis ücretleri, menajerlik ve imza ücretleri' diyerek maddeleri sıralayan Usta, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sadri Şener dönemi alınan ve satılan oyunculardan ötürü verilen açık 52 milyon 600 bin Euro. Bu dönemde ayrıca 30 milyon Euro borsada hissemiz satıldı. Şampiyonlar Ligi'nden 25 milyon Euro geldi. Alt yapıdan gelen Gökdeniz, 7-8 milyon Euro'ya satıldı. İbrahim Hacıosmanoğlu döneminde 77.6 milyon Euro'dan 156 milyon Euro'ya. Süresi 2 yıl civarında olması gerek. Aradaki fark 52.5 milyon Euro. Aynı mantıkla bizim dönemimiz 156 milyon Euro'dan alıp inşallah 150 milyon Euro ile devredeceğim. Biz 25 milyon Euro açık verdik. Peki biz açık verirken niye borç artmıyor. ya cebimizden kapatacağız ya kaynak aktaracağız ya proje geliştireceğiz. Bizim dönemimizde yönetim kurulumuz Trabzonspor'un kasasına yaklaşık 200 milyon TL koydu. Bunun önemli kısmı sponsorlukla diğeri ihtiyaçlarına istinaden çok önemli projeler yaptık. 25 milyon Euro ile ilgili şunu vadediyorum, bu açıkları ben kiminle yaptım, ilk dönem transfer komitesinin başında Nevzat Aydın vardı ona da yazdım. 'Bunu beraber kapatacağız. Yarısı sana yarısı bana'. Küstüm gittim hadi eyvallah yok ki, öyle olduğu için eskiler oldu. Ama söylediğim ilkeler varsa herkes üstlenecek. Çünkü kulüpler bizlerin oraya gelip koca camiaları ekonomik olarak çökertme yerleri değil. Artık ben ayrıldım, kalanlar düşünsün yeri hiç değil. Ben sorumluluk sahibi olan her bir arkadaşımızın bizim dönemimizle ilgili yapması gerekenleri olduğunu düşünüyorum. Ama baş sorumlu, net söylüyorum orada görmüş olduğunuz tarihimizde ilk defa 2000 yıllarından sonrası için söylüyorum, Türkiye'de belki ilk defa borçluluk seviyesindeki önceki döneme göre daha düşük seviyeye getirip bırakma ilkine sahip bir yönetimiz."
"Bizim Trabzonspor kulübü olarak neyimiz var?"
Nisan ayının 8'inde kongre yapılacağını hatırlatan Usta, "Kongreye gidilerken borç şubat ayı borçlarıdır. 397 milyon bize resmen tebliğ edilen bir borç vardı kongrede. Arada bizim göreve geldiğimiz zaman ki 1,5 aylık borçla birlikte 505 milyon. Arada 45 günlük yapılandırması bozulmuş borçlar var, kalan futbolcu alacakları var, o ayın maaşları ve benzeri borçlar. Bir de Opet diye de bir davamız var. Opet'ten para alınmış, benzin istasyonu kapanmış. Ama bize belirtilen listede bu borç yok burada. Fakat bizim size sunduğumuz listede bu var. 15 milyon Dolar borç var. Gelecek yönetime bilgi vermiyorum. Bunun kötü niyetle olduğunu söylemiyorum. Biz burayı 158 milyon Euro borçla teslim aldık. Peki bizim Trabzonspor Kulübü olarak neyimiz var; borsada Trabzonspor'un hisseleri var. Bu hisselerden bir lot bir santim satacak hissesi yoktur Trabzonspor'un. Atay Aktuğ döneminde 19 milyon Euro'luk hisse satıldı, Sadri Şener döneminde 31 milyon 261 bin Euro ve İbrahim Hacısomanloğlu döneminde önce kalan hisseler satıldı, sonra sermaye artırımı yapılarak onlar da satıldı 16 milyon 921 bin Euro. Trabzonspor'un yüzde 51 hissesi kendisine aittir, yüzde 49'unu satabilir. Yüzde 49 hissesi satılmıştır, hiçbir şeyimiz yoktur. El Fatiha" ifadelerini kullandı.
"Birbirimiz değil Trabzonspor'u yedik bitirdik"
Şu anda ligde 5. sırada olduklarını hatırlatan Muharrem Usta, "Bu sene bizim iddialı olmamız gereken bir yıldı, çünkü biz iddialı olmayı unutmuştuk. Trabzonspor şampiyonluktan söz etmekten çekinir, şampiyonluk hayal. Hayalini bile kursanız niye böyle yapıyorsunuz denilecek kadar içimize kapanmış tuhaf bir haldeydik. Bizim bu sene gerçekten teknik direktörlük bazında da sene başındaki tablomuz biliyorsunuz, yaşadığımız inanılmaz şanssızlıklar dahil olmak kaydıyla 6 yada 8 puanımız olsa farklı yerde olurduk. Camia olarak içimizdeki kavgalara bakalım, o kavgaların yüzde 50'si olmasa biz şu anda 50-55 puandaydık. Birbirimizi yedik bitirdik ama aslında Trabzonspor'u yedik bitirdik. Biz bir Malatya gecesi yaşadık. Ağır bir fırtınaya yakalandık. Teknemiz batıyor, kötü durumdayız, kurtulmaya çalışıyoruz. Adeta bir darbe gibi deklarasyonla yandaki filikaya birkaç kişi atlıyor, çekip gidiyor. Ne oldu, biz de vardık orada, bizi de kurtarın. İyi bir yere gidiyorsanız. Ne oldu o gece, cenaze orada, ölüyoruz, batıyoruz. Önceden hazırlanmış bir deklarasyon metni. Maçtan yarım saat sonra tüm televizyon ekranlarında. Yani filikaya atlayacaksanız güneşli bir günde atlayın. Bize de deyin ki; çok teşekkür ederiz, Allahaısmarladık. Karadeniz'in azgın sularının Trabzonspor'u paramparça ettiği bir gecede bu girişim nedir? Aslında o girişim yönetime yapılan bir şey değildi, o Trabzonspor'a yapılan bir şeydi. Rezillik, ne olacaksa olsun, biz ayrıldık, kurtulduk. Bunlar da rezil olsun, çok basit, sıradan bir mantık" dedi.
"Allah'ın terazisi var paramparça olursunuz orada"
Malatya gecesinde yaşananları tekrar hatırlatan Usta "Benim iki arkadaşıma hepinizin tanıdığı kişiler gelip, 'Bu sayı yetmedi yönetimi düşürmeye. Trabzonspor'dan alacaklarınıza biz kefiliz, ayrılın, yönetimi düşürün' diyerek bu girişim böyle arkadan devam etti. Bu bize karşı bir şey değildi, paramparça bir Trabzonspor içindi. Neden biliyor musunuz? 2.5 sene önce biz kümeye gidiyorduk arkadaşlar. 2000 yılında Trabzonspor kümeye gidiyordu hatırlayın o Samsun maçını. Size yemin ediyorum, biz 2.5 sene önce geldiğimizde ondan daha kötü bir durumdaydık. Aynı şu 13. sıraları yaşıyorduk. Geldiğimizde 15 günde 50 milyon TL para lazım. Zar zor bulduk, takım parçalanıyor. 15 gün sonra şahsi imzayla bir 50 milyon daha bulup zar zor bir Mersin ve Sivas maçıyla kümede kaldık, zor kurtulduk. Oynadığımız takımlar da kümeye gitmemek için oynuyorlardı. Ben çok iyi hatırlıyorum, insanlar gözyaşı döküyordu. O Malatya gecesinin operasyonu başarılı olsaydı aynısını yaşayacaktı bu kulüp. O günden bugüne kasaya 99 milyon para girdi arkadaşlar. Hiçbir yerden bir lira kasaya girmezken, 100 milyona bu kulübün o günden bugüne ihtiyacı vardı. O gün yönetim dağılsaydı şu Trabzonspor ne olurdu, nasıl böyle bir şey olabilir, insanın aklı almıyor. Bunu yapanlar dün bir beyanat vermiş, ' Muharrem Usta ile İbirahim Hacıosmanoğlu gibi adamlar' diye, Allah'ın terazisi var paramparça olursunuz orada. Siz adalet terazisinde perişan olursunuz. Bu kulübe zarar verecek her şeyin Muharrem Usta ve yönetimi olarak sonuna kadar karşısında aslanlar gibi dururuz. Muharrem Usta ve İbrahim Hacıosmanoğlu tabirini kullananlar kendine dönüp bakacak. Yönetim kurulu 200 milyon para bulurken, ne katkı verdiniz de bunu konuşma hakkını kendinizde gördünüz, ne yaptınız. Bu kulübe kimse zarar vermeyecek, hepsinin camia olarak karşısında olmamız lazım. Öyle yok arkadaşlar. Eğer bu iş ihtirasla, kavga ve gürültüyle bu koltuğun tadı muhteşemmiş diye yola çıkılacaksa bu kulüpte herkes karşısında durur, yok öyle bir şey" diyerek tepkisini sürdürdü.
"Şok geçirdim"
Trabzonspor'un şehirdeki küçük gayrimenkulleri hariç tek varlığının Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri olduğuna dikkat çeken Başkan Usta "Önemli olan tek gayrimenkulüdür. Biz de yönetime geldiğimizde Kartal ve Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri. Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri orada, biz oraya hiç dokunmadık. Dokunulmasını da bilmiyorum, o camianın kararıdır. Tek mülkümüz burasıdır. Kartal, bizim arazimi değil. Orası devletin yeri, kiralık. Opet'e olan borcumuz vardı ya. Benzin istasyonu kapanmış, parası gitmiş, Opet'e de milyonlarca dolarlık borç kalmış. Biz ne yaptık. Biz önce burayı Milli Emlak'tan 33 milyon TL'ye satın aldık. Opet ile 25 milyon Dolar'a anlaştık. Alacağımız vereceğimizi kapattık. Bir de ne göreyim. Bir grup eski yönetici İstanbul'daki Tapu Müdürlüğü'ne gittiler, 'Muharrem Usta burada bu işi nasıl yaptı, burada yasaları deldi' diye. Oradan birileri arıyor diyor ki, 'Burada şu isimler var ne yapalım' diyorlar. Ben şok geçirdim. Arkadaşlar yasa dışı iş yapacak kadar bu ülkede kapalı kapılar arkasında yaşayan biri değiliz ki biz. Devlete, Maliye Bakanlığı'na dilekçe verdik. Burayı ey devlet, 2,5 dönümlük yeri bize satar mısın? O dedi, 'satarım'. Biz de satın aldık tuttuk, Opet'e verdik" dedi. - TRABZON