Manş Denizi'ni Geçen İlk Türk Kızı"
Manş Denizi'ni 35 yıl önce yüzerek geçen eski milli sporcu Nesrin Olgun Arslan, Türkiye'ye yeni başarılar kazandıracak gençleri yetiştiriyor Arslan: "Başka bir Türk kızının da orada başarılı olmasını, o duyguyu yaşamasını isterim"
VOLKAN KAŞİK - İBRAHİM ERİKAN - İngiltere ile Fransa arasındaki Manş Denizi'ni 1979 yılında 15 saat 47 dakikada yüzerek geçen Nesrin Olgun Arslan (57), Türkiye'ye yeni başarılar kazandıracak sporcular yetiştiriyor.
"Manş Denizi'ni Yüzerek Geçen İlk Türk Kızı" unvanını elinde bulunduran Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ailesinin yönlendirmesiyle 7 yaşında başladığı spor hayatına çok sayıda şampiyonluk ve dereceler sığdırdığını söyledi.
Arslan, yüzmeyi Atatürk Yüzme Havuzu'nda öğrendiğini, ardından Adana Demirspor'un kız takımına seçilerek yarışmalara katılmaya başladığını anlatarak kısa mesafelerde uzun yıllar yüzdüğünü ve 100'e yakın madalya kazandığını ifade etti.
Başarılı bir spor hayatının olduğunu bildiren Arslan, 1975 yılında Adanalı eski milli yüzücü Erdal Acet'in Manş Denizi'ni geçmeye hazırlanması üzerine kendisinin de bu hedefi gerçekleştirmek için harekete geçtiğini kaydetti.
Günde 12 kilometre antrenman yaptı
Antrenörü Kutal Özülkü'nün "hiç durmadan 10 kilometre yüzebilirsen senin antrenörlüğünü kabul ederim" dediğini bunun üzerine çalışmalara başladığını vurgulayan Arslan, şöyle konuştu:
"Vazgeçebilirdim ama yapmadım. Sabah erkenden havuza gelerek 50 metre gidiş-geliş 100 tur yüzdüm. Yaklaşık 5 saat aralıksız yüzdükten sonra antrenörüme baktım o da 'tamam' dedi. Daha sonra Manş'ı geçmek için 4 yıl boyunca 3 saat gündüz, 3 saat akşam olmak üzere günde 12 kilometre antrenman yaptım. Manş Denizi'ni geçmek için çok çalıştım. 1979 yılında antrenörüm Manş'ı geçebileceğime karar verdi ve o yıl Uluslararası Manş Denizi'ni Geçme Yarışmasına davet edildim. Antrenörümle 35 gün öncesinden İngiltere'ye gittik. İyi ki de öyle gitmişiz. Eğer bir hafta önce gitseydik hayatta yüzemezdim. Su çok soğuktu. Çünkü ben 30 derecelik suda antrenman yapmıştım. Yapamayacağımı düşündüm ancak hırslanarak aralıksız antrenman yaptım ve suya alıştım. Daha sonra suya girerek yüzmeye başladım. Manş'ta gelgit çok olduğu için bayağı zorlandım. Kıyıya 750 metre vardı ve hızlandım daha sonra sahilden uzaklaştığımı fark ettim. Teknede beni takip edenler gelgite kapıldığımı söyledi. Hakem, zorlanacağım için yarışmayı sonlandırmamı istemiş ancak yarışa devam ettim. Kıyıya paralel olarak yaklaşık 20 kilometre yani 4 saat fazla yüzdükten sonra Manş Denizi'ni 15 saat 47 dakikada geçmeyi başardım."
"Halen o heyecanı yaşıyorum"
Manş'ı geçmenin çok zor olduğunu ancak kendisinin hiç zorlanmadığını anlatan Arslan, "Muhteşem bir duyguydu halen o heyecanı yaşıyorum. Bu duygunun birçok Türk kızı tarafından yaşanmasını isterim. Son 2 yıldır tekrar maraton yüzmeye Türkiye'de bir ilgi başladı. Benimle de irtibata geçen kadınlar oldu. Tekrar Manş'ın geçilmesini çok isterim. Başka bir Türk kızının da orada başarılı olmasını, o duyguyu yaşamasını isterim. Benim ilk unvanımı kimse alamayacağına göre, çok hızlı, genç veya yaşlı birisi Manş'ı geçsin istiyorum" ifadelerini kullandı.
Yeni sporcular yetiştiriyor
Türkiye'de insanların Manş Denizi'ni İstanbul Boğazı'nın biraz daha genişi gibi algıladığını anlatan Arslan, "Halbuki İngiltere'den bakıldığında Fransa görünmüyor ve su sıcaklığı 14 derece" diye konuştu.
Arslan, iyi bir yüzücü, antrenör, sporcu velisi ve yönetici olduğunun altını çizerek bu kapsamda daha çok başarılı sporcular yetiştirmek için çalışmalar yürüttüğünü belirtti.
Çok sayıda sporcu yetiştirdiğini bildiren Arslan, "Yüzme çok zor bir spor. Hemen 2 yılda iyi sporcu çıkmıyor. 6 yaşındaki bir çocuk yarışmaya 13 yaşından sonra başlıyor. Şu an olimpik kulaçlar projesinde antrenör olarak görev yaparak yeni sporcular yetiştiriyorum" dedi. - Adana