Haberler
NATO lideri Rutte, Türkiye'yi ikna için gelmiş

NATO lideri Rutte, Türkiye'yi ikna için gelmiş

İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

İsrail Maliye Bakanı'ndan skandal Gazze sözleri

İsrailli bakandan skandal sözler

Ligue 1'in İlk Yarı Değerlendirmesi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Paris Saint Germain performansıyla ilk yarının açık ara en iyisi olurken Marsilya ve Nantes hayal kırıklığı yarattı.

Ligue 1'de 2013/2014 sezonunun ilk yarısı Ibrahimovic ve Cavani gibi süperstarların üst düzey performansları ile akılda kalırken, Pastore, Menez ve Gourcuff gibi yıldız oyuncular hayal kırıklığı yaratarak sınıfta kalan isimlerin başında geldi.

İlk yarının en iyileri

Paris Saint Germain'e imza attığı 2012 yazından bu yana açık ara Ligue 1'in en dikkat çeken biterken 15 gol atarak gol krallığında zirvenin sahibi oldu. Geçtiğimiz sezon da gol krallığını 30 golle kimseye bırakmayan Ibra, yeni transfer Edinson Cavani ile ego sorunu yaşaması beklenirken tam tersine gayet uyumlu çalıştı ve ikili Paris Saint Germain'i son bahar şampiyonu yaparak ortak bir başarıya imza atmış oldu. Rekor ücretle takıma katılan Edinson Cavani, ilk sezonunun ilk yarısında 12 gol atarak Ibrahimovic'in ideal partneri olduğunu gösterdi.

Monaco'da Falcao'nun gelişiyle birlikte daha az süre almasına karşın Emmanuel Riviere çıktığı 14 maçta 8 gol, yani Kolombiyalı yıldızdan sadece bir gol az atarak beğeni topladı. Özellikle Falcao'nun sakat olduğu ilk yarının son maçlarında takımı sırtlayan Riviere sezon sonuna kadar bu oyuncunun partneri olmaya devam edecek gibi görünüyor.

Bordeaux cephesinde ise Cheick Diabaté düzenli olarak forma şansı buldu ve bunu iyi değerlendirerek takımın birinci santrforu olma başarısını gösterdi. Ligin yeni takımı Nantes ise son altı ayda yarattığı mücizenin sarhoşluğunu yaşıyor. Taraftarların bir kısmının beğenmediği Sırp santrfor Filip Djordjevic'in önderliğinde iyi bir performans sergileyen kanaryalar, şimdiden ligde kalmayı garantilemiş gibi.

Sezonun ilk yarısına damga vuran isimlerden biri de Lorient forması giyen Vincent Aboubakar oldu. Kamerunlu genç golcü geçtiğimiz yaz Valenciennes'den transfer edildi ve yeni takımına çok çabuk uyum sağlayarak ilk yarıyı 11 golle kapattı. Öte yandan Bastia kalecisi Mickael Landreau, bu sezon 4 Aralık tarihinde 604'üncü Ligue 1 maçına çıkarak Jean Luc Ettori'ye ait rekoru kırdı. Bir diğer kaleci Enyeama ise açık ara Ligue 1'in en iyi kalecisi oldu. 1062 dakika kalesini gole kapatan Nijeryalı kaleci biraz daha dayanabilseydi Gaetan Hueard'a ait olan rekoru kırabilecekti.

İlk yarının en kötüleri

Paris Saint Germain'de Ibrahimovic ve Cavani ne denli iyi bir performans sergilediyse, takım arkadaşları Menez'le Pastore o kadar kötü bir grafik çizdi. Laurent Blanc'ın gelişiyle birlikte forma bulmakta oldukça zorlanan iki isim, ellerine fırsat geçtiğinde ise iyi bir performans gösteremeyince sınıfta kaldı. Orta sahada hemen hemen her mevkide kendine şans bulan Javier Pastore, hiç bir bölgede vasatın üstüne çıkamadı. Jeremy Menez ise teknik direktör Laurent Blanc tarafından sıkça eleştirilen Lucas ve Lavezzi'nin dahi gerisinde kalarak takımda istenmeyen oyuncu ilan edildi. Verilen ofansif görevlerin dışında savunmasına da yardım eden Cavani'nin aksine geriye yardım etmeyen Menez, Blanc'ın gözünden düştü ve takımdan ayrılma kararı aldı.

Lyon'da ise Gourcuff hayal kırıklığı yaratan isimlerin başında geldi. Bu sezon başladığından biri yine sakatlıklarla boğuşan ofansif orta saha, takımının kendisinden beklediği liderliği. üstlenemeyince eleştiri oklarının hedefi haline geldi.

Teknik direktörlerin açısından bakacak olursak, 2013/2014 sezonunun ilk yarısı ayrılıklarla doldu. Geçtiğimiz kasım ayında ligde 600'üncü maçına çıkan Montpellier teknik direktörü Jean Fernandez, yetersiz sonuçlar nedeniyle görevden alındı. Ajaccio'da ise Fabrizio Ravanelli'nin fiziğe dayalı Italyan metodları işe yaramadı. Giampiero Ventrone gibi bir fizik kondisyon uzmanı ile beraber göreve gelen Ravanelli'nin görevine de son verildi.

İlk yarının en iyi takımı: Paris Saint Germain

Son bahar şampiyonu Paris Saint Germain, 5 beraberlik 1 mağlubiyet ve +31 averajla yeni teknik direktörü Laurent Blanc yönetiminde iyi bir ilk yarı geçirdi. Kadro kalitesi her ne kadar Ligue 1'in çok üstünde olsa da, yıldız oyuncuları bir arada kullanmanın zorluğunu Blanc gibi insan yönetimi uzmanı ile çözen son şampiyon üst üste ikinci kez bu unvanı almaya doğru gidiyor. Devre arasında 6 ay sonra kontratı bitecek olan Menez ile masaya oturmayacaklarını açıkladılar. Blanc'ın Lavezzi ve Lucas'tan çok memnun olmadığını da verdiği demeçlerden anlayabiliyoruz. Forvet hattında Cavani veya Ibrahimovic oynamadığı zaman sıkıntı çeken Paris Saint Germain bu bölgeye bir oyuncu daha transfer edebilir. Ligin başında zaman zaman kadroya giren ve iyi işler yapan alt yapıdan yetişme genç yıldız adayı Hervin Ongenda ile Coman Kingsley'in ligin gidişatına göre daha fazla süre alabileceklerini düşünüyorum. Bununla birlikte orta sahaya Matuidi ve Verratti'ye alternatif olarak kullanılan Rabiot'yu da eklersek Paris'in tüm maddi imkanlarına rağmen hala genç oyuncu yetiştirmeye çaba göstermesi takdire şayan. Devre arası için orta sahaya Paul Pogba düşünülüyor ve takımın bu oyuncuyu alacak maddi gücü var. Fakat unutmamak gerekir ki, Paris aynı zamanda şampiyonlar ligini kazanmak için oynuyor ve bu yolda bu sezon transfer etse dahi Pogba'yı kullanamayacak. Zira genç yıldız Juventus ile zaten kupada mücadele ettiğinden transfer olması halinde aynı sezon içerisinde iki farklı takımda şampiyonlar ligi maçına çıkamıyor. Ligde ve şampiyonlar liginde başarılı olabilmesi için Paris Saint Germain'in Cavani ve Ibrahimovic'e alternatif üretmesi şart. Takımın bütün ofansif yükünü çeken bu ikili gol krallığında birbiriyle yarışırken, ikisinden sonra en çok gol atan Paris'li 3 gol ile Lucas. Rakipleri ne kadar zorlarsa zorlasın Paris Saint Germain'in bu sezon da şampiyonluğu kazanacağını düşünüyorum. Paris Saint Germain ilk yarıda gösterdiği üst düzey performans ve sergilediği futbolla, en iyi takım olmayı hak etti.

İlk yarının sürpriz çıkışı: Nantes

Ligue 2'den yeni çıkmasına rağmen başarılı bir iç saha performansı ile üst sıralara tırmandı. Son haftalarda alınan kötü sonuçların ise bir tek sebebi var: vizyon noksanlığı. Teknik direktör Michel Der Zarkarian bundan birkaç hafta önce bir basın toplantısı düzenledi. O esnada ligde dördüncü olan takımı için Ermeni çalıştırıcı: "Kimse hayal görmesin, sezon sonunda ligde kalma mücadelesi vereceğiz." Dedi. Kadrosunda Filip Djordjevic gibi kaliteli bir pivot santrfor, Gakpé-Nicolita-Bessat-Pancrate gibi kanatlarda oynayan kaliteli oyuncuları bulunduran ve bunlara iyi bir ofansif oyun kurucu olarak gördüğüm Alejandro Bedoya olan Nantes, neden böyle bir vizyonsuzlukla ligde kalma mücadelesi versin? Orta sahada U20'nin vazgeçilmezi Veretout var bu takımda. Kalede Remy Riou var, sol bek Olivier Veigneau yine kaliteli bir isim, neden bu kadar küçük görür bir takım kendini? Nantes bu sene Avrupa kupalarını zorlama şansını bana göre teknik direktörünün saçma sapan açıklamaları yüzünden kaybetti. Bakalım ligi bu sezon nerede bitirecekler. Umarım bu açıklamanın yapacağı mental tahribat minimum seviyede olur.

İlk yarının hayal kırıklıkları: Marsilya ve Rennes

Nereden başlasam bilemiyorum. Insan tuttuğu takımı yazarken objektif olmak istese de duygularına hakim olamayabiliyor. Olympique de Marseille, sezon başında yapılan, daha doğrusu Robert Louis Dreyfus vefat ettiğinden beri yapılan yanlış planlamaların, kulübün içine kadar sızmış mafyanın kurbanı olmaya devam ediyor. Önce futbolcu, sonra teknik adam, sonra yardımcı teknik adam, bir dönem menajer, sportif direktör, yönetici, kısacası mutfak robotu gibi her şekle giren José Anigo kanserinden kurtulmadığı sürece bu takımın çok da kolay iflah olacağını zannetmiyorum. Eski bir şampiyonlar ligi şampiyonunun gruplarda sıfır çekmesi kadar rezil bir durum olamaz herhalde. Sezon başında 4-2-3-1 formasyonunu oynayacağız diyerek transfer yapan Baup ile Anigo, artık unuttular mı bilinmez, Romao'nun yerine bir tane dahi defansif özellikleri kuvvetli orta saha almadılar. Kadroya katılan isimleri ele alacak olursak, Gianelli Imbula defansif açıdan zayıf bir oyuncu, ya da şöyle söyleyeyim: daha kat edecek çok yolu var. Mario Lemina da defansif bir orta saha değil, merkezi orta saha oyuncusu ama daha çok ileriye dönük oynar. Benoit Cheyrou deseniz, artık 32 yaşında, her maçı 90 dakika kaldıramıyor mevki itibariyle, ve yine defansif özellikleri değil top tekniği üst düzey olan bir oyuncu. Geriye bir tek bir önceki sezon idareten transfer edilen Togo'lu Alaixys Romao kalıyor, onu da teşbihte hata olmaz, Kayseri Erciyesspor'da zor kadroya alırsınız. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi takımı ileriye taşıyan Andre Ayew ile Mathieu Valbuena'nın sakatlıkları da eklenince Marsilya kendini bir çıkmazın içinde buldu. Takımda kaliteli bir sağ bek olmayışı, sol bekte tecrübe eksiği olan fakat gelecek vaat eden Benjamin Mendy'nin kullanılması ve astronomik fiyatlar teklif edilmesine rağmen takımda tutulan Nkoulou'da durumun cabası. Forvette Gignac dışında onun kalitesine dahi erişen bir santrforu yok Olympique de Marseille'in. Ciddi bir kadro yapılanması sorunu var takımda ve bu durum öyle devre arası bir iki takviye ile düzelecek cinsten değil ne yazık ki. Herşeye rağmen getirilecek teknik direktörün istekleri doğrultusunda bir veya iki transfer yapılıp bu sezon için Monaco'nun ardından üçüncülüğü hedef olarak kendine koyabilir Marsilya.

Olympique de Marseille ile birlikte ligin ilk yarısında en büyük hayal kırıklığım Rennes oldu. Defansında çok iyi isimler bulundurmasına rağmen bir türlü kurguyu oturtamayan Philippe Montanier, geçtiğimiz sezon daha direkt bir oyun sergileyen oyuncularına pasa dayalı, sabırlı futbolu benimsetmekte hala zorluklar çekiyor. Bunun temel sebebi ise, orta sahada yaratıcı özellikleri üst düzey olan bir merkez orta saha oyuncularının olmaması. Bu açığı gören Montanier, yazın finansal yokluktan Marsilya'nın gözden çıkardığı Cezayirli Foued Kadir ile çözmeye çalışsa da, bu futbolcunun daha ziyade ofansif orta saha oluşundan mütevellit istediği katkıyı alamadı. Foued Kadir 11 maçta 5 gol atmasına karşın arkadaşlarına kendisinden beklendiği gibi servisler yapamadı ve sezonun ilk yarısını sıfır asistle tamamladı. Sociedad'a oynattığı oyunun bir benzerini yaratmaya çalışan Philippe Montanier'nin tek çıkar yolu var, o da box to box oynayabilen üst düzey bir orta saha oyuncusu veya ofansif oyun kurucu transfer etmek. Rennes'de sezon başında sakat olan Alessandrini'nin takıma dönmesi ikinci yarıda olumlu olacaktır. Bu oyuncu henüz 24 yaşında ve kendisinden çok şey bekleniyor.

İlk yarının teknik direktörü: Laurent Blanc

Yıldız oyuncuları bir arada oynatmak zordur. Hele ki takımınızda ego delisi bir Ibrahimovic varken, üstüne kuma getirir gibi yeni yıldızlar getirmek ayrı problemler doğurabilir. Cavani'nin transferi ile birlikte daha göreve gelir gelmez kucağına pimi çekilmiş bomba bırakılan Laurent Blanc, başta bocalasa da zaman geçtikçe doğru sistemi ve oyuncuların bireysel görevlerini bulunca şahane bir takım yarattı. Önüne gelen her takımı deviren Paris Saint Germain, ufak tefek yol kazaları haricinde kusursuz bir ilk yarı geçirdi.

İlk yarının en iyi futbolcusu: Zlatan Ibrahimovic

Küçük yaşta Playstation oynayan her gencin bir hayali vardır. Oyunda kendi karakterini yaratıp gücünü maksimuma getirir ve tuttuğu takıma transfer ederler. Ibrahimovic'te öyle bir oyuncu Ligue 1 özelinde. Ligue 1'de forma giyen forvetlerin tümünden daha yetenekli olduğu aşikar olmasına rağmen, işini ciddiyi alarak harika bir performans sergileyen Zlatan, bu sezon da takımını gerek golleri gerek asistleriyle taşıyan isim oldu.

İlk yarıda göze batan yetenekler:

Vincent Aboubakar

Lorient'lı Vincent Aboubakar, sezon başında Valenciennes'den transfer oldu ve gelir gelmez takımına adapte olarak gollerini sıralamaya başladı. Ilk yarıyı 11 golle kapatan Kamerunlu golcünün bu başarısında şüphesiz teknik direktör Christian Gourcuff'ün de payı var. Çift forvet oynayan Gourcuff, genç golcüsünün sivrilmesine hayli yardımcı oldu.

Filip Djordjevic

Nantes'ı Ligue 2'den Ligue 1'e çıkartan oyuncuların başında gelir Filip Djordjevic. Pivot santrfor özellikleri yüzünden pek beğenilmesede attığı gollerle takımının yükselişinde büyük pay sahibi oldu Sırp golcü. Ligin ikinci yarısında da çıkışını sürdürüp sezon sonu daha büyük bir takıma gitmesini beklediğim isimlerin başında geliyor.

Vincent Enyeama

Yıllarca Israil liginde balon kaleci olarak görülen Vincent Enyeama, bu sezon Mikael Landreau'nun Bastia'ya gitmesiyle birlikte kaleyi devraldı Lille takımında. 1062 dakika boyunca kalesini gole kapatan Enyeama, gol yollarında sorun yaşayan takımının da aldığı tek farklı galibiyetlerin baş mimarı oldu. Sezon sonu sözleşmesi sona erecek olan futbolcunun yeni bir kontrat imzalaması an meselesi.

İlk yarıya dair ilginç bilgiler

Ligue 1'de bu sezonun ilk yarısında, en pahalı takım 361 milyon euro'luk değeri ile lider Paris Saint Germain oldu. Zirvedeki son şampiyonu takip edenler ise 209 milyon euro ile Monaco ve 135 milyon euro'luk kadrosuyla Marsilya. Ligin en mütevazı kadrosunu kuran ise bu sezon Ligue 1'e yükselen Guingamp oldu. Guingamp'ın ilk yarı itibari ile kadro değeri 16 milyon olarak ölçülüyor.

Bu sezonun ilk yarısında en golcü takım açık ara yine Paris Saint Germain oldu. 44 gol atan Paris'i 31 golle yine Monaco takip ederken, ligin en kısır takımı 19 maçta attığı 13 golle Ajaccio oldu. Ilginç bir performans ise attığı 22 gole rağmen üçüncü sırada bulunan Lille'e ait oldu. Lille'in bu başarısının sırrı ise 19 haftada yalnızca 8 gol yemesi.

NOT, KADRO GRAFİK OLACAK

Kalede: Vincent Enyeama - Lille

Defans (soldan sağa):

Kurzawa - Monaco

Perrin - Saint Etienne

Thiago Silva - Psg

Aurier - Toulouse

Orta daha 3'lü;

Motta - PSG

Verratti - PSG

Rodriguez - Monaco

Forvet hattı 3'lü:

Aboubakar - Lorient

Ibrahimovic - Psg

Cavani - Psg

Kaynak: TotemSpor.Com / Spor
title