Lige Dönüş
Chelsea, geriye düştüğü karşılaşmayı ikinci yarıda bulduğu gollerle çevirerek ikinci sıraya yerleşti.
Chelsea, bu sezon Lig Kupası'nda Arsenal'e karşı oynadığı karşılaşmanın ardından ligin favorisi olarak görülmeye başlamıştı; tamamına yakını yedek oyuncularla kazanılan parlak zafer sonrası ciddi düşüşe geçen Chelsea, evinde kaybettiği Basel maçı sonrasında formunun zirvesine ulaşmıştı. O maçla birlikte düşüşe geçen takım dibi hafta arasında yine Basel karşısında gördü. Yine bir Basel yenilgisi sonrası, Southampton maçına şok gol ile yenik başlayan Chelsea, maçı tersine çevirerek gelecek haftalar için umutlanmayı başardı.
Maç kağıt üzerinde Chelsea için fazlasıyla sıkıntılı görünüyordu, üzerine bir de Essien'in Jay Rodriguez'e ara pasıyla 1-0 geriye düştüler. Mauricio Pochettino'nun takımı rakip fark etmeksizin uyguladığı ön alan presini de 1-0'lık avantaja rağmen devam ettirince, Chelsea, ilk yarım saat ne olduğunu pek anlayamadı ve Southampton baskısını aşmanın yolunu aradı. Çoğunlukla baskı altında Cech'e kadar gelen topların rakip yarı sahaya uzun oynanmasının da pek getirisi olmadığını, ikinci topları Wanyama-Schneiderlin ikilisinin topladığını söylemekte fayda var. Tamamı kısa boylu oyunculardan oluşan Chelsea hücum hattı, fizik kalitesi iyi Southampton orta sahasına ezilince Chelsea için işler biraz çıkmaza girmişti. Oscar-Lampard değişikliğinin, Chelsea'nin ilk yarının sonundaki ve ikinci yarının başındaki baskısını bunun üzerinden değerlendirmek gerek.
İlk yarının sonlarındaki Chelsea baskısından çıkan iki net gol pozisyonu son haftaların eleştirilen ismi Boruc'a takılmasına karşın gole dair sinyalleri vermişti. Jose Mourinho takımları arasında duran top becerisi kötü olanı yok; ikinci devrenin başı ile birlikte tempoyu arttırdılar, oyunu fizik kalite mücadelesine çevirdiler ve duran toptan golü buldular. Demba Ba'nın da girmesi sonrası topu ileri uçta tutma işinde biraz daha iyiydiler, oyunu da Southampton yarı sahasına yıkmayı başardılar.
Chelsea'nin ikinci golü kısa biri aralıkta bulmasının belki de en büyük sebebi, Southampton'ın tıpkı ön alan savunması gibi kimlik haline getirdiği topa sahip olma işinde bu maçta bir hayli kötü olmasıydı. Ligde oynadığı maçların büyük bölümünde topa rakibinden daha fazla sahip olmayı başaran Southampton'ın, topu geri kazandığı bölümlerde oyunun temposunu düşürememesi ve sürekli rakip kaleye hızlı gitme çalışmaları, yalnızca koşu oyununu isteyen Chelsea'nin işine yaradı.
Jose Mourinho, Oscar sakatlanmasa Frank Lampard değişikliğini yapar mıydı ya da ne zaman yapardı, bu kısmı bilmek zor; ancak elinde Willian, Schürrle gibi isimler varken Lampard tercihi bilinçli duruyor. İkinci yarıdaki Demba Ba hamlesi de takımın maçı çevirmesine fazlasıyla yardımcı oldu. Öte yandan ligin en özel takımlarından birini yaratan Pochettino'nun, Portekizli teknik adamın kenardan yaptığı hamlelere cevap veremediğinin altını çizmek gerek. Chelsea'nin orta sahada üstünlüğü eline aldığı dakikalarda topu ayağında tutma becerisi yüksek bir oyuncu alarak tempoyu kontrol edebilirdi, ancak yenik duruma düşene kadar oyuna müdahale etmedi.
Chelsea kazanarak ikinci sıraya yükselmeyi başardı. Arsenal'i kovalama sırası onlarda ve bu ay içerisinde rakipleriyle oynayacakları maç ligin kaderini de çizebilir. İstedikleri oyunu oynadıklarını söylemek zor; Mourinho da durumdan memnun değil ve Aralık ayı oldukça sert geçecek. Southampton ise Londra'da oynadığı iki büyüğe de kaybederek henüz buraların takımı olmadığını gösterdi. Pochettino'nun genç takımının büyümeye ve tecrübe kazanmaya ihtiyacı var; bugün görüldüğü üzere hocalarının da buna ihtiyacı var gibi…