Kim Ne Dedi?
Fenerbahçe’nin kendi evinde Gençlerbirliği’ni 2-0 mağlup ettiği maçı yorumlayan spor yazarları, sarı-lacivertli takımın üç puanı hak ettiği yorumunu yaptı.
Emre amade!
Rıdvan Dilmen – Sabah
İlk 10 dakika dışında Gençlerbirliği'nin kazanma şansı hiç yoktu. Bir tek bu 10 dakikalık bölümde çabuk hücumlarla 2-3 kez tehlikeli geldiler. Son paslarda başarılı olsalar, golü de bulabilirlerdi. Ancak, 10 dakikadan sonra öyle bir baskı yedikler ki, daha doğrusu Fenerbahçe öyle bir pres yaptı ve hızlı oynadı ki, karşılaşma tek kaleye döndü.
Maça iyi başlayan Gençlerbirliği kalecisinin de sakatlanmasıyla iyice geriye yaslandı. Fakat, Fenerbahçe'nin coşkusu yanında paniği de getirmişti son vuruşlar ve paslarda... Bir tek Emre Belözoğlu ve Caner hücumlarda sakin ve isabetliydi.
Mehmet Demirkol – Fanatik
Fenerbahçe'de her şey normal gözükse de bir şeyler eksik... Önde gelen eksikler; vuruş kalitesi ve orta sahada yaratıcı oyuncu sorunuydu. Fakat dün gece Kanarya'nın en iyi oyuncusu Alper Potuk'tu. Nihayet ideale yakın bir kadro... Hatta Webo yerine Emenike'yi pivot olarak kabul eden Ersun Yanal'ı bakış açısıyla Alves dışında ideal 11 denebilir.
Önde oynamayı başaran ilk yarıda iki tehlikeli serbest vuruşu da katarsak beş kez golün çok yakınına gelen Fenerbahçe... Şeklen her şey ideal... Ancak bir şeyler eksik. Önemli bir şeyler...
Alper Fenerbahçe'nin en iyi oyuncusu, en çok uğraşanı. Ama çok az doğru iş yapıyor. Aldığı penaltı hanesine yazılacak kuşkusuz. Çabası, bitmeyen enerjisi de. Ancak olmayacak yerde kalabalıkların arasına dalışı vs. teknik ve oyun bilgisi açısından çok yolu olduğunu gösteriyor. Ancak ne olursa olsun en vazgeçilmez olan o. Zaten bu da bu takıma yapılabilecek en büyük eleştiri değil mi?
"Gasp edilmiş 6 puanımız var"
Attila Gökçe – Milliyet
Fenerbahçe, haftalar sonra üç forvetini buluşturup maçın başından itibaren yükleniyor Gençlerbirliği'ne. Üstelik cezası biten Egemen de kadroda. Kuyt yıpratıyor, Emenike pozisyona giriyor, ama bir türlü istediği vuruşları yapamıyor. Sow ise kararsız... Solbek Caner, sol kanadı bütünüyle işgal etmiş. Depar atıyor, çalım atıyor. Duran topları kullanıyor, ceza alanına derin paslar, ortalarla gol için olağanüstü katkı sağlıyor. Ne var ki oradaki dominant görüntü, Sow'u işsiz bırakıyor. Özellikle ilk yarıda bu böyle. Sow topu almak için orta alana doğru geriliyor. Bu defa da şut bölgesinden uzaklaşmış oluyor.
Oysa daha renkli, daha zengin içerikli, daha bol skorlu olabilirdi oyun. Fenerbahçe, Başkan'ın sert uyarılarından sonra koşuyor, çalışıyor, bastırıyor ama, gönlündeki o coşkuyu bir türlü yaratamıyor.
Ersin Düzen – Vatan
Maçı izlemeyen ve Fenerbahçe'nin penaltılarla kazandığını duyan biri, galibiyeti ister istemez hafta içinde yaşanan gelişmelere yormuştur. "Fenerbahçe TFF'ye gitti, sonra basın toplantısı düzenleyip hakemlere isyan etti ve iki penaltıyla istediğini aldı." Peki, ya izleyenler? Muhtemeldir ki; "Fenerbahçe, farkı kaçırdığı bir maçı adeta acı çeke çeke kazandı" demişlerdir.
İlk 15 dakika sonrasında sahada Gençlerbirliği diye bir takım yoktu. Fenerbahçe presle birlikte kazandığı toplarla pas yaparak kontrolü eline aldı, sonra da özellikle Gökhan Gönül'ün kanadını kullanarak akın akın rakip kaleye yüklendi. Deplasmanların en az gol atan takımı Gençlerbirliği, hücum yapamamakla birlikte defansta da çok dağınık bir görüntü çizdi. Emenike, Sow ve Kuyt biraz becerikli olsalar, kilit ilk yarıda çözülmüştü.
Gürcan Bilgiç – Sabah
Gecenin ruhunda "kazanmak" vardı. Kadınların doldurduğu tribünlerin keyfi, isteği de bu yöndeydi, sahadaki oyuncuların kararlılıkları da. Başka sonuç yokmuşçasına bir maç yaşanıyordu. Gençlerbirliği sezon boyunca yaşamadığı, büyük ihtimalle de yaşamayacağı bir çaresizlik ile yarı sahasına çivilenmiş gibiydi. Her yerden geliyordu Fenerbahçe...
Böyle bir fırtınanın aşamayacağı mendirek de yoktu. Üst üste kornerler, şutlar ve pozisyonlarla puanın olduğu zirveye tırmanış sürüyordu. Emenike'den sonra Moussa Sow'un dönüşü de kutlanıyordu sahada. Fenerbahçe ilk yarıdaki sert gövdesini onarıyordu.
"Geri dönmek kolay değil"
Cem Dizdar – Fanatik
Fenerbahçe ikinci yarıya ülkenin en iyi oyuncusu olma yolunda büyük yol alan Caner Erkin'in takımını öne çeken üstün gayretinin etkisiyle baskın başladı. Caner çağırdı takımı yüklendikçe yüklendi. Gençlerbirliği direnişi çaresizce sürdürürken tahmin edilen oldu ve penaltıların üst üste geldi... Ülkenin en tartışmalı oyuncusu Emre'nin penaltılarının ardından maç koptu. Gençlerbirliği'nin ilk kornerini 82. dakikada attığı düşünülürse maçın vaziyeti de anlaşılır. İkinci penaltı golünün ardından coşku gitti yerine ülkeye özgü 'yavan oyun' geldi ve maç soldu.
Ercan Güven – Milliyet
Fenerbahçe'yi kim durdurabilirdi sahada?..
Ya "kendisi", ya da "kendisi gibi" oynayan takımlar. Gençlerbirliği de o takımlardan biriydi; hızlı, kanatları çalışan, baskı kuran bir takım. En azından son maçının son devresinde... Ancak, sahaya 3 yabancı ile çıkan Fenerbahçe karşısında 6,5 yabancılı Gençlerbirliği, ilk dakikalardaki "direnişi" ardından adeta sonuca razı, kaçınılmaz golü bekler haldeydi. Üstelik 3. kalecisi genç Ferhat ile. Fenerbahçe bir 45 dakikayı son vuruşlardaki telaşa kurban etti.