Kim Ne Dedi?
Beşiktaş, Fenerbahçe derbisi öncesi Torku Konyaspor'u ilk yarıdaki etkili oyunuyla devirirken, yazarlar rahat alınan galibiyette milli oyuncular Olcay Şahan, Gökhan Töre ve Oğuzhan Özyakup'un katkısına dikkat çektiler.
Rıdvan Dilmen - Sabah
Beşiktaş, üstün, hızlı, üç maçtır evinde kazanamamanın verdiği hırs ve arzunun üstüne kaliteyi de koyarak ilk 45'te kopardı maçı. Bizler; yani dışarıda olanlar, ilk yarıda iki değişiklik hakkını kullanan Konyaspor için ikinci yarının zor geçeceğini düşünüyorduk. Ancak gördük ki aynı düşünceyi Beşiktaşlı oyuncular da paylaşıyor. Devrede artık bu maçı bırakıp 5 gün sonra oynanacak olan Fenerbahçe derbisine hazırlanmaya başlamışlar. Fakat Konyaspor'un bulduğu gol ve üst üste gelen atakları, oyunun son 15 dakikasında Beşiktaş'ın biraz daha toparlamasına sebep oldu. Son paslarda ve son vuruşlarda biraz daha isabetli olabilselerdi pek de sıkıntı yaşamayacaklardı zaten. Beşiktaş özellikle ilk yarıda oynadığı oyunla galibiyeti fazlasıyla hak etti. Ligin daha henüz başı olmasına rağmen belki de kendi adına final maçı olarak gördüğü Kadıköy'deki Fenerbahçe karşılaşmasını beklemeye başladı.
Güntekin Onay - Vatan
Seyircisiz futbolun tadı yok. Oynamak, baskı yapmak çok zor… Beşiktaş dün gece daha ilk yarıda kararlılık ve yüksek konsantrasyon ile hem Konyaspor'u, hem de seyircisizliği yendi. Olcay artık formunu buldu. İlk golde harika bir koşu ile klas bir gol atan Olcay, 2. golün de hazırlayıcılarından biriydi. Gökhan Töre, 2 asist ile yıldızlaşırken 2 pasında da hızlı düşünüp, çabuk oynayarak fark yarattı. Topu ayağında çok tuttuğu zaman bu kadar etkin değil. Dünkü asistlerdeki basit ve hızlı oyun genç oyuncuya rehber olmalı. Oğuzhan bu ülkenin oyun zekası, yaratıcılığı en yüksek yerli ofansif orta saha oyuncusu. Dün akşam bunu bir kez daha ispat etti. Ligin en kritik virajı Fenerbahçe derbisi öncesi Oğuzhan-Olcay ve Gökhan'ın form durumları, üst üste alınan farklı galibiyetler moral ve güven getirdi.
Ali Ece - Akşam
İlk 5 dakikada 5 uzun top yollayıp 5'te 0 çekti Beşiktaşlı oyuncular. 6. dakikada Slaven Biliç kulübeden fırladı ve takımın kalanına Oğuzhan ile Fernandes'i işaret ederek gösterip orta sahanın ortasında bu kadar kudretli 2 pas sanatçısı varken uzun oynamanın anlamsızlığını anlatmaya çalıştı. Antalya ve Rize maçlarında kaybedilen puanlara göre en büyük fark Biliç'in saha kenarında ilk 4 maçtaki gibi aktif şekilde yer almasıydı: Biliç'in uyarısını dinleyen Beşiktaş ilk yarıyı dakika başına 4 isabetli pasla bitirdi. Inter'in Oğuzhan'ı istediği ama Beşiktaş teknik heyetinin ısrarla bırakmadığı haberleri palavra değil. Dünyada modern futbola hakim her teknik adam kadrosunda Oğuzhan gibi bu genç yaşta oyun zekası bu kadar olgun bir oyuncuyu ister. Oğuzhan'ı beğenmeyen bir 'hoca' vardı, şükürler olsun ki artık Beşiktaş'ın başında değil!
Erman Toroğlu - Fotomaç
Türkçe'de bir deyim vardır. 'Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim' diye. Bunu ilk yarı için şöyle değiştirebiliriz. 'Rakibini söyle, sana ne oynadığını söyleyeyim.' Koca 45 dakikada Beşiktaş kalecisi bir defa yere yattı. Onda da top arkadaşı tarafından gönderilen tehlikeli bir geri pasından… Peki, Beşiktaş hiç mi bir şey yapmadı, hayır! Onlar da güzel şeyler yaptılar. Ama Konya ilk 45 dakika çok kötü olduğu için Beşiktaş iyi gözüktü. ve maçı 3-0'a getirdiler. Güzel de goller atıldı. Organize. İkinci yarı Konya biraz kımıldamaya başladı. Bayağı iyi mücadele etmeye başladılar. Nitekim 3-1'den sonra bu sefer Beşiktaş panikledi. Aslında maç Beşiktaş'ın istediği şekle dönmüştü. Konya arka tarafta açık alanlar bırakıyordu. Siyah-beyazlılar zaman zaman iyi çıkmalarına rağmen finalde topu iyi kullanamayınca, maç hep korku filmi gibi oldu.
Atilla Gökçe - Milliyet
Üç golün atılışında da uyum ve güzellik söz konusuydu. Gökhan Töre'nin haftalar süren 'virütik' sıkıntısı bitmiş gibiydi. Oynadığı sürece iki gol attırdı. Kendisi sık sık inanılmaz slalom çalımlarla ceza alanına girip bir defasında kaleciye de çalım yapmaya kalkınca golcüler listesine adını yazdıramadı. Ama belli ki sevdiği oyunu gönlünce oynamayı özlemişti. Öyle yaptı. Hem iş, hem de gösteriyi bir arada sunup iyi bir 'show business' örneği verdi. Olcay ve Oğuzhan da hem yeteneklerini, hem akıllarını, hem de enerjilerini koydular maça. Attıkları goller alkışa layıktı. Bir de Almeida'nın golü var. Nihayet Fenerbahçe maçı öncesi, o da ayağını ısıttı. Fernandes sakatlıktan erken dönmüştü ve orta karar bir hazırlık(!) maçı oynadı. Asıl enerjisini Fenerbahçe'ye sakladığını gösterdi adeta…
Metin Tekin - Sabah
Tek bir maçta ligin bundan sonraki görünümünü görmek çok gerçekçi olmaz. Evet, özellikle maçın ilk yarısının sonları hücum anlamında bence ligin ilk 4 maçından bile harika hücum organizasyonuydu. Bu biraz da Beşiktaş'ın ideal hücum organizasyonuydu. Dört maçta 9 gol bulmak, ligin kaderini belirler ama Fenerbahçe maçı Beşiktaş için kritik bir viraj olacak. Olcay Şahan ve Gökhan Töre gol anlamında daha baskınlardı. Oyunun geneline baktığımızda oyunlarının daha farklı olduğunu diyebiliriz. Bu biraz da Konyaspor'un savunmasındaki eksikliklerden kaynaklandı diyebiliriz. Özellikle ilk yarıda savunmada az adamla yakalamaları ve Oğuzhan'ın golünde müdahale dahi edememeleri çok önemli bir hataydı. Fernandes'in çıktığı dakikaya kadar baktığımızda bir eksiğini görmedik. Tabii ki skorun 3-1'e gelişi, gerekse fizik olarak düşüşü çıkmasında bir etkendi. Ben Fernandes'i Fenerbahçe maçı öncesinde çok etkili olmasa da fena bulmadığımı söyleyebilirim.
Cem Dizdar – Fanatik
Beşiktaş dün akşam ligin en zahmetsiz ilk yarısını oynadı. Beşiktaş için zahmet veren tek şey doğru seçilmemiş kramponlardı. İlk 10 dakikayı Atiba destekli sol kanadı kullanarak başlayan takım rakibini paralize etmeye çok yakınken 'kaygan zemin' nedeniyle bunu başaramadı ama sağdan gelen ilk Gökhan Töre ortasında golü bulunca bu haliyle ligde kalması zor görünen Konya çözüldü... Konya takımı bile hemen hemen tüm korner ve duran toplarda tehlike yaratmışken Egemen, Alves, Webo, Kuyt gibi yüksek toplara hakim fazlasıyla oyuncusu bulunan Fenerbahçe karşısında bu savunma düzeninin işi zor görünüyor. Yedek kulübesi farkı da düşünüldüğünde Bilic'in neredeyse tüm hafta müdafaayı bu kenar toplara çalıştırması gerekecek sanırım.
Altan Tanrıkulu - Hürriyet
Ali İsmet Ural'la birlikte izledik maçı… Sıkıcı başladı. Tempo düşüktü. Beşiktaş taraftarının olmaması da etkilemişti iki takımı... Konya çok rahat görmüş olacak ortamı... Fazla adamla Beşiktaş'ın üzerine gitmeye başladı. Az adamla yakalandı 26.dakikada... Oğuzhan'a top geldiğinde Ali İsmet, 'Ver sağa' dedi. Top Gökhan'a gelince de, 'Arka direğe' diye ekledi. Baktık ki Bilic de oyuncularından aynı şeyi yapmasını bekliyor. Doğrular; zaman kaybetmeden, rakibe toparlanma izni verilmeden yapılınca da seyredilmesi keyif veren goller çıktı ortaya... Cumartesi, lideri yenmeye gidecek Beşiktaş... Ligin gözü bu maçta olacak. Beşiktaş'ın kazanması için, ilk yarıda üç golü buldukları 15 dakikalık futbolu en az 70 dakika oynamak... İyi paslaşarak atağa çıkmak... Savunmada boş alan bırakmamak... Fenerbahçe'nin hücum gücü çok yüksek... Ama Beşiktaş'ın gösterişsiz takım oyunu gollerini de unutmamak gerek…