Jermaine Jones: Agresif Saha İçi Lideri!
Beşiktaş'ın Schalke 04'ten transferi Jermain Jones'u Bundesliga editörümüz Orhan Uluca değerlendirdi.
Almanya'da görevlendirilen Amerikan askerinin Alman bir kızla evlenmesinden doğan bir ademoğludur Jermaine Jones. 1981 yılında Frankfurt şehrinde dünyaya gelen Jones bu şehrin takımında çıkış yaparak futbol kariyerine başladı.
Jermaine Jones çok yönlü oyuncu profiline iyi bir örnek teşkil ediyor. Eintracht Frankfurt takımında "forvet" olarak profesyonel futbol kariyerine başlar, 20 yaşında Bayer Leverkusen'e transfer olur ve amatör takımda fena da olmayan bir performans gösterse de birinci takıma giremez ve çıkış yaptığı Frankfurt'a geri döner. Defansif orta saha olarak görev yapmaya başladığı andan itibaren zirveye yolculuğu başlar. Funkel yönetiminde birinci Bundesliga'ya çıkan Eintracht Frankfurt takımında payı bir hayli fazla olan Jones, henüz 25 yaşında kaptanlığa dahi getirilir. Bundan sonraki süreçte yaşanılanlar ise inişler ve çıkışlarla doludur. Bir yılın tamamını sakat geçirdiği olduğu gibi Magath ve Rangnick tarafından kadro dışı bırakıldığı da olmuş, Blackburn'e kiralanmış ve hatta milli takıma kadar yükselmiş ve fakat dostluk maçında forma giyip ABD milli takımına geçiş yaparak 2014 Dünya Kupası'nı beklemeye başladı. Klinsmann'ın en güvendiği oyuncu olması nedeniyle Dünya Kupası öncesi uzun süreli anlaşma imzalanması isabet olmuş.
Bazı ayrıntılar önemlidir. Melo nihayetinde İtalya'ya 25 milyon euro bonservis ile gitmiş A sınıfı bir oyuncudur. Bu düzeyde bakılır. Jermaine Jones ise Bundesliga'da yıllık 3.8 milyon euro alan Bayern harici kulüplerdeki ender yüksek maaşlı futbolcuların başında gelir. Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi tecrübesine sahip A sınıfı bir futbolcu aldığının altını çizelim. Lider karakterlidir, sahanın içerisinde sorumluluk alır. Çok fazla diğerlerini suçladığını ya da konuştuğunu söyleyenler de olur ama lider oyuncunun yapması gerekenleri kendisine ödev bilir. Sahanın içerisinde ve dışında etkili bir karakter olduğunu söyleyebiliriz.
Oyuncu özellikleri
Agresif saha içi lideri tanımına en azından Almanya'da en iyi uyan futbolcu. Agresif, savaşçı. Effenberg, Jeremies, Van Bommel gibi günümüzde çok rastlanmayan ama untulmayan oyuncu tipine bir örnek... Futbolcu özelliklerinin dışında Beşiktaş sahaya kendisinde olmayan çok farklı bir karakteri transfer etti. Bayern Münih'in üç finali kaçırdığı zaman eksik olan oyuncu tipi olarak sıklıkla yazılara konu ettiğimiz oyuncu modeli işte budur.
Faullerle sahada konuştuğu olur. Bazen yaptığı sert faullerle hem rakibe hem de kendi takım arkadaşlarına mesaj verir, sertliği sever ve doksan dakika savaşır. Kaleden top kestiği anın hemen sonrasında fileleri havalandırabilir. Dinamizm diye bir şey varsa o işte burada fazlasıyla mevcut. Fiziği, atletik yapısı öyle muazzam ki Ze Roberto gibi 38 yaşına kadar futboldan para kazanabilir, üst düzey oynayabilir. Her iki ayağını da aynı ölçüde kullanabiliyor. Atletik yapısı, dinamizmi ve belki de Beşiktaş taraftarının en çok istediği futbolu oynama coşkusu, azmi ve kazanma isteği onun en önemli güzellikleri. Türkiye Ligi'ne göre ortalama üstü tekniği ve sahada basmadık yer bırakmaması nedeniyle "çift yönlü" oyuncu profiline iyi bir örnek oluştursa da ayrıntıya indiğinizde farklı tanımlar mevcut. Saha görüşü yetersizliği, stratejik düşünme konusunda eksikliği ve isabetli pas konusunda yetersizliği mevcut.
Magath onu sağ bek olarak denemiş, Stevens ise zaman zaman Farfan'ın yokluğunda sağ kenar için dahi düşünmüş ve "defansif orta saha" olarak görevlendirildiği zaman forvet arkası gibi oynadığı maçlar da hafızalarda kazılıdır. Nihayetinde ne sağ bek ne sağ kenar ne de forvet arkası. O bir defansif orta saha. Asıl işi savunma. Oyunun yönünü değiştiren uzun ve diyagonal paslar konusunda da başarılı olduğu maçları hatırlarız. Lakin doksan dakikasının ortalamasının "süpürücülük" olduğunu belirtelim. Gerçekte en iyi başardığı eylem kesicilik ve hücuma her daim katkı vermesi. Rakibi bozar, öne doğru atılımlarıyla da takıma dinamizm kazandırır. O varken orta sahayı elinizi kolunuzu sallayarak geçemezsiniz. Bunun yanında ofansif olarak iyi işler yapar. İki savunma önü oyuncusunun ofansa bakan tarafıdır belki ama isabetli pas ve saha görüşü konusunda kusurludur. O, daha çok takım arkadaşlarının eksikliklerini saha içerisinde en iyi kapatan, her yere yardıma koşan savunma önü oyuncusudur.
Defansif orta saha olarak orijini forvet olan Jones mutlaka ki hücumlara katkı sağlayacaktır, bu açıdan Atiba'dan çok daha iyi olduğunu söyleyebiliriz ama bu şekilde görevlendirildiği vakit eleştirilere hedef yaparsınız. Görev tanımı, hücuma dönük defansif orta saha. Ama öyle bir defansif orta saha ki bazı maçlarda hep "keşke forvet arkası oynasa" diyebileceğiniz türden... Bunu Schalkeliler yıllar içerisinde hep dedi, denedi ve nihayetinde olmadı. İyi tarafından bakarsak forvet arkasına aday olabilecek kadar işler kotarabiliyor savunma önünde oynamasına rağmen. Bu da zaten Jones'u değerli kılan, Bundesliga ölçülerinde astronomik bir maaş almasını sağlayan faktörlerden. Beni etkileyen yönü takıma tempo ve dinamizm kazandırması. Hızlı bir şekilde kendisini ileriye atabiliyor, önde takıma katkı sağlayabiliyor. Bu "ekstra" katkı, olduğu zaman övgüye değer bir aksiyon iken görevi bu olduğunda başta da söylediğimiz gibi isabetli pas ve oyun görüşünün yetersizliği gibi kusurları ortaya çıkıyor. Daha doğru bir tanımla tek seçenekli hızlı hücumlar konusunda çok başarılı. Bunun da gerçekleşmesi için geriden hızlı bir şekilde ileriye atılım yapması gerekiyor. Önde oynayıp kurguya dahil olduğunda ise sorun yaşıyor. Haliyle o bir hücumu seven defansif orta saha. Bu şekilde kullanılmalı. Zaman zaman içerisinde bulunduğu hücum aksiyonları taraftarları "acabaya" itecektir ama gerçekte yerinin defansif orta saha olduğu zamanla anlaşılacaktır.
Oyununa yönelik eleştiriler
En başa belki de taktiksel açıdan disiplinsiz oluşunu ekleyebiliriz. Bunu bir örnekle açıklayalım. Doğru yerde konumlanıp rakibi yan pasa itecek iken orada olmadığı için oluşan atağı arkadan kamikaze gibi dalıp kırmızı tehlikesini de barındıran sert faullerle kesen adamdır Jermaine Jones. Bu açıdan Fabian Ernst ve Selçuk İnan'ın tam karşısında yer alır. Eleştirildiği nokta saha içerisinde çok fazla "yerleşim" hatası yapması. Yıllar onu bu konuda biraz iyileştirdi ama riskli pasları ve oyuncuya dalışları devam ediyor.
Coşkuyla oynuyor, aklını bazen kenarda unutuyor ve duygularıyla hareket edip her yere yetişmek istiyor. Yetiştiği de oluyor gerçekte ama bu da taktiksel açıdan görevlerini saha içerisinde unutmasına neden olabiliyor. Fabian Ernst ile iyi bir ikili olduklarını hatırlatır, birbirlerinin eksikliklerini de iyi kapattığını söyleyebilirim. Lincoln'un Galatasaray'a transferi sonrası oyun kuruculuk görevinin bu oyunculara kalmasıyla işlerin Schalke'de kötüleştiğinin de altını çizelim. Gelişen Alman futbolunun en önemli bölgesi bugün Philip Lahm'da göreceğiniz "akıllı pas seçeneklerini" işaretleyen defansif orta sahadır. İşte bu yine Jermaine Jones'da eksik olan kısımdır. Öndeki kısa paslı kombinasyon oyununa yatkın değildir belki ama takımın hücum yönünü değiştiren paslarda ustadır. Artık bu tarz oyuncular Alman takımlarında çok iyi mücadele edip koşmalarına, sayısız atak kesmelerine rağmen tercih edilmiyor zira kurguyu doğru bir şekilde işlettikleri zaman doğru yerde konumlanan oyuncular ve en önemlisi göze pek batmasa da daha defansif bir yapıda olan Neustaedter gibi doğru yere "akıllı pas" konusunda uzman olanlar tercih ediliyor. Zira atağın başlangıcı bu pasların isabet oranı ve olması gereken yere iletilmesiyle yakından alakalı.
Jermaine Jones Beşiktaş'ta
Kırmızı karta yakın oyunu, kamikaze faulleri öylesine eleştiri aldı ki iki yıl önce sportif direktör ile sezonda sadece beş sarı kart göreceğine dair iddiaya girse de kaybetmesi için birinci devre maçları yetti. Eleştiriler konusunda bu konuda kendisini ehlileştirdiği ölçüde ise performansı düştü. Onu kartlarıyla kabul etmek gerekir. Pas oyununda Bundesliga seviyesine göre yetersiz ve bu bazen savunma önünde olduğu vakit tehlikeli kontralara da sebebiyet verecek riskli seçenekleri işaretliyor. Strateji konusunda yetkin olmadığı aşikar. Bugünkü futbol savunma önünde "mücadele" değil stratejik akıl arıyor. Jones'da eksik olan şey. Yine mücadeleye dayalı oyunu nedeniyle uzun süreli sakatlık geçmişi burada daha fazlasına yol açabilir.
Öte yandan koluna kaptanlık pazu bandını takmanıza gerek yok, o sorumluluğu karakteri gereği alır ama bunu abarttığı zaman takım içi havayı da bozar. Bir maç içerisinde yanındaki arkadaşı işaret ederek teknik adama gidip "Bu adam bildiğin kör hocam" demişliği var yakın zamanda. Herkesi hizaya sokma hevesi farklı şekilde algılanabiliyor. Julian Draxler'in bu çok hoşuna gitmedi ama Kolasinac onu rol model olarak aldığını açıkladı. Gençlerin ona bakışı bu şekilde. Eski ile yeni ya da Ballack ile Lahm arasında kaldığını söyleyebiliriz.
Neden gönderildi?
En önemli nedeni yıllık maaşının çok fazla olması. 3.8 milyon euro Almanlar için çok fazla. İkincisi modern orta sahanın istediği taktiksel olgunluğa ve oyun zekasında eksikleri olması. Türkiye'de bu sıkıntı yaratmayacaktır belki ama Almanya'da artık takımın kalbi burada atıyor. Aynı zamanda her an kırmızı görüp takımı dört beş maç yalnız bırakma ihtimali de Schalkelileri rahatsız ederken dikbaşlılığı da gönderilmesine etki eden diğer faktörler arasında yer alıyor. Tüm bunların içerisinde maaşının en belirleyici etken olduğunun altını çizelim. Bundesliga'daki hiç bir kulüp bu parayı ona vermez ve Beşiktaş olmasaydı büyük ihtimalle dünya kupası sonrası ABD'nin yolunu tutacaktı.
Nerede ve hangi görevle oynatılmalı
Orta saha oyuncusu ve önünde üç seçenek var. Savunma önü, merkez orta saha ve ofansif orta saha. O bir savunma önü oyuncusudur. Maç içerisinde forvete kadar gider ama asli görevi değişmez. Jermaine Jones hiçbir zaman savunma önünde tek başına da bırakılmamalı. Bir organizatör olmadığının altını çizelim. Öte yandan ofansif aksiyonlarda bulunacak olsa da asla ofansif orta saha göreviyle de sahaya çıkmamalı. Galatasaray maçındaki oyun yanıltmasın, yanlış pasları, atakları yavaşlatan oyun zekası ön alanda onu fazlasıyla değersizleştiriyor. Düşünmek zorunda kaldığında yavaşlıyor. Oyun zekası ve saha görüşü çok kötü olmasa da en azından Bundesliga seviyesine yeterli olmadığını söyleyebilirim. Schalke'de yanında Holtby gibi zeki bir adam olduğu zaman muazzam bir performans sergilemişti. Fernandes'i bir adım geriye Oğuzhan'ı öne çekerek Jones'un zayıflıkları hem geride hem ileride kapatılabilir. Bu ekleme hem Fernandes'in hem de Oğuzhan'ın performansını ikiye üçe katlayabilir. Jones-Fernandes-Oğuzhan müthiş bir üçlü olabilir. Jermaine Jones ile Fernandes birbirlerinin zayıflıklarını örten muhteşem ikili gibi görünüyor bana. Nihayetinde top kapma, boşlukları doldurma, ileriye destek çıkma ve adama dalma konusunda uzmanlaşmış Jones'un elde ettiği bütün paslar Fernandes aklıyla yönetilirse Beşiktaş sınıf atlar, oyuncudan da verim alınır. Mümkünse maç öncesi görev tanımı mevzu bahis konu Jermaine Jones ise net bir şekilde dikte ettirilmeli. Görüntü aldatmasın, Jones bir oyun kurucu değil ve tüm defoların oyunu kurmak zorunda kaldığında ortaya çıktığının altını çizelim.
Nasıl bir transfer hamlesi?
Türkiye'deki futbolun seviyesi ve fiziki şartlar düşünüldüğünde Jones fazlasıyla isabetli bir seçim. Taraftarın gönlünü kazanır, takıma agresiflik katar ve çok iyi bir saha içi lideri olabilir. Bir bakıma bu Beşiktaş'taki eksik olan ayrıntıydı. Yanına eklenecek Fernandes yamasıyla beraber kusursuz bir oyuncuya dönüşebilir. Unutulmasın ki Bundesliga'nın A sınıfı oyuncu listesinde yer alan bir futbolcu takıma kazandırıldı. Ernst ile farklı özelliklere sahip olsa da oyunu oynama biçimi ve karakteri bir Ernst etkisi yapabilecek kadar takımın tamamına etki eder. Sadece geride stratejiyi belirleyecek olan bir akılla partnerlik yapması gerekir. Riskli pasları ve rakibe gereksiz sert müdahalelerini de kontrol edebilirse çok güzel bir transfer. Mesele biraz oyuncuyu tanıyıp buna göre bir kurgu belirlemek... Gelişen Alman futbolu'nda gözden düşse de Türkiye Süper Ligi için biçilmiş kaftan. Fark yaratır...