"İnsanları Mutlu Etmişti"
Her spor kulübü için bir dönüm noktası vardır.
Her spor kulübü için bir dönüm noktası vardır. Bu durum bir olay veya bir kişi aracılığıyla gerçekleşir. Liverpool’un da modern futbola geçiş yapması, Bill Shankly’nin menajerlik koltuğuna oturmasıyla başladı. Kulübeye 1959 yılında geçen Shankly, gerek Kırmızılar gerek İngiliz futbolu için sayısız devrime imza attı.
Efsane isim, Liverpool’un başında olduğu 15 yıl içinde üç Premier Lig şampiyonluğu başta olmak üzere sayısız başarı kazandı. Ancak Avrupa arenasına bakıldığında bu dönemde yalnızca bir UEFA Kupası müzeye konulabildi.
O zamanki adıyla "Şampiyon Kulüpler Kupası"nı kazanamamanın Bill Shankly’nin içinde bir ukde olarak kaldığını, geçtiğimiz sene Kiev’deki Şampiyonlar Ligi finali öncesi açıklayan Liverpool’un efsane kalecisi Ray Clemence, Shankly’den sonra Jürgen Klopp’un bu kulübe en çok katkı sağlayan hoca olduğunu ifade etmişti.
Peki Ray Clemence, Liverpool Futbol Kulübü tarihinin dönüm noktalarından birisi olan efsane Bill Shankly ile henüz beşinci yılını dolduran Jürgen Klopp isimlerini bir araya getirme ihtiyacını neden ve nasıl hissetti?
Saha içi devrimi
William Bill Shankly, Liverpool’un başına geçtiğinde kulüp hiç parlak durumda değildi. İngiltere İkinci Ligi’nde mücadele eden Kırmızılar bir üst lige çıkmaya dair parlak bir görüntü sergilemiyordu.
Tarihsel bir paralellikle 2015 yılına dönecek olursak; pek tabii Jürgen Klopp menajerlik görevine getirildiğinde Liverpool ikinci ligde değildi. Fakat bir önceki sene Steven Gerrard’ın ayaklarının altından kaçan top sonrası şampiyonluğu kaybetmeleri, psikolojik olarak takımı darmadağın etmişti. Çok uzun yıllar sonra ligde mutlu sona bu kadar yaklaşmışlardı.
Şampiyonluğu kaybetmenin, hele de kaptan Steven Gerrard sebebiyle kaybetmelerinin takımda büyük üzüntüye yol açması normaldi ve bu hasarı çabucak toparlayacak bir büyük güce ihtiyaç duyuyorlardı. Aranan kan, Borussia Dortmund’u yıllar sonra elit kulüpler seviyesine çıkartan Jürgen Klopp olmuştu.
Alman hoca ilk basın toplantısında, "Takım topa sahip olmalı. Bu bir öneri değil, bir yasa olarak kabul edilmeli." diyerek, vurucu kontra atakların yanı sıra takımının topu olumlu şekilde çevirmesini de istediğini ortaya koyuyordu. Tıpkı bundan 40 yıl önce Bill Shankly’nin takımından istediği gibi...
Shankly 60’lı yıllar futbolunda fark yaratmanın anahtarını seri pas alışverişleri, top hakimiyeti ve boş alan yaratma eğilimi olarak görüyordu. Çağdaşlarına göre çok ilerici bir mantaliteye sahip olan teknik adam, futbolcularından daima bütün hırslarını sahaya yansıtmalarını ve taraftarın desteğini arkalarına alıp tempolu oynamalarını istiyordu.
15 yıllık hocalığı döneminde Liverpool tarihinin en golcü isimlerinden Ian St. John - Kevin Keegan - Roger Hunt üçlüsü ise, günümüzde takımı sırtlayan ve rakiplerin korkulu rüyalar görmesine sebep olan Roberto Firmino - Mohamed Salah - Sadio Mane üçlüsüne benzerlik göstermekteydi.
Anfield’ı tapınağa çevirmek
Ray Clemence tarafından Bill Shankly-Jürgen Kloop isimlerinin bir arada geçmesinin en önemli sebeplerinden birisi de şüphesiz kulüp-taraftar birlikteliğini sağlamış olmalarıydı.
2015 yılında son dakikalarda kazandıkları West Bromwich maçı sonrası takımını Kop tribünlerine götüren Klopp, taraftarla bütünleşerek büyük başarılar elde etmenin kolaylaşacağını söylemişti. Kulübün iç dinamiklerini çok iyi bilen Alman teknik adam, şehir ile takım arasında bir köprü kurmanın yanı sıra Kırmızılar’ın işçi sınıfı ile olan bağlarından da güç aldıklarını ifade ediyordu.
Tıpkı Jürgen Klopp gibi Bill Shankly de yıllar önce başarının anahtarını şu sözlerle ifade ediyordu: "Kop’ta duran insanlardan birisi de benim. Benim yaptıklarımı düşünüyorlar, ben de onların yaptıklarını düşünüyorum. Bu durumu birbirinden hoşlanan benzer insanların evliliğine benzetebiliriz. 'Fantastik' kelimesi birçok kez kullanıldı, bu yüzden Anfield seyircilerini tam olarak tanımlamak için başka bir kelimeyi icat etmem gerekiyordu. Bu, fanatizmden daha fazlası, bir din... Buraya ibadet etmeye gelen binlerce insan var, Anfield bir futbol sahası değil, bir tür tapınak. Bu insanlar taraftarımız değil, milyonlarca kişilik bir ailenin üyeleri gibiler."
Bugün 2 Haziran 2019.
Eski adıyla Şampiyon Kulüpler Kupası, şimdilerin Şampiyonlar Ligi. 1976/77, 1977/78, 1980/81, 1983/84, 2004/05 ve sonuncusu dün gece olmak üzere altıncı kez Avrupa’nın zirvesine adını yazdıran Liverpool, bu unvana en fazla sahip olan İngiliz takımı.
Benim jenerasyonumun Kırmızılar'a sempati duymasına sebep olan "İstanbul mucizesi"nden 14 yıl sonra, Liverpool bir kez daha Şampiyonlar Ligi şampiyonu oldu.
"Futbol bir piyanoya benzer. O şeyi çalacak üç, taşıyacak sekiz kişiye ihtiyaç duyarsınız." diyen Shankly'nin, sanki bugünleri görmüş gibi Salah-Firmino-Mane üzerinden işleyen ama takımın her bir üyesinin oyuna katkısının maksimum seviyeye çıktığı sistemle şampiyonluğa uzanan Liverpool’u yukarıdan izlediğine eminim.
İstanbul’daki finale göre sahaya daha fazla sanatçı ve farklı bir disiplinle çıktıkları kesin. Pek tabii şampiyonluğa ulaşırken sahaya koydukları oyun çokça eleştirilmeye devam edecek. Kim bilir belki de günlerce Klopp’un takımını nasıl bu kadar limitinin altında oynattığı konuşulup duracak. Lakin "Zafer için her yol mubahtır." diyen Macchivelli gibi Alman çalıştırıcı da finalde gövde gösterisi yapmaktan kaçınmış görünüyordu. Bu kez finalde bir aksilik çıkmaması için garanti yöntemleri tercih etti. Bunu eleştirebiliriz ama saygı duymamız gerekir.
Unutmamak gerekir ki karşılarında Şampiyonlar Ligi finaline gelene kadar sezonunun en özel takımlarını deviren, sihirli ayaklara sahip olan, birbirlerini çok iyi tanıyan ve Liverpool’a eş değer derecede takım olma bilincine sahip Tottenham mevcuttu. Her ne kadar Moussa Sissoko elini havada, zihnini soyunma odasında unutmuş olsa bile...
Bugün 2 Haziran 2019.
Geçmişe, günümüze ve geleceğe baktığımızda Liverpool taraftarını mutlu edip heyecanlandıran biri var. Bill Shankly’den sonra...
Belki onun arkasından da "İnsanları mutlu etmişti." diyenler oldu, yıllar sonra.
Jürgen Klopp’un da çok sevdiği bir John Lennon şarkısı olan Imagine’da dediği gibi;
"Hayal et bütün insanların
Bugün için yaşadığını"