Haberler
Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde 4,6 büyüklüğünde deprem

Malatya'da şiddetli deprem! Sarsıntı çevre şehirlerden de hissedildi

Kabine sonrası Erdoğan'dan yetkisiz çakar kullananlara net mesaj: Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız

Erdoğan'dan Kabine sonrası net mesaj: Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız

Ailesini katleden Bahtiyar Aladağ berber dükkanında aylarca atış talimi yapmış

7 kişiyi öldüren cani, katliama aylar öncesinden hazırlanmış

10 Kasım törenine katılmayan öğrenciye tebligat göndermişti: Müdür hakkında suç duyurusu

10 Kasım törenine katılmayan öğrenciye tebligat gönderen müdür için suç duyurusu

"İfadesi İşkence Altında Alındı"

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Aziz Yıldırım, mahkemeye gönderdiği 330 sayfalık itiraz dilekçesinde savcılığı ve mahkemeyi ağır dille eleştirdi.

Şike Davası'nda 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Yargıtay'a iletilmek üzere mahkemeye gönderdiği 330 sayfalık itiraz dilekçesinde savcılığı ve mahkemeyi ağır dille eleştirdi.

Habertürk Gazetesi'nde yer alan habere göre; Yıldırım, özellikle sorgu sırasında işkenceye ve kötü muameleye maruz kaldığını ileri sürerek, " Aziz Yıldırım'ın lideri olduğu tek örgüt, Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütü olan Fenerbahçe Spor Kulübü'dür" dedi. YENİDEN YARGILAMA OLSUN

Avukatları Köksal Bayraktar ve Abdullah Kaya tarafından hazırlanan dilekçede, yargılama sürecinde esasa ve usule aykırı işlemler yapıldığı belirtilerek, yeniden yargılama yapılması istendi. Yıldırım, kararda yer alan 'F.Bahçe'nin değil suça karışanların yargılandığı' ve 'Yıldırım kulübü öne sürüp suçlarını perdelemeye çalıştı' ifadelerine karşılık verdi. Yıldırım, "Araştırılan konular F.Bahçe'nin maçlarıdır. Bu dava benim değil F.Bahçe'nin davasıdır. Aziz Yıldırım'a yapılanlar adli provokasyondur. Savcılık, Yıldırım'ın şeref ve haysiyetini rencide edebilme isteğiyle hareket etti" dedi. SİMON KUPER'İN SÖZÜNE CEVAP

Başkan, mahkeme heyetinin futbol bilgisini de eleştirip bunun maç izlemek ile halı sahada futbol oynamaktan öte olmadığını kaydetti. "Kendi futbol bilgileri ile maçlar hakkında kanaate ulaşarak, sonrasında da 'futbol sadece futbol değildir' gibi genel yakıştırmalar yapmak hukuka aykırıdır. 'Futbol sadece futbol değildir' diye kabul yazarsanız insanlar da 'Futbol halı sahada maç yapmak hiç değildir' derler" dedi. Ayrıca mahkemenin gerekçeli karardaki üslubu da eleştirildi. Karardaki "Sanıkların üstün gayretleriyle şampiyon oldukları" ifadesinin 'kasıtla yazıldığı ve önyargı ürünü' olduğu belirtildi. 'YARIM SAYFA FAZLA'

İtiraz dilekçesinde; mahkemenin kabul ettiği iddianame ile sanık avukatlarına, TFF'ye ve UEFA'ya gönderilen ıslak imzalı diğer iddianamenin farklı olduğu savunuldu. Mahkemenin kabul ettiğinin dışındaki mühürlü iddianamede yarım sayfalık bölümün fazla olduğuna dikkat çekilerek, bu durumun Yargıtay'da bozma gerekçesi olacağı vurgulandı. 'BİLİRKİŞİ NEDEN YOKTU?'

Dilekçede, yargılama sırasında bilirkişi raporu alınmaması da eleştirildi. Spor hukuku alanında özel bilgi ve tecrübe gerektiren konuya ilişkin dosyanın FIFA, UEFA TFF Tahkim Kurulu ve CAS kararları çerçevesinde ele alınıp incelenmesi gerektiği, bu konuda mahkemenin herhangi bir şekilde bilirkişi raporu almadığı belirtildi. Bilirkişi görüşü alınmadan verilen kararın hukuki düzenlemelere ve yargı kararlarına aykırı olduğu ileri sürüldü. 'UEFA DA TEMİZ BULDU'

Dilekçede, Etik Kurulu'nun hazırladığı rapora da atıfta bulunuldu. Kurulun 19 maçı izlediği, Aziz Yıldırım'ın şike yaptığına dair bir emarenin bulunmadığının belirtildiği hatırlatıldı. Dilekçede PFDK ve Tahkim Kurulu'nun da Aziz Yıldırım lehine rapor hazırladığı belirtildi. UEFA'nın yaptığı incelemenin ardından verdiği kararda, "Dosyada mevcut eylemlerin tahtında F.Bahçe'nin UEFA organizasyonlarına katılmasını engelleyecek herhangi bir hukuki durumun bulunmadığı" şeklindeki kanaatine de dikkat çekildi. 'F.BAHÇE SUÇ ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRÜLÜYOR'

Dilekçede şu suçlamalar da oldukça dikkat çekti: "Aziz Yıldırım'ın sürekli kamuoyunun gözü önünde olan bir kişi olmasının yanında mezar yeri bile Türkiye'de belli olan bir şahıstır. Ancak onlarca polis eşliğinde gözaltına alınması, hastanede polis gözetiminde olmasına rağmen hakkında adeta kaçak bir kişiymiş gibi yakalama emri verilmiş olması, Asbaşkanları İlhan Ekşioğlu, Alaeddin Yıldırım ve Şekip Mosturoğlu'nun suç örgütü yöneticisi olarak suçlanması ve mahkum edilmeleri, F.Bahçeli

futbolcuların kaleci antrenörünün profesyonel kulüp çalışanlarının kongre üyelerinin sanık haline getirilmesi açıkça Fenerbahçe Spor Kulübü'nün suç örgütü olarak görülmesinden kaynaklanmıştır." 'İLLEGAL KASA NEREDE?'

Dilekçede, soruşturma aşaması ve devamındaki yargılama sürecinde Aziz Yıldırım başta olmak üzere tüm sanıkların kişisel hesapları ile bankadaki tüm hesapları ve Fenerbahçe'nin tüm hesapları ile defterlerinin incelendiği hatırlatıldı. Bu incelemeler neticesinde Yıldırım ve Fenerbahçe'nin hesaplarında mahkemenin belirttiği gibi illegal bir kasa olduğuna dair en küçük bir delil dahi bulunamadığı anlatıldı. DİLEKÇEDE ŞOK İDDİALAR:

AZİZ YILDIRIM EZİYET GÖRDÜ Yargıtay'a sunulan dilekçede Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın ifadesinin 'tam bir eziyet ve işkence altında' alındığı ileri sürüldü. İtiraz dilekçesinde Aziz Yıldırım'ın gözaltındayken zaman zaman şeker komasına girecek kadar rahatsızlandığı belirtilerek şu ifadeler kullanıldı: "Kalp hastalığı nedeniyle anjiyo olan Yıldırım, iki defa Haseki Hastanesi'ne kaldırılmıştır. Üç defa Şişli Etfal Hastanesi acil servisinde ölümcül yaralı, akıl hastası kriz içindeki vatandaşların içerisinde tutulmuştur. Nihayet 10 Temmuz 2011 tarihinde koluna serum bağlanmış şekilde başında bir doktor ve iki hemşirenin bulunduğu bir vaziyette gece 23: 00 civarında ifadesi tamamlanmıştır. Bu ifade tamamen hukuka aykırıdır. Yorma, cebir ve hatta kötü muamele sonucu alınmış bir ifadedir. Bu ifade delil olarak değerlendirilmemesi gerekirken nöbetçi hakim tutuklama kararı vermiştir." 'MİNİ COOPER MOSMOR COOPER OLDU'

Aziz Yıldırım, mahkeme boyunca birçok kez gündeme gelen 'mini cooper' araç konusuna da değindi. Şike faaliyetleri nedeniyle alındığı iddia edilen Mini Cooper marka araca vurgu yapılan dilekçede şu ifadeler dikkat çekti: "Soruşturmanın başında emniyet; şike için alındığı iddia edilen Mini Cooper aracın kaleci Korcan Çelikay'a ait olduğunu, hemen akabinde Korcan'ın kız kardeşine ait olduğunu sonra da Abdullah Başak'a ait olduğunu bildirmiş, en sonunda da Abdullah Başak'ın kız kardeşine ait olduğunu kabul etmek zorunda kalmıştır. Mini Cooper vakası böylece Mosmor Cooper vakası halini almıştır!" AVUKATLARI: YARGITAY KARARI BOZMALI ÇÜNKÜ;

1- Hükmü veren mahkeme yetkisizdir, görevsizdir.

2- İki farklı iddianame üzerinden yargılama yapılmıştır.

3- Duruşma zabıtları eksik ve hatalıdır

4- Telefon kayıtları tarafımıza verilmemiştir

5- Bilirkişi tayin edilmemiştir.

6- Şike yapıldığı belirtilen futbolcuların ifadeleri alınmamıştır.

Kaynak: Sporx.com / Spor
title