Grand Prix raporu: Brezilya
Brezilya’da son yıllarda yapılan yarışlar şampiyonun -yani Lewis Hamilton’ın- önceki haftalarda belirlendiği ve sürücülerin bir nevi ter atmak üzere piste çıktıkları bir atmosferde geçerdi.
Brezilya’da son yıllarda yapılan yarışlar şampiyonun -yani Lewis Hamilton’ın- önceki haftalarda belirlendiği ve sürücülerin bir nevi ter atmak üzere piste çıktıkları bir atmosferde geçerdi. Bu sene de öyle bir yarış bekliyorduk değil mi?
Bu soruya en net cevabı veren isim Red Bull’un yıldızı Max Verstappen oldu kimse için demek fazla sürpriz olmayacaktır.
Geçtiğimiz yıl Esteban Ocon ile yaşadığı temas sonrası galibiyeti kaçıran Max Verstappen’in buraya geliş motivasyonu, kendisinin ve babası Jos Verstappen’in açıklamalarını göz önüne aldığımızda her ne olursa olsun bu sene podyumun zirvesinde olmak üzerine kurulu gibiydi. Öyle de oldu.
Dindirilemez bir açlık
Sao Paulo’da fiziksel ve taktiksel olarak güçlü bir Max Verstappen vardı. Fakat Hollandalıyı galibiyete götüren en önemli etken, onun yıkılması zor mental duvarıydı.
Verstappen, yarışın ilk pit-stoplara kadar olan bölümünde Lewis Hamilton ile arasındaki farkı makul ölçüde açmayı başarmıştı. Ardından sorunsuz geçen pit-stop sonrası pit yolu çıkışında Robert Kubica’nın dikkatsizliği yüzünden kazanın ucundan döndü. Evet, orada kritik bir refleksle kazadan kaçınmayı başardı. Fakat kaybettiği saniyeler Lewis Hamilton’ın onun önüne geçmesine neden oldu. Pit yolunda zaman kaybetmişti ama 75 saniye içerisinde pist üzerinde önce Charles Leclerc’i ardından da Lewis Hamilton’ı geride bırakarak bir kez daha rakiplerinin önüne geçmeyi başardı.
22 yaşındaki Hollandalı, rakiplerine karşı asıl sınavını ise Valtteri Bottas’ın yarış dışı kalıp güvenlik aracının piste girmesiyle verecekti.
O dakikalarda Mercedes pit duvarı Hamilton’a, “Pite gel ama Verstappen ne yaparsa tersini yap!” mesajını verip çapraz bir taktik gütmeyi tercih etti. Verstappen pite girmeyi tercih edince Hamilton pist üstünde liderliği alıp riskli bir zar atmayı tercih etti.
Red Bull sürücüsünün yeni lastiklere sahip olacak olmasına rağmen Hamilton’u pist üstünde bir kez daha geçmek zorunda olması bir hayli düşündürücü görünüyordu. Hafta sonu boyunca Brezilya’da harika bir sınav veren 22 yaşındaki Hollandalı, son sınavını da verip dindirilemez açlığını ortaya koyabilecek miydi?
Sorunun cevabı birkaç tur geçmeden geldi. Verstappen bir kez daha Hamilton’ı, yarışın geri kalanında aynasında bile görmeyecek şekilde geride bırakıp zafere doğru kilometreler saymaya koyuldu. Peki ya Ferrari’ler bu anlarda ne yapıyordu?
Cehennem
Dante, İlahi Komedya’sında “Cehennemin en karanlık yerleri buhran zamanlarında sessiz kalanlara ayrılmıştır.” der.
Ferrari kampının sezon başından bu yana Charles Leclerc ve Sebastian Vettel arasındaki uyumsuzluğu ve soğuk savaşı çözmek yerine sessiz kalmayı tercih etmesi aklıma bu satırları getirdi.
Yaz arasının ardından belli bir sisteme oturtulmuş görünen fakat Rusya Grand Prix’si ile yeniden başlayan ve Brezilya Grand Prix’si ile gün yüzüne çıkan ikili arasındaki yer kapma mücadelesi, soğuk savaş koşullarını bir hayli aşmış oldu. Bir nevi kendi cehennemlerini yaratan bu ikili, takım yönetiminin de müdahaleden yoksun tavırlarıyla birbirlerine zarar verme noktasına geldi. Peki ama nasıl?
Güvenlik aracının pisti terk etmesinin ardından 66. turda dördüncülük için kapışan Leclerc ve Vettel, tehlikeli bir oyuna girişerek Senna S’inden sonraki düzlükte yan yana geldi. Tıpkı 2010 İstanbul GP’deki gibi yine başrolde Vettel vardı. Yaşanan temasla önce Leclerc’in sağ ön lastiği patlarken, saniyeler sonra Vettel’in de sol arka lastiği kendini imha etti. Şüphesiz bu kapışma bir kaza yaşanmadan da atlatılabilirdi lakin Ferrari’nin sezon boyu tartışılan pilotlar arası iletişim sıkıntısı durumu bu noktaya getirdi.
Elbette her takımın iç sorunları vardır ama rakibiniz Mercedes ve hedefiniz şampiyonluksa işte orada iç sorunlarınızı minimuma indirmek bile yetmeyebilir. Korkarım ki, herhangi bir müdahale ve telkin olmazsa Ferrari için cehennem ateşi yeni sezonda da yanmaya devam edecek.
Gençler podyumda
Ferrari’lerin kazası güvenlik aracının üçüncü kez piste girmesine neden oldu. Bu sefer ilginç bir strateji sonucu Hamilton pite girdi ve dördüncü sıraya düştü. Güvenlik aracının son iki tur kala pistten çekilmesiyle oyun bir kez daha başladı.
Hamilton kısa sürede Toro Rosso’dan Pierre Gasly’yi geçerken, ikincilik mücadelesi verdiği Alexander Albon ile bir çarpışma yaşadı. O sırada yalnızca Gasly’e geçilen Hamilton, Albon’a kural dışı teması nedeniyle yarışın ardından beş saniye cezası aldı ve üçüncülük koltuğunu da yarışa 20. sıradan başlayan ve harika bir gün geçiren Carlos Sainz’a kaptırdı.
Böylece Red Bull’un yetiştirdiği Max Verstappen, Pierre Gasly ve Carlos Sainz podyumu kapatarak gövde gösterisi yapmış oldu. Tabii ki bu sonuçlarla Brezilya’da kazanan yalnızca Red Bull ailesi değil, takımın motor tedarikçisi Honda da oldu. Honda, 1991 Japonya Grand Prix’inin ardından ilk defa ilk iki zaferini hanesine yazdırmayı başardı.