Haberler
Halep ve İdlib'i rejim güçlerinden alan muhalif gruplar Hama kent merkezine ulaştı

Silahlı gruplar bir şehri daha ele geçirmek üzere

Güvenlik kaynakları: Suriye rejimi PKK/YPG'ye alan açtı

Esad'ın giderayak kurduğu kirli oyun deşifre oldu

Silahlı muhalif gruplar 8 yıl sonra Halep'te meydana bayrak çekti

Harita değişiyor! 8 yıl sonra bir ilk

Amerikan Hastanesi Başhekimi İsmail Bozkurt'un son görüntüleri ortaya çıktı

Başhekimin son görüntüleri ortaya çıktı

Görme Engelli Öğrencinin Hayata Bağlayan Müzik Sevgisi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) Genel Müdürlüğü’ne bağlı yurtlarda kalan üniversite öğrencilerinin hikayeleri dikkat çekiyor.

Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) Genel Müdürlüğü'ne bağlı yurtlarda kalan üniversite öğrencilerinin hikayeleri dikkat çekiyor.

Öğrenimlerinin yanında başarılı spor ve sanat hayatlarını devam ettiren Sabancı Kız Yurdu'nun iki öğrencisi Bilge Özel ve Büşra, Kanat Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın resmi yayın organı olan "Gençlik Spor" dergisinin yayınlanacak sayısı için hayat hikayelerini anlattılar.

Görme engelli Özel, keman ve piyano çalan başarılı bir müzisyen. Hayata müzikle tutunmuş olan Bilge'nin hedefi, akademisyen olmak. Gazi üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği üçüncü sınıf öğrencisi Özel, babasının da teşvikiyle ilkokulda eğitimini tamamlayabilmek için ailesinden ayrılıp Ankara'ya taşındığını söyledi.

"BABAM, 'OKUYACAKSIN BAŞKA YOLU YOK' DEDİ"

Zor günler yaşadığını kaydeden Özel, "İlkokulda ailemden ayrılmak çok zor bir karardı. Çocuk yaştaydım. Babam okumamı çok istiyordu, annem ise karşı çıktı. Tekrar memleketim Çorum'a döndüm. Okul müdürümüz beni çok destekledi. Babam 'Okuyacaksın başka yolu yok' diyordu. Çoğu aile çocuğunu göndermiyordu. Şimdi iyi ki de öyle bir ailem varmış diyorum. Eğer okumak için evden ayrılmasaydım, çok farklı bir insan olurdum" diye konuştu.

"AKADEMİSYEN OLMAK İSTİYORUM"

Özel, müziğin kendisini hayata bağladığını belirterek, "Önce org çalmaya başladım. Müzik öğretmenim beni piyanoya başlattı. İlkokul 4. sınıftayken soprano olarak polifonik koraya girdim. Güzel sanatlar lisesinde okuyup, keman çalmaya başladım. Müzik olunca her şeyi unutuyorum. Keman çok zor bir enstrüman, özellikle görme engelliler için. Yayı nasıl çektiğini görmen gerekiyor. Çok çalışmam gerekti. Saatlerce, günlerce, aylarca uğraştım. Evde annem yardımcı oluyordu. 3 buçuk yılda yayı çekmeyi öğrendim. Akademisyen olmak istiyorum. Hedeflerim için önüme çıkan tüm engellerle savaşıyorum. Biraz özgüvenle alakalı. Hiç görmeyen bir kişi de her yere gidebilir. Mücadele etmek gerekiyor. Yılmamak gerekli insanların tutumları farklı olabiliyor. Önemli olan bunlarla her yerde, her zaman mücadele edebilmek" ifadelerini kullandı.

Hayatının büyük bir bölümünü yurtlarda geçirdiğini söyleyen Bilge, "Arkadaşlıklar olunca yurt hayatı güzel geçiyor. Devlet yurdu olduğu için güvenli. Burada güvenle kalabiliyoruz. Ailelerimiz bizi rahatlıkla bırakabiliyor. Yemekler güzel, özel yurtlarla kıyaslandığında burada yemek çeşidi daha fazla. Bir de yurtlar sıcak oluyor kaloriferlerimiz hep yanıyor. Özel yurtların öyle değil" dedi.

MÜHENDİSLİĞİ VE BUZ HOKEYİNİ BİRLİKTE GÖTÜRÜYOR

Milli Sporcu olma yolunda ilerleyen Kanat ise, eğitim ve spor hayatını birleştirip sporcu beslenmesi konusunda uzmanlaşmak istiyor. Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği ikinci sınıf öğrencisi olan Kanat, "3 yıl önce üniversiteyi kazanınca, Beypazarı'nda yaşarken ailemden ayrıldım. Ankara'da devlet yurduna yerleştim. Hazırlığa başladığım sırada hayatımı değiştiren buz hokeyi ile tanıştım" dedi.

Sporcu beslenmesi konusunda uzmanlaşmak istediğini açıklayan Kanat, "Ben buz hokeyini hep merak etmiştim ama başlamak için imkanım olmadı. Üniversite de karşıma çıkınca hiç düşünmeden başladım. Hazırlıktaydık, 100 kişi piste çıktı, 20 kişi kaldık. 1 kaleciye ihtiyaç vardı. O an tercihimi kalecilikten yana kullandım. Hem sporu hem okulumu yürütebileceğimi düşünüyorum. Şu anda ilk amacım milli olmak. Daha sonra antrenörlük yapabilirim. Sporcu beslenmesi üzerine yüksek lisans yapmak istiyorum" dedi.

"MİLLİ TAKIMA ÇAĞIRILMAK HEYECAN VERİCİ"

Ocak ayında milli takımın Yeni Zelanda ile oynayacağı maçın aday oyuncu kadrosunda olan Kanat, "Daha önce milli takım için yarışmadım çok heyecanlıyım. Eğer seçilirsem çok mutlu olacağım. Buz hokeyi için spor geçmişim çok kısa. Bu sürede milli takım aday kadrosuna çağrılıyor olmam mutluluk verici" ifadelerini kullandı.

"BUZ HOKEYİ SAYESİNDE KONSANTRASYONUM ARTTI"

Buz hokeyinin sert bir spor olmasına rağmen kendisini etkilemediğini kaydeden Kanat, "Takım ruhunun birebir hissedildiği branşlardan bir tanesi. Kaleci arkada duruyor ve 5 oyuncu kaleciye güvenerek öne çıkıyor. Buz hokeyi bana insanları anlayabilmeyi öğretti. Çünkü buzda birbirimizi zor duyarız. Konsantrasyonum arttı, reflekslerimi geliştirdi. Bu derslerime de çok yansıdı. Derslerimi daha kolay anlıyorum ve öğretmenlerimi daha dikkatli dinleyebiliyorum" dedi.

"OLİMPİYATLARDA İYİ YERLERE GELECEK BİR ÜLKEYİZ"

Türkiye'nin altyapıya önem vermesi gerektiğinin bilincinde olan bir ülke olduğunu söyleyen Kanat, "Aileler 'Çocuklarımız sakatlanırım mı?' diye korkmasınlar. Onlar da buzun başına giderek ne kadar eğlenceli bir spor olduğunu görebilirler. Bir kere buza çıkan çocuk bir daha kolay kolay inmek istemiyor. Biz artık olimpiyatlarda da iyi bir yerlere gelebilecek bir ülkeyiz" diye konuştu.

Haftanın 3 günü antrenmana gittiğini, boş zamanında yurdun tenis kortunda paten kayarak bacaklarını güçlendirdiğini belirten Kanat, yurdun, ikinci evi olduğunu, hayatı boyunca görüşeceği sağlam arkadaşlıkların temelini yurtta attığını kaydetti.

"DEVLET YURTLARINDA HERKES EŞİT"

Yurdun yemeklerinden memnun olduklarını vurgulayan Kanat "Ben protein ağırlıklı besleniyorum. Et yemekleri sürekli çıkıyor ve bu benim için bir avantaj. Her saat yemek var, hiç aç kalmıyoruz. Burası çok merkezde, okuluma 10 dakika, antrenman yaptığım yere yakın. Evime giden otobüs de buradan geçiyor. Özel yurda vereceğim parayı kendim için kullanıyorum. Özel yurtlarda 'Ben paramla kalıyorum sen bana ne diyebilirsin' gibi tavırlar ortaya çıkıyor. Burada hepimiz aynı şartlarda, aynı yerde devletin yurtlarında kalıyoruz. Orada 200 lira fazla veren daha iyi bir odada kalıyor. O zaman onun statüsü daha farklı. Devlet yurtları, herkesin eşit olduğunu gösteren güzel bir yer" dedi.

Yurtta arkadaşlığın da çok önemli olduğunu söyleyen Kanat, "Kime ne kadar saygı gösterirsen onlarda o kadar saygı gösterir. Ailem bana bunu öğretti. İlk geldiğim sene benim bölümümden bir ablam vardı. Mezun oldu gitti hala görüşüyoruz. Yurtta ki arkadaşlıklar daha sağlam bence. İlk gelenler yemek sırasını, katlardaki kalabalığı görüyor ve karamsarlığa bürünüyorlar. Öncelikle yeni gelen arkadaşların bu düşünceden ayrılması lazım. Buranın şartlarına ne kadar kısa sürede alışırlarsa onlar için her şey daha güzel olur" diye konuştu. - ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Spor
title