Geleceğin Kadın Dağcıları İçin Rol Model Olacaklar

SELAMİ KÜÇÜKOĞLU - Türkiye'nin donmuş, en uzun şelaleleri Sarı Gelin ile Lucifer'e tırmanış gerçekleştiren Eylem Elif Maviş ve Esra Karadeniz'in amacı kendilerinden sonra gelecek genç bayanlara dağcılığı tanıtmak.

Türkiye'nin sayılı kadın dağcılarından Maviş ve Karadeniz, gelecek nesillere dağcılığı aşılamak için rol model olacak.

Hem kaya tırmanışı hem de buz tırmanışında kadınların da var olduğunu göstermek için önemli adımlar atan iki milli dağcı, Erzurum'da gerçekleştirdikleri donmuş şelale tırmanışlarında kadınlara, "dağcılığın kadını erkeği yok" mesajı verdi.

Everest Dağı'na tırmanın 4 Türk kadın dağcıdan birisi olan dünyaca ünlü dağcı Maviş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dağcılığa ilk başladığında annesinin kendisine izin vermediğini söyledi.

Dağa gitmesine ve kaya tırmanışı gerçekleştirmesine ailesinin onayı olmamasına rağmen devam ettiğini hatırlatan Maviş, "Annem dağa gitmemi istemiyordu. Başladığımdan itibaren istemiyordu. Buradaki ortamı hayal edemediğinden, başıma bir şey geleceğinden korkuyordu. Herkes dağcılığı bir macera olarak görür ama bunun öyle olmadığı artık bilinmeli" dedi.

Maviş, 23 yıl önce başladığı dağcılık hayatında her zaman güzelliklerle karşılaştığını ve aile hayatını da yine dağcılıkla kurduğunu dile getirdi.

Eşinin de kendisini gibi dağcı olduğunu ve evliliklerinden dünyaya getirdiği 1,5 yaşındaki kızı Çağla'yı da tırmanışlara götürdüğünü vurgulayan Maviş, şöyle konuştu:

"Zaten ülkemizde nereye bakarsanız bakın, kadınların başarılı olduğu ön planda olduğu kaç konu var. Türkiye'de hangi konuda bazı şeyler kadınlar adına iyi gidiyor. Spor da kadın sayısı ne kadar var. Zaten spor yapan kesim az ülkemizde. Maalesef dağcılık da öyle. Eğer dağcılık yapmak isterseniz ortam gerçekten çok müsait. Hatta Türkiye'de yüksek irtifada başarılı ve Everest'e çıkan 4 kadın dağcımız var."

"Kendi neslimize öğreteceğiz"

Maviş, dünyada kadın dağcıların sayısındaki artışın, nesilden nesle öğretilmesinden kaynaklandığını ifade etti.

Türkiye'de yeni yeni alt yapılar oluştuğunu, yeni yeni bir şeyler yapıldığını anlatan Maviş, "Ülkemizde kim derdi, 'buz tırmanışını kendi ülkemizde yapacağız, üstelik Erzurum'da ve bayanlarda buz tırmanışı yapacak' diye. Bunu kimse diyemezdi ama şimdi biz donmuş şelalelere tırmanıyoruz" şeklinde konuştu.

Maviş, evlendikten sonra tırmanışlara devam ettiğini ve dünyaya getirdiği kızının da tırmanış yapmasına engel olmadığını söyledi.

Dağcılığın hayatında önemli bir yerde olduğunu belirten Maviş, şunları kaydetti:

"Bebekte engel değil dağcılık yapmanıza. Bu işi nasıl yaptığınızla veya hayatınızda dağcılığı nereye koyduğunuzla alakalı. Ben hayatımda dağcılığı önemli bir yere koydum. Çocuk olmasaydı belki daha fazla tırmanış yapardık ama çocuk engel değil. Anne ve babalar çocuklarının eğitimini bir yerde garanti altına aldıktan sonra evlatlarını gönderecekleri en iyi spor branşı dağcılıktır. Çocukların kendilerine olan güvenleri gelişiyor. Organizasyonel becerileri gelişiyor. Daha sağlam, daha sağlıklı bireyler oluyorlar. Hepsinden önemlisi kendilerine olan öz güvenleri artıyor."

"Dağcılıkta, kadın veya erkek ayrımı yapamazsınız"

Karadeniz de uzun yıllardır yaptığı kaya tırmanışlarının yanı sıra ilk kez Türkiye'de buz tırmanışı gerçekleştirdiğini söyledi.

Buz tırmanışının farklı bir heyecan olduğunu anlatan Karadeniz, "İlk defa Erzurum'da buz tırmanışı yaptım. Üstelik Türkiye'nin en uzun buz donmuş şelalelerine. Şelale, buz, tek kelimeyle harika ve başarılı bir tırmanış yaptık. Bir daha geldiğimizde bayan arkadaşlarımla kaya tırmanışı da yapacağız" dedi.

Karadeniz, diğer spor branşlarında olduğu gibi dağcılıkta da bayan ve erkek arasında fark olmadığını her fırsatta dile getirdiklerini ifade etti.

Türkiye'de küçük kız çocuklarının da yeni yeni tırmanış yapmaya başladığını ifade eden Karadeniz, "Dağlarda kayalara tırmanırken erkek, bayan olayı yok. Her konuda olduğu gibi bir farklı statüde algılanmıyorsunuz. Herkes küçük yaştan itibaren, doğayı seviyorsa bu işe el atması gerekiyor. Dağcılıkta, kadın veya erkek ayrımı yapamazsınız. Futbola, basketbola nasıl el atılıyorsa buna da öyle el atmalıyız. 'Siz ne yapıyorsunuz, ne işiniz var orada' diyenler bizimle birlikte bu heyecanı yaşayınca işin içine girince anlıyor. Bu tutku, sporun bir sürü bileşeninden birisi. Bunu herkesin yaşaması lazım. Bizler gelecek nesillerimize bunu aktarmak için varız. Türkiye'de ne mutlu bize çünkü küçük çocuklar artık dağcılık yapmaya başladı. İnşallah bayanların gelecekte iyi bir yere geleceğini umut ediyorum." - Erzurum