Formula 1 notları #3: Max Verstappen etkisi ve F1,5 savaşları
Hollanda GP şölenini hayal edebiliyor musunuz? Alt serilerde fırtına gibi estikten sonra henüz 17 yaşındayken kendini Formula 1 aracının koltuğunda bulan yeni jenerasyonun belki de en yetenekli pilotu Max Verstappen’in, bir sene sonra sezon ortasında Daniil Kvyat’tan devraldığı Red...
Hollanda GP şölenini hayal edebiliyor musunuz?
Alt serilerde fırtına gibi estikten sonra henüz 17 yaşındayken kendini Formula 1 aracının koltuğunda bulan yeni jenerasyonun belki de en yetenekli pilotu Max Verstappen’in, bir sene sonra sezon ortasında Daniil Kvyat’tan devraldığı Red Bull’la çıktığı ilk yarış olan İspanya 2016’yı kazanması bir peri masalı gibiydi.
Peri masalları ince ve naif bir kahraman barındırır, Max ise hızlı olduğu gibi, iletişim konusunda da vites küçültme nedir bilmeyen ve zaman zaman küstahlığa varan tarzıyla, asi ruhlu anti-kahraman olduğundan mıdır bilinmez, kısa zamanda F1’in “en çok ilgi gören” pilotlarından biri oluverdi.
Formula 1’de bir süredir izleyicilerin oylarıyla günün sürücüsü seçiliyor. Max, kendisi için genelde istikrarsız bir sezon olan 2018’de bile bu alanda en çok kazanan sürücü olmuştu. 2019’da ise bunu daha da ileri götürdü ve tam yedi kez günün pilotu olmayı başardı. Harika bir galibiyet performansı ortaya koyduğu ve Leclerc ile savaşarak gelecekteki düellolarının fragmanını izlettikleri Avusturya GP’de tüm oyların %74’ünü tek başına alarak bu alanda bir rekorun sahibi olmuştu.
Fanlar Verstappen’in pist üstü ve pist dışındaki gözü kara ve makyavelist stilini oldukça benimsemiş görünüyorlar. Max, özellikle Avrupa pistlerinde yüzbinleri peşinden sürüklüyor. En son Schumacher’de gördüğümüz “özel tribünler” Uçan Hollandalı için de oluşmaya başladı. Red Bull’un ve eski F1 pilotu babası Jos Verstappen’in de sonu gelmeyen Verstappen pazarlama lansmanlarının başarılı olduğunun altını çizmek lazım. FIA ve özellikle Liberty Media’nın bu cevhere kayıtsız kalması beklenemezdi ve Hollanda GP 2020 takviminde kendine yer buldu. Zandvoort pistinde yapılacak yarışı izlemek için yaklaşık bir yıl öncesinden bir milyonun üzerinde ön talep gelmişti fanlarından.
Nasıl bir şölene şahitlik edeceğimizi düşünebiliyor musunuz? Sezon öncesi testlerde performans anlamında oldukça olumlu işaretler veren Red Bull’la Verstappen’in kendi topraklarında kazanacağı bir zafer ya da hiç olmazsa bir podyumla turuncuya bürünmüş tribünler kendinden nasıl geçecekti?
F1,5 galibi kim olacak?
17 Mart 2013… Avustralya GP’nin galibi Lotus takımı pilotu Kimi Raikkonen oluyor.
Dile kolay, yukarıdaki cümlenin üzerinden dolu dolu geçen tam yedi yıl. O tarihten bu yana Mercedes, Red Bull ve Ferrari’den başka hiçbir takım yarış kazanamadı. Üstelik çok ekstrem bir durum olmadıkça podyum görmek bile bu takımların haricinde diğerleri için hayalden öteye gidemiyor. Hâl böyle olunca bir süredir daha da keskin biçimde geri kalanları ifade etmek için “Formula1,5” tabiri kullanılıyor.
F1,5’u –eğer şampiyonada dördüncü olmak kazanmak demekse- 2016 ve 2017’de Force India (şimdilerin Racing Point’i); 2018’de Renault, 2019’da ise Mclaren kazandılar. Bu takımların o sırayı almaları, gelir havuzundan daha fazla pay alıp bir nevi onların “hayatta kalmalarını” sağlıyor.
Sezon öncesi testlerde Kanadalı milyarder Lawrence Stroll’ün sahibi olduğu Racing Point’in 2020 aracı RP20, Mercedes’in 2019 aracı W10’dan esinlenmenin ötesinde gereğinden fazla benzeşince özellikle orta sıra takımlarının tepkisi görüldü. Üstelik aracın pist üstü performansı da oldukça etkileyiciydi. Hali hazırda Mercedes’ten güç ünitesi ve vites kutusu satın alan Racing Point görünüşe göre 2020 aracında aerodinamik komponentler konusunda da destek almıştı. Araç, 2020 için F1,5’un favorisi konumuna geldi. Kariyerinde sekiz podyumu bulunan Meksikalı pilot Sergio Perez, “RP20 şu ana kadar sürdüğüm en iyi F1 aracı.” diyerek rakiplerine gözdağı veriyordu. Hatta padokta “RP20’nin Ferrari’yi bile zorlayabileceği” konuşuluyordu.
Öte yandan geçtiğimiz sezon çıkışa geçen Mclaren ve her zaman bu mücadelenin favorilerinden olan Renault da Racing Point’i arkalarında tutmaya çalışacaklar. Hibrit dönemde çok zorlanan Mclaren, başarılı takım patronu Andreas Seidl önderliğinde eski günlerine dönmeye çalışıyor. 2019 sezonu bu anlamda bir kilometre taşıydı. Renault ise Ricciardo ve Ocon gibi güzide pilot ikilisiyle 2020’ye asılmaya çalışacak.
Lansmanların belki de en yakışıklı aracı Alpha Tauri (eski adıyla Toro Rosso) 2020 araçları AT01 ile bu üç takıma yakın olabilir. Haas ve Sauber’in 2020 için şansları biraz daha zor görünüyor. Son iki sezonda dibe demir atan Williams’ta dâhi orta gruba yaklaşma adına ivme hissedilmişti testlerde.