Formula 1: Dünyanın En Hızlı Motor Sporu Nasıl Oldu?
“Formula 1” Hollywood’un heyecanla beklenen yapımlarından biri. Bradd Pitt, Damson İdris ve birçok dünya şampiyonasında yarışan isimlerin rol aldığı filmin gelecek yıl sinema salonlarında olması bekleniyor.
“Formula 1” Hollywood’un heyecanla beklenen yapımlarından biri. Brad Pitt, Damson Idris ve birçok dünya şampiyonasında yarışan isimlerin rol aldığı filmin gelecek yıl sinema salonlarında olması bekleniyor.
Filmin yarattığı beklenti ve heyecan, Formula 1’in (F1) dünya çapında ne kadar gözde bir yarış sporu haline geldiğini gösteriyor.
Dünya genelinde her yıl yüz milyonlarca kişi altı kıtada yapılan Grand Prix yarışlarını izliyor.
F1 dünyanın en hızlı motor sporu ve şampiyon sürücüleri küresel düzeyde bir şöhrete sahip.
Formula 1 nasıl en hızlı motor sporu oldu?
1950’de ilk F1 Grand Prix’sinin İngiltere’deki Silverstone pistinde gerçekleşmesinden bu yana en hızlı motor sporu unvanını aldı.
F1 otomobillerinin hız rekoru saatte 378 kilometre. F1’in en yakın rakibi ise ABD’deki IndyCar serisi. IndyCar’ların ulaştığı hız rekoruysa saatte 380 kilometreyle F1’in çok az üzerinde.
Ancak F1 araçları virajları IndyCar’lardan daha hızlı dönüyor ve böylece turların bütününde daha hızlı gidiyorlar.
1950’li yıllarda F1 otomobilleri saatte 300 kilometrelik maksimum hıza ulaştı. 1950’lerin en hızlı aracı 1959’da dünya şampiyonluğunu kazanan Avustralyalı pilot Jack Brabham’ın kullandığı Cooper T51 oldu.
Cooper T51 motoru arkada olan ilk F1 otomobiliydi. Sonraki iki yıl içinde diğer tüm F1 aracı üreticileri bu yöntemi tercih etti.
1966’da motor büyüklükleri ikiye katlanıp, 220 beygirden 400 beygirin üzerine çıkınca, hızlar da arttı. 1968’de Lotus devrim niteliğinde bir araç tasarımı yaptı. Ön ve arka kanatlı araçlar saatte 320 kilometreyi aşan hızlara ulaştı.
Bu özellikler “yere basma gücünü” artırdı, yani hava aracın alt kısmına itiliyordu. Böylece araçlar yere daha iyi tutunabiliyor ve virajları daha yüksek hızlarda güvenli bir şekilde dönebiliyordu.
Ön ve arka kanatlar güvenlik için tüm araçlarda standart bir uygulama haline geldi.
1970’lerde motor hacimleri 1000 beygirin üzerine çıktı; araçların yere daha iyi tutunabilmeleri ve virajları daha iyi dönebilmeleri için etek kanatlar geliştirildi.
1978’de Mario Andretti’nin Lotus 78’i saatte 320 kilometre hızı aştı. Buradan sonra turlardaki hızlar da önemli ölçüde yükseldi.
Bir F1 otomobili Braham BT46B, 1978’de sahneye yere daha iyi tutunabilmesi için geliştirilen bir fanla çıktı. Aracın pilotu Niki Lauda İsveç Grand Prix’sini büyük bir farkla kazandı. Ancak tasarım hemen ardından yasaklandı.
Formula 1’de yarışmanın maliyeti ne?
Dana hızlı ve daha aerodinamik araçlar geliştirme baskısı F1’i turnuvada yarışan takımlar için çok pahalı bir iş haline getiriyor.
2018’de Mercedes’in araç tasarımı, pilotların ve takımların ücretleriyle dünya çapındaki yarışlara seyahat için bir yılda 411 milyon dolar harcadığı bildirilmişti.
F1’in patronları, yıllık harcamalara kısıtlama koydu. 2024’teki harcama tavanı 135 milyon dolar olarak belirlendi.
Formula 1 dünyaya nasıl yayıldı?
F1 Fransa Otomobil Kulübü’nün organize ettiği yarışlardan doğdu. “Grand Prix” adı verilen bu yarışların ilki 1906’da yapıldı.
F1 organizasyonu 1946’da oluşturuldu “Formula” yarış kurallarının bütününe verilen ad. “Bir” ise en güçlü yarış araçları kategorisini temsil ediyor.
1953’e dek tüm F1 yarışları Avrupa’da yapıldı. Kıta dışındaki ilk yarış Arjantin’deydi. Afrika’daki ilk yarışsa 1958’de Fas’ta yapılan Grand Prix oldu.
1976’da Japonya’daki Grand Prix ile Asya’ya yayıldı. Okyanusya’daki ilk yarış ise 1985’de Avustralya’da yapıldı.
F1’in başlangıcından bu yana Grand Prix yarışları altı kıtadaki toplam 75 pistte gerçekleştirildi.
Türkiye’deki ilk yarışsa İstanbul Park pistinde 2005’te yapıldı. Pist 2005-2011 arasında ve 2020 ve 2021 sezonlarında yarış takviminde yer aldı.
Son yıllarda, uluslararası prestijlerini artırmak ve turizm cazibesinden faydalanmak isteyen Orta Doğu ülkeleri de Grand Prix’lere ev sahipliği yapmak için yarış pistleri inşa ettiler.
Bahyreyn, Katar, Suudi Arabistan’ın Cidde kenti, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Abu Dabi ve Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de F1 pistleri yer alıyor.
Mexico City, Brezilya’daki Interlagos ve Çin’deki Şangay kenti, Singapur da F1 yarışlarına ev sahipliği yaptı.
ABD’de de, Las Vegas, Miami ve Austin’deki pistlerde F1 yarışları yapılıyor.
Rusya’nın Soçi kentinde de F1 Grand Prix’leri gerçekleşti. Ancak Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesi üzerine buradaki organizasyon F1 tarafından iptal edildi.
F1 dünyanın en büyük motor sporu mu?
F1 her yıl 3,4 milyar dolarlık gelir elde ediyor. ABD’deki yarış organizasyonu NASCAR (F1’in en yakın ticari rakibi) ise gelecek yıllarda 1,8 milyar dolarlık gelir elde edilmesinin planlandığını söylüyor.
Neredeyse tamamen ABD’li yarışseverlere hitap eden NASCAR ve IndyCar’ın tersine, F1’in dünya genelinde tutkunları var. 2021’de 1,55 milyar kişinin F1 yarışlarını televizyonlardan izledikleri belirtilmişti. NASCAR’ın ise 2022’de 114 milyon kişilik televizyon izleyicisi vardı.
Ayrıca, yüzbinlerce kişi F1 yarışlarını canlı izliyor.
NASCAR’ın en gözde yarışı Daytona 500’ü 150 ila 175 bin kişi canlı izlerken, 2023’teki Britanya Grand Prix’sini 480 bin kişi izledi.
F1'in sahibi Liberty Media, ABD pazarına da girmeye çalışıyor.
2024’te F1’in 24 yarışlık takvimindeki üç yarış ABD’de yapılacak ve Hollywood filmiyle işbirliği yapılması da bunun bir göstergesi.
Formula 1'in en büyük yıldızları kimler?
F1 dünya şampiyonluğunu en çok kazanan iki yarışçı, Alman Michael Schumacher ve İngiliz Lewis Hamilton oldu; Schumacher 1994 ile 2004 arasında, Hamilton ise 2008 ile 2020 arasında yedişer şampiyonluk kazandı.
Dubai, zaferlerinden dolayı Michael Schumacher'i kıyısı açıklarında üzerinde lüks bir evin bulunduğu yapay bir adayla ödüllendirdi.
Lewis Hamilton, şirketi Dawn Apollo aracılığıyla "Formula 1" filminin ortak yapımcılığını üstleniyor.
F1 tarihi trajedilere de sahne oldu. Grand Prix ve sıralama turlarında 32 pilot hayatını kaybetti.
1994’te üç kez dünya şampiyonluğunu alan Ayrton Senna’nın Sao Paolo Grand Prix’sinde lider götürdüğü yarışmada yaşanan kazada ölmesi motor sporları dünyasını şoke etmişti.
Son olarak da Fransız pilot Jules Bianchi 2014 Japonya Grand Prix’sinde 25 yaşında hayatını kaybetmişti.