Eurosport'un konuğu, Wimbledon hazırlığını Antalya'da yapan Bernard Tomic
Bir dönem 17. basamağına kadar yükseldiği dünya klasmanında şu an 101 numaranın sahibi olan Bernard Tomic, kariyerinde çeyrek final oynadığı tek Grand Slam olan Wimbledon öncesi Antalya Open'a katıldı.
Bir dönem 17. basamağına kadar yükseldiği dünya klasmanında şu an 101 numaranın sahibi olan Bernard Tomic, kariyerinde çeyrek final oynadığı tek Grand Slam olan Wimbledon öncesi Antalya Open'a katıldı. Çeyrek finalde Pablo Carreno Busta'ya mağlup olan Avustralyalı tenisçi, Türkiye'den ayrılmadan önce Eurosport Türkiye adına turnuvayı yerinde takip eden Şevval Demir ile konuştu.
Ülkemize yeniden hoşgeldin Bernard. Zaman zaman antrenmanlarını Türkiye'de yapıyorsun, daha önce İstanbul Open'da birkaç kez oynamıştın ve şimdi de Antalya'dasın. Turnuvalarımız ve tenis imkânlarımız hakkında neler söylersin?
Evet, İstanbul'da daha önce oynadım. Pek iyi zaman geçirdiğimi söyleyemem, çünkü turnuva toprak zeminde oynanıyordu. Ama Antalya'da çim zeminde oynuyoruz ve bence atmosfer çok iyi. Antalya Open'ın son yılı olduğunu biliyorum, bence çok güzel bir turnuvaydı. Otel çok rahat, her şey harika. Sadece sıcaklık çok yüksek benim için. Genel olarak Türkiye'deki tenis olanaklarını başarılı buluyorum.
Kariyerindeki tüm şampiyonlukları sert kortta yaşadın. Bu sene çim kortta da başarılı sonuçlar elde ediyorsun. Çim zeminde de kupalar kazanabileceğini düşüyor musun?
Çok isterim. En iyi Grand Slam sonucum Wimbledon'da oynadığım çeyrek finaldi. Avustralya Açık'ta da birçok kez dördüncü tur oynadım. Dediğin gibi tüm kupalarım ve hatta tüm finallerim sert kortta. Farklı bir zeminde de şampiyonluk yaşamak istiyorum. Bu benim için bir motivasyon kaynağı ve bunun için çalışıyorum.
Wimbledon'a birkaç gün kala Antalya'da iyi bir tenisle çeyrek final oynaman, sezonun üçüncü Grand Slam’i öncesi sergileyebileceğin en iyi performanslardan birisiydi. Londra'da beklentilerin neler?
Biliyorsun, bu sene iyi bir tenis oynayamadım. Bütün sene ritmimi bulmakta güçlük çektim. Uzun zamandır ilk defa üst üste birkaç maç kazanabildim. Wimbledon'dan önce bunu başarabilmem çok iyi benim için. Elimden gelenin en iyisini yapacağım.
1986'da Boris Becker'in başarısından sonra 2011 yılında Wimbledon'da son sekize kalan en genç tenisçi olmuştun. O turnuvada neler yaşadığını paylaşır mısın bizimle?
Evet, o turnuvanın yeri çok ayrı benim için. Kariyerimin belki de en önemli sonucunu almıştım. Çok iyi oynamıştım ve ilk 100'e girmiştim. Sonrasında Grand Slam'lerde birçok kez üçüncü ve dördüncü tur oynadım ama çeyrek finale yükselemedim. Daha iyi sonuçlar için çalışmaya devam ediyorum.
Bazen tenisseverlerin ve bu işin içindeki uzmanların bazı tenisçilerden beklentileri çok yüksek olabiliyor. Bence sen de o oyunculardan birisin. Sence bu beklenti oyuncunun baskı yaşamasına mı sebep oluyor yoksa oyuncuya öz güven mi kazandırıyor?
Evet, haklısın. Daha genç yaşlarımda epey baskı hissetmiştim; "Tomic dünya 1 numarası olacak. Tomic, Grand Slam kupaları kazanacak..." Ama işler böyle yürümüyor. Bizim sporumuzda şampiyon olmak gerçekten zor. Çok çalışman lazım. Tenis tarihine baktığında şampiyon unvanına sahip herkesin tenis seviyesi çok yüksek. İlk 20'deki tüm oyuncular inanılmaz bir performans gösteriyor.
Sırada Wimbledon var. Sonrasında da sert kort sezonu geliyor. 2019'un geri kalanı için hedeflerin neler?
İyi oynamaya odaklanmalıyım. Güzel sonuçlar bu şekilde geliyor. Sezonun geri kalanı için hedefim, yılı ilk 50'de bitirmek. Elimden gelenin en iyisini deneyeceğim.