"Dursun Özbek, Fatih Terim'i Getirmeli"
Başkan Dursun Özbek isterse dünyanın en önemli hocasını Galatasaray’ın başına getirsin, eğer Fatih Terim çalışmıyorsa, gelen hoca kim olursa olsun en ufak kötü bir sonuçta Fatih Terim sesleri “ayyuka” çıkar. Dursun Başkan kendini kurtarmak, baskıdan kurtulmak istiyorsa Fatih Terim’i getirmeli.
ŞANSAL BÜYÜKA ile DOBRA DOBRA
Bu yazıyı saat 12.00 sıralarında yazıyorum. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in yapacağı basın toplantısından yaklaşık 3 saat önce... Başkan değişik şeyler söyleyebilir, sürprizler yapabilir. Ama benim Galatasaray'ın şu sıkıntılı dönemine dair bir görüşüm var, onlar değişmez.
1- Başkan isterse dünyanın en önemli hocasını Galatasaray'ın başına getirsin... Eğer Fatih Terim çalışmıyorsa, boştaysa, gelen hoca kim olursa olsun, ilk beraberlikte, en ufak kötü bir sonuçta Fatih Terim sesleri "ayyuka" çıkar. Elbette bu işte Terim'in bir günahı yok. Ama gelen hoca ne kadar şöhretli, ne kadar güçlü olursa olsun, Fatih Terim adı her zaman "Demokles'in kılıcı" gibi üstünde sallanır. Böyle çalışmak kabul edelim ki kolay bir iş değil ve başarıyı ciddi anlamda zora sokar.
2- Oysa Başkan için kolayı var. Bu kadar baskıya direneceğine "İstediniz getirdim" der ve görevi Fatih Terim'e verip sorumluluğu üstünden atar. Olası bir başarısızlık durumunda "Ben daha ne yapayım" deyip faturayı Terim'e keser.
3- Fatih Terim'i çok isteyenler de var. Aralarında Divan Kurulu, Genel Kurul üyeleri dahil istemeyenleri de... Başkan bu durumda ve her şartta bir kesimi karşısına alacağını biliyor. Ama Başkan şunu da düşünmeli: Fatih Terim gelirse sular en azından bir süreliğini durulur. Hele sonuçlar iyi giderse ortalık güllük gülistanlık olur.
4- Galatasaray Yönetimi'nin Fatih Terim'e mesafeli yaklaşımında, Terim'in ekibinin olumsuz anlamda ciddi etkisi var. Terim'in ekibini yenilemesi, daha gerçekçi bir ekip kurması, Başkan Dursun Özbek'in Florya da dahil, çalıştığı profesyonellere dokunmaması isteniyor. Başkan Özbek, eğer Terim'i göreve getirecekse bunu kendisi ile açıkça konuşup şart olarak ileri sürebilir. Fatih Terim'den sadece teknik direktörlük sınırları içinde kalmasını isteyebilir.
5- Dursun Başkan kendini kurtarmak, baskıdan kurtulmak istiyorsa Fatih Terim'i getirmeli...
Futbolcuların günahı yok mu?
Galatasaray'da "günah keçisi" Igor Tudor oldu ve gitti, kabul... Ama futbolcuların hiç mi günahı yok? Malatya'daki birinci golde kaleye 40 metre paralel giden ortaya savunmadaki tam 6 Galatasaraylı oyuncudan biri bile müdahale edemiyorsa, ikinci golde Boutaib iki-üç metrekarelik bir alan içinde 4 Galatasaraylı oyuncu arasından kafayı vuruyorsa, Galatasaraylı futbolcuların "biz ne yapıyoruz" diye ciddi bir özeleştiri yapması gerekmiyor mu?
İş karakolda bitecek
Galatasaray'da bir başka tartışma genel kurul ile ilgili... Normal genel kurul mayıs ayında olduğu için, 20 Ocak'ta yapılacak olağanüstü genel kurulun ardından mayıs ayında normal genel kurulun yapılması gerektiğini ileri sürenler var. Bir karşı görüş, normal kongreye altı aydan az süre kaldığı için seçilecek başkan ve yönetimin üç yıl süreyle görevde kalması ve mayıs ayında normal genel kurula gerek olmadığı şeklinde... Bu iki ihtimalden hangisi uygulanırsa, karşı tarafın mahkemeye gideceği kesin gibi... İş sanki karakolda bitecek.
Terim'e parası ödenecek
Fatih Terim'in bir yandan Galatasaray hocalığı gündemde, diğer yandan TFF ile tazminat konusundaki mahkemesi... Fatih Terim Galatasaray'a giderse TFF'den tazminat alamayacağını ileri sürenler de var, aksini savunanlar da...
Terim ile TFF arasındaki sözleşmenin "Haksız fesih tazminatı" başlıklı maddesinde, "Fatih Terim tek taraflı ayrılırsa 1 milyon 450 bin euro öder, TFF işine son verirse 3 milyon 500 bin euro öder" yazıyor. Fatih Terim'in görevine son veren TFF... Hukukçuların büyük bir bölümüne göre TFF bu parayı bal gibi ödeyecek. Terim, Galatasaray'a gitse de gitmese de ödeyecek.
Boşuna uğraşmayın
Galatasaray'da Fatih Altaylı'nın Disiplin Kurulu'na verilişini çok yadırgadım. Söz konusu Galatasaray olunca Fatih Altaylı frene basmayı unutuyor olabilir. Ama hayatın doğal akışında öyle tutkallar var ki, yapıştırdıklarını ne kadar zorlarsanız zorlayın ayıramazsınız, koparamazsınız. Tıpkı Galatasaray-Fatih Altaylı birlikteliği gibi...
Boşuna uğraşmayın, daha fazla uzatmayın, dosyayı kapatın gitsin.
Helal olsun Albayrak'a
Mesut Yılmaz, Başbakan'dı... Güçlü, kudretli yıllarıydı. O günlerde Abdurrahim Albayrak hep yanındaydı. Mesut Yılmaz'ın iktidarı bitti, zamanla siyaseti bıraktı, aradan yaklaşık 15 yıl geçti, Abdurrahim Albayrak, ağabeyi, hemşehrisi Mesut Yılmaz'ın yanında olmayı hiç bırakmadı. Yılmaz ailesinin şu acılı günlerinde baktım, Abdurrahim Albayrak aile ile gene adeta iç içe... Katıksız dostluk budur. Hesapsız-kitapsız dostluk budur.
Helal olsun Abdurrahim Albayrak'a...
Alıştık bir kere
Bizi güzel futbola Beşiktaş alıştırdı. Son iki yılda çıtayı bu kadar yükselterek belki de kendini zora soktu. Ama alıştık bir kere... Beşiktaş'ın sıradan bir futbolu bile bize artık yavan gelebiliyor.
Bizi son iki yıldır bu güzel futbola Beşiktaş alıştırdı. Futbol keyfimiz Beşiktaş ile tavan yaptı. Bu sezonun başlangıcında geride kalan iki yılın Beşiktaş'ını göremeyince sanki futbol keyfimiz elimizden alınmış gibi oldu.
Neyse son Osmanlı maçı ile birlikte önce Beşiktaş, sonra futbol keyfimiz geri geldi. Hızını kesmeyen, ikiyi atınca üçü arayan, üçü atınca dördü-beşi kovalayan, hiç durmayan, futbola güzellik katan bir Beşiktaş...
İnsan alıştığının elinden gitmesini, futbol keyfinin kaçmasını istemiyor. Beşiktaş son iki yılda futbol çıtasını bu kadar yükselterek belki de kendini zora soktu. Ama alıştık bir kere... Beşiktaş'ın sıradan bir futbolu bile bize artık yavan gelebiliyor. Futbol sadece sonuç değil... Güzel, keyifli futbola ihtiyacımız var. Beşiktaş'ın dönüşü bu bakımdan, futbol keyfimiz açısından son derece önemli...
Tosic'e yazık olmasın
Merak ediyorum, ara transferde Beşiktaş'a Vida gelirse Tosic ne olacak? Beşiktaş kadrosunun en istikrarlı, en yararlı, en iyi oyuncularından biri Tosic... Beşiktaş adına hangi gelişme olursa olsun kabul, ama Tosic'e yazık olmasın.
Kocaman'dan tam isabet
Ligin 7. haftasında Galatasaray 19, Fenerbahçe 11 puandayken ve arada tam 8 puan fark bulunurken Aykut Kocaman, "Galatasaray'ın aldığı, bizim verdiğimiz puanlar lig ortalamasının üstünde... Haftalar ilerledikçe bu puan farkı azalır, normale döner" deyince kıyamet koptu. Oysa Aykut Hoca'nın tespiti sadece bir öngörüydü.
Nitekim gördük ki, 16. hafta sonunda Aykut Hoca adeta "tam isabet" yaptı. Aradaki puan farkı kapandı, hatta Fenerbahçe averajla Galatasaray'ın üstüne çıktı.
Bu sezon çok sert inişleri-çıkışları olan, çok değişken bir lig oynuyoruz. Kötü giderken karaları bağlamak, iyi giderken abartmak yerine, böyle bir yarışın tadını çıkarmak lazım...
'Seri sonu' yapabilir
Fenerbahçe geri dörtlüsünün üç oyuncusu Konya maçında cezalı duruma düştü. Son Karabük maçında gördük ki, sağda Dirar, solda Aatıf, santrfor arkasında Giuliano, gol yollarında Soldado çok etkisiz kaldılar. Fenerbahçe eksik çıkacağı bir Konya maçında, Karabük maçının etkisiz futbolunu tekrarlarsa "seri sonu" yapabilir. Sanırım Aykut Hoca da bunun farkındadır.
Çalımbaylı Trabzonspor
Ligin ilk sekiz haftasında Galatasaray birinci, Trabzonspor on birinci sıradaydı. İlk yarının son sekiz haftasında Trabzonspor'da Rıza Çalımbay görev yapmaya başladı. Son sekiz haftanın puan sıralamasında Çalımbaylı Trabzonspor birinci, Galatasaray on ikinci durumda... Bu son sekiz haftada Rıza Çalımbay'ın müthiş bir başarısı var bu biiir... Aynı sekiz haftada Galatasaray'ın müthiş bir düşüşü var bu da ikiii...
Kucka'nın haberi olsun!
Trabzonspor'un son Bursaspor maçında genç Yusuf frikik atışına hazırlanırken, Kucka geldi ve sert biçimde Yusuf'u topun başından uzaklaştırıp kendisi vurdu. Hatta bu sert ve yakışıksız tavra saha içinde Burak Yılmaz "Ne yapıyorsun?" diye tepki gösterdi.
Maç sonrası da Trabzonsporlu taraftarlar sosyal medya üzerinden aynı tepkiyi gösterdiler. Yusuf Yazıcı, Türk futbolunun gözbebeği... Yaşı küçük diye saha içinde itilip kakılmasına kimse izin vermez, Kucka'nın haberi olsun.
Mevlüt daha fazla süre alamaz mı?
Başakşehir'in son maçlarına bakıyorum, Abdullah Avcı'nın ilk on birde şans verdiği Napoleoni, son maçtaki Mehmet Batdal çok durgun olmalarına rağmen, Mevlüt Erdinç ancak 80'li dakikalarda oyuna girebiliyor. Elbette bu futbolcularla yaşayan Abdullah Hoca... Bu işi ondan daha iyi bilecek halimiz yok... Ama Mevlüt Erdinç'in sahadaki hareketli ve etkili halini gördükçe "Acaba daha fazla süre alamaz mı?" diye ister istemez düşünüyoruz.
Lige bir de böyle bakalım
Lig tarihinin yarım asrı aşkın geçmişinde tam 6 takımın ilk yarıyı lider bitirme şansı hiç olmadı. Göztepe ile Kayserispor averaj hesapları nedeniyle, liderlik konusunda düşük ihtimale sahip olsalar bile bugün bu hesabın resmen içindeler. 33 puanlı Başakşehir, 32'şer puanlı Fenerbahçe, Galatasaray ve 30'ar puanlı Beşiktaş, Kayserispor ve Göztepe... Ligin hep kötü yanlarını göreceğimize, bir de bu tarafından bakalım.