Dursun Özbek, Aa Spor Masası'nda (1)
Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek, transfer döneminde yeni futbolcular için uçakların İstanbul'a inişinin devam edeceğini söyledi.
Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek, transfer döneminde yeni futbolcular için uçakların İstanbul'a inişinin devam edeceğini söyledi.
Anadolu Ajansı'nın (AA) yeni hizmeti "AA Spor Masası"nın ikinci konuğu olan Özbek, Türk Telekom Stadı'nda AA Spor Haberleri Yayın Yönetmenliği yönetici ve editörlerinin sorularını yanıtladı.
Özbek, açıklamalarına bir anmayla başlayarak, "Efsane kalecimiz Turgay ağabeyin birinci ölüm yıl dönümü. Dolayısıyla Allah'tan rahmet diliyorum, mekanı cennet olsun, hem de ailesine sabırlar diliyorum. Galatasaray olarak ailesinin acılarını paylaşıyorum. Turgay ağabey okulda Galatasaray aşkını öğreten, Galatasaray'ı nasıl sevmek gerektiğini öğreten biri. Yakından seyretmiştim. Örnek bir Galatasaraylı." dedi.
Cezayirli futbolcu Sofiane Feghouli'nin transfer gündemlerinde olduğunun hatırlatılarak İstanbul'a yeni uçakların inip inmeyeceği yönündeki soruya Özbek, şu yanıtı verdi:
"Evet uçaklar inmeye devam ediyor. Geçen seferki ifademde zamanlama hatası oldu, 'Önümüzdeki hafta' dedim. Taraftarlardan özür diliyorum. Bir hafta gecikme oldu. Zaman dilimi vermeden, geleceğin, önümüzdeki 3-5 senenin takımını kurmak durumundayız, bu itibarla da takımda bayağı yenileme söz konusu. Onun için Galatasaray'a yakışan, hem sportif performansı hem de kişiliği niteliğinde futbolcuları kadroya katmaya devam ediyoruz. Sezon sonu itibarıyla teknik heyetten bir rapor aldık. Yaptığımız çalışmalar neticesinde önümüzdeki sezonlarda Galatasaray'a hizmet edecek, eksiklerini giderecek futbolcuların listesini verdik."
Sarı-kırmızılı takımın Slovakya'daki kamp çalışmalarıyla ilgili izlenimlerini aktaran Dursun Özbek, "Takımda çok iyi bir uyum var. Çok yoğun bir çalışma içindeler. Hatta bir günde üç günlük çalışma yoğunluğu içinde olduğunu söylüyorlar. Keyifle ayrıldım. Sayın Büyükelçimiz de oradaydı, kendisine teşekkür gönderiyorum. Bizimle ilgilendi. Her şey Galatasaray için çok güzel, inşallah sezonda da çok iyi sonuç alacağız." ifadelerini kullandı.
"Ligin seviyesi bu sene çok farklı"
Şampiyonluk mücadelesi verecek diğer rakiplerin transfer çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Özbek, keyifli bir sezonun kendilerini beklediğini dile getirdi.
"Ligin seviyesi bu sene çok farklı." diyen Özbek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rakiplerimiz de Avrupa'da çok sözü edilen, başarılı olmuş kişileri transfer ediyor. Bu bir yarış, Galatasaray bu yarışın içinde her zaman ön safhada bulunan takım olduğuna göre gereğini yapması lazımdı. Bu yarış, liglere de büyük keyif getirecek. İnşallah kavgasız, taraftarların seyir zevkini doyuran bir lig olacak. Hem bizim hem rakiplerin yaptığı transferler bunun birinci göstergesi."
Riva projesi
Riva projesinden gelecek gelirin transfere harcandığı yönündeki eleştirilere yanıt veren Özbek, bu projeyle Galatasaray'ın borçlarını sıfırlamayı arzuladıklarını söyledi.
Özbek, Riva projesini tek başına anlatmanın doyurucu olmayacağına dikkati çekerek, "Riva bir arsa neticede, 40 sene önce başkanımız Selahattin Beyazıt tarafından kazandırılmış bir arsa. Riva projesinde kendi başına tartışmak, konuşmak bence amaca uygun düşmez. Olayı geniş kapsamlı almak istiyorum. 'Galatasaray, inşaat şirketi mi, gayrimenkul şirketi mi?' diye tenkitler de alıyoruz. Bunun nedenleriyle, bu sonuca nasıl gelindiğini Galatasaray taraftarlarının da bilmesi lazım. Galatasaray'ın son 20 senesine bakıldığı zaman, Türk futbolunun önemli kulüplerinin gittiği yol da geldiği sonuç da birbirine benzediği için, bu futbol camiasını da yakından ilgilendirdiği için geniş alıyorum." diye konuştu.
Geriye doğru 20 senelik projeksiyon yaparak konuya açıklık getirmeye çalışan Özbek, şunları kaydetti:
"20 sene önce Türkiye'deki futbol kulüplerinin genelde borçları ya yok ya da çok azdı. Mali disiplinleri olduğunu biliyoruz. Özellikle Galatasaray, 20 sene önce borcu olmayan, kendi mali disiplini içinde olan bir kulüptü. 20 senede dünyadaki hareketliliğin farklılaşması çerçevesinde Galatasaray da Türk takımları da buna ayak uydurmak durumunda kalmış. Bu ayak uydurma yapılırken kaynak oluşturmak yerine borçlanma tercih edilmiş. Çünkü Galatasaray çok önemli marka, dünya markası. Kurulduğu günden bugüne kadar yakaladığı başarılar ortada. O gün itibarıyla borçlanması da kolay, sıfır borcu var. Bu aktivetelere uymak için finansman kuruluşlarına gidiyorsunuz. Borçlanmaya o dönemden itibaren başlanmış. Borçlanarak bir işi yönetmek, kolaycılığı seçmekten öte bir şey değil. 100 yıllık kulüpsünüz, birikiminiz var, marka değeriniz var. Bu prestiji kullanarak çok kolay borçlanırsınız."
"Her şey bitti"
Borçlanma yöntemiyle 2015 yılı sonuna kadar geldiklerini hatırlatan Özbek, "2016'ya geldiğimizde artık deniz bitmişti, tam duvara gelmiştik, her şey bitmişti. Galatasaray artık borçlanma kabiliyetini kaybetmişti, finansman yapısı itibarıyla teknik iflas dönemine gelmişti. Galatasaray yönetimlerinin iktidar kabiliyetleri de kaybolmuştu. 2014-2015'te başkan yardımcısıydım, o dönemde bunun tespitini yaptım. Başkan seçildikten sonra seçim bildirgemde şunu yayınladım; Galatasaray bu finansal yapısını düzeltmezse, faiz sarmalından çıkmazsa yol yok. Riva projesi buradan çıktı. Genel kurul beni başkan seçmeden önce Riva projesini anlattım. Kimsenin aklına gelmiyordu da benim aklıma mı geldi? Hayır. Bütün yönetimler, başkanlar Riva projesini, Florya projesini yapmak üzere niyetlenmiş. İlgili yerlerle görüşmeler yapmışlar, bir dönemde ihaleye çıkmış olamamış." ifadelerini kullandı.
Geldikleri noktada çözüm yollarından birinin Riva olduğunu anlatan Dursun Özbek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sorunları çözmek için bütün genel kurullarda irade oluşmuş, artık onu yapabilme özelliği kalıyor. Bu kısa gelişmeden sonra çalışmalarımıza başladık. Malum biz bir dernek statüsünde kulübüz, Riva da derneğin malı. Yönetimler geliyor ibra oluyor gidiyor, borç yükü geriye kalıyor. Burada en hassas nokta şuydu; Riva projesi orta vadeli bir proje, 3 yıllık periyoda bunun sığması, girmesi mümkün değil. O zaman öyle bir gayrimenkul geliştirme projesi yapılmalı ki gelen her kuruş, Galatasaray'ın kasasına girsin, Galatasaray artık camia itibarıyla bunu tartışma konusu yapamasın. Ben aynı bu ifadelerle Sayın Cumhurbaşkanı'na anlattım. Galatasaray'ın geldiği noktayı ve ne kadar ihtiyacımız olduğunu anlattım. Teşekkür ediyorum, gereken ilgiyi gösterdi ve Emlak Konut'la bizim buluşmamızı sağladı, bu projenin yapılması konusunda büyük destek verdi. Buradan hareketle Riva projesi ihaleye çıktı. Beklentileri karşılayan, biraz da onun üzerine geçen ihale sonucunda Galatasaray beklediği kaynağı oluşturmak üzere düğmeye basmış oldu."
Kendisinin bu proje bağlamında kulübün banka borçlarını kapatma konusuda bir iddiasının olduğunu anlatan Özbek, "Birinci dilim geldi zaten. Bu tamamen banka borçlarının kapatılmasına gitti. Bundan sonra gelecek paraların istikameti aynı. Çünkü bir iddiam var. Galatasaray eğer finansal yapısını düzeltirse, senede 150 milyon liraya varan faiz ödeme durumundan çıkarsa, Galatasaray'ın sportif manada ürettiği gelir Galatasaray'ı yönetmek için son derece yeterli. Yeter ki borçlanma sendromundan çıkalım. Bu itibarla bundan sonra gelecek paralar birinci seviyede banka borçlarının, finansman borçlarının kapatılması yönünde kullanılacak. 'Riva'yı sattı gitti oyuncu transfer etti' böyle bir şey yok. Bu açıklamayı defalarca yaptım. Aynı ifadeyi yine kullanıyorum. Altını çizerek söylüyorum. Ben gayrimenkul geliştirme projelerini Galatasaray'ın finansal yapısını düzeltmek, borçlarını sıfırlamak, ödediğim faiz yükünün altından kurtulmak üzerine yapıyorum. Kimse elde edilen paraların transfer amaçlı olduğu konusunda konuşmasın. Galatasaray düşmanları konuşabilir. Onların niyetleri, algıları farklı. Benim ifadelerim taahhüt niteliğinde. Dolayısıyla Galatasaray'ı sevenlerin en azından benim ifade ettiğim manada anlamasını diliyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"Galatasaray, Türkiye'nin en demokratik, en şeffaf kulübü"
Geride kalan 20 yıllık prosedürlerin uygulanmasının mümkün olmadığını ve bu konuda yolun bittiğini yineleyen Özbek, "Galatasaray'ı bugünden öteye taşımak, aynı prosedürlerle mümkün değil. Benim yapmak istediğim şeyi benden önceki yönetimler de düşünmüş. Bu gayrimenkul değerlendirmeleri, inşallah yıl sonuna doğru Florya'da da benzer şekilde devreye girecek. Spor salonu yapıyoruz. Bunların devreye girmesiyle Galatasaray yeni kaynak oluşturmuş oldu. Bu faaliyetleri yapmazsak, Galatasaray'ın 112 yıllık birikimini yemeye devam edersek, zaten bir şey kalmadı. Marka değeri son 20 yılda yenmiş, sonuna gelmişti. Herkes benzer sıkıntıları yaşarken hep gündemde Galatasaray var. Bunun bence en önemli sebebi Galatasaray'ın Türkiye'nin en büyük kulübü olmasından kaynaklanıyor. Galatasaray, Türkiye'nin en demokratik, en şeffaf kulübü. KAP (Kamuyu Aydınlatma Platformu) açıklamalarına bakın, virgülüne kadar yaptığımız işi anlatıyoruz. Dünya alem duyuyor. Rakip takımlara gidin anlamazsınız. Bu oyuncu kaça geldi, kaça gitti hiçbir şey oradan çıkaramazsınız. Galatasaray'ın yapısıyla ilgili, felsefesi ve etik değerleriyle ilgili bir şey. Galatasaray'ın bu manada konuşulması, bu kadar eleştirilmesini de doğal karşılıyorum. Güç, kuvvet de veriyor." diye konuştu.
(Sürecek)