"Deniz kızı" ilklerin peşinde
Avrupa şampiyonu paralimpik yüzücü Sümeyye Boyacı, 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları'na katılıp madalya alarak ilklere imza atmak istiyor.
Avrupa şampiyonu paralimpik yüzücü Sümeyye Boyacı, 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları'na katılıp madalya alarak ilklere imza atmak istiyor.
İngiltere'nin başkenti Londra'da 9-15 Eylül tarihlerinde düzenlenecek Paralimpik Yüzme Dünya Şampiyonası'na hazırlanan milli sporcu Sümeyye Boyacı, birincilik elde ederek yüzmede Tokyo 2020'ye kota alan ilk sporcu olmak istediğini söyledi.
Henüz 5 yaşındayken annesinin teşvikiyle yüzmeye başladığını belirten Sümeyye, "12 saatte yüzmeyi öğrendim. İlk katıldığım 2018 Avrupa Şampiyonası'nda şampiyon oldum. Bu sene de Dünya Şampiyonası'na hazırlanıyorum. Dünya Şampiyonası'nda birinci olup yüzmede kota alan ilk sporcu olmayı hedefliyorum." diye konuştu.
Milli yüzücü, antrenman derecelerine göre hem kelebek hem de sırt üstünde 2 dünya şampiyonluğu alabileceğine işaret ederek, "Yüzmede her şeyi saniyeler belirler ama kağıt üstündeki gibi yüzersek hem olimpiyatlarda hem de Dünya Şampiyonası'nda birincilik gözüküyor. Tabii bu yarışma esnasındaki motivasyona bağlı ve şans işi. Ben de her iki kategoride altın madalya alıp İstiklal Marşı'mızı okutmuş olacağım. Şu ana kadar yüzmede olimpiyatlarda birincilik değil madalya alan bile olmadı. Olimpiyatlarda altın madalyayı alıp bir ilki gerçekleştirmek istiyorum." ifadelerini kullandı.
"Tüm stresimi suya atıyorum"
Karşılaştığı zorlukların üstesinden yüzerek geldiğini anlatan 16 yaşındaki sporcu, "Motivasyonumun düştüğü uzun kamp dönemlerinde evimi ve ailemi özlediğim zamanlar oluyor. Tüm stresimi suya atıyorum." diye konuştu.
Sümeyye, çevresindeki kişilerin kendisine "su perisi", "deniz kızı", "altın kız" yakıştırmalarında bulunduğunu dile getirerek, "Özellikle suyun altında kendimi balık gibi hissediyorum. Çalışmalarımın bana ve diğer insanlara özellikle de engelli bireylere katkısını göz önünde bulundurup zorluklara katlanıyorum. İnsanlara bunları dedirtip örnek olabiliyorsam ne mutlu bana." şeklinde görüş belirtti.
Moskova'da resim sergisi açan ilk Türk kızı
Henüz 3,5 yaşında resim çizmeye başladığına değinen paralimpik yüzücü, "Beş yaşında Aleksandr Puşkin'in Ruslan ve Ludmila masallarının kapak resmini çizdim. Altı yaşında Moskova'da açtığım resim sergimle orada sergi açan ilk Türk kızı oldum. Yedi yaşındayken de ebru sanatına başladım. İnsanların sanat, spor veya resim gibi uğraşları olmalı. Son zamanlarda internette çok fazla zaman harcanıyor. Sürekli koşturmak zorunda olduğum için böyle şeylere vaktim olmuyor. Aksine işimle uğraşıp daha çok başarılar elde ediyorum." ifadelerini kullandı.
Sümeyye Boyacı, ailelerin çocuklarını eğitimleri aksayacağı endişesiyle sosyal aktivitelerden aldıklarına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Benim de belirli sürelerde derslerime daha çok yoğunlaştığım oldu. Sınav haftalarında ön planda derslerim vardır. Yarışlar yaklaştığında da antrenmanlarım birinci planda oldu. Bunu dengeleyebilmek önemli. Belki de bu şekilde daha başarılı olunuyor. Araştırmalara göre spor ya da başka bir aktiviteyle uğraşanların eğitimlerinde daha başarılı olduğu görülüyor. Aileler çocuklarını özellikle de engelli bireyleri spor ya da aktivitelere teşvik edip onlara bir uğraş kazandırmalı."
Engelli bireylerin spora kazandırılmalarında medyanın da önemli bir rol oynadığını vurgulayan Sümeyye, "Bırakın milli takıma seçilip şampiyonalara gitmeyi ben yüzmeye başladığımda yarış diye bir şey olduğunu bile bilmiyordum. Medya insanlara bunları aktarırsa herkesin bu tür şeylerden haberi olur ve daha iyi şeyler yapabilir." değerlendirmesinde bulundu.
"Hayata herkes gibi normal devam ediyorum"
Tüm işini ayaklarıyla yapabildiği için insanların kendisine "çok özelsin" dediğini aktaran milli yüzücü, hayatın kendisi için normal biriymiş gibi devam ettiğini söyledi.
Sümeyye, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ayaklarımla resim, ebru sanatı yapıyorum, yemek yapıp yiyorum, yüzüyorum. Bir insanın günlük yapabileceği tüm faaliyetleri kendim yapabiliyorum. Her şeyi elimle değil de ayağımla yaptığım için insanlara farklı geliyor ve bana 'Sen çok özelsin.' diyorlar. Ancak değilim. Hayata herkes gibi normal devam ediyorum."