Büyük Altılı’ya ön bakış - Manchester United: Kaos kırmızısı
13 Ocak 2019 gecesi Londra’da İngiltere’nin en büyük kulüplerinden ikisi karşı karşıya geliyordu: Tottenham ve Manchester United. Manchester ekibinde futbolcularla teknik ekibin anlaşamadığı, sancılı ve başarısız geçen bir ilk yarıdan sonra Jose Mourinho ile yollar ayrılmıştı.
13 Ocak 2019 gecesi Londra’da İngiltere’nin en büyük kulüplerinden ikisi karşı karşıya geliyordu: Tottenham ve Manchester United. Manchester ekibinde futbolcularla teknik ekibin anlaşamadığı, sancılı ve başarısız geçen bir ilk yarıdan sonra Jose Mourinho ile yollar ayrılmıştı. Tıpkı büyük rakiplerinden Chelsea’deki gibi oyuncular kazan kaldırmıştı ve takımdaki mutsuzluk önlenemez görülüyordu. United yönetimi, kulübün efsanelerinden Ole Gunnar Solskjaer’, takımın başına geçici menajer olarak getirmişti. Ancak Ole, beklentileri aştı; soyunma odasındaki mutsuz sesleri dindirdi ve böylece gelecek sezonki yerini garantiye aldı. Tottenham maçına kadar çıktığı ilk dört lig maçını kazanan Solskjaer için önündeki en ciddi test şimdi karşısındaydı.
Solskjaer, maçtan önceki dört haftada, Mourinho döneminde takımdaki mutsuzların başını çeken Paul Pogba’yı futbol oynamaya ikna etmiş görünüyordu. Tottenham maçına elmas şeklinde dizilmiş bir 4-4-2 ile çıkan Kırmızılar’da ilk yarıda Pogba; sol bek Luke Shaw ve sol forvet Marcus Rashford’un arasında, orta ikilinin solunda, sol kenara biraz daha yakın konumlanmıştı. Daha önce United efsaneleri Ryan Giggs ve Paul Scholes da Pogba’nın asıl yerinin bu olması gerektiğini ima eden açıklamalar yapmıştı ancak Mourinho pek oralı olmamıştı. Nitekim Manchester United’a galibiyeti getiren gol, top kapıldıktan sonra Pogba’nın sol içten yaptığı harika asistle gelmişti.
United’ın bu sezon için ilham alabileceği bu maçın ilk yarısına, Pogba’nın savunmadaki çalışkanlığı ve doğru servisleriyle beraber ona tanınan yaratıcılık özgürlüğü de damgasını vurmuştu. Ancak bu maçta esas yıldızlaşan isim, ikinci yarıdaki performansıyla De Gea olmuştu.
Geçtiğimiz sezon kendi standartlarına göre vasat bir performans gösteren De Gea’nın performansındaki olası yükseliş, en az Pogba’nın taktiksel bağlılığı kadar işlerin kötü gitmemesini sağlayacak kilit noktalardan biri olabilir. Solskjaer, sezon öncesi kampında sıklıkla 4-2-3-1 dizilişini kullansa da sene içinde zaman zaman Tottenham maçındaki gibi Martial ve Rashford’un forvette oynayacağı elmas 4-4-2’yi kullanabilir. Manchester United’da asıl yapılması gereken şey ise, geçen sezonki Solskjaer döneminde olduğu gibi oyuncuların kafalarının yalnızca yeşil saha üzerinde kalmasını sağlamak gibi gözüküyor.
Bunlara ek olarak, yaz kampına ve transferlere değinmek gerekiyor. United, hazırlık maçlarında iyi bir performans gösterdi ve özellikle bu sezonki rotasyon sıkıntısında yardıma koşabilecek Scott McTominay ve Mason Greenwood gibi futbolcular kendisini gösterdi. Savunmasını büyük oranda güçlendiren United, Swansea’den genç kanat oyuncusu Daniel James, geçtiğimiz sezon büyük çıkış yakalayan sağ bek Aaron Wan-Bissaka ve stoper sorununa çare olabilecek Harry Maguire’ı kadrosuna kattı. Maguire, ayaklarının biraz yavaş olması dışında United’ın bir stoperden isteyebileceği çoğu şeye sahip. Geçtiğimiz dönemlerde kendisini kulübe adayıp sahaya liderlik edebilecek bir 11 oyuncusundan yoksun olan United; artık bu boşluğu doldurabilecek, ayaklarına hâkim ve hava toplarını domine edebilecek bir stopere sahip. Oyuncunun bonservis bedelinin yüksek gözükse de son dönemde büyük isimli oyuncular için tercih edilmekten uzak bir takım olan Manchester United, günün sonunda kilit bir transfer yaptı diyebiliriz.
Birçok kişinin görmezden geldiği Daniel James ise kanat alternatifi olarak ve uzun vadede ilk 11’i zorlayacak olmasıyla önemli bir transfer. Sloskjaer, hazırlık maçlarında gördüğümüz üzere, Martial’in forvete geçtiği zamanlarda James’e fazlasıyla güveniyor. Wan-Bissaka ise ligin geçen sene oyunun iki yönünde de en başarılı sağ beklerinden birisiydi. Oyuncunun genç yaşı göz önüne alındığında, bu transfer United taraftarlarını mutlu etmiş olmalı. Romelu Lukaku’nun İnter’e satılması kadroyu derinlik açısından yaralasa da 17 yaşındaki forvet Greenwood’un sezon öncesindeki oyunu en azından rotasyonda Rashford’ın arkasının boş olmadığını gösterdi.
Batan gemide su alan en büyük delik olarak savunma sağlamlaşmış olabilir ancak United’ın rotasyon probleminin yanı sıra orta sahada yaratıcılık eksikliği de bulunuyor. Fred bekleneni veremeyince ve Ander Herrera da ayrılınca, yaratıcılık konusunda Pogba ve Juan Mata’nın ayağına bakan United için besleyici ve hücumcu bir orta saha, devre arası transferlerinde ilk tercih edilecek yer olmalı.
Birçokları tarafından Büyük Altılı arasından ilk dört iddiası en zayıf takım Manchester United gibi gösterilse de United, artık elindeki yetenekli genç oyuncularla tabanı da tavanı da yüksek bir takım.