Bülent Demirlek: Yine Aynı Kararı Verirdim
Ligin İlk Haftasındaki Olaylı Trabzonspor-sivasspor Maçını Yöneten Hakem Bülent Demirlek, Tatil Kararı Hakkında, "Yanlış Yapmadım. Şimdi Olsa Yine Aynı Kararı Verirdim" Dedi.
Ligin ilk haftasındaki olaylı Trabzonspor-Sivasspor maçını yöneten hakem Bülent Demirlek, tatil kararı hakkında, "Yanlış yapmadım. Şimdi olsa yine aynı kararı verirdim" dedi.
Hakem Bülent Demirlek, Star Spor İstihbarat Şefi Uğur Önver'e samimi açıklamalarda bulundu. İşte Demirlek'in çarpıcı açıklamaları:
Terbiyem 'SUS' dedi
"Yaşanan süreç ciddi bir tecrübeydi. Benim için olduğu kadar benimle birlikte tüm hakemler için ve hakem camiası için önemliydi.Benim açımdan yapılması gereken gidişatı sessiz bir şekilde izlemekti. Aslında çok da tecrübeli bir hakem değilim, daha 32 yaşındayım. Ama 14 yıldır hakemlik yapıyorum. Bugüne kadar aldığım hakem eğitimi, hakem terbiyesi yorum yapmaktan çok sessiz kalmayı gerektirdi. Ben susmayı tercih ettim ve Allah da kalbime göre verdi.
Duygularım değişmedi
Ben yanlış yaptığımı düşünmüyorum. Doğru bir uygulama yaptığımı düşünüyorum. O anki duygularımla şu anki duygularım aynı. Hiçbir değişiklik yok. Bunu ilk kez açıklıyorum. Tüm Türkiye'nin de bunu bilmesini istiyorum. Duygularımı Türk ulusuyla paylaşmak istiyorum. Bunu da çok fazla uzatıp daha da genişletmek istemiyorum. Yaşanan süreç zaten Türk milleti tarafından gün gün, dakika dakika, Tahkim Kurulu'nun verdiği karar kadar herkes biliyor. Herkes yorumunu da yaptı. Ama ilahi adalet yerini buldu. O yüzden gönlüm ve vicdanım rahat.
Yine aynısını yapardım
Filmi geriye sarma imkanım olsaydı aynı filmi oynatırdım. Sonuçta benim verdiğim karar, dünya futbolunda da uygulanan bir karar. Eğer bir seyirci, seyirciler oyun alanın agirer, oyunda oynayan futbolculara saldırır niteliğinde ve oyun alanına müdahale ederek, tel örgülerden atlayarak sahaya müdahale ettikleri zamanlara yapılacak işlem dünya futbolunda da tektir. Bunun örnekleri ve uygulamaları da vardır. Geçmişe dönük bununla ilgil çok örneklerimiz var. Yani küçük bir örnek Danimarka – İsveç maçında bir taraftar futbolcuya değil hakeme saldırmak niyetiyle saha giriyor ve hakeme darbesi isabet etmemesine rağmen müsabaka UEFA tarafından İsveç lehine tescil edilmiştir. Maç 3-3 olmasına rağmen. Uygulama doğrudur. Benim de Trabzonspor – Sivasspor maçında yapmış olduğum uygulamanın tamamen UEFA ve FİFA oyun kuralları normlarına göre yapılmıştır. Ben O maçta da bunu uyguladım
Formsuzluk sendromu
Çok maç izliyoruz. Ben kendim evde bütün uydudan da kanallardan çok maç izliyorum. Hakemlikte bazen artı ve eksiler olabiliyor. Çok beğendiğin hani mesela eskilerden Collina'nın bile zaman zaman izlediğim müsabakalarında bile form düşüklüğü olabiliyor. Ama bu kötü hakem olduğu için değil. Yada Türkiye'den mesela Selçuk Dereli ağabeymiz, önde bir hakemimiz. Gidiyor maç yönetiyor. İyi bir hakem. Ama bazen hepimizde olabileceği gibi form düşüklüğü, formsuz yada pozisyon şansızlığından dolayı kötü bir yönetim göstermiş olabiliyor.
Yabancı yapınca 'HELAL'
Bir Anders Frisk mesela beden dilini kullanması oyuncular üzerindeki otoritesi. Ama bakın aynı beden dilini, yani mesela sert bir kart gösterme şeklini herkes beğeniyor. Ama bunu Türkiye'ye uyarladığınız zaman inanın müsabaka sonrasındaki bütün yorumcular tarafından şöyle deniliyor; 'Futbolcuya döver gibi kart gösterdi'. Yabancılar yaptığı zaman vay be ne otoriter, biz aynısını burada yaptığımız zaman eleştiriliyoruz. İşte futbolcuya keşke kartı daha sakin gösterseydi… seyirci de küfür etmezdi…futbolcularda agresifleşmezdi… Nedeni Hakem !
Yurtdışı önyargısız
Yurt dışında Türk hakemlere farklı bakılıyor. Kendimden örnek vereyim, çok şükür şimdiye kadar yurt dışında hiçbir olumsuzlukla karşılaşmadım. Orada daha farklı bakıyorlar sana. Neden ? Çünkü adam seni ilk defa görüyor. Adamın seninle ilgili hiçbir önyargısı yok. Çıkıyorsun maçını yönetiyorsun. Sana nötr bakıyorlar. Yani yurt dışındakilerin sana hiçbir önyargısı olumsuz düşüncesi yok. Çıkıyorsun sen sadece maçını yönetiyorsun.
Önyargılıyız
Türkiye'de hakeme karşı önyargı var. Bir maç yönetiyorsun, hemen geçmişe yönelik yönettiğin maçları yazıp çizmeye başlıyorlar.
Futbol = Psikoloji
Hakemlik o kadar zor ki. Karşı tarafın psikolojisine göre bakış açısı oluyor. Eğer sen mutluysan, 'ne kadar güzel hakem gülüyor' denir. Ama psikoloji olumsuzsa, skor aleyhineyse, "Hakeme bak, Şımarık şımarık gülüyor" diyorlar. Olaya ne taraftan baktığınız önemli. Masanın bu tarafından mı, öbür tarafından mı ?
Ciddi ön hazırlık şart
Maça hazırlanırken, yöneteceğiniz takımın oyuncularını ve yapısını iyi çalışmalısınız. Ama çağımız futbolunda çantayı al, içine formalarını koy, eşofmanlarını koy falan tarzı değil. Ön çalışma şart. Maç tebligatı alındıktan maç saatine kadar hakem ve yardımcıları müsabakayla ilgili analiz yapmak zorunda. Ancak en büyük tehlike herhangi bir futbolcuyla ilgili önyargılı olmak. Yani O sahada bulunacak bir futbolcuyla ilgili negatif bir düşünce, yani 'O beni aldatabilir, O beni kandırır' şeklinde değil de maç başladıktan sonra futbolcuların tavırlarına göre hareket ediyorsun. Bazen ilginçtir, iyi niyetli bir oyuncu olumsuz tavırlar sergileyebiliyor. Yada çok agresif dediğim bir futbolcu inanılmaz sakin olabiliyor. Şaşırdığımız oluyor o zaman bir bakıyorsun o hırçın oyuncu gitmiş sana yardım etmeye çalışan biri gelmiş. Bakın 2.devre başlayacak ve ben şunu söylüyorum. Bizim işimiz futbolcularla. Bizim işimizi kolaylaştıracak yada zorlaştıracak yine futbolcular olacak. Yani seyirciymiş, medyaymış, onlar daha sonra geliyor. Tabii ki herkes işini yapıyor saygı göstermek lazım. Futbolcular da bu işten para kazanıyor. Bizler de aynı şekilde. Ancak şu bir gerçek ki futbolcular bize destek olduğu zaman biz de müsabakayı olumlu duygularla yönetiyoruz. Ama iki taraf da agresif olursa işte o zaman ortam geriliyor.
Sert bakarım
Bazen müsabakadan sonra ailem, eşim bana 'O ne bakıştı, çok sert baktın' diyor. Benimle yakın olan insanlar benim normaldeki psikolojimi çok iyi bildiği için şaşırmıyor değiller. Evet bazen çok sert bakıyorum.
Bazı yorumcular senaryo yazarı gibi
Yorumculara çok kısmıyorum. Neticede onlar da işlerini yapıyor. Ben artık şunu öğrendim, öncelikle şahsım, öğretmen olduğum için eğitimde eleştiri çok önemlidir. Eleştiri seviyeli ve kişinin ahlaki değerlerine dokunmadan yapıldığı zaman yapıcıdır. Eleştiri bir sanattır. Bir pozisyon gösterilsin onunla ilgili eleştiri yapalım ama onun arkasından Korktu… ürktü… vermedi.. İşte tetikçi.. yok talimat aldı… bunlar enteresan senaryolar.
Sağ ayak uğuru
Maç günü mutlaka ailemle telefonda konuşurum. İnançlı bir insan olarak maça çıkmadan hemen önce dua ederim. Arkadaşlarıma maç öncesinde sarılıp öpüyor ve başarılar diliyorum. Mutlaka sahaya sağ ayakla çıkmaya çalışırım.
Huzur şart
Maç keyifli bitmişse soyunma odası o kadar keyifli geçer ki.Öpücükler, gülücükler. Birbirimize sarılıp öpüşürüz. Temsilcilerle, gözlemcilerle espriler yaparak maç raporunu yazıyoruz. Huzur ve keyfin olduğu yerde mutlu oluyorsun."