Brandon Davies: “Nikola Mirotic’le birlikte çok tehlikeli olacağız” (Özel röportaj)
Brandon Davies, NBA’den Avrupa’ya gelmek için en doğru zamanı seçen uzunlardan birisi. NBA’de oyunun çok fazla hızlandığı dönemde Elan Chalon’la anlaşan Davies, boyalı alandaki etkinliği sayesinde Avrupa basketbolunun aradığı uzunlardan birisi hâline gelmişti.
Brandon Davies, NBA’den Avrupa’ya gelmek için en doğru zamanı seçen uzunlardan birisi. NBA’de oyunun çok fazla hızlandığı dönemde Elan Chalon’la anlaşan Davies, boyalı alandaki etkinliği sayesinde Avrupa basketbolunun aradığı uzunlardan birisi hâline gelmişti. Son iki sezonda ise Sarunas Jasikevicius yönetimi altında Zalgiris’te çok yönlü bir uzuna dönüşmesi, Davies’e Barcelona kapılarını açtı.
Yaz arasında Barcelona Lassa’ya transfer oldun. Orada bulunmak nasıl bir his?
Sanırım kariyerimdeki en özel sezonu yaşayacağım. Barcelona, tıpkı Zalgiris Kaunas gibi Avrupa’nın en iyi takımlarından birisi. Ancak Barcelona’nın geçmişi ve yeni sezondaki hedefleri çok daha büyüleyici. Ayrıca İspanya Ligi’nde oynamak güzel bir deneyim olacak. Biraz heyecanlıyım ve yeni sezona tamamıyla hazırım.
Geçtiğimiz sezonu Milwaukee Bucks’ta geçiren Nikola Mirotic’le aynı takımda olacaksın. Şut tehdidi üst düzey olan bir uzun forvetle oynamak sana neler katabilir? Sence nasıl bir ikili olacaksınız?
Nikola Mirotic’le birlikte çok tehlikeli olacağız. O, NBA’de harikalar yarattı ve şimdi Avrupa’da oynayacak. Şut menzilinin çok geniş olması takımdaki herkesin işine yarayacaktır. Tabii şut atmak dışında oyun kurabilmesi ve penetre ettiği zaman savunmayı üzerine çekmesi de benim için önemli bir faktör. Rakip uzunların ona yoğunlaştığı anlarda boyalı alanda kolay sayı şansı bulabilirim. Onunla birlikte sahadayken çok tehlikeli olacağız, buna inanıyorum.
Yeni sezona dair beklentilerin neler?
Yaz arasında birçok isim transfer edildi. Bu nedenle ilk beklentim, sezon öncesi hazırlık kamplarında yakaladığımız uyumu sezon içerisinde istikrarlı bir şekilde göstermek. Tabii ki oynadığımız her maçı kazanmak ve kupalar almak istiyoruz. Ama bunların gerçekleşmesi için istikrar ve efor şart. Umarım herkesin elinden geleni yaptığı bir sezon olur.
Geçtiğimiz sezon Avrupa’nın en iyi pivotlarından birisiydin. Peki, yaz arasında oyundaki hangi yönlerini geliştirmeye çalıştın?
İlk olarak iyi yaptığım işlerde ne kadar daha yükselebileceğimi test etmek istedim. Boyalı alandaki temaslı oyunumu, ribaund sonrası pas dağılımını ve pick&roll oyunlarındaki zamanlamamı biraz daha geliştirmeye çalıştım.
Son birkaç ayda ise tamamıyla şut atma üzerine yoğunlaştım. Her gün önce serbest atış idmanı yaptım. Ardından belli bir rakama ulaşıncaya dek sürekli olarak orta mesafe ve üç sayılık şut idmanları gerçekleştirdim. Tabii düzenli olarak spor salonundaki programımı da uyguladım. Omuz kaslarımı güçlendirerek savunmada biraz daha hızlı olabileceğimi düşünüyorum. Kısacası benim için verimli bir yazdı.
Hem NBA’de hem de Avrupa’da oynama şansı buldun. Sence oradaki oyun felsefesiyle buradaki arasındaki temel fark ne?
NBA’de oynadığım zaman takımların oyun felsefesi tam da geçiş sürecindeydi. Bazı koçlar sert savunmadan ve yavaş temponun hâkim olduğu hücum setlerinden vazgeçmiyorlardı. Bazı koçlar ise savunmada kısa ama hareketli oyuncular seçip hücumdaki tempoyu olabildiğinde arttırmaya çalışıyorlardı. Sanrım Avrupa’ya geldikten sonra bu yüzden uyum problemi yaşamadım. Çünkü buradaki görevim NBA’dekinin aynısıydı.
Avrupa’daki koçların oyuna bakış açısı biraz daha farklı. Sezonun genelini düşünmek yerine her maçı ayrı ayrı düşünüyorlar. Yani, “Perdeden sonra yardım savunması getirmeli miyiz?” sorusu birkaç maç sonra, “Çocuklar yardım savunmasını asla yapmıyoruz”a dönüşebiliyor. NBA’de ise işler biraz daha geniş plandan yürüyor. Bence iki lig arasındaki en temel fark bu.
Bu sezon çok yoğun bir fikstür var. Sence bu yoğunlukta başarı nasıl kazanılabilir?
Önümüzde çok uzun bir yol var ve bu yolda herhangi bir kazayla karşılaşmamak bizim elimizde. Yani her oyuncu kendi sağlığını en iyi şekilde korumalı. Küçük bir sakatlık bile istikrarın, kimyanın bozulmasına neden olabilir. Ayrıca ligdeki bütün takımların kadrosuna baktığımız zaman her maçın rekabetçi geçeceğini söyleyebilirim. Bence bu sezon hiçbir maçın net bir favorisi olmayacak. Küçük bütçeli takımların bile önemli oyuncuları var. Uzun, yorucu ve rekabetçi bir sezon bizi bekliyor. Bu harika!