Bir Adnan Hikayesi!
Adnan Polat ile Geldi Ancak Polat'tan Önce Gitti
Adnan Polat, Özhan Canaydın'ın başkanlığında Sarı-Kırmızılı kulüpte yöneticiliğe yeniden soyunurken, kendisinden bekleneni yaptı ve kısa sürede ekibini kurdu. 2006 yılında son haftada elde edilen mucizevi şampiyonluğu sadece 2,5 ay görev yapmasına karşın başarıyla sahiplenen Adnan Polat, Faruk Süren'den arta kalan "20.45" sloganı ile Canaydın Yönetimi'nde elini fazlasıyla güçlendirdi.
Adnan Polat şampiyon takımın teknik direktörü Eric Gerets'in görevine doğal olarak son veremedi. Ama Gerets'in Türkiye'de eli kulağı olan Sportif Direktör Bülent Tulun'u devre dışı bırakıp, Adnan Sezgin'i futbol şubesinin başına getirdi.
Sarı-Kırmızılı camianın büyük bir bölümü Sezgin'e karşı idi. Çünkü 2004 yılında Fenerbahçe şampiyon olurken, İstanbulspor- Beşiktaş maçında ortaya atılan ve resmi belgelere dayandırılan teşvik primi dedikodu olmaktan çıkmış, Türkiye'de günlerce tartışılmıştı. Bu yüzden camia, o dönem İstanbulspor'un başkanı olan Adnan Sezgin'e bir türlü sıcak bakamıyordu.
GELİŞİ OLAY OLMUŞTU
Adnan Polat 2006 yılının Haziran ayında yapılan yönetim kurulu toplantısında Adnan Sezgin'i göreve getireceğini başkan Özhan Canaydın ve diğer yöneticilere bildirdi. Yönetimdeki hava çoğunlukla olumsuzdu. Ancak Polat, Başkan Canaydın ve yöneticileri şu sözlerle ikna etti: "Göreceksiniz, Adnan bize çok iyi ve ucuza genç oyuncular bulacak ve biz o oyuncuları satıp büyük paralar kazanacağız."
Adnan Sezgin'in maaşı o güne kadar Galatasaray'da hiçbir profesyonele verilmemişti. Yönetim kurulunda Sezgin'in 30 bin lira olan maaşı tartışıldığı için Adnan Polat, Sezgin'in bu parayı helal ettirecek büyük işler başaracağını iddia ediyordu.
Ne var ki, Adnan Sezgin'in göreve geldiği o günden beri Galatasaray'a kazandırdığı ve kulübün büyük paralar kazandığı bir genç yetenek hala Florya'nın çiminden filizlenemedi.
TARİHTE İLK KEZ OLDU
2006-2007 sezonunda Fenerbahçe şampiyon olunca Adnan Polat ve Adnan Sezgin hiç de haz etmedikleri Eric Gerets'den kurtulma çaresini bulmuş oldular. Gerets gitti ve Skibbe geldi. Bu değişim Galasaray'da ve diğer büyük kulüpler açısından da bir tarihtir. Çünkü ilk kez bir profesyonel çalışan yönetim kuruluna rağmen teknik direktör belirleyen kişiydi. Adnan Sezgin, Skibbe'nin göreve getirilmesi için bütün hazırlığını yaptı ve yönetime yaptığı sunum konuşması sonrasında genç teknik adam Skibbe göreve başladı.
Skibbe daha ilk önemli sınavında teklemişti. Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'ne kalabilmesi için son yıllarda epeyce gerileyen Rumen futbolunun temsilcisi Steau Bükreş engelini aşmak zorundaydı. İstanbul'daki ilk maçta Skibbe, Galatasaray'ı tam 5 stoperle sahaya sürdü ve 2-2'lik skor ile dezavantajı ile elinden kaçırdı. Bükreş'teki maçta Romanya Şampiyonu, Skibbe'nin Galatasaray'ını yenerek eledi. Sezgin, Skibbe'yi getirmişti ve Skibbe Şampiyonlar Ligi'ne veda etmişti. Kulübün o dönem Şampiyonlar Ligi'nde kaybı en az 15 milyon Euro idi. Ancak fatura birkaç hafta sonra, Skibbe'nin yardımcısı Ümit Davala'ya kesildi.
SEZGİN GETİRDİ VE YOLLADI
Sonrasında Skibbe sezonu tamamlayamadan gitti. Adnan Polat ve Adnan Sezgin genç Alman'ın yerine Galatasaray'ın sembol kaptanı Bülent Korkmaz'ı göreve getirdi. Mayıs ayı sonunda Bülent Korkmaz'da harcanan isimler arasında yerini aldı. Ancak yönetici Haldun Üstünel öyle bir ismi Galatasaray'a gelmeye ikna etti ki, Frank Rijkaard isminden sonra Bülent Korkmaz kolayca unutuldu bile. Sonrasında Keita ve Elano transferleri. Haldun Üstünel, Adnan Sezgin'i gölgede bırakmıştı. Devamında Üstünel ile Sezgin arasında su yüzüne çıkmayan bir çekişme yaşanmaya başlandı. Birçok olay sonucunda bu ikilinin arasında uyumsuzluk yönetim kurulunda da dikkati çekmeye başladı. Ancak Başkan Adnan Polat, Sezgin ve Üstünel arasındaki bu kopukluğu görmezden gelmeye devam etti.
ÜSTÜNEL, LÜTFİ ARIBOĞAN'I SUNDU
Rijkaard ile sezona mükemmel başlanmıştı ama sonu kötü bitti. Haldun Üstünel artık dayanamayıp, Başkan Polat'a Futbol Şubesindeki yapılanmanın tamamen değişmesini önerdi ve hazırlık planını sundu. Üstünel'in planında Sezgin yoktu ve futbolun başına Futbol Federasyonu Başkanvekili Lütfü Arıboğan'ın getirilmesi düşünülüyordu. Haldun Üstünel fikrini başkan Polat'a açtı. Adnan Polat, Lütfü Arıboğan'ın federasyondan ayrılmasına ihtimal vermiyordu. Ancak Haldun Üstünel, Lütfü Arıboğan'ı ikna etmeyi başardı ve başkan önüne sözleşme şartlarını bile sundu. Adnan Polat, tamam dese geçen yıl Lütfü Arıboğan göreve başlayacak Adnan Sezgin'in görev tanımı değiştirilecek ya da ayrılmasına ses çıkarılmayacaktı. Ancak Adnan Polat, Arıboğan ile anlaşan Üstünel'in önerisini kabul etmedi ve genç yöneticiyi Arıboğan karşısında da güç duruma düşürdü. Bu gelişmelerin açılımı şu idi; Haldun Üstünel başkan Adnan Polat'a "Ya ben ya da Adnan Sezgin"demişti. Adnan Polat, Sezgin ile yola devam etti.
ÜSTENEL VEDA ETTİ
Haldun Üstünel'in ayrılması sonrasında Adnan Sezgin'in yetkileri daha arttı. Rijkaard ile görüşüp transferi tamamen kontrolü altına aldı. Haldun Üstünel henüz istifa etmemiş iken Mehmet Battal ve Serdar Özkan'ın transferlerini gerçekleştirdi. Haldun Üstünel, Futbol Şubesindeki görevini fiilen bırakmamıştı ama Sezgin'in yaptığı transferleri medyadan öğreniyordu. Ardından Adnan Sezgin dış transfere el attı Pino ve Lorik Cana'nın transferlerini bitirdi. Sonra da Misimoviç'in transferinde aktif rol aldı.
Galatasaray Rijkaard ile 2. sezonunda da hayal kırıklığı yaşamaya devam ediyordu. Manisaspor yenilgisi sonrasında Adnan Polat bayram tatiline erken çıktığı için yoktu. Adnan Sezgin, 2. başkan Mehmet Helvacı'ya "Bu Rijkaard kafa olarak bitmiş, takımı elinden kaçırmış" diyordu. Yani Rijkaard'ın da sonu gelmişti. Rijkaard'ın sonu geldi ama 2. başkan Mehmet Helvacı'nın bu işe itirazı vardı. Rijkaard'ın bittiğini söyleyen Adnan Sezgin'in bu gelişmeyi daha önceden görüp, uyarması gerektiğini söylüyordu. Yönetim kurulu toplantısında Helvacı, Rijkaard'tan önce Adnan Sezgin'in görevine son verilmesini talep etti. Oylamada Sezgin'in görnevine son verilmesini isteyenler çoğunluktaydı ancak Polat, konuyu değiştirip göndemi başka sorunlara taşıdı ve Sezgin yine görevde kaldı. Başkan Adnan Polat ile Mehmet Helvacı arasındaki çekişmenin fitili ateşleyen de Adnan Sezgin olmuştu.
ZAM ÜSTÜNE ZAM ALDI
İlerleyen yıllarda Adnan Sezgin'in 30 bin olan maaşı 54 bin liraya yükseltilmişti. Bu durumda öncelikle yönetim kurulu üyelerini fazlasıyla rahatsız ediyordu.
Yönetim kurulundaki bölünme bütün Sarı-Kırmızılı camiayı sarsmış ve olağanüstü kongre istekleri artmaya başlamıştı. Başkan Adnan Polat 19 Şubat'ta bilgilendirme toplantısı yaptı. Amaç artan muhalefete karşı yapılan icraatlar ile savunmadan atağa geçmekti. Bu toplantıda başkan Polat üyelerin sorularını cevapladı. Birçok üye sorusunda; "Neden Adnan Sezgin'de bu ısrar?" diyordu. İstekler Adnan Sezgin'in görevine son verilmesi ile zirve yapıyordu. Bu sorular karşısında o toplantıda başkan Adnan Polat'ın akıcı konuşması peltelemeye başladı. Dili sürçtü belli ki Adnan Sezgin'e yönelik eleştiriler Başkan'ı derinden etkiliyordu. Sonuçta, "Mayıs sonunda bazı önemli değişiklikler göreceksiniz" diyerek yine Sezgin konusunu kestirip attı.
DEVRE ARASI TRANSFERLER HAGİ'NİN ESERİ
Devre arasında yapılan transferlerde doğrusu Adnan Sezgin'in önemli etkisi yoktu. Hagi'nin isteğine göre transfer hamleleri gerçekleştirildi. Hagi ile işlerin büyük bir bölümünün düzelmediği ortada iken kupada Gaziantepspor'a elenmenin faturası Adnan Sezgin'e kesildi. Şimdi Başkan Adnan Polat'a sorulacak basit bir soru var. Gaziantep maçının 90 artılı dakikalarında Servet'in kafa vuruşu direğe çarpıp, dışarı yerine ağlara gitseydi; Adnan Sezgin görevde kalacak mıydı...