Beşiktaş'ta Geçirdiğim Zaman Masal Gibiydi"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : Gordon Milne'in çalışma odasından Beşiktaş ve kariyerine dair detaylar Gordon Milne ile röportaj "Beşiktaş'ta geçirdiğim zaman masal gibiydi" Üst üste üç şampiyonluk yaşadığı Beşiktaş'a Türkçe başarı mesajı gönderen Gordon Milne: "Geriye dönüp baktığımda, Beşiktaş'ta geçirdiğim zaman 'masal' gibiydi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
Gordon Milne'in çalışma odasından Beşiktaş ve kariyerine dair detaylar
Gordon Milne ile röportaj "Beşiktaş'ta geçirdiğim zaman masal gibiydi"
Üst üste üç şampiyonluk yaşadığı Beşiktaş'a Türkçe başarı mesajı gönderen Gordon Milne :
"Geriye dönüp baktığımda, Beşiktaş'ta geçirdiğim zaman 'masal' gibiydi. Başından sonuna kadar inanılmaz bir hikayeydi"
"Süleyman Seba çok özel bir insandı. Tam bir futbol adamıydı. Karakterlerimiz uyuyordu ve çok yakın olmasak dahi harika bir ilişkimiz vardı"
"Stadın yerini değiştirmemiş olmaları harika. Açılış gününde orda olmayı ve açılışı görmeyi umuyorum. Herkes için çok duygu yüklü bir gün olacaktır"
"Sauness birkaç yıl önce Kadıköy'de yaşananlarla ilgili (Şimdi bana sorsanız ne kadar aptalca birşey yaptığımı söylerdim) dedi. Ama bundan pişmanlık duyduğunu söylemedi"
"Süleyman Seba ve yönetim kurulunun da desteğiyle bir formül yarattık ve başarıya ulaştık. Benzer şeyler, şimdi Leicester City'de oluyor"
"Fatih Terim, milli takımda harika bir iş çıkardı. Kötü bir durumdalardı ve bu düzeldi. Türk Milli Takımı'nın şampiyona sırasında Avrupa'dan destek alacağı kesin"
YUNUS KAYMAZ - Beşiktaş'a tarihinin en parlak dönemlerinden birini yaşatan İngiliz teknik adam Gordon Milne, "tam bir futbol adamı" dediği Süleyman Seba'nın desteğiyle siyah-beyazlı ekipte "masal gibi" bir dönem geçirdiğini ve Vodafone Arena'nın açılışını görmeyi istediğini söyledi.
İngiliz futbolcu Gary Lineker'in de forma giydiği Leicester City'i 1982-83 sezonunda Birinci Lig'e çıkaran, ardından Beşiktaş'ın başına geçerek siyah-beyazlı ekibi üst üste üç kez şampiyonluğa taşıyan Gordon Milne, bu sezon çalıştırdığı iki takımın da şampiyonluk mücadelesini keyifle takip ettiği Leicester kentindeki evinde Anadolu Ajansı'nın sorularını yanıtladı.
Eski takımı Beşiktaş'a Türkçe başarı dileklerini gönderdiği röportaja şampiyonluk yarışını yakından ilgilendiren ve Fenerbahçe'nin 2-0 kazandığı maçı değerlendirerek başlayan Milne, sonuçtan "biraz hayal kırıklığı" yaşadığını söyledi.
İki takımın da kapasitelerinin en üst seviyesinde oynamadığını savunan 78 yaşındaki Milne, "Baskı ya da heyecan nedeniyle böyle olmuş olabilir. Beşiktaş'ın iki ya da üç kez iyi şans yakaladığı anlar oldu ancak bundan faydalanamadı. Bu tip maçlarda fırsatlardan yararlanılması gerekir. Sonuç hayal kırıklığı ancak daha maçlar var. Sezon sonunda şampiyonluğu Beşiktaş'ın kazanmasını umuyorum" diye konuştu.
1982-86 yılları arasında görev yaptığı Leicester City'den ayrılırken yurtdışında çalışmayı planladığını ancak o dönemde Hollanda, Belçika gibi ülkelere gitmeyi istediğini belirten deneyimli teknik adam, siyah-beyazlı ekiple geliş öyküsünü şöyle özetledi:
"O zaman Türkiye listemin ilk sıralarında yer almıyordu. Türkiye'ye gitme kararı benim için büyük bir adımdı. Geriye dönüp baktığımda, Beşiktaş'ta geçirdiğim zaman 'masal' gibiydi. Başından sonuna kadar inanılmaz bir hikayeydi. Hayatta genelde, iyi anlardan çok kötü anları hatırlarsınız. Geçirdiğim zorlu ilk yılın ardından gelen başarıyı bir ödülden ziyade, bu hikayeyi daha da ilginçleştiren birşey olarak görüyorum. Beşiktaş'da doğru bir zamanda bulundum, takımla birlikte büyüdük, geliştik, takım ruhu çok kuvvetliydi. Buna müsaade eden Süleyman Saba ise bana devam etme fırsatı vererek çok yardımcı oldu. Bir aile gibiydik ve kendimi Beşiktaş'a ait hissediyordum."
"Metin'i neden oynatmıyorsun?" yerine, "Metin nasıl?" diye sorardı
İki yıl önce Ağustos ayında hayatını kaybeden Beşiktaş'ın efsane başkanı Süleyman Seba ile ilişkilerini anlatan Milne, Seba'nın hiçbir zaman işine karışmadığını ve üzerindeki baskıyı kendisine yansıtmadığını söyledi.
Seba'nın futbolun içinden gelmesinin işleri daha da kolaylaştırdığını dile getiren deneyimli teknik adam, "Başkan çok özel bir insandı. Hiçbir zaman antrenman sahasına gelip, taktik vermezdi. Bir şey söylecekse doğrudan değil, dolaylı yoldan söylerdi. Örneğin, Metin'in oynamadığı zamanlarda, "Metin'i neden oynatmıyorsun?" yerine, "Metin nasıl?" diye sorardı. Seba, tam bir futbol adamıydı. Karakterlerimiz uyuyordu ve çok yakın olmasak dahi harika bir ilişkimiz vardı" ifadelerini kullandı.
"Stadın yerinin değişmemesi harika"
Beşiktaş'la görüşmek için İstanbul'a geldiklerinde boğaz ve Dolmabahçe Sarayı'yla birlikte İnönü Stadı'nın manzarasından çok etkilendiklerini anlatan Milne, yeni stadın daha da güzel olacağını söyledi.
Vodafone Arena'nın Beşiktaş taraftarları ve futbolcuları için moral kaynağı olacağını belirten Milne, "Stadın yerini değiştirmemiş olmaları harika. Açılış gününde orda olmayı ve açılışı görmeyi umuyorum. Herkes için çok duygu yüklü bir gün olacaktır" dedi.
Beşiktaş'ta yedi yıla yakın teknik direktörlük yapan Milne, Süleyman Seba dönemine denk geldiği için şanslı olduğunu kaydederek, "Eğer kulüp yönetimi istikrarlı ise bu tüm takıma ve taraftarlara olumlu sinyaller verir. Süleyman Saba bu istikrar hissini yaratmıştı. Bunun bana ve benden dolayı futbolculara da olumlu etkisi oldu. Bu takımda bir aile ruhu ve kuvvetli bir bağ yarattı. Başkanla teknik direktör arasındaki iyi ilişkiler de önemli, bu kulüp için istikrar anlamına gelir. Ancak eğer her yıl menajer değişirse, bir takım ruhu oluşturmak oldukça zorlaşır" değerlendirmesinde bulundu.
"Sauness Kadiköy'de içinden geleni yaptı"
Galatasaray'ın eski teknik direktörü Graeme Souness'ın Kadıköy Stadı'na sarı-kırmızı takımın bayrağını dikmesinin hatırlatılması üzerine Milne, İskoç meslektaşının ateşli bir mizacı olduğunu ve o maçta kalbinden geldiği gibi davrandığını söyledi.
Souness ile biraraya geldiklerinde bu konuyu konuştuklarını söyleyen Milne, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kimseye zarar vermedi ama tutkuyla bir şey yaptı ve bunun doğru olduğuna inanarak yaptı. Birkaç yıl önce birlikte tatildeydik, bu olaydan bahsettik. (Şimdi bana sorsanız ne kadar aptalca birşey yaptığımı söylerdim) dedi. Ama o zaman böyle bir tepki verdi ve gönlünden geleni yaptı. Hala bunun hatırlanıyor olması güzel. Ama bundan pişmanlık duyduğunu söylemedi. İçinden geldiği gibi hareket etti. Şu anda televizyonda yorumculuk yapıyor, birkaç sağlık sorunu var, menajerliğe dönme planı yok."
Milne, Türk futbolunda son dönemde yaşanan şike iddialarıyla ilgili soruya ise, "Hiçbir zaman şike yapıldığına inanmak istemedim. Bir maçı kazandığınızda onun düzgünce ve adil bir şekilde kazanılmasını istersiniz. Kaybederseniz de aynı şekilde. Takım içinde değil ama dışardan böyle iddialarda bulunanlar olurdu, bazen bunlar kulağıma gelirdi. Ama inanmak istemezdim. Futbolcularıma başkalarının dediklerine kulak asmamalarını söylerdim" yanıtını verdi.
"Fatih Terim harika bir iş çıkardı"
Fransa'nın evsahipliğinde bu yaz düzenlenecek Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Türkiye ve İngiltere'den iyi bir performans beklediğini aktaran Milne, "Fatih Terim, milli takımda harika bir iş çıkardı. Çünkü, kötü bir durumdalardı ve bu düzeldi. Türk milli takımının Avrupa'dan destek alacağı kesin ve umarım iyi bir performans ortaya koyarlar. İngiltere için de aynısını diliyorum. Takımda bir iki genç oyuncu var, oyun ruhu ve taraftarın desteği farklı olacaktır" diye konuştu.
Deneyimli teknik adam, Avrupa'nın önde gelen kulüplerinde Arda Turan, Emre Can, Mesut Özil gibi futbolcuların forma giymesiyle ilgili olarak da, "Onları çok başarılı buluyorum. Türkiye'ye gitme nedenlerimden biri de, futbol ülkesi olmasıydı. Böyle ülkelerde başarılı genç futbolcular görmeye devam edeceğiz" dedi.
-"Bilic'in Beşiktaş'ta oluşturduğu yapı bu sezon da devam ediyor"
Gordon Milne, Hırvat teknik adam Slaven Bilic'in siyah-beyazlı takımda başarılı bir performans ortaya koyduğunu belirterek, "Bilic, Beşiktaş'ta menajer olarak iyi bir iş çıkardı. West Ham'e gitme fırsatına direnememiş olabilir. Bilic, Beşiktaş'ta bir yapı oluşturdu, bunun bu sezon da devam ettiğini görüyoruz. West Ham'da da iyi işler çıkarıyor. Hem Federasyon Kupası hem Premier Lig'de iyi bir pozisyondalar" ifadelerini kullandı.
"Leicester'da Beşiktaş'a benzer şeyler yaşanıyor"
Premier Lig'de geçen sezon mart ayına son sırada giren Leicester City'in bu sezon aynı dönemde lig lideri olmasını değerlendiren Milne, bunun transfere büyük bütçeler ayırmadan yapılmasının büyük bir başarı olduğunu kaydetti.
İtalyan teknik adam Claudio Ranieri'nin Leicester City'de çok fazla şeyi değiştirmediğini aktaran Milne, şöyle devam etti:
"Ben de Beşiktaş'a geldiğimde, kimseyi yanımda getirmedim, tek başıma geldim. Takımı ve futbolcuları tanıyan mevcut ekiple çalıştım. İnsanlar Beşiktaş'taki 7 yılımda kazanılan şampiyonlukları ve kupaları hatırlıyor ama Beşiktaş'ta geçirdiğim ilk yıl zor bir yıldı. Alışmam ve kültürü anlamam zaman almıştı. İlk yılda birşey kazanamamıştık, belki beni o zaman bu nedenle gönderebilirlerdi. Bugün kulüplerin daha sabırsız olduğunu, menajerlere yeterli şans vermediklerini görüyoruz. Bana, her zaman minnettar olduğum bu fırsat verilmişti ve gelişerek, başarıya ulaştık. Beşiktaş o zaman Fenerbahçe ve Galatasaray ile kıyaslandığında az bütçesi olan, küçük bir kulüptü. Başkan Süleyman Seba ve yönetim kurulunun da desteğiyle bir formül yarattık ve başarıya ulaştık. Benzer şeyler, şimdi Leicester'da da oluyor."
İngiliz teknik adam, bu sezon Leicester City'nin başarısında büyük katkısı olan Jamie Vardy ve Mahrez'in performansıyla ilgili soruya ise, "Mahrez hem golcü, hem de yaratıcı bir futbolcu. Umarım sezon tamamlanana kadar hiçbir sakatlıkları olmaz. Vardy ve Mahrez iyi futbolcular olmalarına karşın, kendini beğenmiş futbolcular değiller, ayakları yere basıyor ve hep bir sonraki maça odaklanıyorlar" dedi.
"Guardiola-Mourinho rekabeti doğru bir atmosfer yaratmaz"
Gordon Milne, Manchester City'nin Pep Guardiola ile anlaşmasının ardından Jose Mourinho'nun adının Manchester United'la anılmasıyla gelecek sezon yaşanabilecek Guadiola-Mourinho rekabetinin Manchester kenti için doğru bir atmosfer yaratmayacağını savundu.
İki teknik adamın birbirini sevmediklerinin bilindiğini ifade eden Milne, "Halihazırda Manchester'daki iki takım arasında yeterince gerginlik var. İki yüksek profilli menajer bu takımlara gelirse, özellikle gazeteciler için ilginç olacaktır ve ilgi yaratacaktır" yorumunu yaptı.
Milne, takıma 300 milyon sterlinden fazla transfer yapmasına karşın beklentileri karşılayamayan Louis van Gaal'in transfer politikasıyla ilgili olarak da, "Manchester United ve Chelsea gibi büyük kulüplerseniz, bu paranın ne kadar akıllıca harcandığı, futbolcunun bu paraya değip değmediği önemli oluyor. Eğer doğru bir sözleşmeyse bu para televizyon ve Avrupa müsabakalarıyla geri geliyor, karşılığı oluyor. Transfer miktarının değip değmediği, futbolcunun performansıyla değerlendirilyor. Futbolcu gol atıyorsa, transfer miktarı sorgulanmıyor. Ancak eğer futbolcu iyi bir performans ortaya koymuyorsa, boşa para harcandığı yorumları yapılıyor" değerlendirmesinde bulundu.