Altyapı antrenörü Yavuz, telefon bağımlılığını futbolcu yetişmesinin önünde engel görüyor
Merterspor'un kurucularından, Türk futboluna uzun yıllar altyapı antrenörü olarak hizmet eden Macit Arif Yavuz; telefon, tablet ve bilgisayar bağımlılığının altyapılardan oyuncu yetişmesinin önünde büyük bir engel olduğunu söyledi.
Merter spor'un kurucularından, Türk futboluna uzun yıllar altyapı antrenörü olarak hizmet eden Macit Arif Yavuz ; telefon, tablet ve bilgisayar bağımlılığının altyapılardan oyuncu yetişmesinin önünde büyük bir engel olduğunu söyledi.
Yavuz, Merter spor'da yaptıkları altyapı çalışmalarına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Çocuklara teknolojinin faydalı yönlerini öğretmek gerektiğini vurgulayan Yavuz, "Telefon, tablet, bilgisayar kesinlikle altyapının katilidir. Elimde olsa telefonu yasaklarım. İyi ve kaliteli topçularımız var ama 17 yaşına gelince mental olarak bitiyorlar. Çocuklarımızı hem okul açısından hem spor açısından hem yaşam açısından telefondan kurtarmamız lazım. Avrupalı bu telefonu vermiyor. Gelecek adına çok kötü. Teknolojiden tabii ki faydalanacak ama çocuktan kurtulmak için veriyorlar telefonu. Anne baba çocuktan uzaklaşıyor." diye konuştu.
Bu bağımlılığın ebeveynlerde de bulunduğunu ve bu durumun aile içinde kopukluklara sebep olduğunu dile getiren Yavuz, "Anne babaların çocuklarına olan ilgisizliği var. 4-5 yaşında çocukların eline telefonu verince çocukları kaybediyoruz. Her yerde çocuğun elinde telefon. Anne bile yolda yürürken çocuğun elinden tutuyor, bir taraftan da telefonla konuşuyor. Aile ortamında ne yetiştirirsek onu alırız." değerlendirmesinde bulundu.
"Korkunç bir teknoloji bağımlılığı var"
Bazı ebeveynlerin ise çocuklarını bu bağımlılıktan kurtarmak için altyapıya getirdiğini kaydeden Macit Arif Yavuz, "Altyapıya 'Hocam kurtar' diye getiriyorlar. Altyapı hocalarının futbola değil çocuklara büyük hizmeti var. Doğru yönlendirirlerse mental olarak çok büyük hizmet yapıyorlar. Korkunç bir teknoloji bağımlılığı var. 'Yarın 12'de maç var, 10'da kulüpte ol' diyorum çocuğa. Giderken soruyor, evden arayıp soruyor, ertesi gün maça geç geliyor. Mental bu kadar sıfır. Yeteneğin, kaliten olur ama mental hepsinden önemli. Kalbinle beynin birleşecek, birleşmezse olmaz. İstediğin kadar yetenekli ol. Lisansı çıkmış futbolcuya 18 yaşına kadar telefonu yasaklayacaksın. Okul haricinde kesinlikle internetle uğraşmayacak. Bunu kulüpler yapacak." şeklinde konuştu.
"Şimdiki çocuklar internetin başından kalkmıyor"
Merterspor'un altyapısını da kuran isim olan Yavuz, eğitimle futbolun bir arada götürüleceğini kaydetti.
Büyükşehirlerin sokaklarının futbol oynamaya elverişli olmadığını, bunun da oyuncu yetişmesine zarar verdiğini iddia eden Yavuz, "Şu an kırsal kesimlerden futbolcu çıkıyor. Oradaki velilerle çocukların bakış açıları farklı. Burada 'Benim çocuğum illa okuyacak' diyorlar. Futbol okumanın kardeşidir. Çocuk deşarj olacak, kendini boşaltacak. Biz sabahtan akşama kadar futbol oynuyorduk beyin olarak daha iyiydik. Şimdiki çocuklar internetin başından kalkmıyor. Çocuk bitmiş, ruhen yok. Merter'de her yer bomboştu. Oradan oraya gidip bütün gün 3 maç yapardık. Sokakta oynardık. Gerekirse alt alta üst üste dövüşürdük. Şimdi çocuğun dışarıda oynayacağı yer yok. Ana babalar yaşanan bazı şeylerden dolayı çocukları yanlarından ayırmamaya başladı. Sokağa çıkartamıyorsun çocuğu." ifadelerini kullandı.
"Özveriyle çalışan hocaların sayesinde altyapılar ayakta"
A takım seviyesinde çalışan teknik adamların, altyapı problemlerini çözemeyeceğini savunan Yavuz şunları aktardı:
"Üst taraftaki teknik adamlarla altyapı sorunu çözülmez. Çalışmamış ki, bilmiyor. Bu mantaliteden bahsedemez. Nasıl hareket edecek, ne yapması gerekiyor, çocukları telefondan, internetten nasıl kurtaracağız bilmez. Adam yukarıda çalışıyor. Onun işi orada. Herkesin bir bildiği konu var. Akademi hocaları yetişiyor ama çoğu altyapıda çalışmıyor. Çünkü maddi gelir yok. Altyapılar yine eski hocalara kalmış durumda. Çekirdekten yetiştirme hevesi de yok. Bazı eski topçular rica minnet yapıyor. Altyapı antrenörü de yetiştireceğiz. Bu da bir program ve katı kurallar dahilinde olur. Hocalarımızın büyük sıkıntısı var. Özveriyle çalışan hocaların sayesinde altyapılar ayakta."
"Ailelerin beklentisi çocukları eziyor"
Velilerin futbol oynayan çocuklarından büyük beklentileri olduğunu ve bu durumun çocuklar üzerinde baskıya neden olduğunu anlatan Macit Arif Yavuz, "Veliler çok büyük hayal kuruyorlar. Çocuğun iyi olması için bir beklenti oluyor, beklenti karşısında çocukta baskı oluşuyor. Baskı olduktan sonra da bir şey olmuyor. Ailelerin beklentisi çocukları eziyor. Bugün altyapılarda kavga çıkıyorsa kulüpler, taraftarlar arasında çıkmıyor. Veliler arasında büyük kavgalar oluyor. Anne baba beklenti yapmayacak. İyi futbol oynamadı diye çocuğunu dövenler var. Herkes topçu olacak diye bir şey yok. Çok aşırı beklenti var. Velilerden ricam, kesinlikle çocuklarını bir şey olacak diye zorlamasınlar. Türk futbolcusunun bir sisteme ihtiyacı var. Bu sistem de velilerden başlıyor. Hayat tarzının değişmesi ve bütün hocaların bir araya gelip altyapıdan başlayan bir sistem geliştirmek zorundayız." ifadelerini kullandı.
Yabancı futbolcuya karşı olmadığını ama yabancıları kadrodan kesebilecek yerli futbolculara ihtiyaç olduğunu belirten Yavuz, "Benim şu andan sonra bir hayalim yok, tek hayalim Türk futbolunun altyapısının daha iyi olması. Yabancılara karşı değilim ben. Yabancıları kesecek futbolcular lazım. Zaha geldi ama Kerem Aktürkoğlu ve Barış Alper Yılmaz oynatmadılar, yok ettiler adamı. Böyle topçulara ihtiyacımız var." dedi.
"Futboldan para kazanmadım, benimki bir sevda"
Merterspor'la sürekli altyapıdan yetişen oyuncularla mücadele etmeyi prensip haline getirdiklerini belirten Yavuz, bütün kulüpleri kendinin gibi gördüğünü ve tecrübelerini paylaşmaktan kaçınmadığı ifade ederek şunları söyledi:
"Merterspor'da altyapıya önem verdik. A takıma transfer yapmadan altyapıdan yetişenlerle oynadık. Düştük, çıktık ama prensiplerimizden vazgeçmedik. İyi futbolcular yetiştirdik, iyi ve kaliteli hocalar yetiştirdik. İyi hocalarla çalıştık. Bu bölgedeki takımlar benden faydalanırlar. Bütün kulüpler benimdir. Ben müsabakalarda bile rakip takım futbolcusunu oyuna soktururdum. Doğruları oynatmak için çalıştık. 5 sene üst üste kırmızı kart görülmediği için kulübe teşekkür belgesi gönderildi. Bunlarla gurur duyuyorum. Ben futboldan para kazanmadım, benimki bir sevda. Kulübün verdiği parayı çocuklara harcıyorduk. Benim tek amacım Türk futboluna doğru hizmet etmekti. Maddi olarak bir şey kazanmamama rağmen manevi olarak her yerde saygı görüyorum. Beni herkes seviyor, sayıyor. Mental ve teknik bilgilerimden faydalanmak istiyorlar."