Alfonzo McKinnie : Lüksemburg İkinci Ligi’nden NBA finaline
1990’lara kadar sinema üç önemli unsur üzerine konuşlanmıştı: Kadraj, oyuncu ve senaryo. Lumière Kardeşler’in kısa güldürmecelerinden, Fransızların Avangard geleneğine kadar bütün yönetmenlerin temel eğilimi bu yöndeydi.
1990’lara kadar sinema üç önemli unsur üzerine konuşlanmıştı: Kadraj, oyuncu ve senaryo. Lumière Kardeşler’in kısa güldürmecelerinden, Fransızların Avangard geleneğine kadar bütün yönetmenlerin temel eğilimi bu yöndeydi. 21. yüzyılın ayak sesleri ve oluşan toplumsal bağlam, beyaz perdeye daha ilginç hikayelerin girmesini gerektirdi. Ne de olsa günlük koşuşturmacadan bunalan insan, kendi gerçeklerini yaşamış ancak bir yönüyle farklılaşmış birisinin hikayesini izlemek istiyordu. Yeri geldiğinde trajik, yeri geldiğinde ise destansı hikayelerin sıkça işlendiği sinema endüstrisi yeni malzemesini –daha öncelerden de olduğu gibi- NBA’den bulmuşa benziyor. Zira kariyeri Lüksemburg’un ikinci liginde ve Meksika liginde geçen Alfonzo McKinnie, NBA Finali için hazır. Hem de 21. yüzyılın tarihi takımı Golden State Warriors ile birlikte…
Chicago’da, ortalamanın biraz üstünde bir yaşam düzeyine sahip ailesiyle birlikte yaşayan McKinnie, bölgenin lisesi olan Marshall’ı bitirdikten sonra tek amacı olan basketbol için kolejlere kendisini göstermek istiyor. Uzun bir zaman teklif almayan McKinnie, daha önceden NBA’e yalnızca iki isim (Kevin Duckworth ve Jay Taylor) gönderen Eastern Illinois ile anlaşıyor. İlk iki sezonda istediği rolü alamayınca yine vasat kolej ekiplerinden olan Green Bay’e geçiyor ve orada da rol oyuncusu olmaktan öteye gidemiyor. Dört senelik kolej kariyerinde toplam 96 maça çıkan McKinnie; yakaladığı 7.2 sayı ve 5.2 ribaund ortalamaları ve maç videolarıyla 2015 draft’ını beklemeye başlıyor. Ancak hiçbir takımdan workout (takımların deneme programı) teklifi bile almıyor ve draft sıralamasına giremiyor. Aynı yaz EuroLeague kamplarına da katılıyor ama orada da istediği fırsatı bulamıyor.
Ülkesinde ve eski kıtanın en yüksek seviyedeki organizasyonunda aradığını bulamayan McKinnie, çareyi Lüksemburg Basketbol İkinci Ligi’nin vasat takımlarından East Side Pirates ile aylık 1500 dolar karşılığında anlaşmakta buluyor. Sezon sona erdiğinde 25 sayı ve 15 ribaund gibi bir ortalama yakalamasının yanı sıra saha içindeki özgüveni ile de kısıtlı Lüksemburg izleyicisinin gönlünü kazanıyor McKinnie. O sezonu iki galibiyet ve 27 mağlubiyet ile kapatan Pirates, Vikipedi’de bile bulamayacağınız; Facebook sayfasında çok sınırlı etkileşime sahip bir kulüp. Özgüvenini kazanan McKinnie, o sezonun ardından Mayıs 2016’da Chicago’ya dönüyor.
O yaz arasında mahalledeki arkadaşı olan Emmanuel Little’ın tavsiyesiyle Meksika Ligi takımlarından Rayos de Hermosillo ile kontrat imzalayan oyuncu, o sezonu 15.4 sayı ve 7.3 ribaund ile tamamladı. McKinnie, Meksika’daki günlerinden şöyle bahsediyır: ‘’Orada Buffalo Wild Wings adına bir bar vardı. Oraya giderek NBA maçlarını izlemek isterdik; hatta barmene televizyonu açması için para bile verdiğimiz oluyordu’’. Orada da istediğini bulamayan McKinnie, daha sonraki yaz arasında Amerika’ya dönerek G-League’de forma giymek için başvurularda bulunuyor. O sırada ise 3v3 turnuvası için ABD Milli Takımı’ndan gelen teklifi ilk başta reddediyor, ancak ikinci teklifi kabul ederek turnuvaya giriyor. Orada vitrinini genişleteceğini düşünen McKinnie ve ABD, Türkiye’ye karşı da oynadıkları turnuvayı ikinci sırada tamamlıyor.
McKinnie, tüm bu maceraların ardından G-League’de şansını denemek istedi ve bunun için 150 dolarlık katılım ücretini ödedi. Normalde şartlarda davet edilmeyen oyuncular, ekstra para ödeyerek bu lige katılmayı tercih etmez ancak McKinnie’nin bu hamleyi yaparak kariyerinin en önemli adımını attığını söylemek mümkün. G-League’de Bulls forması ile dikkat çeken McKinnie NBA’den, Toronto Raptors’tan teklif alıyor. Sezon boyunca 14 maça çıkan oyuncu çoğunlukla G-League kadrosuna yollanıyor.
2018 yaz arasında, kaderden beklediği bütün yardımı aldı McKinnie. Son şampiyon, durdurulamaz Golden State Warriors, Alfonso McKinnie’yi kadrosuna katmak istedi ve teklif yaptı. Teklifi düşünmeden kabul eden McKinnie, normal sezonda 72 maça çıkarken 4.7 sayı, 3.4 ribaund ve 0.4 asist ortalamaları ile beklenen küçük katkıyı Warriors’a verdi. Tabii koç Steve Kerr’ün maksimum derinlik/maksimum performans mottosuna da ayak uydurdu. Zira 29 Ekim’de Klay Thompson’ın 52 sayı atarak yıldızlaştığı Chicago Bulls maçında takımın en skorer üçüncü oyuncusu Kevin Durant veya Stephen Curry değildi; bench’ten gelen ve 19 sayı, 10 ribaund üreten Alfonso McKinnie’ydi. Tabii geçtiğimiz günlerde sona eren Konferans Finali’nde maç başına 17.5 dakika süre alıp son maçta 12 sayı atması da dikkatlerden kaçmamalı.
Evet. Alfonzo McKinnie, vasat bir kolej ve daha da vasat profesyonel basketbol deneyimlerinin ardından NBA Finallerine gidiyor. Christopher Nolan veya James Marsh gibi usta yönetmenler bu hikâyeyi sinemaya taşır ya da taşımaz orası bilinmez ancak McKinnie’nin yazdığı bu hikâye şimdiden gişe rekorlarına talip.