"Mücadele Etmeyi Seven, Sert Bir Stoperim"
Türkiye U20 Milli Takımı'nın savunma oyuncusu Ahmet Yılmaz Çalık, Futbol Federasyonu'nun resmi internet sitesine açıklamalarda bulundu.
Türkiye U20 Milli Takımı'nın savunma oyuncusu Ahmet Yılmaz Çalık, Türkiye Futbol Federasyonu'nun resmi internet sitesine açıklamalarda bulundu.
"BABAM DÖRT YAŞINDAYKEN RÖVEŞATA ÇEKTİĞİMİ SÖYLÜYOR"
Her çocuk gibi kendisin de mahalle aralarında top oynadığını söyleyen Ahmet Yılmaz Çalık, "Babam, dört yaşındayken röveşata çektiğimi söylüyor. Hatta kardeşim dört yaşına geldiğinde ona bakıp, 'Daha koşmasını bile doğru dürüst beceremezken nasıl röveşata çeker?' diye düşünmüştüm. Demek ki içimde büyük bir merak ve heves varmış. Bahçede oynarken komşuların arabalarına zarar vermeye başlayınca babam beni bir futbol okuluna yazdırmaya karar verdi. Dayımın yönlendirmesiyle 2004 yılında Gençlerbirliği'nin futbol okuluna gittim. Üç aylık yaz okulunun ardından yapılan seçmelerde rahmetli Ahmet Canatan Hocam beni beğendi ve Gençlerbirliği'ndeki futbol kariyerim başlamış oldu" dedi.
"U15 COCA COLA AKADEMİ LİGİ'NDE AYKIN DEMİR HOCAMIZIN YÖNETİMİNDE TÜRKİYE ŞAMPİYONU OLUNCA MİLLİ TAKIM HAYALLERİM BAŞLADI"
Başlangıçta milli formanın uçuk bir hayal olduğunu belirten genç oyuncu, "Yaşım ilerledikçe böyle hayaller kurmaya başladım. U15 Coca Cola Akademi Ligi'nde Aykın Demir hocamızın yönetiminde Türkiye Şampiyonu olunca Milli Takım hayallerim başladı. 'Acaba çağrılır mıyım, o bayrağı taşır mıyım?' diye düşünmeye başladım, kısa süre sonra da bu hayalim gerçeğe döndü" diye konuştu.
"ASLA PES ETMEMEK GEREKİYOR"
Çalışmayı çok seven bir oyuncu olduğunun altını çizen Çalık, "Antrenmanlardan sonra kesinlikle ekstra çalışmalar yaparım, beslenmeme, uykuma çok dikkat ederim. Belki de beni diğerlerinden ayıran şeyler bunlardır. Elbette yetenek de vardır işin içinde, o zaten olmazsa olmaz. Bir de asla pes etmemek gerekiyor. Futbol hayatınızda pek çok olumsuzlukla karşılaşabilirsiniz ve bunların hepsine karşı dimdik ayakta kalmanız gerekir. Gerçi benim açımdan böyle sorunlar yaşanmadı. Alt yaş gruplarındaki futbol hayatım hep başarıyla geçti. U15'te kaptanlık yaptım, sonrasındaysa hep üst gruplarla oynadım ve hiç yedek kalmadım. A2 takımındayken sabah saat 7.00'da koşularımız oluyordu. Hocamız Veyis Kamber o koşular sırasında bize, 'Yaşıtlarınız şimdi uykuda, uyandıkları zaman da gezip tozacaklar ama siz burada koşuyorsunuz, bir hedef için çaba harcıyorsunuz' diyordu. Fedakarlık böyle bir şey herhalde. Futbolu bir meslek olarak seçtiyseniz, buna göre yaşamak zorundasınız" açıklamasında bulundu.
"SON DERECE DİSİPLİNLİ ÇALIŞAN VE KURALLARINDAN ASLA TAVİZ VERMEYEN BİR KULÜP"
Gençlerbirliği altyapısına da değinen Çalık, "Bence en önemlisi disiplin. Gençlerbirliği son derece disiplinli çalışan ve kurallarından asla taviz vermeyen bir kulüp. Oyuncuyu seçerken sadece yetenekli olması da yeterli değil. Kesin olarak oyuncunun ahlaki yapısına, karakterine ve hatta okuldaki durumuna da bakarak bir karar veriyorlar" şeklinde konuştu.
"AYKIN DEMİR VE VEYİS KANBER'İN DE ÜZERİMDEKİ EMEKLERİ BÜYÜK"
Yaz okulundayken Alper Sökmen'in üzerinde çok emeği olduğunu söyleyen genç futbolcu, "Alper Hoca bana sürekli yetenekli olduğumu ve bunu değerlendirmem gerektiğini söylüyordu. İyi bir futbolcu olacağıma inanmıştı. Bu inancı bana da güven veriyordu. Futbol okulundan altyapıya geçmeme de katkısı olmuştu. Aykın Demir ve Veyis Kanber'in de üzerimdeki emekleri büyük. Tabii Genç Milli Takımlarda Abdullah Ercan'ı da eklemem gerekiyor" dedi.
"AUT ATIŞINI KULLANIYOR, FORVETE KOŞUYORDUM"
Futbol okulundayken forvet ve orta sahada da oynadığını belirten defans oyuncusu, "Abartmıyorum, aut atışını kullanıyor, forvete koşuyordum. Seçmeler yapıldıktan sonra hocamız isimlerimizi okuyup hangi mevkide oynadığımız sorduğunda 'Stoper' dedim ve öyle de kaldım" diye konuştu.
"MÜCADELE ETMEYİ SEVEN, SERT BİR STOPERİM"
Önceki yıllarda Gençlerbirliği'nde oynanan El Saka'yı örnek aldığını söyleyen Ahmet Yılmaz Çalık, "El Saka çok iyi bir savunma oyuncusu olmasının yanı sıra topu mükemmel kullanıyordu. Bugün ise yan yana oynadığım Aykut Demir'i, Avrupa'dan da Sergio Ramos ve Puyol'u beğeniyorum. Ben de mücadele etmeyi seven, sert bir stoperim. Ama hocalarım benim kesici özelliklerimin yanı sıra topla da iyi olduğumu söylüyor. Zaten günümüzde iyi bir stoper denildiğinde, sadece topu kesen oyuncudan söz edilmiyor. Avrupa'da iyi bir takıma transfer olmak gibi bir niyetiniz varsa topu da iyi kullanmak zorundasınız. Antrenmanlardan sonra sürekli duvarla pas çalışması yapardım, hala da yapmayı sürdürüyorum. Eğer bugün topla biraz iyiysem bu çalışmaların çok faydası olduğunu düşünüyorum. Çabukluğumu biraz daha geliştirmem gerekiyor. Bir de dediğim gibi ben çalışmayı gerçekten seven bir oyuncuyum. Çalışmaktan yüksünmüyorum. Zaten savunma oyuncuları genellikle bu anlayışa sahiptir. Fiziksel olarak sürekli güçlü kalmak zorunda olduğumu biliyorum" ifadelerini kullandı.
"İLK ON BİRDE OLACAĞIMI SON TAKTİK ANTRENMANINDA ÖĞRENDİM"
Bu sezon A Takım formasıyla ilk maçına Fenerbahçe karşısında çıkan Çalık, maçla ilgili olarak, "Maç öncesi Ante Kulusic sakattı, Curri de yeni iyileşmişti ve oynamayacakları kesindi. Fuat Hoca hafta içi antrenmanlarında stoper de Özgür ağabeyi denedi. Son taktik antrenmanına kadar oynamayacağımdan emindim. Son antrenmanda on birin dışında kalan oyuncular sularını alıp şut çekmek için yan sahaya gidiyordu. Ben de suyumu alıp yan sahaya yöneldim. Hoca, 'Ramazan, Cem Can, Aykut, Ahmet...' diye saymaya başlayınca şaşırdım, kalakaldım. Cem ağabey bana bakıp, 'Hadi yine iyisin' dedi. Yani ilk on birde olacağımı son taktik antrenmanında öğrendim. Fuat Hoca, Ramazan ve Aykut ağabeylere, 'Stoperde kimi oynatayım?' diye sormuş, onlar da benim oynamamı istemiş. Aklıma hemen Sow - Webo ikilisi geldi. Onlara karşı nasıl önlemler alabileceğimizi düşünmeye başladım. Her ne kadar ağabeylerim, 'Sakin ol, biz de bu evrelerden geçtik' dese de insan ister istemez heyecanlanıyor. O gece uyuyamayacağımı düşünmüştüm ama saat 23.00'da yatağa girdikten 30-40 dakika kadar sonra uyumuşum. Fenerbahçe maçı olduğu için tribünler doluydu. Gençlerbirliği tribünlerinde bile Fenerbahçe taraftarları vardı. İlk defa dolu tribünler önünde oynuyordum. İlk 10-15 dakika büyük bir heyecan yaşadım çünkü hiç alışmadığım biçimde çok yoğun bir tezahürat vardı. Rahatladığım an Webo ile ilk kafa topuna çıktığım an oldu. Webo'dan o hava topunu aldım ve içimden, 'Ahmet bu maç senin maçın' dedim. O andan itibaren daha da rahat oynamaya başladım. Risk yapmadan oynadım, topu olumlu kullanmaya çalışmadım. Zaten Fuat Hocam da bana 'Topu kes, en yakınındaki arkadaşına ver' demişti. Özgüvenim arttı ama, kendi kendime, 'Bu seni şımartmamalı' dedim. Zaten kaleci antrenörümüz Levent Zorluer de bana, 'Fenerbahçe maçını oynadın, çevren değişebilir. Daha fazla çalışman ve daha dikkatli davranman gerekecek' uyarısında bulunmuştu. Daha önce üzerimde bir çekingenlik vardı; A takımla antrenmanlara çıkıyorduk ama ben kendimi sanki onlardan birisi değilmişim gibi hissediyordum. Onlar arasında şakalaşırken ben geri planda kalıyordum. Ama maç oynadıkça artık ben de yapbozun bir parçası oldum" açıklamalarında bulundu.
"FUAT ÇAPA VE YARDIMCILARI BÜTÜN OYUNCULARI HER POZİSYONDAKİ HATALARI İÇİN UYARAN VE DOĞRUSUNU GÖSTEREN TİPTE ANTRENÖRLERDİ"
Gençlerbirliği'nde kendisine şans veren hocası Fuat Çapa hakkında da konuşan genç savunma oyuncusu, "Kasımpaşa'da çalıştığı dönemde de Fuat Hoca hakkında, 'Genç oyunculara fırsat tanıyan bir teknik direktör' diye konuşuluyordu. Gençlerbirliği'ne geldikten sonra da üç genç kaleciyle yoluna devam etti, Artun abiye kadroda sürekli yer verdi ve birçok maçta şans tanıdı. Ona buradan çok teşekkür ediyorum. Antrenmanları sık sık durdurup bana neler yapmam gerektiğini söylüyordu. Çünkü A takımla A2 seviyesi çok farklı. A takımda çok basit hatalarınızı bile golle cezalandırabiliyorlar. Sürekli dikkatli ve konsantre olmanız gerekiyor. Fuat Çapa ve yardımcıları da bütün oyuncuları her pozisyondaki hataları için uyaran ve doğrusunu gösteren tipte antrenörlerdi" şeklinde konuştu.
"KENDİ KENDİME 'AHMET ŞUNU DA AT, MAÇI AL' DEDİM"
Rusya'ya karşı attığı iki golle U19 Milli Takımı'na Avrupa Şampiyonası finallerinin kapısını açan Ahmet Yılmaz Çalık o maçla ilgili olarak, "Maçın başından beri tek kale oynuyorduk aslında. Oyun hep onların sahasında geçiyordu. Ama bir Rusya atağında hakem haksız bir penaltı verdi ve 1-0 geriye düştük. Sonrasında baskımızı sürdürdük ve ikinci yarıda iyiden iyiye artırdık. 75. dakikada bir korner kazandık. Rakip kornerden gelen topu uzaklaştırdı. Cenk Şahin kazandığı topla rakiplerin arasına girdi; ben de o sırada arkada bomboş durumdaydım. İçimden, 'Yolla artık şu topu' diye çığlık atıyordum neredeyse. Nihayet Cenk ortasını yaptı, Sinan Bakış'ın kafayla geriye aşırttığı topa sol ayağımla çok sert vurdum. Çok da güzel bir gol oldu. Sonra yine bir korner kazandık. Kendi kendime 'Ahmet şunu da at, maçı al' dedim. Topun başına Cenk geçti, ortaladı. Önümdeki rakip vuramadı ama benim de darbeli vurmamı önledi. Kafamı şöyle bir çevirdim, top küçük bir temasla yere de çarparak ağlara gitti. Özellikle benim attığım gollerle maçın kazanılması inanılmaz bir duyguydu. Soyunma odasına girer girmez Feyyaz Hocamız beni 'Golcü' diye karşıladı. Böyle bir stoper olmak çok güzel elbette. Ben de Lugano, Sivok, Aykut Demir gibi golcü bir stoper olmak isterim. Ancak bu son Rusya maçına kadar iki yıldır sadece bir gol atabilmiştim. Babam bile 'Artık gol atmaktan vazgeçtin galiba' diye bana takılıyordu. Çünkü U15'ten itibaren her sezon 7-8 gol atan bir oyuncuydum ve takımın forvetinden sonra ikinci sırada ben geliyordum. Dolayısıyla Rusya maçında attığım goller benim için bu açıdan da anlamlıydı" ifadesinde bulundu.
"EN BÜYÜK HEDEFİM A MİLLİ TAKIM'DA OYNAYABİLMEK"
Adım adım ilerlemek gerektiğine inandığını söyleyen genç futbolcu, "Öncelikle Gençlerbirliği'nde kendimi tam anlamıyla kanıtlamam gerekiyor. Bunun için de düzenli olarak on birde oynayan bir oyuncu olmalıyım. Sonrasında büyük takımlara veya direkt Avrupa'ya gitmeyi hedefliyorum. Ama en büyük hedefim tabii ki A Milli Takım'da oynayabilmek" dedi.
"BANA GÜVENİP ŞANS VEREN FEYYAZ UÇAR'A ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM"
Hem U19 hem de U20 milli takımlarında oynayan Çalık, "İki kategoride birden maç oynamak oyuncuya büyük tecrübe getiriyor. Fenerbahçe maçında iyi oynamamın nedenlerinden birisi de bu düzeyde oynadığım milli maçların bana yaptığı katkıdır. Bu nedenle bana güvenip şans veren Feyyaz Uçar'a çok teşekkür ediyorum. Antrenörümüz Emre Aşık da eski bir stoper ve çok üst düzeyde tecrübeye sahip. Ben de onun bize aktardığı bu tecrübeden maksimum biçimde yararlanmaya çalışıyorum" diyerek sözlerini noktaladı. - İSTANBUL